Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 2010; 67 (3): 153 160



Yüklə 118,89 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix18.06.2018
ölçüsü118,89 Kb.
#49570


Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 2010; 67 (3): 153 - 160

TSK Sağlık Komutanlığı, 



ANKARA

Gülhane Askeri Tıp Akademisi



Askeri Tıp Fakültesi, Enfeksiyon 

Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji 

Bilim Dalı, ANKARA

Gülhane Askeri Tıp Akademisi, 



Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, 

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik 

Mikrobiyoloji Servisi, İSTANBUL

İletişim: 

Ahmet   KARAKAŞ

TSK Sağlık Komutanlığı,

Bakanlıklar, ANKARA 

Tel : +90 312 402 41 60

E-posta : drkarakas73@gmail.com

HAYVAN VE İNSAN ISIRIKLARI: PROFLAKSİ VE TEDAVİ 

YAKLAŞIMI

ÖZET 

İnsan ve hayvan kaynaklı ısırıklar hafif yaralanmalardan ciddi enfeksiyonlara kadar değişik 

komplikasyonlara neden olabilir. Enfeksiyonlar; ısıranın ağız veya ısırılanın cilt florasındaki 

patojenlerden  kaynaklanabilir.  Hayvan  ısırıkları  ile  karşılaştırıldığında,  insan  ısırıklarında 

enfeksiyon gelişim riski daha yüksektir. Gelişen yara enfeksiyonlarının çoğu polimikrobiktir. 

Pasteurella    türleri,  streptokoklar,  stafilokoklar,  Moraxella,  Corynebacterium  ve  Neisseria 

spp., Bergeyella zoohelcum ve Capnocytophaga türleri en sık izole edilen patojenlerdir.  Tüm 

ısırık yaralanmalarının çoğundan köpek (% 85-90), kedi (% 5-10), insan (% 2-3) ve kemirgenler 

(%  2-3)  sorumludur.  Köpek  ısırıklarına  bağlı  yaralanmalar  daha  çok  ekstremitelerde  ve 

20  yaşından  büyük  erkeklerde  görülür.  Kedi  ısırıklarına  bağlı  yaralanmaların  %  66’sı  üst 

ekstremitede  ve  tipik  olarak  ellerde  görülür.  İnsan  kaynaklı  ısırıklar  daha  çok  20-30  yaş 

arasındaki  erkeklerde  ve  özellikle  el  parmakları,  kol  ve  baş-boyun  bölgesinde  görülür. 

Kemirgen  kaynaklı  ısırıkların  çoğu  fare  kaynaklıdır.  Isırıkların  çoğu,  özellikle  kötü  hijyenik 

şarlar  altında  yaşayan  beş  yaşın  altındaki  çocuklarda  geceleri,  yüz  veya  ellerde  meydana 

gelir. Köpek ısırıklarına bağlı yaralanmalar daha çok ezilme tarzında olup bu yaralanmaların                                                        

%  4-25’inde  yaklaşık  24  saat  sonra  enfeksiyon  gelişir.  Kediler  sivri  dişleri  nedeni  ile 

delici  tarzda  yaralanmalara  neden  olurlar.  Bu  tür  yaralanmaların  yaklaşık  %30-50’sinde, 

yaralanmadan  ortalama  12  saat  sonra  enfeksiyon  gelişmektedir.  El,  yüz  ve  genital  bölge 

yaralanmaları,  özel  anatomik  yapıları  nedeniyle  ciddi  enfeksiyonların  gelişimi  açısından 

yüksek riskli bölgelerdir. Diabetes mellitus, böbrek yetmezliği, uzun süre steroid kullanımı, uç 

yaşlar (çocuk ve yaşlılar), aspleni, sistemik lupus eritematosus (SLE), prostetik eklem ve kalp 

kapakçığının varlığı durumunda enfeksiyon derin dokulara kolayca yayılabilir. Yaranın sütüre 

edilmesi tartışmalıdır. Enfekte olmuş ve üzerinden 24 saat geçmiş yaralar açık bırakılabilir. 

Ancak kozmetik açıdan sorun oluşturması muhtemel yaralar (yüz bölgesi) sütüre edilebilir. 

Ampirik antibiyotik tedavisinde en çok tercih edilen ajan amoksisilin klavulanik asittir. Sonuç 

olarak; hayvan ve insan ısırıkları önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Bu 

ısırıklar ciddi enfeksiyon ve komplikasyonlara neden olabilmektedir. Ayrıntılı değerlendirme, 

yaranın  zamanında  usulüne  uygun  temizlenmesi  ve  riskli  hastalara  uygulanacak  proflaktik 

yaklaşımlarla ciddi seyirli komplikasyonlar önlenebilir.



Anahtar Sözcükler:

 İnsan ısırıkları, hayvan ısırıkları, proflaksi, tedavi



Animal and Human Bites: Prophlaxis and Approach to the Treatment

Geliş  Tarihi:

Kabul  Tarihi:      

23.05.2010

16.07.2010

Ahmet KARAKAŞ

1

,  Handan İLHAN

2

,  Vedat TURHAN

3

153


Derleme/Review


Cilt 67 

 

Sayı 3 



 

2010


  

Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 

154

İnsan  ve  hayvan  ısırıklarına  bağlı  yaralanmalar; 



delici  yaralanmalar,  laserasyon,  ezilme  ve  kopma 

(doku kaybı) tarzındaki yaralanmalar olup sonucunda 

enfeksiyon, şekil bozukluğu, zoonotik hastalık gelişimi 

ve  ölümle  sonuçlanabilen  ciddi  komplikasyonlar 

gelişebilmektedir  (1,2).  Yılan,  akrep  ve  deniz 

canlılarına  bağlı  yaralanmalar  daha  çok  zehirlenme 

ile seyretmekte olup, bu makalenin kapsamı dışında 

tutulmuştur.

Hayvan ısırıkları; günümüzde çok sık karşılaşılan bir 

durum haline gelmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinde 

yaklaşık  50  milyon  evcil  hayvan  bulunduğu  ve  yıllık 

olarak iki ile beş milyon hayvan ısırığı ile karşılaşıldığı 

bildirilmektedir.  Bunların  300.000’i  acil  servislere 

müracaat  etmekte,  10.000’i  hastaneye  yatırılmakta 

ve 20’si de hayatını kaybetmektedir (3). İngiltere’de 

yıllık olarak köpek ısırması nedeni ile acil servislere 

müracaat  eden  kişi  sayısı  250.000’dir  (4)  Aynı 

şekilde  Fransa’da  köpek  ısırığına  bağlı  yaralanma 

insidansı  100.000’de  37,5  olarak  bildirilmiştir  (5). 

Yaralanmaların  büyük  kısmı  hafif  yaralanmalardır            

(3-5).

Yapılan  çalışmalarda  tüm  ısırıkların;  %  85-90’nın 



köpek, % 5-10’nun kedi, % 2-3’nün insan ve % 2-3’nün 

de  kemirgen  kaynaklı  olduğu  görülmektedir  (6,7). 

Köpek  ve  kedi  ısırıklarının  çoğu  ya  insanların  sahip 

oldukları kendi hayvanlarına veya çevresindeki tanıdık 

hayvanlara  bağlı  olarak  meydana  gelmektedir.  Bazı 

köpek cinsleri (Bull terrier, Cocker, Collie, Doberman, 

Pitbull, Rotweiller, German shepherd ve Sibirya kurdu 

gibi),  diğerlerine  göre  (Boxer,  Dalmaçyalı,  English 

setter,  Labrador,  Golden  retriever)  daha  saldırgan 

olma eğilimindedirler  (8).

Batı  toplumlarında  olduğu  gibi  ülkemizde 

de  giderek  daha  fazla  sayıda  aile  köpek  ve  kedi 

sahibi  olmaktadır.  Az  da  olsa,  evlerde  kemirgen 

GİRİŞ

HAYVAN VE İNSAN ISIRIKLARI

ABSTRACT

Human  and  animal  bites  can  cause  complications  ranging  from  slight  injuries  to  serious  infections.  Infections  can 

originate from the biter’s oral cavity and victims’s skin flora. Compared with animal bites, human bites have a higher risk 

of infection development. Most of the wound infections due to   bites  are caused by polymicrobials. Pasteurella species, 

streptococci, staphylococci, MoraxellaCorynebacterium, and Neisseria spp., Bergeyella zoohelcum and Capnocytophaga 

species are the most frequently isolated pathogens. Dogs (85-90 %), cats (5-10 %), humans (2-3 %) and rodents (2-3 %) are 

responsible for most of the bite injuries. Injuries due to dog bites occur mostly in men older than 20 years old and usually 

on  the  extremities.  Cat  bites  and  related  injuries  are  found  in  66  %  on  the  upper  extremities,  typically  on  the  hands. 

Bites of human origin are mostly occur in males between the ages of 20-30, and especially seen on the arms, fingers and 

head-neck regions. Most of the bites from rodents have a rat origin. Those bites often happen  at night , especially on the 

face or hand of   children under five years old who live in poor hygienic conditions. The dog bites are mostly due to  the 

crush-style injuries and in 4-25 % of those injuries an infection develops  in about 24 hours. Because of their sharp teeth, 

cats cause puncture-type wounds. Approximately 30-50 % of the cat bite wounds become infected 12 hours later. Hand, 

face and genital region wounds have a higher risk for the occurrence of an infection, because of their special anatomical 

structure. In case of risk factors such as diabetes mellitus, kidney failure, long term steroid use, splenectomy, extreme ages 

(children and elderly people) and systemic lupus erythematosus (SLE), infection could easily spread to the deep tissues. 

The  suturing  of  bite  wounds  remain  controversial.  Infected  wounds  and  bites  older  than  24  hours  could  be  left  open. 

Cosmetically problematic wounds like on the face could be sutured. Amoxicillin clavulanic acid is the most preferred agent 

for the empirical antibiotic therapy. As a result, animal and human bites remain  a major public health problem. These bites 

can cause serious infections and complications. Serious complications can be prevented by detailed assessment, proper 

cleansing of the wound on time and prophylactic approaches.



