Vampir kont



Yüklə 91,1 Kb.
tarix06.05.2018
ölçüsü91,1 Kb.
#42377

T.R

Mersin University

Faculty of Education

Foreign Language Teaching Department

English Language Teaching

Final Project

Turkish – English Translation and Anlysis

From:


Melike GAZİOĞLU

07271011


To:

Dönercan DÖNÜK

Mersin

May, 2010



DRACULA EFSANESİ 2

THE LEGEND OF DRACULA 9

Dracula in History 9

Dracula in Literature 11

The Dracula Phenomenon Today 13

ANALYSIS OF THE FIRST PAGE 14

Lexical 14

Syntactic 14

Morphological 14

Grammar Points (Relative Clauses) 14

ANALYSIS OF THE SECOND PAGE 15

Vocabulary 15

Syntactic 15

Morphological 16

Grammar Points (Relative clauses) 16

ANALYSIS OF THE THIRD PAGE 17

Lexical 17

Syntactic 17

Morphological 17

Grammatical Points (Relative Clauses) 17

ANALYSIS OF THE FOURTH PAGE 18

Lexical Parameters: 18

Syntactic 18

Morphological 18

Grammatical Points (Relative Clauses) 18

ANALYSIS OF THE FIFTH PAGE 19

Lexical Parameters 19

Sytactic 19

Morphological 19

Grammatical points (Relative Clauses) 19




DRACULA EFSANESİ


Eğer vampir inancıyla alakalı bir kitap yazılsaydı hiç kuşkusuz bu kitabın bir bölümü sırf Drakula fenomenine ayrılırdı. Aslında kendi döneminin hegemon gücü Osmanlı'ya baş kaldıran feodal bir derebeyi olan Prens Drakula bugün korku filmlerinin ve Romanya turizminin bir sermayesi haline gelmiştir. Dünyada en çok tanına vampir kim diye sorsanız kuşkusuz Drakula diyecektir çoğu kişi. Nitekim Transilvanya ve siyah pelerin gibi bir çok fenomenin çıkış kaynağı Drakula'dır. Bir fenomendir Drakula. Salt film olarak değil, müzik ürününden,giyim eşyasına,edebiyattan gıda maddesine, turizme malzeme olmuş bu Drakula'yı bu derece meşhur eden neydi? Çoğumuz az çok Drakula'nın sadist bir Eflak soylusu olduğunu biliriz. Hatta onu meşhur yapanında bu olduğunu söyleriz ama aslında onunla aynı dönemde yaşayan diğer soylularda en az onun kadar iktidarını korkuya dayandırıyordu. Zira basit ve cahil halkı yönetmek için korkunç bir kale ve çeşitli söylentiler yetiyordu o dönemde. Vampir efsanelerinin çoğunu araştırdığınızda genelde çıkış noktalarının Doğu Avrupa gibi ancak 20.yüzyılda modernleşebilmiş yöreleri olduğu görülecektir. Üstelik pek çok efsanenin vampiri de genelde bu yöredeki soylular ve boyarlardır. Misal bir Elizabeth Bathory, Moldavya'lı Şeytan Stefan yada diğer pek çok hikayenin kahramanı gibi. Peki Drakula'yı bu denli meşhur kılan ne? Bunun cevabını vermeden önce Drakula'yı ve icraatlarını tanımak en iyisi.

     Tarihteki Drakula
    Bildiğimiz prens Drakula'nın dedesi Mircea Eflak'ı ele geçirdikten sonra "Büyük" lakabıyla anıldı ve Prens Büyük Mircea 1386 ve 1418 yılları aralıksız 32 yıl hüküm sürdü. Eflak hakimi olmuştu ama onun hakimi olduğu dönemde başak bir güç egemenliğini tehdit etmeye başlamıştı. Moğol istilası sırasında Anadolu'ya gelen ve Bizans'ın Rumeli toprakları üzerinde büyüyen Osmanlı Türkleri kısa sürede Tuna kıyılarına dayanmış ve yer arayan Türk akıncıları karşısında Mircea çaresiz kalmış ve Türk tabii'yetine girmişti. Mircea'nın oğlu Drakula'nın babası Prens Vlad ise Osmanlı egemenliğini tanımıyordu. Kendisine Osmanlı karşısında müttefik bulmak için 1431 yılında Nürnberg şehrinde Avrupa'nın çeşitli kral ailelerinden gelme şövalye ve prenslerin kurduğu Ejderha Tarikatına katıldı. (Bu tarikat günümüzde de bir tür vakıf olarak halen vardır. Imperial Court of Dragon adıyla.) Bu tarikatın amacı Husçular gibi kafir mezheplerle mücadele etmek ve Avrupa'yı istila eden Osmanlı akınlarını durdurmaktı. Vlad bu örgüte girdikten sonra Ejderha sembolünü aile simgesi ve flaması yaptı. Bu sebeple ona Romence "ejderha" manasına gelen "Dracul" lakabı verildi.Bu yüzden oğullarına da "Ejderin Oğlu" manasına gelen "Dracula" adı verildi. Yani Drakula tek bizim bildiğimiz Drakula'nın soy adı değil öbür çocuklarının da soy adı oldu. Drakula da 1431 yılında yani bu sıralarda doğdu.

Prens İkinci Vlad bu sıralarda Transilvanya bölgesindeydi. Bugün prensin kaldığı ve Drakula'nın doğduğu ev halen ordadır. İkinci Vlad Eflak tahtına ancak 1436 yılında üvey kardeşi Prens Alexander Aldea'yı indirerek geçebildi. Üç oğlu Prens Üçüncü Vlad, Dördüncü Vlad (Drakula) ve Radu onunla Eflak'a geldi. Prens İkinci Vlad'da babası gibi Türk saldırıları karşısında pes ederek tekrar Osmanlıya bağlandı. (1442) Drakula 11-12 yaşlarındayken babasının Osmanlılarla yaptığı antlaşma gereği 1442'de küçük kardeşi Radu'yla birlikte Osmanlı ülkesine rehin olarak gönderildi. Drakula 1448'e kadar Osmanlı ülkesinde kaldı. Osmanlı ülkesindeyken babasının Haçlılara yaptığı ufak yardımlar yüzünden sürekli olarak öldürülme korkusu yaşadı. Bu dönemde aklını yitirip sadistleştiği söylenir.

Bu sıralarda babası Prens İkinci Vlad ve ağabeyi Üçüncü Vlad ise tam bir denge politikası izleyerek otoritelerini sürdürmek amacı güdüyordu.Yani Haçlı ordusuna verdiği bilgileri aynı şekilde Osmanlı casuslarına da verebiliyordu. Macaristan'ın Erdel yani Transilvanya lordu olan ve Osmanlılara karşı başarılı mücadelelerde bulunan aslen Transilvanyalı olan ama ailesine Macarlar tarafından Hunyad kalesi verilince Hunyadi soy adını alan ve hem Osmanlılar hem de Almanlara karşı savaşan komutan Yanoş Hunyadi Drakula ailesinin bu güvensiz tutumları nedeniyle onlara karşı bir nefret duydu ve Türklere karşı bir set olabilmesi için Eflak tahtına başka birini geçirmek için Prens İkinci ve Üçüncü Vlad'ı Türklerle müttefiklik yapmak ve sahte müttefiklikle suçlayarak ordusuyla 1447'de Eflak'a girdi. Ülkenin önde gelen asillerinden çoğu Hunyadlar'ın gözüne girip Eflak tahtına geçebilmek için onun safına geçtiler. Drakula'nın ağabeyini yakalayıp işkence ettiler ve diri diri toprağa gömdüler. Babasını da Bükreş yakınlarında yakalayıp öldürdüler. Prens Drakula bazı kaynaklarda yazdığına göre intikam için İkinci Kosova savaşında Hunyad'a karşı savaşmış ve Türk askerlerinin takdirini kazanmıştı. Haçlıların bölgeden tekrar atılması üzerine Prens Vlad Osmanlı askerinin desteğiyle 1448'de Eflak tahtını ele geçirdi. Ama hükümdarlığı iki yıl sürdü. Eflak tahtına göz koyan rakibi İkinci Vladislavs onu mağlup ederek Tuna'nın güneyine sürdü ve Eflak'ı ele geçirdi. Vlad tahtı ele geçirmek için taraftar bulmak amacıyla Moldavya (Boğdan) ülkesine gitti. 1452 yılında "denize düşen yılana sarılır" hesabı Janos Hunyad ile anlaştı. Bu anlaşmadan aldığı güçle Eflak tahtını yeniden ele geçirdi. (1456) Drakula'nın ilk icraatı ailesini öldüren ve otoritesini sınırlayan yerel boyarlarla hesaplaşmak oldu. 1457 yılının Paskalya kutlamalarında tüm boyarları ziyafet bahanesiyle kandırdı ve onları yakalayarak zindana hapsetti. Daha sonra hepsini zincire vurup Poenari'ye sürdü. Bu yolculuğu boyarlar yaya olarak iki günde tamamladı. Poenari de kırbaç altında Drakula Şatosunun yapımında çalıştılar. Derler ki pek çoğunun cesetleri şatonun duvarları arasındadır.

Bir Macar prensesiyle evlenip Katoliklerinde desteğini alan Drakula bundan aldığı güçle Osmanlı Devletine 1459 yılından itibaren vergi ödememeye başladı. Böylece iki ülke arasında 3 yıl sürecek savaşlar baş gösterdi. Drakula için Osmanlılara saldırmak sonun başlangıcı oldu. Eflak topraklarını harabeye çeviren Deliler ve Başıbozuklar ve onların arkasından gelen Sultan ve Osmanlı Ordusu karşısında kaçmak zorunda kaldı. (1462) Drakula Macaristan'a kaçınca Eflak tahtına Vlad'ın kardeşi Radu geçti. Sultan'ın saldırısından çekinen Macar kralı onu tutuklayıp hapsetti. Drakula 12 yıl boyunca tutsak kaldı. 1475 Ocak ayında kardeşi Radu ölünce Drakula tahta geçmek için ve Macar desteğini almak için Katolik olmayı seçti. Drakula 1476 yılında ülkesine dönerek tahtı ele geçirdi. Fakat üçüncü hükümdarlığı da pek kısa sürdü. Danestiler'den Basarab Türklerden aldığı destekle bir baskın sırasında onu yakalattı. Aslında cesedi bilinmeyen bir yere kazıklanarak gömüldü ama bu konuyla ilgili çeşitli rivayetlerde mevcut. Bilinen tek şey cesedinin Romanya'da Tuna üzerindeki Snagov manastırının içine gömüldüğüydü. Ama ölümünden bir kaç yıl sonra yörede bazı anmei ve porfiria vakaları baş gösterince halkın isteği üzerine açılan mezar boş çıkınca vampir söylentileri yayıldı. Bugünkü mezarda duran kuru kafa ve iskelet temsilidir. Bunun dışında Drakula'nın pek çok benzerinin bulunduğu hatta Türk ordusunun bu şekilde yanıltıldığı da bilinir. O halde idam edilen Drakula olmayabilir mi? İdam edilen yani kalbine kazık çakılarak kutsal sembollerle nereye gömüldüğü belli olmayan kişi gerçek Drakula'ydı. Eğer gerçek Drakula olmasaydı muhakkak bir süre sonra yeniden Eflak'ta zuhur edeceği kesindi.



Edebiyattaki Drakula
     Dracula asırlar önce kalbine kazık çakılarak idam edildi. Gömüldüğü yer bile bilinmedi. Adı kayıtlarda kaldı ve çoktan unutuldu. Ama ölümünden beş asır sonra gene adını dünyaya duyurmayı başardı. Tozlu arşiv raflarının ve ortaçağdan kalma gravürlerin arasında adeta fırlayarak tekrar aramıza geldi ve hala konuşuluyor. Ama bu kez Osmanlı ve Balkan diyarında değil tüm dünyada. Drakula'yı fenomen haline getiren ve onu tozlu sayfalardan çıkaran ünlü yazar Bram Stoker sayesinde. İlk korku öyküsü cehenneme açılan bir boyut kapısı yapan bir marangozu anlatır. Başka öyküler de yazar. Ama yazacağı bir eser onun öbür eserlerini gölgede bırakır. Stoker bir korku hikayesi yazmayı planlamaktadır. Hikayeye göre bir ziyafette bir araya gelen 12 kişi birbirlerine korkunç öyküler anlatacaktır. Yani 12 hikaye içeriyordur öykü. Stoker ilk hikayeyi bir avukatın anlatmasını tasarlar. Ama hikayeyi bir türlü bulamamıştır. Derken bir gece gördüğü bir rüya sonucu vampirli bir öykü yazmaya kara verir. Jonathan Harker adlı bir avukatın öyküsü. Ve ilk adı "Vampirin Konuğu"dur. Derken hikaye taslak halinde daha da uzar ve neredeyse uzun öykü olur. Bunun üzerine Stoker 12 öyküden vazgeçip bu tek öykü üzerinde çalışmaya başlar. İlk taslakta karakterler şöyledir...

Tımarhanedeki Doktor, Doktorun nişanlısı kız, Sonsuz bir yaşam elde etmek ümidiyle yanıp tutuşan akıl hastası, Avukat John, Yardımcısı Jonathan Harker, Harker'ın nişanlısı Wilhelmina Murray, Mina'nın bir arkadaşı Kate Reed, Kont Vampyr, Sağır ve dilsiz bir kadın, Konuşamayan bir adam, Dedektif Cotford, Alfred Singleton adında bir araştırmacı doktor, Teksaslı bir mucit, Alman profesör Max Windshoeffel,

İşte bu taslakta geçen Kont Vampyr'dir asıl vampir. Yani romanın kötüsü. Stoker iyi bir korku romanı yazmanın yolunu bilmektedir. Gerçekçilik. Nasıl Mary Shelley'in Frankenstein'i gerçekçiyse kendi romanı da gerçekçi olmalıdır. Böylece vampir romanlarını ve inancını araştırmaya başlar. Bu araştırma sırasında tuttuğu notlar bugün, Philedelphia'daki Rosenbach Vakfında bulunmaktadır.

Stoker romanın gerçekçi olmasını istiyordu. Bunda da büyük oranda başarılı olacaktı. Netekim araştırmacıların da belirttiğine göre Stoker'ın günlük-mektup şeklinde oluşmuş romanındaki zaman ve tren tarifeleri ayrıca mekan tarifleri birebir uygundur.Yani romanı okurken insana gerçekçi gelmesi bir yana bu yerlerle ilgili araştırma yaptığınızda bu yerlerin gerçek olması insanı şaşırtır.

Stoker kendinden önceki vampir romanlarını aşan bir roman yazmak istemektedir.

Ve bir gün British Museum'da araştırma yaparken bir belge bulur. Yukarda bahsettiğim gibi Drakula'nın yaşadığı dönemde bile korku kahramanı olmasını sağlayacak yazmalardan birini bulur Stoker. 1491 yılından kalma bir Alman kaynağı vampir olduğu söylenen kanlı bir derebeyi'nin öyküsünü anlatmaktadır. Vlad Dracula'nın öyküsüdür. Stoker karakterine "Dracula" adını uygun görür. Böylece romanı tarihsel bir öyküye dayanacak ve öykü gerçekçi bir hal alacaktır.


Roman 1893'te yazılır ama 1897'de yayınlanır ve ondan sonra Dracula bir fenomen haline gelir. O artık her vampir için bir prototiptir. Artık her vampir doğu Avrupalı bir aristokrattır ve olaylar Doğu Avrupa'da yaşanmaktadır. Artık Transilvanya her canavarın bölgesidir ve her vampir ya da canavar adeta Drakula'dır.

Öykü kaynağını tarihten aldığından dolayı ve yerlerin ve zamanın gerçek olmasından dolayı ki buna Stoker'ın yaratıcılığı da katılınca bu roman dünyaya yayılır. Romanın sonunda Drakula ölmektedir ama nasıl ki tarihte dirilmişse edebiyatta da dirilebilmektedir. Drakula Gotik vampir öyküler için bir mihenk taşı sayılır. Gerçi en az onun kadar meşhur olan Anne Rice'ın Vampir Lestat'ı ve Vittoriosu da onun kadar meşhur olur ama hiç bir roman ondaki gerçekçiliği yakalayamaz. Nasıl ki Rice'ın Lestat'ı kendi tahtını yaratıp yükselmeyi sürdürdüyse, Drakula da kendi tahtında yükselmeyi sürdürür. Hatta yeni yeni tahtlar kuran yeni Drakula'lar çıkar ve Drakula korku sinemasından sonra korku edebiyatının da yeni sermayesi olur.



     Bugün Dracula Fenomeni
     Sonuç olarak Drakula efsanesi hayranıyla inananıyla inanmayanıyla araştırmacısıyla bir fenomen ve giyimden edebiyata, sinemaya, gıdaya, turizme bir fenomen. Geçmişte zihinlerde korkutucu bir imaj uyandıran Drakula bugün bu imajını çoktan unutturmuştur. O artık bardakların ve t-shirtlerin üstündeki sivri dişli adamdır ve şatosunun önündeki pazarda bir sermaye aracı konumuna gelmiştir. Ayrıca kimi Romen milliyetçileri için de halkın kurtarıcısı bir milli kahramandır. Şüphesiz bugünkü Drakula fenomeniyle elli yıl öncenin Drakula fenomeni çok farklıdır. Drakula'yı yakışıklı ve karizma olarak hatta metroseksüel olarak pazarlayan sinemacılar sayesinde kuşkusuz zihinlerdeki Drakula imajı çok değişti. Bu Drakula fenomenin özelliği. Drakula gerçekten ölmeyen ve tükenmeyen bir fenomen çünkü her çağa her ortama her şekle ayak uydurabilen bir fenomen ve bugün ölümünden asırlar sonra bile halen aramızda ve zihinlerimizde yaşıyor.

Kaynakça
Tarihi Tersten Okumak,Zeynep Dramalı,Yeditepe Yayınları,Ekim-2004
Kayı-2 "Cihan Devleti",Prof.Dr.Şimşirgil,Şems Yayınları,Mayıs-2006
Fatih Sultan Mehmed Han'ın Liderlik Sırları,Kemal Kızıltoprak,Okumuş Adam Yayınları,Ekim-2003
Ufukların Sultanı Fatih Sultan Mehmed,Mustafa Armağan,Timaş Yayınları,Mayıs-2006
Osmanlı İmparatorluğu Tarihi,Fransa Historia Üniversitesi Tarih Kurumu çev.Şiar Yalçın,Ekim-2003
Dehşetin Kapıları,Giovanni Scognamillo,Kamer Yayınları,İstanbul-1997
Drakula İstanbul'da,Ali Rıza Seyfi,Kamer Yayınları,İstanbul-1997
Drakula,Bram Stoker çev.Zeynep Akkuş,Kamer Yayınları,İstanbul-1998
Hürriyet Haftalık Tarih Eki,5 Şubat 2003 Çarşamba
Konstantiniyenin Yitik Günceleri,Mehmet Coral,Doğan Kitapçılık,İstanbul-1999/Eylül
Drakula yada Kazıklı Voyvoda,Radu R.Florescu Raymond. T.McNally,çev.Ali Cevat Akkoyunlu,Doğan Kitap,Ekim 2000
Nicolae Jorga,Osmanlı Tarihi,2.Cilt,Yeditepe Yayınları

Ekleyen:  Mehmet Berk Wyern Yaltırık
Eklenme Tarihi:  2009-05-23 21:54:19

Retrieved from: http://yazi.frpnet.net/Makaleler/60-Dracula-Efsanesi-Mehmet-Berk-Wyern-Yaltirik.html

THE LEGEND OF DRACULA


If a book had been written related to the belief of vampires, one chapter of that book would have only been seperated to the phenomenon of Dracula. Prince Dracula, in fact, a feudal lord who revolted against the Ottoman Empire, the hegemon power of his time, have become the capital of scary movies and the Romanian tourism. If you ask who the most famous vampire is, many people will certainly say “Dracula”. As a matter of fact, the starting point of many phenomenon such as Transylvania and the black cloak is the Dracula. Dracula is a phenomenon. Not only as a movie, but also from the product of music to the clothing, and from the literature to the food products and tourism; what was the fact that made Dracula such famous? More or less, many of us know that the Dracula is a sadistic Wallachian lord. Even we say that what made him such famous was that but the other lords who lived in the same period with him also made their rulerships rested on fear as much as he did. Yet, in that period, a monstrous castle and various rumuors were enough to rule the ordinary and ignorant people. When we research many of the vampire legends, we mostly find out that the starting point of them is the regions that could only be rationalized by the 20th century like the Eastern Europe. In addition, the vampires of many legends are the lords and chiefs of those areas. Yet, what was the thing that made Dracula so famous? It is the best to know the practices of Dracula before answering that.

Dracula in History


The grandfather of the Prince Dracula, Mircea we know started to be called with the nickname “Grand” after having conquered Walachia and Prience Grand Mircea had ruled non-stop for 32 years between year 1386 and 1418. He dominated Walachia but another power started to threaten his hegomony at the time he ruled. The Ottoman Turks who came to Anatolia during the Mongolian Invasion and who grew on the Rumelian Lands of Byzans had come to the edges of Danube and Mircea had become hopeless against the Turkish raiders who seeked places and had come under the rule of Turks. The son of Mircea, the father of Dracula, Prince Vlad did not legitimatize the rule of Ottomans. In 1431, he joined to the Dragon Observence which knights and princes from the various king’s family of Europe established in the city Nürnberg. The purpose of this observance was to stop the Ottoman attacks which invaded Europe. Vlad made the Dragon the symbol of his family and flag after joining this observance. For this reason, he was given the nickname “Dracul” which means dragon in Romanian language. Because of that, his sons were given the name “Dracula” which means “the son of the dragon”. For that, Dracula is not only the surname of the Dracula we know, but also the surname of his other children.

Prince Vlad the Second was in the area of Transylvania. The house the prince stayed and the Dracula was born is still there. Vlad the Second could come to the throne in 1436 only by dropping his step-brother Alexander Aldea in 1436. His three sons Prince Vlad the Third, Vlad the Fourth (Dracula) and Radu came Walachia with him. Prince Vlad the Second also throwed in the towel against Turkish attacks and conjoined to Ottoman (1442). Proper to the agreement his father made with Ottomans, Dracula was sent to the Ottoman Country as a pledge at the age of 11-12 with his younger brother Radu in 1442. Dracula stayed at the Ottoman Country until 1448. While he was in the Ottoman Region, he constantly experienced necrophobia because of the minor helps his father made to the Crusaders. It is rumoured that he had lost his mind and turned into sadistic.

Through this times, his father Vlad the Second and his elder brother Vlad the Third had been pursuing a goal of maintaining their authority by following a balance policy. In a word, they could give the same information they gave to the crusaders to the Ottoman spies. Yanoş Hunyadi, who was the lord of Erdel in Hungary (Trynsilvania) and who campaigned successfully against Ottoman, who was in fact Trynsilvanian but got the surname “Hunyadi” after the Hunyadi castle was given to his family by Hungarians and who battled against both Ottomans and Germans filled with hate against Dracula Family because of their distrustful attitude and he invaded Walachia with his army to be a barrier against Turks and to make someone else come to the Walachian throne by accusing the Vlad the Second and Vlad the Third of making alliance with Turks and of fake alliance. Most of the lords of the country crossed to the side of him to win Hunyad’s favor and to come the the Walachian throne. They caught the elder brother of Dracula , tortured him and buried alive. They also caught and killed his father somewhere near Bukresh. According to what some sources say, Prince Dracula battled in the Second War of Kosovo against Hunyad for a revenge and gained appreciation of Turkish soldiers. With the support of Ottoman Army, Prince Vlad took the Walachian throne in 1448 thereupon that the Crusaders were discarded from the region again. However, his regality lasted two years. His rival Vladislavs the Second, who had eye on Walachian throne defeated him and banished him to the South of Danube. Vlad went to the country Moldovia (Bogdan) to rally supporters and to take the throne back. In 1452, he dealed with Janos Hunyad with the mental arithmetic “a drowning man will catch at a stroke” . He took the throne of Walach back again with the power he got from that agreement. (1456) The first thing Dracula did was to pay off old scores with the local lords who killed his family and restricted his authority. During the Easter Celebrity of the year 1457, he conceived all local lords with the dinner party and he caught and imprisoned them. After that, he enchained them all and banished them to Poenari. The local lords completed this voyage in two days on foot. They worked for the construction of the Dracula’s Castle under flogging in Poenari. It is said that the corpses of many of them are between the walls of the castle.

Dracula, who married a Hungarian Princess and got the support of Catolics started not paying taxes to the Ottoman Empire beggining from 1459 with that power. By that way, the wars that would last for 3 years began between the 2 countries. Attacking to Ottoman became the begginning of the end for Dracula. He had to escape from the Delirious & the Bashibazouks who devoured the Walachian Lands and from the Ottoman Army and the Sultane coming after them. (1462) After Dracula escaped to Hungary, the brother of Vlad, Radu came to throne. The Hungarian Sovereign, who was in fear of the attack of Sultan arrested and imprisoned him. Dracula remained prisoned for 12 years. In Janurary 1475, when his brother died, Dracula chose to be a Catolic to take the support of Hungarians and to come to the throne. In 1476, Dracula returned to his country and took the throne back. However, his third governance lasted very short. Basarb from Danestis made him caught with the support he gained from Turks during a incrusion. In fact, his corpse was buried after being nailed at a place where is not known. Many rumours are available about that subject. The only thing that is known is that his body was buried in a Snagov Abbey on Dunabe River in Romania. However, when there appeared some affairs of anmei and porfiria in the area some years after he died and when the grave opened on the wish of people found empty, there spreaded the rumour of vampire. The skull and the skeleton in the grave today is actinal. Along with it, It is also known that there were many similars of Dracula and the Turkish Army was deceived by that way. For that reason could the one executed be someone else than Dracula? Executed, in other words, who was nailed in the heart with sacred symbols and not known where had been buried was the real Dracula. It was sure that, if it hadn’t been the real Dracula, he would have been sure that he would have appeared in Walachia again.


Dracula in Literature


Dracula was executed by driving in a take to the heart centruies ago. Even where he was buried was not known. His name remained in records and was already forgotten. However, he managed to release his name to the world five centruies after he died. He came among us almost by bouncing from the dusty shelves of history and gravures dating back to middle-age and he is still being spoken about. However, this time not only in Ottoman and Balkanic states but all around the world thanks to the famous writer Bram Stoker who takes the Dracula out from the dusty pages and makes him a phenomenon. His first horror book tells about a carpenter who makes a portal of hell. He writes other stories as well. Anyway, a work that we would write surpasses his other works. Stoker plans to write a horror story. According to the story, 12 people who come together at a dinner party would tell monstrous stories to each other. Stoker plans telling of a lawyer the first story. However, he isn’t be able to find the first story. Just at that moment, he decides to write a vampire story due to a dream he had one night. The story of a lawyer named Jonathan Harker. And its first name is “the Dracula’s Guest”. In time, the story gets longer as an outline and it nearly becomes a long story. For that reason, Stoker gives up this 12 stories and starts working on that one story.

The characters of this first outline are like this: The Doctor in the Asylum, the fiancee of the doctor, the insane who aches for the hope of getting eternal life, Lawyer John, his assistant Jonathan Harker, the fiancee of Harker Wilhelmina Murray, a friend of Mina ,Kate Reed, Count Vampyr, a deaf and dumb woman, a man who cannot speak, Dedective Cotford, a researcher doctor named Alfred Singleton, an inventor from Texas, a German professor Max Windshoeffel.


The actual vampire is the Count Vampyr in this outline. In other words, the bad of the story. Stoker knows the way of writing a good horror book. Factuality. How the Frankenstein of Mary Shelley is realistic, his story should be realistic as well. For this reason, he starts researching the vampire books and belief. The notes he kept during that research are today at the Rosenbach Institution in Philedelphia.

Stoker wanted his book to be realistic. He would be successful in that in high percentage. As a matter of fact, according to what researchers indicates, the time,train timetables and the place descriptions in Stoker’s story which was formed as a daily-letter are suitable one-to-one. That is to say, apart from the book’s sensing realistic to a person while reading, it amazes when you research about those places that they are real.

Stoker wants to writa a book which surpasses the vampire books written before.

And one day, he finds a document while making a research at British Museum. As I mentioned above, he finds one of the documents which would enable Dracula to be a character of fear even at the time he lived. A German source dating back to year 1491 tells about the story of a bloody field lord talked to be a vampire. It is the story of Vlad Dracula. Stoker finds the name “Dracula” suitable for his character. By that way, his story would lean on a historical story and would be realistic.

The book was written in 1893 but was published in 1897 and Dracula became a phenomenon after that. He is a prototype for every vampire after all. Ever after, every vampire is an aristocrat from Eastern Europe and the events takes place in Eastern Europe. Ever after, Traynsilvania is the place of every beast and every vampire or beast is almost Dracula.

Becuse the story takes it roots from the history and the places and time are real that the novel spreads all over the world after Stoker’s creativity was added on. At the end of the novel, Dracula dies but he arises from death in literature just like he does in history. Dracula is accounted of a touchstone for the Gothic vampire stories. In fact, the Vampire Lestat and Vittorios of Anne Rice become as famous as he does but no novel can catch the factuality he has. Just as Lestat of Rice makes his own throne and goes on rising, Dracula also goes on rising at his own throne. Even there comes new Draculas who creates new thrones and Dracula becomes new capital of horror literature after horror movies.


The Dracula Phenomenon Today


As a result, the legend of Dracula is a phenomenon from literature to cinema, food and tourism with its admirers, believers, unbelievers, researchers. Dracula who awakend a scary image in people’s mind has already made people forget about this image today. He is now man with sharp teeths on glasses and t-shirts and has bacome a tool of captial at the bazaar in front of his castle. Also, he is the breakdown lorry for some Romanian nationalists. Certainly, the Dracula phenomenon today and 50 years ago are very different. The image of Dracula has changed very much owing to the movie makers who marketed the Dracula as handsome and carismatic and even as metrosexual. That is the speciality of Dracula phenomenon. Dracula is really an eternal and unfailing phenomenon because he is a phenomenon that can keep in step with every shape and ambiance and time; and today, centruies after he died, he stil lives among us and in our mind.

ANALYSIS OF THE FIRST PAGE




Lexical


In the English-translation equivilant;

4. line; Sermayesi haline gelmek: to become the capital of smth.

11. line; Dayandırmak: To make smth rested on smth. else  Türkçedeki gibi causative yapı ile kullanmak istedim.

16. line; Meşhur kılmak: to make famous

24. line; Tuna kıyılarına dayanmış /dayanmak: to come to the edges of Danube  dayanmak varmak/gelmek anlamında

25. line; Tabii’yetine (hakimiyetine) girmek: to come under the rule  altına girmek



26. line; Egemenliği tanımak: to legitimatize

Syntactic


  1. “Eğer vampir inancıyla alakalı bir kitap yazılsaydı” cümlesi “If a book had been written related to the belief of vampires”  which is related yerine reduction yapıldı

  2. “aslında onunla aynı dönemde yaşayan diğer soylularda en az onun kadar iktidarını korkuya dayandırıyordu.” cümlesi “the other lords who lived in the same period with him also made their rulerships rested on fear as much as he did.”  causative yapı İngilizcede de kullanılmıştır.

  3. “20.yüzyılda modernleşebilmiş yöreleri” öbeği “the regions that could only be rationalized” olarak çevrildi.  moderneşmekteki dönüşüm tek bir fiille sağlandı.

  4. “Bunun cevabını vermeden önce Drakula'yı ve icraatlarını tanımak en iyisi” cümlesi” It is the best to know the practices of Dracula before answering that.”  türkçe cümlede özne olan yapı ingilizce cümlenin nesnesi oldu.

  5. “Vlad bu örgüte girdikten sonra” cümlesi “after joining this observance.” kısaltıldı.

  6. “ona Romence "ejderha" manasına gelen "Dracul" lakabı verildi”  he was given the nickname “Dracul”



Morphological


  1. Drakula diyecektir çoğu kişi  many say Dracula.. düz cümle olarak çevrildi.

  2. Nitekim Transilvanya ve siyah pelerin gibi..  such as kullanıldı gerçek anlamda örnekler verildiği için.

  3. Büyük lakabı için grand

  4. Eğer vampir inancıyla alakalı bir kitap yazılsaydı hiç kuşkusuz bu kitabın bir bölümü sırf Drakula fenomenine ayrılırdı.  şimdi ve gerçek olmayan bir şeyden bahsettiği için if clause type 2 zamanı seçildi.



Grammar Points (Relative Clauses)





  1. Aslında kendi döneminin hegemon gücü Osmanlı'ya baş kaldıran feodal bir derebeyi olan Prens Drakula bugün korku…  Prince Dracula, in fact, a feudal lord who revolted against the Ottoman Empire, the hegemon power of his time, have…

  2. Moğol istilası sırasında Anadolu'ya gelen ve Bizans'ın Rumeli toprakları üzerinde büyüyen Osmanlı Türkleri kısa sürede…  The Ottoman Turks who came to Anatolia during the Mongolian Invasion and who grew on the Rumelian Lands of Byzans had...

  3. Avrupa'nın çeşitli kral ailelerinden gelme şövalye ve prenslerin kurduğu Ejderha Tarikatına katıldı  he joined to the Dragon Observence which knights and princes from the various king’s family of Europe established in the city Nürnberg

  4. ve Avrupa'yı istila eden Osmanlı akınlarını..  the Ottoman attacks which invaded Europe

  5. Romence "ejderha" manasına gelen "Dracul" lakabı verildi  given the nickname “Dracul” which means dragon in Romanian


ANALYSIS OF THE SECOND PAGE

Vocabulary


In the English-translation equivalent:

4. line; Tahtına geçmek: to come to the throne.

7. line; Pes etmek: to throw in the towel.  deyime yakın bir anlamı olan bu kelimenin makalenin diline daha uygun olacağını ve dikkat çekeceğini düşündüm.

11. line; Öldürülme korkusu: necrophobia  fear of death demek yerine, sürekli bu korkuyu yaşadığından dolayı bir hastalık olan necrophobia yı seçtim.

14. line; Amacı gütmek: to pursue a goal of doing smth.  aim fiili yerine daha uygun olacağını düşündüm.

19. line; Nefret duymak: to fill with hate.  ailesini öldürenlere karşı duyulan bir nefret olduğundan anlamı daha yoğun kılmak istedim.

20. line; Set olmak: to be a barrier.  cümlede düşmanlara karşı setten bahsediyordu.

22. line; Müttefiklik yapmak: to make alliance.

23. line; Gözüne girmek: to win someone’s favor.  sözlük karşılıkları içinden cümleye ve konuya en uygun olarak seçtim.

26. line; Takdirini kazanmak: to gain appreciation.  appreciation aynı zamanda minnettarlık ve hoşnutluk içerdiğinden.



32. line; “Denize düşen yılana sarılır” hesabı: with the mental arithmetic “ a drowning man will catch at a stroke”  hesap kelimesinin ingilizcedeki tam karşılığı cümleye uygun değildi. Onun yerine hesabın türkçedeki mecaz anlamına da yakın olan mental arithmetic seçtim.

Syntactic


  1. düşürerek yapısını “by” ile kullandım.  “Vlad the Second could come to the throne in 1436 only by dropping his step-brother Alexander Aldea in 1436.”

  2. Sadistleşmek için “he had lost his mind and turned into sadistic.”  zamanla dönüşüm turn ile verildi.

  3. Denge politikası güdüyordu cümlesinde “had been pursuing a goal of”  past perfect yapı kullanılmıştır.

  4. Suçlayarak yerine “by accusing the Vlad the Second…”

  5. 1452 yılında "denize düşen yılana sarılır" hesabı Janos Hunyad ile anlaştı. Cümlesi” In 1452, he dealed with Janos Hunyad with the mental arithmetic “a drowning man will catch at a stroke”



Morphological


  1. tahta geçmek için biçimsel olarak İngilizcede “come” kullanıldı.

  2. Anlaşma gereği derken, biçimsel olarak “according to the agreement” kullanıldı.

  3. Güdüyordu  had been pursuing.. past perfect tense seçildi.

  4. Mücadelede bulunan anlamında who campaigned seçildi. Bulunmak yerine kullanıldı.

  5. “denize düşen yılana sarılır”  “a drowning man will catch at a stroke”

Bu sayfada konunun tarihsel kısmı inceleniyordu. Türkçesine uygun olarak genellikle past tense kullanıldı.

  1. İkinci Vlad, 3. Vlad vs…  Vlad the Second, Vlad the Third etc..

  2. Drakula'nın ağabeyini yakalayıp işkence ettiler  they caught the Dracula’s elder brother and tortured him.  bütün –ıp ekleri bu şekilde çevrildi.

  3. Rehin olarak  as a pledge

  4. İkinci Vladislavs onu mağlup ederek Tuna'nın güneyine sürdü  His rival Vladislavs the Second, who had eye on Walachian throne defeated him and banished him to the South of Danube.



Grammar Points (Relative clauses)


  1. Bugün prensin kaldığı ve Drakula'nın doğduğu ev halen ordadır  The house the prince stayed and the Dracula was born is still there.

  2. Macaristan'ın Erdel yani Transilvanya lordu olan ve Osmanlılara karşı başarılı mücadelelerde bulunan aslen Transilvanyalı olan ama ailesine Macarlar tarafından Hunyad kalesi verilince Hunyadi soy adını alan ve hem Osmanlılar hem de Almanlara karşı savaşan komutan Yanoş Hunyadi Drakula ailesinin bu güvensiz tutumları nedeniyle onlara karşı bir nefret duydu ve Türklere karşı bir set olabilmesi için Eflak tahtına başka birini geçirmek için Prens İkinci ve Üçüncü Vlad'ı Türklerle müttefiklik yapmak ve sahte müttefiklikle suçlayarak ordusuyla 1447'de Eflak'a girdi.  Yanoş Hunyadi, who was the lord of Erdel in Hungary (Trynsilvania) and who campaigned successfully against Ottoman, who was in fact Trynsilvanian but got the surname “Hunyadi” after the Hunyadi castle was given to his family by Hungarians and who battled against both Ottomans and Germans filled with hate against Dracula Family because of their distrustful attitude and he invaded Walachia with his army to be a barrier against Turks and to make someone else come to the Walachian throne by accusing the Vlad the Second and Vlad the Third of making alliance with Turks and of fake alliance.

  3. Eflak tahtına göz koyan rakibi İkinci Vladislavs onu mağlup…  His rival Vladislavs the Second, who had eye on Walachian throne defeated him…



ANALYSIS OF THE THIRD PAGE

Lexical


In the English Translation equivalent:

2. line; Hesaplaşmak: too pay off old scores (makalede gerçek anlamıyla değil mecaz anlamıyla kullanılmıştır)

6. line; Kırbaç altında: under flogging

11. line; Sonun başlangıcı: the beginning of the end

12. line; Harabeye çevirmek: to devour (yıkmak anlamına geldiğinden dolayı İngilizcede birinci anlamdakini seçtim)

18. line; Kısa sürmek: to last short

22. line; Vaka: affair (belirtiler, tanıları anlamında)

24. line; Temsili: actinal

24. line; Bunun dışında: along with it

29. line; Zuhur etmek: to appear

31. line; Idam edilmek: to be executed

Syntactic


  1. By that way, the wars that would last for 3 years began between the 2 countries.  sürecek olan geçmiş anlamında

  2. Kazıklanarak gömüldü  In fact, his corpse was buried after being nailed (reduction yapıldı)

  3. Yakalattı  Basarb from Danestis made him caught (causative yapı kullanıldı)

  4. O halde idam edilen Drakula olmayabilir mi?  For that reason could the one executed be someone else than Dracula (anlam karmaşasını engellemek için olumsuzluk kaldırılık someone else than eklendi)



Morphological


  1. tutuklayıp hapsetti  arrested and imprisoned him. (benzer cümlelerde, -ıp ekleri and ile verildi.)

  2. kırbaç altında anlamında  under flogging kullanıldı.

  3. Dönerek tahtı ele geçirdi…  returned and took the throne back ( benzer cümlelerde -erek eki and ile verildi.)

  4. if it hadn’t been the real Dracula, he would have been sure that he would have appeared in Walachia again.  geçmişte gerçekleşmediği için typ 3 ekleri kullanıldı.



Grammatical Points (Relative Clauses)





  1. Bir Macar prensesiyle evlenip Katoliklerinde desteğini alan Drakula  Dracula, who married a Hungarian Princess and got the support of Catolics

  2. Eflak topraklarını harabeye çeviren Deliler ve Başıbozuklar  the Delirious & the Bashibazouks who devoured the Walachian Lands

  3. saldırısından çekinen Macar kralı  The Hungarian Sovereign, who was in fear of the attack of Sultan

  4. Bugünkü mezarda duran kuru kafa ve iskelet  The skull and the skeleton in the grave today

  5. İdam edilen yani kalbine kazık çakılarak kutsal sembollerle nereye gömüldüğü belli olmayan kişi gerçek Drakula'ydı.  Executed, in other words, who was nailed in the heart with sacred symbols and not known where had been buried was the real Dracula.



ANALYSIS OF THE FOURTH PAGE

Lexical Parameters:


In the English-translation equivalent;

2. line; Adeta fırlayarak: almost by bouncing

6. line; Boyut kapısı: portal

7. line; Gölgede bırakmak: to surpass

13. line; Vazgeçmek: to give up

15. line; Yanıp tutuşmak: to ache for

21. line; Gerçekçilik: factuality

28. line; Birebir: one-to-one



Syntactic


  1. Tımarhanedeki Doktor  The Doctor in the Asylum (“who was” yerine reduction yapıldı.)

  2. Alfred Singleton isimli bir araştırmacı  a researcher doctor named Alfred Singleton (reduction)

  3. Nasıl Mary Shelley'in Frankenstein'i gerçekçiyse kendi romanı da gerçekçi olmalıdır.  How the Frankenstein of Mary Shelley is realistic, his story should be realistic as well.

  4. Gölgede bırakacaktı  we would surpass his other works. (geçmiş zaman would)



Morphological


  1. okurken insana gerçekçi gelmesi bir yana  apart from the book’s sensing realistic to a person

  2. Stoker 12 öyküden vazgeçip bu tek öykü üzerinde çalışmaya başlar.  Stoker gives up this 12 stories and starts working on that one story (benzer cümlelerdeki –ıp eklerinde de and kullanılmıştır )

  3. Geçmişten bahsederken ve daha sonra olacak olaylara gönderme yaparken genellikle would kullanıldı.

  4. Makalenin konusu olan romanın içeriği geniş zamanla anlatıldı.

Grammatical Points (Relative Clauses)


  1. Drakula'yı fenomen haline getiren ve onu tozlu sayfalardan çıkaran ünlü yazar Bram Stoker  Bram Stoker who takes the Dracula out from the dusty pages and makes him a phenomenon

  2. cehenneme açılan bir boyut kapısı yapan bir marangozu  a carpenter who makes a portal of hell.

  3. bir gece gördüğü bir rüya  a dream he had one night.

  4. Sonsuz bir yaşam elde etmek ümidiyle yanıp tutuşan akıl hastası  the insane who aches for the hope of getting eternal life

  5. Konuşamayan bir adam  a man who cannot speak

  6. Bu araştırma sırasında tuttuğu notlar  The notes he kept during that research

  7. Stoker'ın günlük-mektup şeklinde oluşmuş romanındaki  Stoker’s story which was formed as a daily-letter



ANALYSIS OF THE FIFTH PAGE

Lexical Parameters


In the English-translation equivalent;

2. line; Yazma: document

10. line; Canavar: beast

13. line; Yayılmak: spread

14. line; Dirilmek: to arise from death

15. line; Mihenk taşı: touchstone

17. line; Kendi tahtını yaratmak: to make his own throne.

25. line; Halk kahramanı: breakdown lorry



29. line; Ölmeyen ve tükenmeyen: eternal and unfailing

Sytactic


  1. Öykü kaynağını tarihten aldığından dolayı ve yerlerin ve zamanın gerçek olmasından dolayı ki buna Stoker'ın yaratıcılığı da katılınca bu roman dünyaya yayılır.  Becuse the story takes it roots from the history and the places and time are real that the novel spreads all over the world after Stoker’s creativity was added on.

  2. Drakula korku sinemasından sonra korku edebiyatının da yeni sermayesi olur.  Dracula becomes new capital of horror literature after horror movies.

  3. Vampir olduğu söylenen  talked to be vampire (reduction)

  4. 1491 yılına dayanan bir alman kaynağı  . A German source dating back to (reduction)

Morphological


  1. Drakula gerçekten ölmeyen ve tükenmeyen bir fenomen  Dracula is really an eternal and unfailing phenomenon (fiilimsi yerine sıfat kullanıldı)

  2. Drakula da kendi tahtında yükselmeyi sürdürür  go on rising…



Grammatical points (Relative Clauses)



1) Vampir olduğu söylenen kanlı bir derebeyi'nin öyküsünü  1491 tells about the story of a bloody field lord talked to be a vampire

  1. Hatta yeni yeni tahtlar kuran yeni Drakula'lar new Draculas who creates new thrones

  2. her çağa her ortama her şekle ayak uydurabilen bir fenomen  a phenomenon that can keep in step with every shape and ambiance and today






Yüklə 91,1 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə