Tıbbi Etik: Tanım, Amaç, Tarihçe



Yüklə 51,44 Kb.
tarix23.11.2017
ölçüsü51,44 Kb.
#11753

Tıbbi Etik: Tanım, Amaç, Tarihçe



Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA’nın) 14/04/2001 tarihli duyurusu:

Bilim İnsanı ve Akademik Etkinliklerde Etik” başlıklı bölümde, “bilim insanı” şöyle tarif edilmektedir:

Bilim insanı, akademik yaşamının bütün evrelerinde ve öğretim, yönetim ve akademik değerlendirmelere ilişkin görevlerde bilimsel liyakati temel ölçüt olarak kabul eder; temel etik kurallarının dışına çıkmaz ve bu kuralların dışına çıkılmasına göz yummaz.



Eğitimin eksik verilmesi, kopyacılık, akademik ilerleme ve ödül jürilerinde bilimsel liyakat ölçütlerinin dışına çıkmak, kişileri kayırmak ve benzer davranışlar kabul edilemez.”
Etik Eğitiminin Amaçları
*Mesleğini etik ilkeleri gözeterek uygulayan

* Sağlık hizmeti sunumunda yaşanan ikilemlere etik duyarlığa sahip

* İkilemlerin çözümünü yapacak etik değerlendirme için gerekli Bilgi, Beceri ve Tutumla donatılmış

* Toplumu, hastasını ve kendisini değerleri ile birlikte ele alabilen Hekim yetiştirilmesine katkı sunmak.


Neyi Anlatmak İstiyoruz? Şu gerçeği:

Misyon Adamı mı Olacağız?

Komisyon Adamı mı Olacağız?
Etik adına bazı kötü örneklerden bahsedecek olursak; *Bizim adamlarımızı kolla makam senin olsun???

* Bizim dediklerimizi yap paralar senin olsun???

* Evet haklısın, ama bu mevcut gücün işine gelmiyor, gözünü kapa???

* Merkezimizden MRI tetkiki isteyen hekime pay veriyoruz???



https://pbs.twimg.com/media/cgrc-meuyaacwjf.jpg:large

Öğrenim Hedefleri

*İnsan ve hasta haklarına saygılı olma

* Hasta özerkliğinin ve mahremiyetinin korunmasını benimseme

* Hasta-Hekim ilişkisi başta olmak üzere tüm ilişkilerinde empatik

*Dürüst, İlkeli ve Güvenilir olma

* Değişen tıp teknolojisinin olanakları karşısında insan onurunu koruyacak etik değerlendirme yapabilme

* Gelişen tedavi olanaklarıyla ilgili etik ilkeleri gözetebilme

* Tıbbi endüstri ile ilişkileri ilkelere uygun kurabilme

* Eşitsizliklerin neden olduğu sağlık hakkı kayıplarına karşı tutum alabilme

*Etkili iletişim kurma becerilerine sahip olma

* Hekimlik mesleğinin etik kavram, yaklaşım ve ilkelerini bilme

* Mesleğin sorumluluklarını bilme ve etik tutum alma becerisine sahip olma

* Sağlık alanı ile ilgili uluslararası yasal metinleri ve bildirgeleri bilme

* Yaşanan etik ikilemlerle ilgili etik değerlendirme yapabilme

* Yaşam sürecinin tüm basamaklarında ortaya çıkabilen değer sorunlarında etik yaklaşımlarda bulunabilme

Bu ilkelerin ışığında bilim tarihinde ve bizlere öğretilmeyen tarihimizde bir çok bilinmeyen yer almakta. Bunun sonucunda bilim tarihine katkılarımız ve siyasi tarihteki rolümüzün değeri hiçliğe sürüklenmeye çalışıyor. Bu etik değildir.







Tarihimizi Bilmiyoruz

* Bu nedenle de bilim tarihinde hakettiğimiz yeri savunamıyoruz

* Arap harfleriyle yazılmış Osmanlı Arşivlerindeki Türkçe kayıtları açmadıkça bilemeyeceğiz

* Büyük Türk Tarihi Anadolu’da Hitit-Frig uygarlığı üzerinde yer almış, Çin-Hind uygarlığı ve Mısır ile Mezopotamya’da gelişmiş, İslamiyetin yayılması sırasında Arap, Fars ve diğer kavimlerle Anadolu’da yükselmiş, Antik Yunan değerleri ile Anadolu’da buluşulmuş bütünleşmiş ve Avrupa’ya yayılmıştır.