Key Words:

 Human bites, animal bites, prophlaxy, tratment




Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi

155


Cilt 67 

 

Sayı 3 



 

2010


  

beslenebilmektedir  (tavşan,  kaplumbağa,  hamster 

gibi). Ankara’da  2005-2009  yılları  arasında  meydana 

gelen  ve  bildirimi  yapılan  toplam  25.480  hayvan 

ısırığının  %  79,1’inde  köpekler,  %  19,9’unda  kediler 

sorumlu  bulunmuştur  (9).  Özsoy  ve  ark.nın  yapmış 

olduğu başka bir çalışmada ise ısırık nedeniyle Kuduz 

Aşı İstasyonuna başvuran 1530 yaralanmanın % 68’nin 

köpek,  %  25’nin  kedi  ve  %  6’sının  da    fare  kaynaklı 

olduğu  ve  bu  olguların  büyük  kısmının  (%  67)  erkek 

olduğu bildirilmiştir (10).

Yaralanma bölgesi; yaş, cinsiyet ve ısıran hayvanın 

türüne  göre  değişmektedir.  Köpek  ısırıklarına  bağlı 

yaralanmalar daha çok ekstremitelerde ve 20 yaşından 

büyük erkeklerde görülür. Ancak çocuklarda (özellikle 

5-9 yaş) baş ve yüz bölgesi en sık yaralanan bölgedir 

(7,11).  Kedi  ısırıklarına  bağlı  yaralanmaların  %  66’sı 

üst  ekstremitede  ve  tipik  olarak  ellerde  görülür 

(Şekil  1)  (6).  İnsan  kaynaklı  ısırıklar  daha  çok  20-30 

yaş arasındaki erkeklerde ve özellikle el parmakları, 

kol  ve  baş-boyun  bölgesinde  görülür  (12).  Kemirgen 

kaynaklı  ısırıkların  çoğu  fare  kaynaklıdır.  Isırıkların 

çoğu  beş  yaşın  altındaki  çocuklarda  geceleri,                     

yüz veya ellerde meydana gelir. Bu tür yaralanmalar 

kötü  şartlar  altında  yaşayanlarda  daha  sıktır                                                                  

(6,7,13). 

Delici ve ezilme tarzında tendon, eklem, kemik ve 

vasküler dokuya penetre olan yaralanmalar ile el, yüz, 

ayak  ve  genital  bölge  yaralanmalarında  enfeksiyon 

gelişimi riski yüksektir. Ayrıca prostetik eklem ve kalp 

kapakçığı varlığı, sağlık kuruluşuna geç müracaat (>8 

saat), diabetes mellitus, aspleni, lenf ödem, sistemik 

lupus  eritematozus,  böbrek  yetmezliği  ve  immün 

sistem  bozukluğu  yaralanma  sonrası  enfeksiyon 

gelişimi açısından belirlenmiş diğer risk faktörleridir 

(8,14). 


Isırık  kaynaklı  yaralanmaların  bir  kısmında 

enfeksiyon  gelişmektedir.  Enfeksiyon  gelişim  riski, 

ısıran insan veya hayvanın ağız florasındaki patojenlere 

bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Gelişen yara 

enfeksiyonlarının  çoğu  polimikrobiktir.  Pasteurella 

(P.  multocida,    P.  canis)  türleri,  streptokoklar, 

stafilokoklar, 

Moraxella, 

Corynebacterium 

ve 


Neisseria  spp.  en  sık  izole  edilen  patojenlerdir. 

Bergeyella zoohelcumCapnocytophaga türleri daha 

az ancak derin dokulara yayılma eğiliminde olan diğer 

aerobik  patojenlerdir  (Tablo  1).  Enfeksiyon;  ısıran 

insan  veya  hayvanın  ağız  florasındaki  patojenlere 

bağlı  olarak  gelişebileceği  gibi,  ısırılan  kişilerin  cilt 

florasındaki patojenlerden de kaynaklanabilir (14,15).

Kedi  ve  köpek  ısırığı  sonucu  gelişen  yara 

enfeksiyonlarının  %  50’sinden  fazlasında  aerobik  ve 

anaerobik patojenler izole edilmektedir (16). Köpek 

ısırıklarına  bağlı  yaralanmalar  daha  çok  ezilme 

tarzındadır. Bu yaraların % 4-25’inde enfeksiyon gelişir. 

Ortalama enfeksiyon gelişim süresi 24 saattir. Dişlerin 

sivri  ve  ince  olması  nedeniyle  kediler,  delici  tarzda 

A. KARAKAŞ,  H. İLHAN ve V. TURHAN

Şekil 1. 

Köpek, kedi ve insan ısırığına bağlı yaralanmaların 

vücut  bölgesine  göre  dağılımı  (6  numaralı  kaynaktan 

uyarlanmıştır).




Cilt 67 

 

Sayı 3 



 

2010


  

Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 

156

yaralanmalara  neden  olurlar.  Bu  tür  yaralanmaların 



%  30-50’sinde,  yaralanmadan  ortalama  12  saat 

sonra  enfeksiyon  gelişmektedir  (16).  İnsan  ısırığına 

bağlı  yaralanmalar  nisbi  olarak  az  görülmesine 

rağmen, enfeksiyon gelişimi açısından en büyük riske                       

(%  10-50)  sahip  yaralanmalardır.  Bu  enfeksiyonların 

çoğu Staphyloccus aureus kaynaklıdır (2).

Kemirgen ısırıklarının ise % 10’ununda enfeksiyon 

gelişmektedir. Fare ısırık ateşi (Rat Bite Fever = RBF), 

bu  enfeksiyonların  en  ciddi  seyirlisidir  (14).  RBF, 

fare  ısırığı  sonrasında  Actinobacillus  muris  (eskiden 



Streptobacillus moniliformis olarak adlandırılan) veya 

Spirillum  minus’a  bağlı  gelişen,  sepsis  ile  seyreden 

ve % 13 fatal seyreden bir hastalıktır. Hastalık daha 

önceleri  laboratuar  çalışanları  ve  fakirler  arasında 

görülürken; evlerde kemirgen beslemenin popülarite 

kazanmaya  başlamasıyla  beraber  olguların  yarıdan 

fazlasını çocuklar oluşturmuştur. Bunun dışında evcil 

hayvan  satışı  yapılan  dükkanlarda  çalışanlar  da  risk 

altındadır (17).

Kuduz,  ısırık  aracılığıyla  bulaşan  fatal  seyirli  bir 

hastalıktır (18). İnsan ısırıkları Hepatit B, Hepatit C, 

tüberküloz, Herpes simplex, primer sifiliz ve tetanoz 

açısından  bulaş  riski  taşımaktadır  (19).  İnsan  ısırığı 

sonucu  HIV  bulaşı  riski  düşükte  olsa  da  mevcuttur 

(20-22).


YARALANMALARA YAKLAŞIM

Kurbanların çoğu; yaralanmanın neden olabileceği 

kozmetik  sekel  endişesi,  yara  enfeksiyonu  veya 

kuduz  proflaksisi  nedeniyle  sağlık  kuruluşlarına 

başvurmaktadır.  Hastalar;  müracaat  sırasında 

durumları  stabil  ise  ısıran  hayvan  cinsi,  yaralanma 

zamanı,  altta  yatan  hastalık  öyküsü  ve  biliyorsa 

hayvanın  aşılanma  durumunu,  hayvanın  provoke 

edilip  edilmediği  bilgilerini  içerecek  tarzda  detaylı 

olarak  sorgulanmalıdır.  Hastanın  tetanoz  aşı 

durumu,  halen  kullandığı  ilaçlar  ve  allerji  hikayesi 

kaydedilmelidir.  Fizik  muayene  sırasında,  yaranın 

boyutu  ve  tipi  (laserasyon,  delici,  ezilme,  kopma 

vb.)  ve  çevre  dokuların  durumu,  nörolojik,  motor 

ve  vasküler  fonksiyonlar  kayıt  edilmelidir.  Düzensiz 

yaralanmaların  kayıt  altına  alınabilmesi  amacıyla 

diyagramlar  veya  fotoğraf  çekimi  faydalı  olabilir     

(8). 


Enfeksiyon  gelişmeyen  yaralarda  rutin  olarak 

kültür alınması önerilmemektedir. Yaranın başlangıçta 

bol  temiz  su  ve  sabunla  yıkanarak  temizlenmesi 

enfeksiyon  riskini  bariz  bir  şekilde  düşürür.  Alkol 

gibi irritan maddelerin kullanımından, doku hasarını 

artırarak  enfeksiyon  gelişimini  kolaylaştıracağından 

kaçınılmalıdır.  Nekrotik  ve  ölü  dokular  ile  yabancı 

cisimler  yaradan  uzaklaştırılmalıdır.  Köpekler  güçlü 

çene  yapıları  nedeniyle  ısırma  esnasında  kemik 

kırıklarına neden olabilirler. Eğer eklem ve el bölgesini 

içeren yaralanmalar mevcut ise  düz radyografilerin 

alınması  kırıkların  gösterilmesi  veya  dokudaki 

yabancı cisim varlığının gösterilmesi açısından faydalı 

olacaktır (23).



HAYVAN VE İNSAN ISIRIKLARI

Tablo  1. 

Isırık  yaralanmasına  neden  olan  kaynağın  ağız 

florası patojenleri (13,14)

KAYNAK

PATOJENLER

Köpek

Pasteurella dagmatis, Pasteurella 

canis, Staphylococcus aureus, 

S.epidermidis, alfa ve beta hemolitik 

streptokoklar, Moroxella spp. Neisseria 

spp., Capnocytophaga canimursis, 

Capnocytophaga cynodegmi, Clostridium 

spp., Bacteroides spp., Fusobacterium, 



Porfhyromonas, Leptospira interrogans, 

Prevotella spp. 

Kedi

Pasteurella multocida, Pasteurella 

septica, S.epidermidis, alfa ve beta 

hemolitik streptokoklar, Bacteroides spp., 



Bergeyella zoohelcum, Fusobacterium, 

Porfhyromonas, Francisella tularensis

Kemirgenler Streptobacillus moniliformis, Spirillum 

minus, E.coli, Leptospira interrogans, 

Salmonella spp.

İnsan

Viridans streptokoklar, S.pyogenes, 



S.aureusEikenella corrodens, Hepatit 

B, Hepatit C, HIV, primer sifiliz, Herpes 

simplex.



Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi

157


Cilt 67 

 

Sayı 3 



 

2010


  

Yaranın  sütüre  edilmesi  konusu  tartışmalıdır. 

Enfekte olmuş ve yaralanma üzerinden 24 saat geçen 

yaralar açık bırakılmalıdır. Bazı bilim adamları bariz 

bir  enfeksiyon  riski  yoksa  ve  yaralanma  üzerinden 

sekiz  saatten  az  süre  geçmişse,  yaranın  yıkanarak 

temizlenmesi 

ve 


debritman 

uygulanmasından 

sonra 

yaranın 


kapatılmasını 

önermektedirler.                                    

El  gibi  yüksek  enfeksiyon  riskine  sahip  bölgelerde 

meydana  gelen  yaralanmalar  açık  bırakılabilir.             

Yüz  bölgesi  gibi  kozmetik  sorunlara  neden                                               

olabilecek yaralanmalar, plastik cerrahlar tarafından 

primer  olarak  kapatılmalıdır  (24).  Eğer  geniş                                                                                  

doku  kaybı,  kemik  fraktürü,  ciddi  yüz  ve  baş 

yaralanmaları varsa cerrahi ve ortopedi konsültasyonu 

gerekebilir.

Hayvan  ısırıkları  sonrasında  genel  olarak 

psikolojik  sorunlar  göz  ardı  edilmektedir.  Yapılan 

bir  çalışmada,  köpek  saldırısına  uğramış  çocukların 

yarısında  post  travmatik  stres  bozukluğu  geliştiği 

bildirilmektedir  (25).  Isırılma  sonucunda  çocuklarda 

agresyon, dil gelişim bozukluğu ve öğrenme güçlüğü 

görülebilmektedir.  Bu  nedenle,  saldırıya  uğramış 

çocuklarda psikiyatrik değerlendirme yapılması akılcı 

olacaktır (23).

PROFİLAKSİ

Proflaktik antibiyotik uygulamasının insan kaynaklı 

ısırıklarda  yara  enfeksiyonunun  azaltılmasında  etkili 

bulunmasına  rağmen,  kedi  veya  köpek  ısırıklarından 

kaynaklanan  yara  enfeksiyonunu  engellediğine 

dair  kanıt  yoktur  (26).  Ancak  enfeksiyon  gelişimi 

açısından  risk  taşıyan  (el  yaralanmaları,  prostetik 

eklem bölgesindeki yaralanmalar,  diabetes mellitus, 

aspleni, böbrek yetmezliği, uzun süreli kortikosteroid 

kullanımı, immün yetmezlik vb.) hastalara antibiyotik 

proflaksisi  verilmelidir.  Penisilin  alerjisi  yoksa            

beta-laktam  antibiyotiklerin  (penisilin,  sefalosporin) 

kullanılması  yeterlidir.  Penisilin  alerjisi  olanlara 

trimetoprim-sulfametoksazol, kinolon (siprofloksasin, 

moksifloksasilin), klindamisin ve tetrasiklin verilmesi 

uygun yaklaşım olacaktır. Genel olarak; 5-7 gün süre 

ile proflaktik antibiyotik tedavisi verilmesi yeterlidir  

(20,27).


Tetanoz  proflaksisi,  hayvan  ve  hatta  insan 

ısırığı  kaynaklı  yaralanmaların  bakımında  göz  ardı 

edilmemelidir.  Hastanın  aşılanma  durumuna  göre 

tetanoz  toksoidi  uygulanmalıdır.  Rutin  yara  bakımında 

tetanoz proflaksi önerileri Tablo 2’de belirtilmiştir (28).

Vahşi veya provoke edilmeyen hayvan tarafından 

ısırılanlar, kuduz hastalığı açısından risk altındadırlar. 

Hayvan  sahibi  tarafından  aşı  uygulandığını  gösterir 

kanıtlar  mevcut  ise,  hayvan  evde  gözetim  altına 

alınmalıdır. Ancak hayvanın aşı durumu bilinmiyorsa, 

resmi  makamlarca  gözetim  altına  alınmalıdır.  Eğer 

hayvan 10 gün boyunca karantinaya alınamayacaksa, 

kurbana  48  saat  içerisinde  kuduz  proflaksisi 

başlanmalı ve hayvanın kuduz olmadığı anlaşıldığında 

aşılamaya  son  verilmelidir.  Kuduz  proflaksisi,  aktif 

(aşı)  ve  pasif  (immünglobulin)  bağışıklamadan 

oluşmaktadır.  Proflaksi  şeması;  yetişkin,  çocuk  ve 

gebeler  için  aynıdır.  Sağlık  Bakanlığı;  bağışıklık 

eksikliği olan veya immünsupresif ilaç kullananlarda, 

50 yaşın üstünde olan ve obez hastalarda aşı yanıtının                        

güvenli  olamayabileceği  ve  bu  gruba  90.  günde                                                        

6. doz aşı uygulanması gerektiğini bildirmektedir (29). 



A. KARAKAŞ,  H. İLHAN ve V. TURHAN

Tablo 2. 

Yaralanma sonrası tetanoz proflaksisi önerileri (27)

 

Temiz ve Küçük 

Yaralanmalar

Diğer 

Yaralanmalar

Tetanoz aşı durumu

Td

TIG


Td

TIG


Daha önce aşılanmış

<5 yıl

HAYIR


HAYIR

EVET


HAYIR

5-10 yıl


EVET

HAYIR


EVET

EVET


Daha önce 

aşılanmamış veya 

Aşılanma üzerinden 

10 yıl süre geçmiş

EVET

EVET


EVET

EVET


Td  : Tetanoz-difteri (1/10) toksoidi

TIG : Tetanoz immünglobulin




Cilt 67 

 

Sayı 3 



 

2010


  

Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 

158

Kuduz  immünglobulin  (RIG);  yarılanma  ömrü  21  gün 



olup  uygulandığında  hızlı  bir  koruma  sağlamaktadır. 

Daha  önce  aşı  olmuş  kişilere  RIG  verilmemelidir 

(8,30).  Temas  sonrasında  immünglobulin  buluna-

mamışsa aşıya başlanır, yedi gün içinde temin edilirse 

RIG  yapılmalıdır.  RIG  bulunamayan  durumlarda 

Dünya  Sağlık  Örgütü  (DSÖ)’nün  önerdiği  Zagrep 

şeması  (kısaltılmış  2.1.1  şeması:  0.  gün  iki  doz, 

7.  ve  21.  günlerde  birer  doz  olmak  üzere  toplam                                

4 doz) alternatif olarak uygulanabilir (29). Kuduz için 

proflaksi şeması Tablo 3’de verilmiştir (29,30).

Aşı  Danışma  Kurulu  (Advisory  Committee 

on  Immunization  Practices,  ACIP);  daha  önce 

aşılanmamış kişilerin temas sonrası prolaksisinde beş 

doz  aşı  yerine  dört  doz  (0,  3,  7  ve  14.  günde  1  mL 

HDCV  veya  PCEC)  uygulanmasının  yeterli  olacağını 

bildirmektedir.  Ancak  immünkompromize  kişilerde 

aşı şemasının beş doza tamamlanması önerilmektedir. 

Yapılan  çalışmalarda  dört  doz  aşıdan  sonra  yeterli 

antikor düzeyi oluştuğu bildirilmektedir (30).

HIV  (Human  Immun  Deficiency  Virus)’in  tükürük 

yoluyla bulaşma ihtimalinin çok düşük olması nedeni 

ile insan ısırıklarında rutin proflaksi önerilmemektedir 

(21,22).

HBsAg  pozitif  biri  tarafından  ısırılan  ve  anti-

HBs  durumu  negatif  olanlara  Hepatit  B  aşısı  ve 

immünglobulin  ile  proflaksi  sağlanmalıdır.  İnsan 

ısırıkları  ile  karşılaşılması  muhtemel  yerlerde 

çalışanlara  ise  işe  başlamadan  önce  HBV  aşısı 

yapılarak korunma sağlanmalıdır (31). 

HAYVAN VE İNSAN ISIRIKLARI

Tablo 3. 

Kuduz proflaksisi önerileri (28,29)



AŞILANMA DURUMU

YORUM

AŞILAMA

Daha önce aşılanmamış

Yara temizliği

Bütün yaralar derhal su ve sabun kullanılarak temizlenmelidir. 

Mümkünse  viral  etkili  bir  dezenfektan  ile  (iyot,  povidon  iyot 

çözeltisi gibi) yara yıkanmalıdır.



İnsan Kuduz 

immünglobulin (HRIG)

Doz:  20  IU/kg’dır.  Eğer  yara  yeri  uygun  ise  bütün  doz  yara 

çevresine verilmelidir. Uygun değilse, yara çevresine maksimum 

doz verildikten sonra, geri kalan kısım aşı uygulama bölgesinden 

uzak bir bölgeye IM olarak yapılmalı. HRIG ve aşı aynı enjektöre 

çekilmemelidir. Aktif  antikor  üretimini  baskılayabileceğinden, 

önerilen dozdan fazla HRIG uygulanmamalıdır.

Aşı

HDCV (Human diploid cell vaccine) veya PCECV (purified chick 

embryo cell vaccine) 1.0 mL, IM (deltoid bölge), 0, 3, 7, 14 ve 

28. günde birer doz uygulanır. Antikor cevabını düşürdüğünden 

asla  gluteal  bölgeye  enjeksiyon  yapılmamalıdır.  10  günlük 

gözlem  sonunda,  şüpheli  temasa  neden  olan  hayvanın  kuduz 

olmadığı kanıtlanırsa aşılamaya son verilmelidir.

Daha önce aşılanmış olanlar Yara temizliği

Bütün yaralar derhal su ve sabun kullanılarak temizlenmelidir. 

Mümkünse viral etkili bir dezenfektan ile (povidon iyot çözeltisi 

gibi) yara yıkanmalıdır.



HRIG

HRIG verilmemeli



Aşı

HDCV  veya  PCECV  1.0  mL,  IM  (deltoid  bölge),  0  ve  3.  Günde 

birer doz uygulanır.



Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi

159


Cilt 67 

 

Sayı 3 



 

2010


  

A. KARAKAŞ,  H. İLHAN ve V. TURHAN

TEDAVİ

Isırılmaya  bağlı  yaralanmalarda  hafif  cilt 

enfeksiyonundan  septik  artrtit,  osteomiyelit  ve 

kompartman  sendromu  gibi  ciddi  seyirli  enfeksi-

yonlara  kadar  değişik  komplikasyonlar  görülebilir. 

Gelişen  enfeksiyonların  büyük  kısmı  ayaktan 

tedavi  edilebilirken,  hastaların  %  1-2’si  hastanaye 

yatırılarak  tedavi  edilmektedir.  Geniş  veya  derin 

doku yaralanmaları, sistemik enfeksiyon bulgularının 

varlığı, ayaktan uygulanan tedaviye yanıtsızlık ve insan 

ısırıklarına bağlı el bölgesi yaralanmaları durumunda 

hastalar  yatırılarak  izlenmelidir.  Bunun  yanında 

ayaktan  uygulanan  tedaviye  uyumu  iyi  olmayanlar 

ile immün yetmezliği olan hastalar da gözlem altında 

tedavi edilmelidir (19). 

Hayvan  ısırıklarında  ampirik  antibiyotik  tedavisi, 



Pasteurella,  S.aureus,  streptokoklar  ve  anaerobik 

patojenleri  kapsamalıdır.  İnsan  ısırıklarına  bağlı 

gelişen yara enfeksiyonlarında ise Pasteurella yerine 

Eikenella  corodens’i  kapsayacak  tarzda  antibiyotik 

seçimi  yapılmalıdır.  Penisilin  veya  ampisilin, 



Pasteurella  spp.  ne  ve  oral  floranın  diğer  üyelerine 

karşı etkilidir. Bununla birlikte, insan ağız florasında 

bulunan  S.aureus  ile  anaerobların  yarısından  fazlası 

bu  antibiyotiklere  dirençlidir.  Kontrendikasyon 

yoksa, ayaktan tedavi edilecek hastalarda hayvan ve 

insan  ısırığı  kaynaklı  yara  enfeksiyonlarında  hemen 

hemen  tüm  patojenlere  karşı  etkili  olduğundan, 

oral  amoksisilin/klavulanat  kabul  görmüş  bir  tedavi 

yaklaşımıdır.  Hastaneye  yatırılan  hastalarda  ısırık 

kaynaklı  yara  enfeksiyonu  tedavisi  için  parenteral 

beta-laktamaz  inhibitörü  içeren  beta  laktamların 

(amoksisilin/klavulanat  ±  aminoglikozit,  tikarsilin/

kalvulanat)  kullanılması  tercih  edilmelidir.  Bunun 

yanında,  sefoksitin,  sefuroksim,  ve  seftriakson  da 

kullanılabilir.  Ancak  bunlardan  sadece  sefoksitinin 

anti-anaerobik  etkiliğinin  olduğu  unutulmamalıdır 

(19,23).

Penisilin  alerjisi  olanlarda  eritromisin  ve 

azitromisin 

alternatif 

seçeneklerdir. 

Ancak, 


son  yıllarda  Pasteurella  ve  Eikenella  türlerinin 

eritromisine  direnç  gösterdikleri  bildirilmektedir. 



Pasteurella  ve  Eikenella  türlerine  azitromisin  daha 

etkili olduğundan uygun hastalarda bu seçenek tercih 

edilmelidir (31) 

Tetrasiklinler  tedavide  kullanılabilecek  diğer 

seçenekler  olmasına  rağmen,  çocuk  ve  gebelerde 

kullanılmamalıdır. Klindamisin, cilt enfeksiyonlarında 

yaygın olarak kullanılmakla birlikte, Pasteurella spp.

ve  E.corodens’e  karşı  zayıf  etkinlik  göstermektedir. 

Bununla  beraber  penisiline  allerjik  yetişkinlerde 

siprofloksasinle  ve  çocuklarda  da  trimetoprim-

sulfametoksazol  ile  kombine  edilebilir. Tedavi  süresi 

genel  olarak  7-14  gündür.  Ancak  osteomiyelit, 

artrit, protez enfeksiyonu gibi ciddi komplikasyonlar 

gelişmişse bu süre çok daha uzamaktadır (19,23,31). 

Sonuç  olarak;  hayvan  ve  insan  ısırıkları  önemli 

bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Bu 

ısırıklar ciddi enfeksiyon ve komplikasyonlara neden 

olabilmektedir.  Ayrıntılı  değerlendirme,  yaranın 

zamanında  usulüne  uygun  temizlenmesi  ve  riskli 

hastalara  uygulanacak  proflaktik  yaklaşımlarla  ciddi 

seyirli komplikasyonlar önlenebilir.



Cilt 67 

 

Sayı 3 



 

2010


  

Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 

160

Benson LS, Edwards SL, Schiff AP, Williams CS, Visotsky 



JL. Dog and cat bites to the hand: treatment and cost 

assesment. J Hand Surg Am, 2006;31 (3):468-73. 

Griego RD, Rosen T, Orengo IF, Wolf JE. Dog, cat, and 

human  bites:  a  review  J  Am  Acad  Dermatol,  1995; 

33(6):1019-29.

Weiss HB, Friedman DI, Coben JH. Incidence of dog bite 

injuries treated in emergency departments JAMA, 1998; 

279 (1): 51-3.

Morgan M, Palmer J. Dog bites. BMJ, 2007; 334 (7590): 

413-7.


Chomel BB, Trotognon J. Epidemiologic surveys of cat 

bites in the Lyon area of France. Eur J Epidem, 1992; 

8(4): 619-24.

MacBean  CE,  Taylor  MDD,  Ashby  Karen.  Animal  and 

human bite injuries in Victoria, 1998-2004. Med J Aust, 

2007; 186 (1): 38-40.

Goldstein  EJ.  Bites  wounds  and  infection.  Clin  Infect 

Dis, 1992; 14: 633-40.

Presutti RJ. Prevention and treatment of dog bites. Am 

Fam Physician, 2001;63(8):1567-1572.

Aksoy  M,  Demirbaş  B,  Maden  F  ve  ark.  Ankara  İlinde 

2005-2009  yılları  arasında  görülen  şüpheli  ısırıkların 

ve  kuduz  aşılamasının  değerlendirilmesi.  3.  EKMUD 

Kongresi, Ankara. 12-16 Mayıs 2010, Kongre Özet Kitabı 

s:199.

Özsoy M, Yakıştıran S, Özkan E. 2000 Yılında kuduz aşı 



merkezine başvuran hastaların değerlendirilmesi. Türk 

Hij Den Biyol Derg, 2002;59 (1):1-6.

Smith PF, Meadowcroft AM, May DB. Treating mammalian 

bite wounds. J Clin Pharm Ther, 2000; 25 (2): 85-9. 

Goldstein E. Bites.  Mandell, Douglas and Bennett (eds). 

Principles of infectious diseases. Churchill Livingstone, 

2005, p:3553-6.

Hirschhorn RB, Hodge RR.



 

Identification of risk factors 

in rat bite incidents involving humans. Pediatrics, 1999; 

104; e35:1-6. 

Dendle C, Looke D. Management of mammalian bites. 

Aust Fam Physician, 2009; 38 (11): 868-74.

Talan  DA,  Citron  DM,  Abrahamian  FM,  Moran  GJ, 

Goldstein EJ. Bacteriologic analysis of infected dog and 

cat bites. N Eng J Med, 1999: 340 (2): 85-92.

Abrahamian  FM.  Dog  bites:bacteriology,  management 

and  prevention.  Curr  Infect  Dis  Resp,  2000:  2  (5):           

446-53. 


1.

2.

3.

4.

5.

6.

7.

8.

9.

10.

11.

12.

13.

14.

15.

16.

Elliott  SP.  Rat  bite  fever  and  Streptobacillus    



moniliformis. Clin Microbiol Rev, 2007; 20 (1): 13-22.

Centers  for  Disease  Control  and  Prevention.  Rabies. 

(http://www.cdc.gov/rabies)  [Erişim Tarihi: 22 Mayıs 2010]. 

Stefanopoulos  P,  Karabouta  Z,  Bisbinas  I,  Georgiannos 

D, Karabouta I. Animal and human bites: Evaluation and 

management. Acta Orthop Belg, 2004; 70(1):1-10.

Bartholemow CF, Jones MA. Human bites: A risk factor 

for HIV transmission. AIDS, 2006; 20: 631-2.

Richman KM, Rickman LS: The potential for transmission 

of human immunodeficiency virus through human bites. 

J Acquir Immune Defic Syndr, 1993, 6: 402–6. 

Havens  PL.  Postexposure  prophylaxis  in  children  and 

adolescents  for  nonoccupational  exposure  to  human 

immunodefi  ciency  virus.  Pediatrics,  2003,  111(6): 

1475–89.

Mills LD, Lilley J. Assesing and managing mammal bites. 

Emerg  Med.  2009;41(1):35.(http://www.emedmag.

com/html/pre/uce/uce/041010035.asp) [Erişim Tarihi: 

22 Mayıs 2010].

Chen E, Hornig S, Shepherd SM, Hollander JE. Primary 

closure  of  mammalian  bites.  Acad  Emerg  Med,  2000; 

7(2): 157-61.

Peters  V,  Sottiaux  M,  Appelboom  J,  Khan  A. 

Posttraumatic stres disorder after dog bites in children. 

J Pediatr, 2004; 144(1): 121-2.

Troy W. S. Turner. Do mammalian bites require antibiotic 

prophylaxis? Ann Emerg Med, 2004; 44(3): 274-6.

Taplitz RA. Managing bite wounds. Postgrad Med, 2004; 

116(2): 49-59 

Tetanoz  aşısı.  (http://asidanisma.com/eriskinlerde_

bagisiklama_03p.asp) [Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2010] 

Türkiye  Cumhuriyeti  Sağlık  Bakanlığı  Temel  Sağlık 

Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Kuduz Korunma ve Kontrol 

Yönergesi.  2001;  B100TSH0110002  09.05.2001/7755 

sayılı genelge.

Center  for  Disease  Control  and  Prevention.  Use  of  a 

Reduced  (4-Dose)  Vaccine  Schedule  for  Postexposure 

Prophylaxis to Prevent Human Rabies. Recommendations 

of  the Advisory  Committee  on  Immunization  Practices 

(ACIP). MMVR 2010;59:RR-2.

Brook I. Management of human and animal bite wound 

infection:  An  overview.  Curr  Infect  Dis  Rep,  2009; 



11(5):389–95.

17.

18.

19.

20.

21.

22.

23.

24.

25.

26.

27.

28.

29.

30.

31.

KAYNAKLAR

HAYVAN VE İNSAN ISIRIKLARI

Yüklə 118,89 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə