Türkiye’deki Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Durumu
Mikotoksin, toksijenik mantarlar tarafından üretilen metabolik atıklardır. Bilinen 300 farklı
mikotoksin türü; sıcaklık, nem, tozlaşma, kuraklık ve uygunsuz depo koşulları nedeniyle
çoğalmaktadır. Mikotoksinler kendi aralarında tarla mikotoksinleri ve depo mikotoksinleri
olarak ikiye ayrılmaktadırlar.
Mikotoksinler doğada serbest halde bulundukları gibi, yem hammaddelerine bağlanmış
halde de bulunabilir. Bu nedenle yem hammaddelerinde yapılan analiz sonuçlarında tespit
edilemediği gibi, hayvanların sindirim sisteminde aktif hale gelir ve hayvana zarar verir. Bu
durumda yapılan testler sonucunda mikotoksin tespit edilememesi, ortamda mikotoksin
olmadığı anlamına gelmez.
Türkiye’de üretilen yem ve gıda hammaddelerinin mikotoksin deseni ve yaygınlığı ile ilgili son
yıllarda yapılan bölgesel ve sınırlı sayıda numunenin analiz edildiği birkaç çalışma dışında,
ülke genelindeki durumu ortaya koyacak bir çalışma bulunmamaktadır. 2001-2004 yıllarında
hayvan işletmelerinde kullanılan kaba yemlerde yapılan analizlerde, yemlerin %32,5’inin
yüksek mikotoksin kontaminasyonuna sahip olduğu tespit edilmiştir.
Güncel olarak yapılan analizlerde (2013-2014, World Mycotoxin Journal) mikotoksin,
türlerine göre ayrıldığında ise Türkiye’deki kaba yem ve kesif yemlerinde %70 oranında
Fumonisin tespiti yapılmıştır ve kontaminasyon seviyesi ortalama 5088 ppb olarak tespit
edilmiştir. Süt işletmelerinin korkulu rüyası olan Aflatoksin oranı ise Türkiye genelinde alınan
numunelerin %55’inde pozitif tespit edilmiştir.
Hayvan tarafından yemlerle alınan Aflatoksin B1, karaciğerde bulunan enzimler aracılığıyla
metabolize edilerek Aflatoksin M1’e dönüşür. Metabolik reaksiyonlar sonucu oluşan
Aflatoksin M1, ineğin idrar ve sütüne geçerek, hayvan sağlığına zarar verir, sağlıklı üretimi
engeller, işletmede karlılığı düşürür.
Aflatoksin M1, sütün işlenmesi sırasında stabil olmakta, yoğurt, peynir gibi ürünlerin üretimi
sırasında azalmamaktadır. Yapılan araştırmalara göre Aflatoksin M1 miktarının peynirlerde
daha yüksek, krema tereyağında ise suda çözünürlüğünde dolayı daha düşük düzeylerde
olduğu kanısına varılmıştır. Aşağıdaki tablo, 2011 y
ılında yayınlanan bir çalışmada Türkiye’nin
farklı illerinde yapılan Aflatoksin tespitini göstermektedir.
Alınan numuneler
Aflatoksin saptanan örnek sayısı
Kilis/ keçi sütleri
%84.54
Çanakkale/ peynir
%60
Trakya/ çiğ süt
%86
Erzurum/ peynir
%44.44
(Mikrobiyoloji Dergisi TR- OrLab On-line Mikrobiyoloji Dergisi Yıl: 2011 Cilt: 09 Sayı: 2 Sayfa: 50-60)
Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği’ne göre izin verilen mikotoksin limitleri aşağıdaki
gibidir;
Yem Hammaddesi
Maksimum limit
Aflatoksin B1
Tüm yem hammaddeleri
0.02 ppm
Karma yem (Süt inekleri, Besi sığırları, koyun
ve kuzu için)
0.01 ppm
Aflatoksin M1
Çiğ süt, ısıl işlem görmüş süt, süt bazlı
ürünlerin üretiminde kullanılan süt
0.05ppb
Fumonisin B1 & B2
Mısır ve mısır bazlı ürünler
60 ppm
Karma yem ( Buzağı, kuzu ve oğlak için)
20 ppm
Karma yem ( Süt inekleri ve besi sığırları)
50 ppm
Okratoksin A
Tahıl ve tahıl ürünleri
0.25 ppm
Zearalenon
Tahıl ve tahıl ürünleri
2 ppm
Mısır
3 ppm
Karma yem (Süt inekleri, besi sığırları, koyun
ve keçiler)
0.5 ppm
T – 2 Toksini
Karma yemler
250 ppb
Tahıl ve tahıl ürünleri
500 ppb
Deoksinivalenol
Tahıl ve tahıl ürünleri
8 ppm
Mısır
12 ppm
Karma yem
5 ppm
Karma yem ( Buzağı, kuzu, oğlak )
2 ppm
Commission Regulation (EU) No. 594/2012