* İbn-i Sina, Farabi, Razi dahil tüm İslam bilginleri Tıp – Astronomi dahil tüm bilimlerde Eski Çağlardaki bilim adamlarının isimlerini refere ederek yani kaynak göstererek yaşatmışlardır: Aristo, Socrates, Platon, Hipokrat,

* Ancak Batı Dünyası bu referans gösterme konusunda Doğu kadar vefakar olamamıştır

1700’lü yıllarda Avrupa’da, 1800’lü yıllarda ABD’de ilk orijinal bilgiler çıkıyor.



Bilim Tarihi Yazımı (Etik değil)

*Bilim Devrimi ya da Aydınlanma Tarihi 1950’lerde yazılmaya başlandı

* Leonardo da Vinci’nin özgeçmişi ilk kez 1905’te ele alındı

* İberya (İspanya) yarımadasındaki bilimsel gelişmelerden hiç söz edilmedi (Christopher Colombus’a rağmen)

* Rönesans kelimesinin “Yeniden Doğuş” anlamında kullanıldığı ileri sürüldü

*Fransızca ve İtalyanca lisanlarından geldiği tartışıldı

* Rönesans, Avrupa tarihinde 14. yüzyılın sonuyla 15. ve 16. yüzyılları kapsayan ve en belirgin özelliği Eski Yunan ve Roma kültürünün canlandırılması olan bir dönem olarak tarif edilir

* Bilim Devrimi ise onaltıncı ve onyedinci yüzyıllardaki (1500-1600) düşünce değişimine bağlanmış, Batı uygarlığının Descartes (ö.1650) ve Copernic ile parlamaya başladığı ileri sürülmüştür









Felsefe

Felsefe «Bilgi/Bilgelik Sevgisi» anlamına gelmektedir. Philia (Sevgi) ve Sophia (Bilgelik) şeylerin yapısını araştırana verilen isim olan filozof kelimesini ilk kullanan Efes’li Herakleitos’tu (M.Ö.475). Bir rivayetle ayrı bir din kuran ve tıbbı sayılaştıran Pisagor filozof kelimesini kullandı. İnsanın evrenle ilişkisini kavramsal olarak açıklayan sistematik bilimsel bilgidir. Felsefe, varlık, anlam ve öz sorunların eleştirel bir yaklaşımla araştırılmasına ve varılan sonuçların sistemli bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinliktir. Socrates’e göre «Neyi Bilmediğini Bilme» şeklinde tanımlanır. Felsefe bilgeliktir, bilgiyi elde etmeye çalışmaktır. İnsanın kendisi, çevresi ve evrene dair yüzyüze kaldığı güçlükler karşısındaki soruları kendi aklını kullanarak cevaplamayı denemesidir. Evrenin bütününe, insanın evren içindeki konumuna, değerlere, insanın bilgi edinme ve eylemde bulunma imkanlarına ve aynı zamanda hak ve ödevlerine yönelik teorik olarak temellendirilmiş bir bakıştır Felsefe. Böylece Sophos (Bilge= Sufi) zorlukları ve problemleri aşacak yetenekte olma; El sanatları, politika veya herhangi bir alanda zeki, becerikli, işini iyi bilir ve uygular manasına gelir . Felsefe hayret etmektir, varlığı kavramaya çalışmaktır.


Etik Kavramı (Moral Philosophy)

Etik, Felsefe’nin bir koludur, Felsefe Bilimi’nin bir alt dalıdır, Ahlaki Değerler Felsefesi’dir. İnsan tutum ve davranışlarının iyi (doğru) ya da kötü (yanlış) yönden değerlendirilmesidir. Bu alanda yapılan çalışmalar davranışlarımızın, tutumlarımızın eylemlerimizin insani değerlerimiz açısından iyi, doğru kabul edilebilir olup olmadıklarına ilişkin çalışmalardır. İnsan-İnsan, İnsan-Hayvan, İnsan-Bitki, İnsan-Eşya, yani İnsan-Canlı ve İnsan- Cansız kısaca insanın çevresindeki tüm varlıklarla ilişkisinde-temasında (İyi-Kötü) değerlendirmeleri yapan bilimdir. Fransızca «Ethique» kelimesinden türetilmiştir: Ahlak-Töre «Davranış biçimini ifade eden karakter» anlamına gelir. Ahlaki değerler statüsü olarak tanımlanır. Etik bilimin ve hukukun yolunu açan niteliklere sahiptir.

Deontoloji terimi Batı’da ilk kez 1834’te İngiliz filozof ve hukukçu Jeremy Bentham’ın ölümünden iki yıl sonra yayınlanan «Deontoloji ve Ahlaklılık Bilimi» eseriyle ortaya çıktığı söylenir: O’na göre «insanlar rasyonel biçimde kendi çıkarlarını izleyen ve faydalarını en yüksek noktaya getirmeye çalışan canlılardı» Faydacılık yani Yararlı Olma Akımının kurucusudur. Onyedinci yüzyılın en tanınmış felsefecisi John Locke’dan (ö.1704) etkilenmiştir
Etik

Felsefecilerin yoğun uğraş alanlarından biri olan çalışmalardır. Mevcut değerlerin analizi ve incelenmesi, Değer kavramlarının anlamı ve yorumu, İyi ve kötüyü araştırmak, Yeni ilke-kuralların geliştirilmesi, Ödev-yükümlülük ve toplumsal sorumluluk vb kavramların değerlendirilmesi


Ahlak-Etik Kavramı

Türkçe’de Ahlak kavramı, Latince’de Moral anlamındadır. Etik Ahlak kavramına göre daha evrensel değerleri içerir??? Aslında bu son cümle doğru değildir. Etik veya ahlak göreceli olamaz. Etik ile dürüstlük, yardımseverlik, doğruluk, adaletli olma, Sadakat-vefa, yalan söylememek, hırsızlık yapmamak, Cana kıymamak, sözünü tutmak, zamana riayet gibi evrensel değerler kasdedilirken; Ahlak ile her toplumda değişebilecek gelenekler, alışkanlıklar

töreler, tabular, yaşam biçimleri gibi alanlardaki tutum ve davranışlar kastedilir dense de bu doğru değildir.
Ahlak

İslam filozofları Arapça H-L-K kökünden gelen ve tekili huy manasına gelen huluk kelimesinin çoğulu ahlak kelimesini nefiste yerleşik olan yatkınlıklar şeklinde tarif etmişlerdir. Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları ifade eder. İslam ahlakçıları dört temel erdem (fazilet) kabul ederler:

* Hikmet-İffet-Şecaat-Adalet
Erdem-Hikmet

Ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı= Fazilet=Erdem. Hikmet TDK’da bilgelik veya felsefe ile karşılık bulur. Hikmet düşünce gücünün bir erdemidir. Zeka, hafıza, bilgi, iffet ılımlılık, utanma, sabır yumuşak huy, kanaat, secaat cesaret, alçak gönüllülük, Soğukkanlılık, adalet doğruluk, vefa, dostluk gibi kavramları içerir.


Tıp Etiği

Tıp/Sağlık alanındaki tutum ve davranışların iyi ya da kötü yönden değerlendirilmesi etkinliğidir. Tıp/Sağlık alanında değer sorunlarının ele alınarak tartışılması durumudur. Deontoloji ve Tıbbi Etik kavramları içiçe geçmiş alanlardır. Deontoloji alanında tespit edilmiş kuralların aktarılması ve onlara uyulması söz konusu iken Tıp Etiği alanında tıptaki değer ve ilkelerin analizi, yorumu tartışılması gibi etkinlikler yer alır.


Biyoetik

Çağımızın tıp etkinliğinde son onlu yıllarda ortaya çıkan bir değerdir. Sorunların konu edildiği, tartışıldığı, araştırıldığı ve genellikle disiplinler arası kişilerin çalıştığı bir akademik

Alandır. Biyolojide veya tıpta canlıya yapılan girişimlerin sonucunda ortaya çıkan değer sorunlarını anlatmaktadır. Düşük yaptırma, Ötenazi, Kök Hücre Araştırmaları, İmplantasyon öncesi genetik tanı, AIDS ve sentetik biyoloji. Buna Çevre etiği de dahil edilebilir



Tıbbi Etik Kodları (Şifre)

Amerikan Tıp Birliği’nin (AMA) yürüttüğü etik mekanizmaya bakalım (1997 basımından alıntı).


AMA’da Etik Kodlar

I-Eklenen notlarla birlikte etik konular üzerindeki güncel fikirler

II-Tıbbi Etik İlkeleri: Başlıca eleman

III-Hasta-Doktor ilişkisindeki temel unsurlar

IV-Etik Kurul ve Konseylerin Raporları
* Eklenen Notlarla Birlikte Etik Konular Üzerinde Güncel Fikirler Kitapçığı: Tıbbi Etik İlkelerin sağlık bakım yönetimi, genetik testler, ötenazi ve aile içi şiddeti de içeren tıptaki

135 özel etik konuya uygulanmasını yansıtır. AMA’nın Etik kodlarının bu dört unsuru etik hususlarda birliğin pozisyonlarını saptamak için konsülte edilmek durumundadır. Ek olarak Birlik Delegeleri bazen etik hususlarda kararlar verir. Bu kitapçıkta hekimliğin tıbbi etiketi veya geleneği ile ilgili tavır anlatılmaz. Ancak hekimlerin mesleki sorumlulukları ve mecburiyetlerini içermektedir.




Tıbbi Etik Tarihçesi


Etiğin tarihçesi insanlık tarihi kadar eskidir. Hz.Adem’in oğulları Habil ve Kabil arasındaki ilişkiye kadar gider (Kabil’in Habil’i kıskançlıkla katli). Hz.İbrahim’in ateşe atılmakla imtihanı, Hz.Musa’nın Firavun huzurunda bir yarışmada sihirbazlarla yarışı sonrası Firavun’un sözünü tutmaması, Tevrat, İncil, Kur’an ve diğer vahiysel kitaplarda etiğe dair açıklamalar vardır (Din-Felsefe İlişkileri).





Sokrates (M.Ö.469-399)

Hipokrat tarafından hekimlikte savunulan “PRİMUM NON NOCERE” (Öncelikle zarar verme) ilkesinin, felsefedeki savunucusu Sokrates'tir . Socrates bilimi, dini, politikayı yeni bir temele oturttuğu EVRENSEL AHLAK (etik) felsefesini öne sürer. İYİ İNSAN deyişiyle her insanda bulunduğuna inandığı genel-geçerli, evrensel niteliklerin (erdem,iyi,ölçülülük vb.) sözcülüğünü yapar.





Pisagor (MÖ 580-500) evreni sayılarla açıklamaya çalışmıştır. İnsan ruhu alçalmış ve tanrısal bir bedene hapsolmuştu ve fizik ile ruhsal saflığı elde edebilirse bu döngüden kurtulabilirdi. Buna ulaşmak için ön koşul çalışmaktı ve Kroton’da katı etik kurallara dayanan dini bir topluluk kurdu.

Onun etkisi altında Krotonlu Alkmaion (MÖ 450?) yetişti. Bazı yazarlar Alkmaion’un Aisopos (Ezop MÖ620-560) olduğunu söylerken bazıları L,K,M,A,N ortak harflerinden Lokman Hekimi kastettiler. Bazı anatomik yapıları (Burun ve kulağı birbirine bağlayan kanal, optik sinir gibi) tanımlamıştır. Alkmeon’un prensipleri Yunan ve Roma tıbbının kalıcı kuramlarını oluşturdu. Ona göre sağlık kavramı bedensel güçlerin ve temel sıvıların uyumuna bağlıydı. Bu sıvılar dengede ise beden sağlıklıdır, sıvıların birinin artışı dengeyi bozar. Bu sıvıların sıcak soğuk, kuru, nemli, tatlı acı gibi nitelikleri vardır. Hipokrat’ın tanımladığı sıvılar (humours) temeli de bunu ifade eder. Lokman’ın Oğluna Öğütleri vardır: Oğlum, eğer yaptığın iş hardal tanesi kadar bile olsa ve bir taş içine girse, Allah onu ortaya çıkarır. Muhakkak ki, Allah en gizli işleri bütün inceliğiyle bilir, O her şeyden hakkıyla haberdardır..

* Gururlanıp insanlardan yüzünü çevirme, Yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve övünenleri sevmez. Yürüyüşünde mutedil ol, Sesini alçalt, Seslerin en çirkini, şüphesiz ki, eşeklerin sesidir. Ana ve babana iyi davran

https://i.ytimg.com/vi/at1coopxa3c/maxresdefault.jpg

Erdem

Buda’da Erdem (MÖ 563-483)

* Konfüçyus’da Erdem (MÖ 551-479)

* Homeros (İzmir, MÖ.9.yüzyıl) ve Hesiodos’te (MÖ.700) Erdem

* Epikuros’da Erdem (MÖ 341-270)

Tüm etik hükümleri dini boyuta sahiptir demektedir Habgood.









Ebu Bekr er-Razi (MS. 865-925)

Rey şehrinde doğan Razi’nin yazdığı 200’den fazla eserin yarısı tıbba aittir. Tıp sahasında ahlâkın önemli olduğu ve tıp ile ahlâkın birbirlerinden ayrılamayacakları düşüncesinde olan Râzî, tıp etiği ile ilgili görüşlerini Ahlâku‟t-tabip (Hekimlik Ahlâkı) isimli eserinde ele almıştır. Râzî, bu eseriyle tıp tarihinde ilk tıp etiği kitabı yazanlardan biri, belki de ilki olmuştur. Aynı zamanda o, Mihnetü‟t-tabip (Doktorun İmtihanı) isimli eserinde de tıp etiği ilkelerinden bahsetmektedir. Her iki eserde de hekim ve hastaların uymaları gereken prensiplerden söz etmektedir


İbn Sina (M.Ö.980-1037)(Avisenna)

Büyük Türk alimi. Kütüphaneci, filozof, doktor, matematikçi ve astronomdu. 21 yaşında iyi bir hekim oldu, Buhara sultanı Nuh b Mansur’u tedavi etti. İslamın en ünlü bilim adamı, gelmiş geçmiş tüm ırkların, yerlerin ve zamanların en meşhurlarından birisidir. Buhara yakınlarında doğan İbn Sina 1037’de Hamedan’da ölünceye kadar şehirden şehire dolaştı. İbn Sina’nın 276 kitabı vardır ve bunlardan 43 tanesi tıbba aitti. Tıp dışında felsefe, simya, fizik, edebiyat ve müzik alanlarında da ün saldı. İbn Sina’nın eserlerine Doğu ve Batı ülkelerinde yüzyıllarca en yetkin kaynaklar olarak başvuruldu.



İbn-i Sina’da Etik İlkeler

İbn-i Sina’nın ahlak konulu risaleleri vardır. Aristo’nun Nocamachos’a Ahlak isimli eserinde 30 civarında Ahlaki terim varken İbn-i Sina’nın bir risalesinde 80 kadar Ahlaki terimden söz edilmektedir. İnsan güzel huyu ancak zıddını alışkanlık haline getirerek kazanabilir yani cömertlik eylemini alışkanlık haline getirerek zıddı olan cimrilik ortadan kaldırılır. Örneğin Öklid’in önerdiği gibi; öfke gücünü yenmek istendiğinde toplum içinde kendisine küfr ve hakaret eden beyinsizlere karşı tahammül göstermeyi alışkanlık haline getirip nefsini eğitmek. Böylece Eski Yunanlıların yumuşak huylulukta (Hilm) örnek verdikleri kişi olmuştu.

İbn-i Sina Etik İlkeleri içinde:

İnsan haset etmemeli, kendini bilmeli (Sen kendini bil kendini)

* İnsan malına, mülküne, makamına güvenmemeli

* Tıbbın esası az yemektir

* Gam insanı yaşlandırır

* Riyakar olmamalıdır

* İhtiyarlara hürmet et, onlara saygı göstermeyenlere darıl

* Dünya hırsı peşinde koşanlar mutlu olamazlar

* Haram ile helal ayrılmalı, hakedilen istenmelidir
Ebu Hamid el-Gazali (1058-1111)

Selçuklu devleti İslam alimi, İslamın özünün ahlakta düğümlendiğine inanır. Doğruluk, adalet, cesaret ve hikmet gibi erdemlerin yanına şükür, sabır ve yardımlaşmayı teşvik etmişti.

Kıskançlık ve kinden sakınmayı tavsiye etmişti. İnsanın ilimle erdemli olduğunu savunurdu

Gazali ve İslam Alimlerini Eski Yunanla Buluşması: Ayrı bir din kurduğu bilinen Pisagor ve arkadaşlarının güzel ve yağlı yiyecekler hazırlarlar ve onları yemekten kaçınarak yanlarındaki kölelere yedirirlerdi. Kendileri de külde pişmiş arpa ekmeği yerlerdi.

* Lezzetlerin sevgisi nimetleri elde etmeyi terketmek ve sakınmakla olur. Gazali de benzer anlatımlarda bulunur. İhya’u U’lumi’d-Din eserinde İbn-i Sina’nın görüşlerini özetleyerek

Tıp-Tasavvuf benzerliğinden söz etmektedir. Amel-i hikmet düşünen nefsin bir faziletidir. Hilekarlık ile Ahmaklığın ortasıdır.





Kutadgu Bilig

Kutadgu Bilig (Mutluluk Getiren Bilgi) MS. 1069-1070’de Yusuf Has Hacip tarafından Uygur Alfabesi ile Karahanlı Türklerinin hükümdarı olan Tapgaç Buğra Han Ebu Ali Hasan’a ithafen yazılmıştır. O dönemin günlük sosyal hayatını ve geleneklerini anlatır, sosyal hayattaki çeşitli sınıflardan bahseder. Kutadgu Bilig aynı zamanda Türk tıbbının anlatıldığı bir kaynaktır. İnsandaki adalet, iktidar, bilinç ve kanaat diye dört yetenek bulunur. Doktorların yeterliliğini ve erdemlerini övmekte olan bu kitapta devletin önemi de vurgulanmaktadır ve hekimlere saygılı davranılması önerilmiştir. Giriş bölümünün 51-52. bablarında da bilim adamları ile tabiplere nasıl muamele edilmesi gerektiği anlatılır.

Kutadgu Bilig- 52. Babda tabiplerin birkaç zümre olduğu ve bilgilerinin de farklı olduğu söylenir. Tabiplere karşı iyi davranılması gerektiği, onları yakın tutmayı gerekli kişiler oldukları ve haklarının gözetilmesi gerektiği yazılıdır. İyinin vasfı faydalı olmaktır diyen Has Hacip tüm erdemleri ele almıştı, İnsanların eğitim yoluyla erdemli olabileceğini ifade etti.
Selçuklular döneminde Anadolu’da büyük bir uygarlık vardı. Ahi teşkilatının kurucusu Azeri Ahi Evran (1171-1261) döneminin ünlü tabiplerindendi, dericilerin piri ve 32 çeşit esnaf ve sanatkarın lideri Türk filozoftur.


Aydınlanma Çağı Avrupası:

Alman filozof Emmanuel Kant (1724-1804)’a göre mutluluk insanın kendinden hoşnut olmasına dayanır. İnsan için en yüksek değer ahlaktır. Yükselen bilimin felsefi temellerini göstermiş ve özgürlük ile ödev düşüncesine dayanarak Hıristiyan ahlakını tekrar ele almış ve savunmuştur. Faydacılık akımı İngiliz filozoflar Jeremy Benhtam (ö.1832) ve John Stuart Mill (ö.1873) göre ahlakın temel ilkesi faydadır. İngiliz doktor ve yazar Thomas Percival (ö.1804) Manchester’da fabrikada düzenlemeler yapmış bir halk sağlığı önderiydi. Tıbbi etikle ilgili bir kitapçık yazmıştır, meslek sağlığı ile ilgili çalışmaları vardı.


Yeni Çağın Sorunları:

*Her saniyede geometrik artan bilgi ve gelişen teknoloji

* Tüketici haklarına bağlı gelişen hasta hakları

* İnsan hakları, kişi hukuku

* Sigortacılık

* Rekabet kuralları

*Hekimin tıbbi fiilinin eleştirel gözle incelenmesi

* Avukatlarda tıbbi sonumluluk alanında kazanç beklentilerinin artması

* Meslek kusuru (Malpraktis) suçlamaların çoğalması

* Bu toplumsal değişimler sosyal baskı ile hekimleri ve onları çalıştıran sağlık kurumlarını bu tür hatalardan korunmaya, yönelik tedbir almaya itti. Böylece kendi haklarını savunabilmek kaygısı ile hukuksal manadaki kural ve ilkeleri öğrenmesi ve tıpta değer sorunlarını değerlendirecek bilgiye sahip olması gerekmektedir.






Yüklə 51,44 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə