Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, e. 19, 149-154, Ağustos 1976



Yüklə 80,14 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix21.06.2018
ölçüsü80,14 Kb.
#50477


Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, e. 19, 149-154, Ağustos 1976

Bulletin of the Geological Society of Turkey, v. 19, 149.15%, August 1976

San Andreas ve Kuzey Anadolu Fayları

arasında bir karşılaştırma

A comparison between the San Andreas and the North Anatolian Faults

ÎHSAN KETİN Maden Fakültesi, İstanbul Teknik Ünivrsitesi, Istanbul

ÖZ: San Andreas ve Kuzey Anadolu Fay zonları birçok yönleri ile birbirine benzerler. San Andreas Fayı gibi, Kuzey

Anadolu Fayı da yeryüzünde ençok tanınan Jeolojik yapılardan biridir. Her ikisi de sag yönlü . doğrultu atımlı faylar-

dır ve aynı zamanda transform fay niteliğindedirler. Yaşları (Miyosen sonları veya Pliyosen, 10-12 milyon yıl öncesi),

boyları (1100 ile 1600 km) ve zon olarak genişlikleri (1/2 ile 10 km) birbirine çok yakındır. Yatay kayma hareketleri

esas itibariyle sağ: yönlü olmakla beraber, her ikisinin de sol-yönlü olarak hareket eden kollan vardır (Garlock ve Doğu

Anadolu Fayları gibi).

Ancak, her iki fay zonunun topoğrafik görünümleri ile en fazla atım değerleri birbirinden oldukça farklıdır: San

Andreas Fayı boyunca oluşan en büyük atım, yaklaşık 300 km olduğu halde, Kuzey Anadolu'da bugüne dek saptanan

en büyük atım değeri 85-90 km kadardır. Ayrıca, Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun fizyografik yapısı San Andreas Fay Sis-

temine kıyasla daha özgül, daha tipiktir.



150

KETÎN


ABSTRACT: In many aspects, the San Andreas and the North Anatolian fault zones show many similarities. From

the geological point of view, as the San Andreas Fault in California, the North Anatolian Fault Zone is one of the ^est-

known structure of the world. They are similarly right-lateral, strike-slip faults, at the same time, are transforms.

They are of Late Miocene - Pliocene in age (10-12 m.y.) and are about 1100 - 1600 km long. Their zonal widths (0.5 - 10

km) a>re in the same order and magnitude. Although sense of their strike-slip movement is principally right - lateral,

they have a lef t-lateral branch (The Bast Anatolian Fault of the North Anatolian Fault and the Garlock Fault of the

San Andreas Fault). However, they vary in the maximum amount of lateral displacement and show different topog-

raphic features. The maximum offset is nearly 300 km along the San Andreas Fault whereas it is approximately 85-90

km along the North Anatolian Fault. As far as the physiographical characteristics are concerned, The North Anatolian

Fault Zone is more spectacular than San Andreas Fault.

GİRİŞ

Bu kısa makalenin amacı, Türkiye'de ve Kaliforniya'da,



bir sıra büyük ve yıkıcı depremlerin oluşumuna neden olan

ve birçok yönleri ile birbirine benzeyen Kuzey Anadolu Fayı ile

San Andreas Fayı'nı karşılaştırmak, her iki fayın birbirine

uyan ve uymayan özelliklerini belirtmek, açıklığa kavuştur-

maktır.

Bu karşılaştırma, yazarın 1975 yaz aylarında Kaliforni-



ya'da, San Andreas Fayı üzerindeki gözlemlerine ve Kuzey

Anadolu Fayı boyunca, önceki yıllarda yaptığı, bir seri ince-

lemelere dayanmaktadır.

SAN ANDREAS FAYI

Dünyada en çok adı geçen faylardan bir olan San And-

reas Fayı, Kuzey Amerika'nın Pasifik Okyanusu kıyısına

paralel olarak, KB-GD doğrultusnda uzanan ve Pasifik kıyı

dağlarını boydan boya kesen büyük bir kırık sistemi, doğrul-

tu atımlı sağ yönlü bir fay zonudur (şekil 1). Kuzeyde Pa-

sifik kıyısındaki Point Arena'dan güneyde Meksika sınırına

kadar olan Kaliforniya Eyaleti içindeki uzunluğu yaklaşık

olarak 1100 kilometredir. Fayın Kuzeye doğru uzantısı Pa-

sifik'ten geçerek Gorda ve Juan de Fuca okyanus sırtına ka-

dar, güneyde ise Kaliforniya Körfezi'ne, dolayısıyla Doğu

Pasifik Sırtı'na kadar devam eder. Bu durumu ile San An-

dreas Fayı, iki okyanus sırtını birbirine bağlıyan 1600 km

uzunlukta tipik bir transform fay niteliğindedir (Wilson,

1965).


San Andreas Fayı'nı, ilk kez tanıyan jeolog, Lawson

(1895) olmuştur. Fayın adı da Lawson (1895) tarafından, San

Fransisko yarımadasında, çizgisel görünümlü vadi içinde (fay

zonunda) yeralan San Andreas gölü'ne izafeten verilmiştir.

Ancak, San Andreas Fayı'nm, dünyaca tanınması 18 Nisan

1906 San Fransisko depreminden sonra olmuştur. Mağnitüdü

8,3 olan bu depremde, San Francisco'dan başka, San Jose,

Santa Rosa, Palo Alto ve Stanford Üniversitesi büyük hasar

görmüş., 700 kişi ölmüş ve milyonlarca dolar maddî zarar mey-

dana gelmiştir. Fakat bu olay, aynı zamanda fay ve deprem

konularmda yeni bir bilimsel araştırmanın doğmasına da ne-

den olmuştur. San Andreas fayı, o tarihten ,beri (70 yıl) jeo-

log ve jeofizikçiler tarafından sürekli olarak incelenmiştir;

araştırmalar günümüzde de yoğun bir şekilde sürdürülmek-

tedir. Bununla birlikte, fay hakkında bilinmesi gereken daha

birçok hususlar vardır; fayın en fazla atımının yüzlerce kilo-

metre mi yoksa birkaç on kilometre mi olduğu bugün de

tartışılmaktadır. Aşağıda belirtileceği gibi, fay boyunca en

fazla yer değiştirmenin 300 km olduğunu yazan araştırıcılar

yanında, 30-40 km'lik bir atımı savunan jeologlar da vardır.

San Andreas Fayı'nı, kuzeyde Point Arena'dan güneyde

San Gorgonio Pass'a kadar, yaklaşık 800 km, sürekli olarak

arazide izlemek olanaklıdır. Fay çizgisi, Point Arena'dan

sonra Tomales Bay, Olema vadisi, Bolinas Lagoon'dan ve

San Fransisko şehrinin batı kenarından geçerek güneye doğ-

ru San Andreas Gölü, Crystal Spring Reservuarı boyunca

uzanır ve daha güneyde Hollister ve Almaden yakınından,

Carrizo Plain kenarından, Tejon Pass ve Cajon Pass'tan, Los

Angeles'ın 60 km kuzeydoğusundan, San Bernardino yakı-

nından ve San Gorgonio Pass'tan geçerek Imperial Valley

düzlüğü içinde çatallanaraJc görünmez olur. Bu çizgi boyun-

ca fay zonu, Coast Range, Transvers Range gibi jeolojik ya-

pıları dar açılarla (çapraz olarak) keser ve Santa Gruz Mt,

Gatoilan Range, Cholame Hills, Temblor Range, San Gabriel

Mts., Pine - Canyon, San Bernardino Mts., San Jacinto Mts.,

gibi dağlık bölgelerden geçer ve buralarda Granit, Granodi-

yorit ve metamorfik kayaçları keser.

San Andreas Fayı, tek bir kırık çizgisi olmayıp, az-çok

birbirine paralel ya da kademeli olarak sıralanmış birçok fay

parçalarından, fay kollarından oluşmuş bir fay sistemidir.

Bunlar, genişliği birkaç yüz metre ile, birkaç kilometre (en

çok 10 km) arasında değişen, bir Fay zonu meydana getir-

mişlerdir.

Fay sistemini oluşturan parçalar, kollar, aynı yaşta de-

ğildir; bir kısmı eski, diğerleri ise günceldir. 1973 yılında Ka-

liforniya Maden ve Jeoloji Dairesi tarafından yayımlanan

1/750.000 ölçekli "Kaliforniya Fay ve Jeoloji Haritasında" fay

parçaları yaşlarına göre renklendirilmiş olup, üç grup halin-

de gösterilmiştir.

Şöyleki:


1 — Tarihsel zamanlarda (son 200 yıl içinde) meydana

gelen depremlerde saptanan güncel (aktif) faylar,

kırmızı çizgilerle;

2 —• Kuvaterner yaşlı olanlar (son 2 milyon yılda olu-

şanlar, tarihsel hariç) turuncu çizgilerle ve

3 — Kuvaterner öncesi (2 milyon yıldan daha yaşlı)

olanlar siyah çizgilerle belirtilmişlerdir.

Eski ve yeni faylar, arazide, morfolojik özellikleri ve fay

çizgisinin aşınma dereceleri ile birbirinden ayrılabilmektedir.

Fay zonu boyunca yer-yer ötelenmiş dere yatakları, ke-

silmiş taraçalar, klasik Rift topografyası, moloz tepecikleri,

sırtlar ve grabenler, gölcükler, kayaç dilimleri, kayma yüzey-

leri, kaynaklar ve traverten oluşumları görülür.

1906 depremi sırasında, 300 km boyundaki fayın geçtiği

yerlerde dere yatakları, yollar, boru hatları ve bahçe duvar-

ları sağ yönlü olarak metrelerce ötelenmişlerdi. Bu dönemde,

fay boyunca oluşan en büyük atım, en fazla sağ yönlü yer-

değiştirme, San Francisco'nun 50 km kadar kuzeyinde, To-




SAN ANDREAS VE KUZEY ANADOLU FAYLARI

151


males Bay'ın baş kısmında - Olema yakınında - 6,5 metre ola-

rak saptanmıştır. Burada fay, Jura/Kretase yaşlı karmaşık

yapılı Pransisken (Franciscan) Formasyonu'nu kesmiş ve

ötelemişti.

Daha önce, 1857'de Güney Kaliforniya'nın orta kesimin-

de, mağnitüdü 8olan büyük bir deprem olmuş ve bu deprem

sırasında San Andreas Fayı'nın kestiği birçok dere yatakları,

sağ yönlü olarak 10-11 metre kadar ötelenmişlerdi (Vedder ve

Wallace, 1970; Wood, 1955).

Amerikan tarihinde en büyük deprem olarak nitelendiri-

len 1872 depremi ise (Mağnitüdü +8), San Andreas Fay Zo-

nu dışında, Sierra Nevada Batoliti'nin doğu kenarında, Owens

Valley'de olmuş ve bu sırada, vadi boyunca düşey atımı 6 m,

yatay atımı ise 3-5 m olan bir normal fay oluşmuştu.

San Andreas Fay Zonu'nun San Fransisko ile Hollister-

Almaden arasındaki 160 km'lik kesiminde, tipik fay morfo-

lojisi olan gölcükler, fay düzlemi yamaçları (scarps), ötelen-

miş ağaç dizileri ve kaynaklar görülür. Yine bu kesimde 1906,

1957 ve 1963 depremlerinin yıkıntısı izlenebilir.

Holister ve Almaden çevresinde ayrıca ,krip şeklindeki

güncel fay hareketlerini gözlemek olanağı da bulunmaktadır.

Hollister kasabasının sokaklarında, yol kenarlarında 20, 22, 25

sm'lik sağ yönlü atımlar; Almaden şarabhanesi duvarında 10

sm ve şarabhane bahçesindeki beton duvarlı su arkında 30 sm

lik sağ yönlü yer değiştirmeler tarafımızdan da gözlenmiştir.

Kaliforniya'da araştırma yapan birçok jeologun kanısına

göre, San Andreas fayı Üst Miyosen'den (12 milyon yıldan)

daha yaşlı değildir ve Üst Oligosen'den (28 milyon yıldan)

daha eski olmadığı kesindir. Sağ yönlü kayma hareketi esas

itibariyle 12 milyon yıl önce, Miyosen sonlarına doğru başla-

mıştır.

San Andreas Fayı boyunca oluşmuş olan en fazla kayma



(yerdeğiştirme) miktarı bazı araştırıcılara göre (Crowell,

1975; Vedder, 1975; Ehlig ve diğerleri 1975) 300 kilometre

kadardır. Bunlara "Büyük kaydırıcılıar (Mega slippers, me-

gamobilist)" denilmektedir. Diğer bazı araştırıcılara (Wood-

ford, 1960; Welday ve Baird, 1974) göre ise, en büyük atım,

ancak birkaç 10 kilometredir (Banning Fayında 30-40 km).

Bu tür araştırıcılara da "Mini kaydınmla*

1

 (Minislippers,



mesamobilist)" denilmektedir (Crowell, 1975). Daha önceleri

ise, "550 km'lik bir atım öngörülmüştü (Hill ve Dibblee,

1953)."

Suppe (1970)'e göre, San Andreas Fayı'nın kuzey Kali-



forniya'daki gelişmesi, iki safhada olmuştur. Birinci safha

Kretase sonlarında veya Paleosen'de, ikinci safha ise, Miyo-

sen sonlarına doğru başlıyarak zamanımıza kadar süren dö-

nemdir. Fakat fayın güney Kaliforniya'daki kısmı için, böyle

.bir durumdan söz edilmemektedir.

300 kilometrelik atım için, en güvenilir jeolojik kanıt

olarak, Los Angeles'in 50 km kuzeyindeki Üst Miyosen yaş-

lı Mint Canyon Formasyonu ile buna çok benzeyen Caliente

Formasyonu ve Chocolate Mt. kayaçlarımn durumu gösteril-

mektedir (Ehlig ve diğerleri, 1975). Bu kayaçları inceleyen-

lere göre, Mint Canyon ve Caliente Formasyonları'ndaki ra-

pakivi-dokulu klastik kayaçlar, kuzey Chocolate Mountains

kayaçlarına o kadar benziyorlar ki, her iki formasyonun ana-

vatanının (kökeninin) Chocolate Mountains olduğunda kuşku

duyulmamaktadır. Her üç oluşumda feldispat fenokristalleri-

nin benzerliği ve allanit mineralinin (sorosilikatlardan, Epidot

gurubundan bir mineral) bulunuşu da, olayı bir kez daha ka-

nıtlamaktadır. Araştırıcıların anlatımlarına göre, Üst Miyo-

sen yaşlı Mint Canyon Formasyonu Rapakivi kök bölgesinden

(Chocolate Mts.) San Andreas Fayı boyunca 240 km sağ

yönlü olarak yerdeğiştirmiş; ayrıca, aynı yaşlı Caliente For-

masyonu da Mint Canyon Formasyonu'ndan itibaren, San

Gabriel Fayı boyunca 55-60 km kadar sağ yönlü olarak kay-

mıştır. Toplam olarak, San Andreas Fay Sistemi'nin bu ke-

siminde 300 km lik ,bir yatay kaymanın oluştuğu anlaşılmış-

tır. Bu değer, Ca,rrizo Plain ile Tejon Pass arasında Oroco-

pie-Chocolate Mountains bölgesindeki Senozoyik öncesi temel

arazide saptanan kayma miktarının (180 mil, 290 km), he-

men-hemen aynıdır (Crowell, 1975). Yerdeğiştiren formas-

yonların en genç kesimleri 12 milyon yıl yağlı olduğuna göre,

San Andreas Fay Sistemi'nin bu kesiminin en fazla yaşı, 12

milyon yıldan daha çok değildir.

Temblor ve Caliente Ranges bölgesinde, San Andreas

Fayı boyunca incelenen Miyosen tabakalarının karşılaştırıl-

masından, bunların sedimentasyon özelliklerinden (tabaka ka-

lınlıkları, çökelme ortamı, kaynak arazi, fauna fasiyesi),

Orta Miyosen sonlarından beri oluşan kayma miktarının 296

km ve Pliyosen sonlarından beri de 80 km olduğu saptanmıştır

(Vedder, 1975).

Tejon Pass'ta San Andreas Fayı ile kesişen sol yönlü

Garlock Fayı boyunca oluşan kayma miktarı ise, 65 km ka-

dardır (Crowell, 1975). Kuzeydoğu doğrultusunda Death Val-

ley'e kadar uzanan bu sol yönlü fay kolunun uzunluğu, yak-

laşık 260 km kadardır.

San Andreas fay Sistemi'nin önemli bir parçası olan ve

şimdi aktif olmayan San Gabriel Fayı, Pliyosen sırasında

aktif bulunuyordu ve aktivitesi birkaç milyon yıl sürmüştü

(Crowell, 1975) ve bu sürede fay boyunca 60 km'lik yatay

yerdeğiştirrn». olmuştu. 130 km boyundaki San Gabriel Fayı,

Tejon Pass güneyinden başlar, San Gabriel dağlarından ge-

çerek Cajon Pass yakınında San Andreas Fayı ile birleşir (şe-

kil 1).


San Andreas Fay Sistemi'nin güney kesiminde, fayın ça-

tallanan kollarından biri olan San Jacinto Fayı ise, ancak

Kuvaterner sonlarında aktif durumda idi. O zamandan beri,

bu fay boyunca toplam olarak 24 km lik sağ yönlü bir atım

oluşmuştur (Sharp, 1967).

San Andreas Fay Zonu'nun, Carrizo Plain-Temblor Ran-

ge bölgesinde (Los Angeles'in 100-200 km kuzey batısında.)

araştırma yapan, özellikle 1857 depremi sırasında bu bölgede

aktif olan fay kesiminin meydana getirdiği jeomorfolojik ya-

pıları ayrıntıları ile inceleyen Wallace (1975), fayın kestiği

bazı dere yataklarının 10-11 m sağ yönlü olarak ötelenmiş ol-

duklarını sanmaktadır.

Wallace (1975) aynı zamanda, bölgede 1857 de olduğu

gibi, yeryüzünde 10 metrelik bir yerdeğiştirmenin oluşabile-

ceği, mağnitüdü 8 in üzerinde büyük bir depremin yinelene-

bilmesi için, bölgede uzun süreli elastik streyn hızının 2 sm/

yıl olduğu kabul edildiği takdirde 500 senenin, hızın 1,4 sm/

yıl olduğu kabul edildiğinde ise, 700 yılın (recurrence inter-

val) geçmiş olması gerektiğini belirtmektedir (Wallace, 1975).

KUZEY ANADOLU FAYI

Kuzey Anadolu Fayı da son yıllarda kendisinden çok

sözedilen faylar arasına girmiştir. Özellikle, Alpin Sıradağ-

lar'ın Levha Tektoniği ile ilgilenen jeolog ve jeofizikçiler,




SAN ANDREAS VE KUZEY ANADOLU FAYLARI

153


Şekil 2: Kuzey Anadolu fay zonn.

Figure 2: The North Anatolian fault zone.

Kuzey Anadolu Fayı'nı Karadeniz Levhacığı ile Anadolu Lev-

hacığı'nı birbirinden ayıran bir dönüşüm (Transform) fay ni-

teliğinde değerlendirmiş olmaları, onun Dünya literatüründe

geniş ölçüde yeralmasına neden olmuştur.

Karadeniz kıyısına az-çok parelel olarak, Anadolu'yu B-

D doğrultusunda boydan boya kesen Kuzey Anadolu Fayı'-

nın, batıda Sakarya nehri (Geyve) ile doğuda Van Gölü (Bu-

lanık) arasında kalan ve yeryüzünde kesintisiz olarak göz-

lenebilen uzunluğu, yaklaşık olarak 1100 km; Ege denizi ile

İran sınırı arasında, uzantıları ile birlikte, 1600 kilometre-

dir (şekil 2).

Kuzey Anadolu Fayı'nm doğrultu atınılı sağ yönlü bir

fay zonu olduğu, ilk kez 27 Aralık 1939 büyük Erzincan dep-

reminden (M=8) ve onu izleyen 1942, 1943 ve 1944 depremle-

rinden sonra anlaşılmıştır (Ketin, 1948).

Fayın arazi üzerinde izlenebilen çizgisi (güzergâhı) bi-

lindiği gibi, batıda Biga yarımadasında Yenice-Gönen kesi-

mi ile başlar, Manyas ile Geyve (Sakarya nehri) arasında bir

kesiklik yaptıktan sonra, batıda Mudurnusuyu, Abant, so-

ğanlı vadileri, doğudaı Destek boğazı, Kelkit ve Elmalı vadi-

leri boyunca uzanır, Boyalı ile Havza arasında İlgaz dağla-

rını keser ve Bolu, Gerede, İsmetpaşa İstasyonu, Kargı, Kâ-

mil, Havza, Lâdik, Erbaa, Niksar, Reşadiye, Suşehri, Erzin-

can, Karlıova, Varto ve Bulanık kasabaları içerisinden ya da

çok yakınlarından geçer (şekil 2).

San Andreas Fayı gibi, Kuzey Anadolu Fayı da, tek bir

kırık düzlemi olmayıp birçok fay parçalarından oluşmuş bir

fay zonu, bir fay sistemi durumundadır. Bu parçalar kademe-

li ya da birbirine az-çok paralel olarak sıralanırlar ve orta-

lama 500-1000 m, bazı yerlerde .birkaç km, ovalık bölgelerde

ise 8-10 km genişlikte bir fay zonu meydana getirirler. Çoğu

kez, tipik bir Rift morfolojisi gösteren bu fay zonu kenarın-

da ve içerisinde, çok sayıda ötelenmiş dere yataklarına, ezik

kayaçlardan oluşmuş tepeciklere ve sırtlara, graben biçimin-

de çukurluklara, gölcüklere, sıcaksu kaynaklarına, traverten

oluşuklarına ve küçük boyda çok genç volkan konilerine (Er-

zincan ovasında ve Kelkit vadisinde) rastlanır.

1939 ile 1967 yılları arasında, Kuzey Anadolu Fay Zo-

nu'nda olan, mağnitüdleri 7 ilâ 8 mertebesindeki büyük dep-

remler sırasında, yeryüzünde gözlenen ve Ölçülen fay parça-

larının boyları 40 km ile 340 km (1939 Erzincan-Kelkit va-

disi depremi) arasında; sağ yönlü yatay atım değerleri 1,5

ile 4,3 m (1953 Yenice depremi); düşey atımları ise 0.40 m

ile 2 m (1939 Erzincan) arasında bulunmakta idi.

Kuzey Anadolu Fay Zonu boyunca oluşan sağ yönlü kay-

ma hareketinin başlangıcı (fayın yaşı), büyük ,bir olasılıkla

Üst Miyosen'e (8-10 milyon yıl öncesine), fakat kesinlikle

Pliyosen başlarına (5-6 milyon yıl öncesine) rastlar. Gerede

ile İlgaz arasındaki kesimde inceleme yapan Tokay (1973),

fay zonundaki yatay kayma hareketlerinin, özellikle Orta

Pliyosen'de başladığını belirtir ve o zamandan beri, 1-1,5 sm/

yıl'lık ortalama hızla, 60-80 kilometrelik sağ yönlü bir yer-

değiştirmenin oluşabileceğini savunur.

Daha önce Mudurnusuyu Vadisi'nde araştırmalar yapan

Abdüsselâmoğlu (1959), vadi boyunca gelişmiş olan fay zo-

nu içinde, klastik Pliyosen tortularının çökelmiş olduklarını

açıklar. Ayrıca, Alt Miyosen ya da daha yaşlı tortuların fay

zonu içinde birikmiş olduğu şimdiye kadar hiçbir yerde ka-

nıtlanmış değildir.

Fa,y üzerindeki sağ yönlü atımın (yerdeğiştirmenin) bu-

güne dek saptanan en büyük değeri 85-90 km olarak veril-

mektedir (Seynıen, 1975). Seymen (1975)'in Kelkit vadisinde

Reşadiye çevresindeki çalışmaları ile, Pontit-Anatolit tekto-

nik .birlikleri sınırının ve pelajik fasiyesli Jura/Kretase for-

masyonlarının Kuzey Anadolu Fayı tarafından kesilerek sağ

yönlü olarak 85-90 km yer değiştirmiş oldukları kestirilmek-

tedir.


Kayma hareketinin ortalama hızını, Seymen (1975), 0,5-

0,6 sm/yıl; Arpat ve Şaroğlu (1975) son yanm milyon yıl için

7 mm/yıl'dan daha büyük; Canıtez (1973) ise, 1-2 sm/yıl ola-

bileceği kanısmdadırlar.

Kaymanın uzun süreli ortalama hızı 1 sm/yıl olarak ka-

bul edilirse, 90 km'lik en büyük atımın 9 milyon yılda ger-

çekleşmiş olması gerekir; bu sürenin başlangıcı ise Miyosen



154

KETÎN


sonlarına rastlar. Kayma hızını Seymen gibi 0,5 - 0,6 sm/yıl

olarak düşünürsek, elde edeceğimiz zaman süresi 18-15 mil-

yon yıl; Arpat ve Şaroğlu (1975) gibi alırsak geçen süre 13

milyon yıl olacaktır. Bu değerler yaklaşık olarak Orta-Üst

Miyosen'i belirtirler.

îsmetpaşa Tren tstasyonu'nun yakınındaki karayolları

bakım evi bahçesini çevreleyen tag duvarda saptanan, tek-

tonik krip hareketinin hızı ise, ortalama 1,5 sm/yıl'dır (1957

ile 1969 arasında, 12 yılda 18 sm lik krip). Üç noktalı bir ölç-

me şebekesi aracılığı ile 14 Kasım 1969 ile 20 Mart 1972 ta-

rihleri arasındaki 2,5 yıllık krip olayını değerlendiren Aytun

(1973), bu süredeki krip hızının yatay olarak yine 1,5 sm/

yıl, düşey olarak ta 0,6 sm/yıl olduğunu açıklamıştır. An-

cak, 26 Aralık 1972, 21 Şubat 1973 ve Şubat 1974 tarihlerin-

de yapılan gözlemlerde hiçbir değişiklik olmadığı görülmüş-

tür (Aytun, 1975, sözlü açıklama).

Sağ yönlü olan Kuzey Anadolu Fayı'nı, Karlıova yakı-

nında, sol yönlü Karlıova-Bingöl Fayı 40°lik bir açı altında

keser (Şekil 2). 80 km uzunluğu olan bu fay boyunca, 15 ki-

lometrelik sol yönlü bir kayma hareketinin oluşmuş olduğu,

22 Mayıs 1971 Bingöl depreminden sonra, bölgede inceleme

yapan Seymen ve Aydın (1972) tarafından saptanmıştır. Mağ-

nitüdü 6,7 olan Bingöl depremi sırasında ise, ancak 25 sm lik

sol yönlü yatay bir atım gözlenebilmiştir. Karlıova - Bingöl

Fayı'nm güney batı doğrultusunda devam ederek Hazar Gö-

lü kenarından, Gölbaşı'ndan ve Maraş'ın 15 km güneydoğu-

sundan geçerek Amik Ovası'na ve oradan da Asî Nehri, Ta-

berya Gölü, Ürdün Nehri, Lut Gölü (Dead Sea) üzerinden

Akabe Körfezi'ne ve Kızıldeniz'e kadar uzandığı sanılmak-

tadır. Faym Türkiye sınırları içindeki bölümüne "Doğu Ana-

dolu Fayı" denilmekte (Arpat ve Şaroğlu 1975) ve Kızılde-

niz'e kadar olan uzantısı ile birlikte bir dönüşüm fayı (Trans-

form fay) niteliğinde olduğu sanılmaktadır.

Canıtez (1973) in incelemelerine göre.Kuzey Anadolu

Fayları'nın derinlikleri 25 kilometreden daha fazla olmayıp,

faylar boyunca oluşan depremlerin odak derinlikleri 12-20 km

arasında bulunmaktadır.

KARŞILAŞTIRMA

Buraya kadar yapılan açıklamalarda görüldüğü gibi, San

Andreas Fayı ile Kuzey Anadolu Fayı arasında çok yönlü bir

benzerlik vardır. Her iki fayın birer fay zonu ya da fay sis-

temi halinde gelişmiş bulunmaları; fay zonlarında oluşan

özel yapı şekillerinin hep aynı oluşu; boylarının birbirine uy-

gunluğu (1100 - 1600 km); doğrultu atımlı sağ yönlü olma-

ları ve sol yönlü ikincil kollarının bulunması (Garlock ve

Karlıova-Bingöl Fayları); aynı zamanda Dönüşüm Fayı ni-

teliğinde olmaları; her ikisinin de Miyosen sonlarında ya da

Pliyosen başından (10-12 milyon yıl öncesinden) beri hare-

ket etmekte oldukları ve Alpin yaşlı sıradağları (Coast Ran-

ge ve Kuzey Anadolu sıradağlarını) küçük açılar altında kes-

meleri, bu benzerliğin başlıca belirtileridir.

Her iki fay sisteminin birbirine uymayan yönleri ise: En

fazla atım değerlerinin birbirinden oldukça farklı bulunması

(San Andreas'ta 300 km, Kuzey Anadolu'da 90 km) ve fiz-

yografik görünümlerinin değişik olmasıdır.

San Andreas Fay Zonu'nda, aşınma ve biriktirme gibi

dış olayların etkileri, Kuzey Anadolu Fay Zonu'na oranla da-

ha fazladır; bu nedenle Kuzey Anadolu'da fay morfolojisi,

San Andreas'a göre daha belirgindir.

Yayıma verildiği tarih: Nisan, 197G

DEĞİNİLEN BELGELER

Baird, A.K. ve diğerleri, 1974, Transverse Ranges Province: A unique

structural - petrochemical belt across the San Andreas fault sys-

tem: Bull., Geol. Soc. America, 85, p. 163-174.

Bird, A.K. ve Welday, E. 1974, Chemical trends across Cretaceous

batholithic rocks of southern California: Geology, 2, p. 493-495.

Crowell, J.C., 1975, San Andreas fault in southern California: Division

of Mines and Geology, special Report, 18.

Ehlig, P.L. ve diğerleri, 1975, Offset of the Upper Miocene Caliente

and Mint Canyon formations along the San Gabriel and San

Andreas fault: Calif. Div. Mines and Geology, sp. Rep. 18.

Hill, M.L. ve Bibblee, T.W., 1953, San Andreas, Garlock and Big Pine

faults, California: Bull. Geol. Soc. America, 64, p. 443-458.

Lawson, A.C. 1895, Sketch of the geology of the San Francisco Pe-

ninsula: P.S. Geol. Survey 15th. Ann. Rept., P. 405-447.

Sharp, R.V., 1967, San Jacinto fault zone in the Peninsular Ranges

Southern California: Geol. Soc. America, Bui., 78, p. 705-729.

Suppe, J., 1970, Offset of Late Mesozoic Basement terrains by the

San Andreas fault system; Geol. Soc. America, Bui., 81, p. 3253-

3258.


Vedder, J.G., 1970, Geologic map of the "Wells Ranch and Elkhorn

Hills quadrangles, California: TT.S. Geol. Survey, Map 1-585.

Vedder, J.G., 1975, Juxtaposed Tertiary strata along the San Andreas

fault in the Temblor and Caliente Ranges: Calif. Div. Mines and

Geology spec. Report 18.

Wallace, R.E., 1970, Earthquake recurrence intervals on the San

Andreas fault: Geol. Soc. America, Bull, 81, P. 2875-2890.

"Wallace, R.E., 1975, The San Andreas fault in the Carrizo Plain-

Temblor Range region: Calif. Div. Mines and Geology, sp. Eep.

18.


"Wilson, J.T., 1965, A new class of faults and their bearing on con-

tinental drift: Nature, 207; p. 343-347.

Woodford, A.O., 1960, Bedrock Pattern and strike-slip faulting in

south-western California: Am. jour. Sci, 258A, p. 400-417.

Abdüsselâmoğlu, S., 1959, Almaeıkdağı ile Mudurnu ve Göynük ci-

varının jeolojisi: Fen Fak. Monogr., 14, istanbul.

Arpat, E. ve Saroğlu, F., 1975, Türkiye'deki bazı önemli genç tek-

tonik olaylar: TJK Bült., İŞ/1, 91-101.

Aytun, A., 1973, îsmetpaşa istasyonu civarında krip ölçümleri: Kuzey

Anadolu Fayı ve Deprem kuşağı simpozyumu/MTA. Enst., 114-

121.

Canıtez, N., 1973, Teni kabuk hareketlerine ilişkin çalışmalar ve Ku-



zey Anadolu Fay problemi: simpozyum, M.T.A. Enst., 35-58.

Ketin, î., 1969, Kuzey Anadolu Fayı hakkında: M.T.A. Dergisi, 72,

1-27.

M.T.A. Enstitüsü. 1973, Kuzey Anadolu Fayı ve Deprem Kugagı sim-



pozyumu, Ankara. v

Tokay, M., 1973, Kuzey Anadolu Fay zonunun Gerede ile İlgaz ara-

sındaki kısmında jeolojik gözlemler: simpozyum, M.T.A. Enst.

12-29.


Seymen, 1., ve Aydın A., 1972, Bingöl deprem fayı ve bunun Kuzey

Anadolu Fay Zonu ile ilişkisi: M.T.A. Dergisi, 79, 1-8.

Seymen, î., 1975, Kelkit Vadisi kesiminde Kuzey Anadolu Fay Zonu'-

nun tektonik özelliği: I.T.Ü. - Maden Fak., Doktora tezi, is-



tanbul.

Yüklə 80,14 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə