Toplam talep toplam arz: ad-as modeli



Yüklə 177 Kb.
tarix20.09.2018
ölçüsü177 Kb.
#69608



TOPLAM TALEP TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

Bireyler tüketime(veya yatırıma)söz konusu olan mal veya hizmetlerin kendilerine en yüksek faydayı verecek şekilde hareket etme eğilimindedir.

Firmalar çeşitli faktör bileşenleri ile sunduklarının karşılığında kendilerinin karını en yüksek yapacak veya maliyetlerini en düşük yapacak şekilde hareket ederler.

İşçiler ücretlerinin yüksek olmasını ister çünkü alabileceği mal ve hizmetlerin kendisine en yüksek tatmini sağlaması eğilimindedir. Firmalarda maliyetlerinin düşük olması taraftarıdır kullandığı emeğin kendisine fazla maliyetli olmasını istemez.

Para ve mal piyasası nasıl işlemektedir. Ekonomik ilişkileri etkileyen faktörlerin çokluğu ve bireyin davranışlarını etkileyen etmenlerin fazlalılığı ve tam istenilen koşullara göre: yani; gerçekçi bir çerçevenin çizilmesi zordur. İlişkileri çeşitli varsayımlar ve mikro temeller üzerine incelemek bütünü görmemiz için yararlı olur.
Herkes kendisine göre bir şey alır veya verir.

Günümüz dünyasındaki ilişkilerin temeli böyledir. Ancak zaman kavramı mesafeler kısalmış olarak ilişkilerin boyutu çok hız kazanmış durumdadır. Bu da etkilenme derecesini artıran nedenlerdir. Küreselleşme ve teknolojik gelişmeler.vs.

Ülkelerin ekonomik sosyal siyasal durumu, gelişmişlik düzeyi, uyguladığı ekonomik sistem yürütülen ekonomik politikalar ,coğrafi konumu,dış ülkelerle ilişkileri ekonomik ilişkilerde önemlidir.

Bireyler harcamaları ile tasarrufları arasında bir seçim yaparken nasıl bir yol izlemektedir.

Bireyler kararlarını verirken ekonomik koşulların mevcut durumuna ve gelecekte ne olacağına bakarak karar verirler. Geçmiş deneyimler den de yararlanılabilir. Burada önemli olan ekonominin seyir i gidişatıdır. Ekonomiyi yürütenlerin bu seyir e göre önlem almaları sağlıklı bir gidişat sağlamaları gerekmektedir. Birbiriyle uyumlu en uygun politikanın uygulanması gerekmektedir. Bireylerin de ekonomiye katkı sağlayacak şekilde beklentilerinin olumlu olması ve gelişmeye katkı sağlaması: doğru yönlendirilmesi ve doğru hareket etmesi gerekmektedir.
Modelin Varsayımları:

Toplam talep(AD) Toplam arz(AS) eğrisin Özellikleri:

AD-AS modelinde fiyatlar içsel bir değişkendir. Yani fiyatlar değişime açık olarak analiz yapılır.


Belirli fiyat düzeylerinde yapılabilecek olan harcamaların tümüne toplam talep denir. Her fiyat düzeyinde kimin ne kadar mal veya hizmet talep edeceği buna karşılık alıma söz konusu olan mal ve hizmetlerin ne kadar üretileceği çeşitli kalıplar içinde belirlenir. Toplam talebi meydana getiren bireyler, firmalar, devlet ve dış alem dediğimiz yabancı devletlerdir. Kabul edilebilir çeşitli fiyat düzeylerinde firmaların(üretim birimlerinin) arz etmeye hazır oldukları mal miktarlarına toplam arz denir.


  • Toplam talebi olası yapılacak olan harcamalar şeklinde; planlanan harcamalar olarak ele almalıyız.Toplam arzı da yine aynı şekilde olası durumlara karşılık olarak yapılabilecek olan arz miktarı olarak değerlendirmemiz gerekir.Başka bir ifadeyle toplam arz ve toplam talep eğrilerinde, tek bir malın arz ve talep edilen miktarları yerine, arz veya talep edilen toplam reel hasıla (nihai mal ve hizmetler toplamı) dikkate alınmalıdır.

  • Tek bir malın fiyatı yerine, fiyatlar genel düzeyi dikkate alınmaktadır.

Toplam talep eğrisi sol yukarıdan sağ aşağıya uzanır ve negatif eğimlidir. Fiyat düzeyi içsel bir değişkendir. Fiyatlar sabit değildir değişime açıktır.

Toplam talepteki bir değişmenin ekonomiye etkisi toplam arz eğrisinin eğimine bağlıdır. Toplam arz eğrisinin önemi buradan kaynaklanmaktadır. Toplam arz eğrisi kısa dönemde pozitif eğimli uzun dönemde ise diktir.

Ekonominin dengesi belirlenen fiyat düzeyi ile üretim hacminde gerçekleşir. Kullanılan değerler reeldir.

Toplam talep eğrisi üzerinde etkili olan politikalar; para ve maliye politikası ve kur politikasıdır.
Toplam talep doğrusunu:

1) Paranın miktar teorisi: örneğin para arzının artmasıyla para arzı artarsa bireylerin para talebinin artması sonuçta toplam talebin artmasına neden olur.Bir nevi kişinin geliri artarsa para talebi de artar. Para arzının artması LM eğrisini sağa kaydırır ve toplam talepte artmış olur.Çeşitli fiyat seviyelerinde planlanan harcamalarında değişmesine neden olur.

2) Çeşitli fiyat düzeylerinde yapılacak olan harcamaların bütününü olarak toplam talebi gösterebiliriz.
Toplam talep doğrusunun eğimi Ve elastikiyet:

Toplam talebi etkileyen faktörlerdeki değişmeye karşılık AD in etkilenme yönü tersi yöndedir. Bu yüzden negatif eğimlidir.

“Toplam talep eğrisinin eğimi bir yandan yatırımların faiz esnekliğine bir yandan da para talebinin faiz esnekliğine bağlıdır.

1)Reel balans etkisi: fiyatların düşmesi reel olarak alım gücünü artırır faiz oranlarını düşürür ve sonuçta toplam talep artar.

2)Zamanlar arası ikame(faiz oranı etkisi):kişi ekonominin o anki durumuna göre tasarruf ve yatırımlarını ayarlar.

3)Uluslar arası ikame etkisi: ülkenin iç fiyatları ile dış ekonomik koşullara göre mal alımı veya satımını konu eder.(ithalat,ihracat)


  • Keynesyen iktisatçılar: İnelastik AD: yani, fiyat değişmeleri karşısında pek duyarlı olmayan bir AD

  • Klasik-Neoklasik İktisatçılar: Elastik AD :yani, fiyat değişmeleri karşısında duyarlı olan toplam talebin varlığını kabul ederler.daha yatık.


Toplam talep eğrisinde kaymalar(talebin değişmesi)

İki grupta toplanabilir:

Bunlar; kamu oteritelerinin yürüttüğü ekonomi politikaları ile bu politikalar dışında ortaya çıkan talep şoklarıdır. Maliye politikası hükümet tarafından yürütülür.Para politikası bağımsız bir merkez bankasınca yürütülür.Hükümetle beraber MB da ortak bir politika yürütebilir.

Kamu otoritelerinin yürüttüğü maliye politikası talebi artıcı yönde ise genişletici azaltıcı yönde ise daraltıcı maliye politikası adını alır.”Mali genişleme para talebinin faize duyarlılığı ve marjinal tüketim eğilimi arttıkça daha yüksek bir gelir ve harcama düzeyine yol açar”.

Kamu harcamaları artsın. Harcamalardaki artış maliye politikası çoğaltanı ile daha yüksek bir seviyeye çıkmasını sağlar.
∆Y=y.∆

Milli gelirdeki değişme=∆Y

Maliye çarpanı= y

Kamu harcamalarındaki değişme=∆

Mali bir genişleme mal piyasasını hareketlendirerek (IS nn sağa kayması)toplam talebi artırır.

Genişletici maliye politikası toplam talebi artırır , hasıla ve gelir artar.Buda para talebinin gelir esnekliğine bağlı olarak para talebini artırır,faiz oranı yükselir;yatırımlar düşer,toplam talep biraz daralır.Burada toplam talepteki kayma basit çoğaltan mekanizmasının yol açabileceğinden daha düşüktür.Bunun nedeni ise maliye politikası çoğaltanında dışlama olayı dikkate alındığı halde basit çoğaltanın dışlama etkisini göz ardı etmesidir.


Para Politikası:

Nominal para arzındaki bir artış her fiyat seviyesinde daha yüksek bir reel para arzını belirler.

Nominal para stokundaki bir artış toplam talebi arttırarak AD in sağa-yukarı kaymasını sağlar. Para politikası para politikası çarpanı yolu ile toplam talebi etkiler.

Genişletici para politikası:
Y=(∆M/)

Belirlenen fiyat düzeyinde para arzının artması para politikası çarpanı yolu ile toplam talebi artırarak daha ileri bir hasıla düzeyine çıkmayı sağlar.

Genişletici para politikası fiyat düzeyi sabitken reel para arzını artırır,faiz oranı düşer,yatırımlar canlanır ve toplam talep yükselir ve AD sağa kayar.Bu kayma para politikası çoğaltanına() bağlıdır.
Ekonominin Dengesi:
Toplam talep ile toplam arzın kesiştiği noktada belirlenen fiyat ve hasıla düzeyinde üreticilerin ve alıcıların planlarının aynı anda gerçekleştiği noktada oluşur.

Toplam arz ve talepteki meydana gelecek bir değişme ekonominin dengesini değiştirir.



  • AD sabitken AS sağa kayarsa hasıla artar,fiyatlar düşer.

  • AS sabitken AD sağa kayarsa hasıla ve fiyatlar artar.

Toplam talep IS-LM eğrilerinden elde edilir.Bu yüzden bu eğrilerin ayrı ayrı eğimleri AD in konumunu belirler.Likitide tuzağında ve yatırımların yetersizliğinde fiyat düzeyinin ve faiz oranlarının düşmesi toplam talebi artırmaz yani ekonomi üzerinde hiçbir etki yapmamaktadır.

Toplam talebin dik konumda olması durumunda mali bir genişleme tam dışlama etkisi yaratmaktadır. Üretim artırılamadığı için yani arz yönlü bir nedenle kamu harcamalarındaki bir artış özel harcamaları bütünüyle dışlamaktadır.
Talep Şokları:

IS ve LM deki bu kaymalar toplam talepte etkileri şokların çıkış nedenine değişiklik gösterir. Toplam talep IS ve LM doğrularının hareketi yönünde kayar.



  • Ülkenin ihraç mallarına olan talebin düşmesi: Toplam talep sola kayacaktır. LM inde sola kayması demektir.

  • Yeni kredi kartı uygulamasının toplum tarafından benimsenmesi: genişleyici para politikasının etkisi gibi olacaktır. IS üzerinde LM in sağa kaymasına neden olur. Halkın işlem amaçlı para talebini azaltacak faiz oranının düşmesi toplam talebi sağa kaydıracak fiyat düzeyinin yükselmesi ile artışın bir kısmı gidecektir.Öncekine oranla yüksek bir seviyede denge gerçekleşecektir.

  • Savaş nedeni ile kamu harcamalarındaki artış: IS sağa;AD de sağa

  • Vergiler: IS sola;AD de sola kayar.

  • Beklentiler: olumlu ise toplam talep artar.


Arz şokları:
Olumsuz Arz şokları: fiyatların aşırı şekilde yükselmesi, üretim ve istihdamın düşmesi reel ücretlerin azalması ile sonuçlanır.enflasyon ve durgunluk bir arada görülür.yani stagflasyona neden olur.Olumsuz arz şoklarında yapılacak ekonomik politikalar zordur.

1970 petrol krizi fiyatların yükselmesi…

Arz şoklarının olumsuz olduğu durumlarda: telafi edici politikaları uygulamanın neden kolay olmadığının cevabı; resesyonist ve enflasyonist etkileri arasındaki çelişkidir. Telafi derecesi artarken;enflasyonist etki artarken işsizlik etkisi azalmaktadır.Ekonomi politikalarını belirleyenler enflasyon ve işsizlik arasındaki tercihlerine göre optimum bir politika belirlerler.

Olumlu arz şokları üretimi artırır ve ekonominin canlanmasını sağlar.


Net servet stokunun ekonomiye etkisi Servet stokunun parasal ifadesi:
W=K+M+B

(Sermaye stoku+merkez bankasının bastığı paralar+kamu borçlanma senetleri)



Reel servet stoku:(Kısa dönemde sabit)

Net servet stoku IS eğrisinin daha yatık bir hal almasına neden olur.Faiz oranlarının düşmesiyle; yatırımlar servet etkisiyle daha çok artacaktır.Servet stoku ekonominin daha yüksek bir seviyede dengeye gelmesini sağlar. Servetteki değişme fiziki sermayedeki artıştan veya devlet tahvilleri stokundaki artıştan kaynaklanırsa yalnızca para talebi artmış olacağından LM eğrisi dolaysıyla AD sola kayacaktır.Kamu borç stokundaki bir artış mal piyasasını hareketlendirirken LM yi sola kaydırır.
Pigou etkisi:

Fiyat düzeyindeki bir düşme reel serveti artıracak buna bağlı olarak tüketim artacaktır.Tüketimin artması IS eğrisi sağa kayacak ve ekonomi likitide tuzağından kurtulacaktır.Böylece likitide tuzağından kaynaklanan dirsekli talep eğrisi yerine negatif eğimli bir talep eğrisine bırakacaktır.





  • Pigou etkisi: P¯ àpara balanslarının reel değeri­à halkın servetinin reel değeri­à tüketim­à gelir­, yani AD­.

Ayrıca aşağıdaki iki etkide fiyatlar (P) ile hasıla (Y) arasındaki negatif ilişkinin sonucunda ortaya çıkmaktadır.

  • Keynes etkisi:P¯ànominal MS sabitken reel MS­àlikidite tuzağı yoksa,faiz oranı ¯ à I­ àçarpan yoluyla gelir ­, yani AD­.




  • Dış Ticaret Yoluyla Etki: P¯ànominal döviz kuru sabitken,reel kur ­àdolayısıyla dış rekabet gücü ­àX ­àM¯à (X-M) ­à Y­ dolayısıyla AD­.


Toplam Arz Doğrularının İki Özel Durumu:



Keynesçi Toplam Arz Eğrisi:KISA DÖNEM:

Eğim=0



Klasik Durumda Toplam Arz:

Eğim=∞


Ekonomi tam istihdam seviyesinde bulunduğu için yani toplam arz eğrisi dik konumda olduğundan bu noktadan sonra hasıla düzeyinde bir değişiklik oluşturulamamakta sadece fiyat düzeyi değişmektedir.Burada temel belirleyici hasıla düzeyidir.



  • Keynesyen yaklaşımlarda, talep etkilenerek genişlemedikçe veya Y* artışına paralel olarak AD’nin de sağa kayması sağlanmadıkça, arz yönlü politikalar (potansiyel hasıladaki genişleme) ekonominin hasıla ve istihdam dengesini özellikle kısa dönemde etkilemeyecektir.

  • Bu bağlamda Keynesyen iktisatçıların vurgulamak istedikleri nokta, ekonominin tam istihdamda dengeye gelmesinin zorunlu olmadığı, dengenin nerede oluşacağı konusunda talep koşullarının büyük önem taşıdığıdır.

  • Ekonomi tam istihdamdayken, talep genişletici politikaların etkileri, Keynesyen analizde, klasik analizde olduğu gibidir; sonuçta yalnızca fiyatlar genel düzeyi yükselir.


KISA DÖNEM TOPLAM ARZ MODELLERİ
Yapışkan Ücret Modeli Ve Yapışkan Fiyat Modeli:

Ücretlerin ve ürünlerin satış fiyatlarının neden kısa sürede değiştirilemeyeceğini açıklar.


Etkin Ücret Teorisi:

H.Leibenstein 1950 lerde az gelişmiş ülkeler için öne sürmüş olduğu bir görüştür.Az gelişmiş ülkeler için öne sürülen bu görüş gelişmiş ülkeler içinde uygulanmıştır.

İşçilerin beklentilerine uygun bir seviyede ücret ödenmesi işe motivasyonlarını sağlayarak verimliliklerinin artmasına neden olur.Yaşam standartları artan bireyin işyerine bağımlılığı artar.

Sözleşmeler ve uzun dönemli ilişkiler:

İşçilerle iş verenler arasında yapılmış olan sözleşmelerin hukuki sonucu olarak ücretler kısa sürede değiştirilemez.



Örtük Sözleşmeler:

İşçi ve iş veren arasında oluşmuş ilişkiler neticesinde benimsenmiş standartların varlığını kabul eder.



Koordinasyon Yetersizlikleri:

İş verenlerin veya firmaların çok sayıda olması fiyatların ayarlanmasında düzenli bir hareketi engellemektedir.



Liste maliyetleri ve Toplam talep dışsallıkları:

Ürünlerin tanıtımı için basılan katalogların değiştirilmesinin azda olsa maliyeti vardır.

Bir firmanın fiyat ayarlamasının tüm öteki firmaların ürünleri için talep üzerindeki etkisi toplam talep dışsallıkları olarak adlandırılır.

İçerdekiler-Dışarıdakiler kuramı:

Firmaların şimdiki yüksek ücretli işçileri çıkarıp işsizleri(dışarıdakileri)düşük ücretle istihdam etmesi halinde,bunlar bu sefer içerdekiler durumuna gelecek ve bir dahaki seferde ücret indirimlerine direneceklerdir.Bu kuramda dikkat edilecek nokta işçilerin(içeridekilerin) belirli bir süre sonra deneyimlerinin artmasıdır.




EKSİK BİLGİ MODELLERİ
İşçilerin Yanlış Algılama Modeli( İşçilerin yanılması):

Friedman tarafından 1960 yılında geliştirilmiş bir modeldir.

İşçilere oranla firmaların piyasa hakkında daha iyi bilgi sahibi oldukları varsayılmaktadır. İşçilerin yanıldıkları durum:İşçilerin daha yüksek bir reel ücret aldıklarını zannetmeleri ile ortaya çıkar.Firmalar reel ücretlerin gerçeğini bilmekte ve daha da düşük seviyede olduğunu bilmektedirler.Bu durumda daha çok işçi çalıştırmakta ve üretimini dolaysıyla karını artırmaktadır.
Lucas arz eğrisi:

İşçiler ücretlerinin ayarlanmasında rasyonel görüşlere sahiptir.

Piyasalar temizlenmektedir. Beklentiler rasyoneldir,ekonomik birimlerin ekonomi konusundaki bilgileri tam değildir.Fiili fiyat düzeyinin beklenen fiyat düzeyine oranı artıkça emek arzı da artar.

Firmalar fiili fiyat düzeyini tam bilmeseler de işçilere oranla iyi tahminler yapmaları mümkündür…

“Freadman ın modelinde işçiler rasyonel değildir, istihdamdaki genişlemenin her zaman reel ücretlerdeki bir düşüşle ortaya çıktığı bilindiği halde bu bilgiyi dikkate almamaktadır. Lucas ın modelinde bu türden uzun süreli yanılmalara yer yoktur.Ekonomik birimler hata yapmaktadır ama bu durum tamamen tesadüfidir.Lucas,işçilerin yanılması modelinden farklı olarak ,firmaların işçilerden daha fazla bilgiye sahip olduğunu kabul etmez ve işçiler ile firmalar arasında bir ayarım yapmaz.Bu haliyle Lucas modeli,Freadmanın modelinin daha geniş kapsamlı bir versiyonudur.Ancak Freadman, işçilerin rasyonelliğini esas almazken ,Lucas işçiler olsun firmalar olsun öngörüsünde hata yapan tarafın çok kısa sürede bu hatasını düzelteceğini öngörmektedir.”

Politikaların Etkinliği ve Lucas Kritiği

Beklentiler doğrultusunda para ve maliye politikalarının ekonominin reel hasılası üzerine etkisinin olmamasına politikaların etkinsizliği önermesi denmektedir.Lucas kritiği:politikaların oluşturulmasında rasyonel beklentilerin dikkate alınmamasının yanlış sonuçlar doğuracağını öne sürer.


DIŞ TİCARET VE EKONOMİNİN DENGESİ
Dış ticaret yabancı ülkelerle yaptığımız ithalat ve ihracat ile ilgilidir. Malları alımına ve satımına konu olan bu ilişkide ülkeye döviz girişi veya çıkışı olmaktadır.Ülke ekonomisinin dengesi mal hareketlerinin neticesinde değişmektedir.Ticari ilişkiler geçerliliği olan(konvertibl)paralar üzerinden yapılır.
Ülke içi tasarruflar(veya tüketim) ile ekonominin dengesini gösterebiliriz.Ülke içindeki vatandaşların tüketim seviyelerindeki bir değişme dış ticaret dengesini değiştirir.Ülkelerin dış ticaretleri cari işlemler hesabında gösterilir.ülkenin ihracat ve ithalatı arasındaki fark cari işlemlerin açık veya fazla vermesine neden olur.Cari işlemler hesabı ile sermaye hesabının karşılıklı olarak çalışması BP yi dengede tutar.
Marjinal Tüketim Eğilimi Tüketim harcamalarındaki değişmenin gelirdeki değişmeye oranıdır.


Marjinal Tasarruf Eğilimi Tasarruflardaki değişmenin gelirdeki değişmeye oranıdır.


Milli gelirdeki değişmenin ne kadarının tasarrufa ne kadarının yatırıma gideceğini gösterirler.
Ekonomik Açıklar

Milli Gelir Özdeşliğinden hareket ile

Y=C+I+G+(X-M)

Y-C-G=I+NX veya S=I+NX

S-I=NX

S>I ise ticaret dengesinde fazla olacaktır.

I>S ise ticaret dengesinde açık olacaktır.
Y=Milli Gelir

C=Tüketim Harcamaları

I=Yatırım Harcamaları

G=Kamu Harcamaları

NX=Net ihracat

Yatırım ve tasarruf düzeylerindeki fark net ihracatı yani dış ticaret dengesini değiştirecektir.


Ödemeler Bilançosu Dengesi:

Cari işlemler hesabı ile sermaye hesabının aynı anda denge olması durumudur.

Sermaye mobilitesi:Sermayenin faiz oranlarına bağlı olarak ülkeler arasında dolaşmasıdır.Eksik sermaye mobilitesinde sermayenin faiz oranındaki değişmelere karşı duyarlılığının düşük olması demektir.

Ödemeler bilançosu doğrusu üzerinde BP fazlası,altında ise bp açığı söz konusudur.

Eksik sermaye mobilitesinde ödemeler bilançosu doğrusu pozitif eğimlidir.Tam sermaye mobilitesinin olduğunun var sayıldığı durumda BP yatay eksene paralel konumdadır.

Kural olarak iç faiz oranı dış faiz oranından büyük ise ülkeye sermaye girişi olur.Aksi durumda ise ülkeden sermaye çıkışı başlayabilir.
Ödemeler dengesi dengede iken gelir düzeyi yükselir ise ithalat artacak ve net ihracatta düşme olacaktır.Bu durumu dengelemek için sermaye girişinin artması gerekir.Bunu sağlayan ise faiz oranının yükselmesidir.Gelir düzeyi artarsa faiz oranları yükselir.Bu bir eksik sermaye mobilitesidir ve gerçek hayata uygun olan durumdur.




Reel Döviz Kuru

R=Reel döviz kuru

E=Nominal döviz kuru

Pf=yabancı ülkenin fiyat düzeyi

Pd=yurt içi fiyat düzeyi
Reel döviz kuru ülke içi ve ülke dışı fiyat düzeyleri ile düzeltilmiş nominal döviz kurudur.Reel döviz kurunun düşmesi ülke parasının dış değerini artırdığı için ülke mallarını pahalandırır ve rekabet gücünü düşürür.İhracat azalır ithalat artar..Reel döviz kurunun yükselmesi ise ülkenin mallarını ucuzlatarak uluslar arası rekabet gücünü artırır.İhracatımız artar.
Eksik sermaye akışı sabit döviz kuru varsayımı altında para politikası sadece ekonominin sadece dış dengesini sağlamaktadır.İç denge sağlanamamaktadır.

Maliye politikası ekonomide iç dengeyi sağlar; maliye politikası toplam talebi artırır,istihdam artar.İç denge sağlanabilir ancak dış denge sağlanamamaktadır.

Ekonominin iç ve dış dengesini para ve maliye politikaların birlikte uygulanması ile sağlayabiliriz.Yani her iki politikanın birbirine destekleyici yönlerini kullanıp ekonomiyi dengeleriz.

Uygulanacak politikalar talebi artırıcı yönde ise para arzının artırılması,kamu harcamalarının artırılması,transfer ödemelerinin artırılması ve vergi oranlarının düşürülmesi gerekir.


Mundell Fleming modelleri(1-2) :Dışa açık IS-LM

Tam sermaye mobilitesi varsayımı altında

MF1:SABİT KUR

MF2:SERBEST KUR varsayımına dayanır.


Mf1 de MB bağımsız bir politika izleyemez.dış dengenin sağlanmasında para politikası etkisiz..Maliye politikası etkilidir.

Mf2 de para politikası tam etkindir.genişletici para politikası istihdam ve üretim üzerinde tam etkilidir.Genişletici maliye politikası üretim ve istihdam üzerinde değişiklik yapamadığı için etkisizdir.

Sonuç olarak para politikası tam sermaye mobilitesi altında tam etkilidir.
Esnek kur sisteminde tam sermaye hareketliliği durumu bir örnek:

Fiyatlar genel seviyesinin düşmesi reel para arzının artmasına neden olur.Dengenin sürdürülebilmesi için yurt içi harcamaların artırılması gerekebilir.Bu durumda IS eğrisi sağa kayacaktır.Düşen fiyatlar belirlenen döviz kuru seviyesinde yabancı malların nisbi olarak pahalı duruma gelmesine neden olabilir.Bu durumda yurt içi talep olacağından daha çok artar.IS eğrisi biraz daha sağda dengeye gelir.Buna reel döviz kuru etkisi denir.Yurtiçi faiz oranları dünya faizlerine eşit olduğu sürece döviz kurlarında önemli bir değişme olmaz ve aşırı sermaye çıkışı olmaz.





BEKLEYİŞLER TEORİSİ ALTINDA MAKRO EKONOMİK POLİTİKALAR

1.önceden açıklanmayan para politikası

2. önceden açıklanan para politikası

Neo-klasik teorinin başlangıç yıllarında ileriyi tam ve mükemmel olarak önceden görmek varsayımı yapılırdı.Ancak bu varsayımın eleştiriye uğramasından sonra Monetaristlerin Rasyonel Beklentiler teorisi ortaya atılmıştır.

Rasyonel beklentiler teorisinde:


  • Bütün ekonomik birimler doğru modeli ve doğru parametreleri bilirler.

  • Toplum içindeki bütün fertler politika yapıcılarının tepkilerini hesaba katarlar.

  • Herhangi bir tahminde bulunabilmek için ekonomik model içinde bütün ilgileri elde edip kullanırlar.

Dünya fiyatlarındaki dalgalanmalar yurt içi fiyatlarının da değişmesine neden olur.aynı şekilde dünya üretiminde meydana gelen bir dalgalanma yurt içi talepte de bir dalga lanmaya neden olur.Bu dalgalanmalar engellenmediği taktirde,yut içi üretimdeki istikrarsızlıklarda kolaylıkla giderilemez.



Önceden açıklanmayan makro ekonomik şok politikaları ve sonuçları:

Ekonominin dalgalanması:



W0 da ekonomi dengededir. Ani bir kararla(açıklanmadan)para arzı artırılsın…LM0(Y0)→LM1(Y1).Faiz oranları düşük(iç faiz oranı W1 .Mal piyasası yeni duruma karşı yavaş yavaş kendini ayarlar…..Faiz düşük olduğundan ülkeden sermaye çıkışı başlayacak...Dövize talep artacak..Kurlar yükselecek.(overshooting)...BP dengesi sağlanana kadar döviz kurları yüksekliğini korur.Yüksek kurlar nedeniyle IS eğrisi IS1 konumuna gelir…Yüksek kurlar , düşük faiz;toplam talebi artırır… Toplam arzda artmaya başlar…Gelir seviyesi yükselir W2 de denge oluşur.

MG artışı ile faiz oranları da yükselecek,döviz kurları düşecektir.Bunun sonucunda toplam talep azalacak ve bu azalışY1 e kadar devam edecektir.Ekonominin yeni dengesi W3 olacaktır.



Önceden açıklanan makro ekonomik politikaların etkinliği:

Önceden açıklanmayan genişletici para politikası sonucu yerli para ile tasarrufta bulunanlar belli bir sermaye kaybına uğrarlar.Yabancı paralar ile tasarrufta bulunanlar ise sermaye kazancı elde ederler.Para politikasının açıklanması durumunda yatırımcılar olumsuzlukları önleme yönünde harekete geçebilirlerdi.




LM0;uygulanacak politikanın açıklanması→ Döviz kuru ani bir şekilde yükselir.1$=1.3TL den 1$=1.7TLgibi.

Döviz kurlarındaki yükseliş giderek artacaktır.Kuşkusuz bu durumdan ekonominin diğer parametrelerini de etkileyecektir.Döviz kurlarındaki yükseliş sonucunda toplam talep de artış meydana gelecek ve bunun sonucunda da milli gelirde yükselme görülecektir.Böylece ekonomide hem talep hem de üretim artacaktır.



LM1:Politikanın uygulanması:faiz oranları r* altına düşer.Kurlar aşırı değerlenir.Uzun dönem dengeye hareket.Faiz oranları tekrar yükselecek ve döviz kuru ise değerlenecektir.Bunun sonucunda toplam talepteki genişleme azalacak ve ekonomi uzun dönem dengesini sağlayacaktır.(dalgalanmalar,uzun dönem dengeye geçiş)En son denge yani uzun dönem denge Y1MG seviyesinde IS(E2)Dde.
Burada önemli olan bir nokta vardır:Rasyonel bekleyişler bir kere harekete geçirildiğinde bu çerçevedeki modelin birden fazla çözümü olmasıdır.
Yüklə 177 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə