rebilmiş olalım. Kuru sıkı "çelişki vardır" deyip, her şeyi bu kör hafız
tekerlemesi ile ispatladığımızı sanmayalım.
Doğa ve Tıp Bilimlerinde olduğu gibi, Toplum Biliminde de yığınla
çelişkiler çeşitli kımıltıların ve altüstlüklerin nedenleri arasına girerler.
Üretici Güçler ile Üretim İlişkileri (Mülkiyet İlişkileri) arasındaki temel
Ekonomi çelişkisi daha üstyapıya çıkarken, Sınıflı Toplumda, Sosyal Sınıf
Çelişkilerini belirlendirir. O bakımdan, hekimlikte Toksin ne ise, Sosyal
ve Tarihcil Bilimlerde Sınıf odur. Her Sosyal ve Politik olayda hangi Sosyal
Sınıf çelişkisinin ana rolü oynadığını aramak, insancıl yorum için tek ka-
çınılmaz yoldur. Yeter ki, o kaçınılmazlık, ezbere lâf tekerlemesi olmak-
tan çıksın, Toplumun gerçek yapısı içinde gerçekten bulunsun.
Varlığın (Canlılığın veya Topluluğun) ana çelişkilerini yakalamak,
binbir fırtına koparan olaylar mahşeri ortasında kaçınılmaz çelişkiyi
ayırt edip kavramak, anlayışın bir çeşit ilk şartıdır. Eskilerin "Vâhide
ircâ: Bire indirgemek" dedikleri Tahlil (çözümleme) davranışı, araştır-
ma, inceleme sırasında ana çelişkiyi sezip ortaya çıkarma anlamına
gelebilir. İlk aydınlanma adımıdır
-
.
b) Şartları ve İlişkileri Çok Yanlı Kavramak
Birlikte olan çelişkiler soyut Metafizik kategoriler değildirler. Mutlak,
her seferinde bir sürü ilişkiler ve şartlar ortasında bir araya gelip çeki-
şirler. Hekimlikte, bir hastalığın Toksinini, (daha kolay anlaşılmak için
diyelim ki) Mikrobunu bulup bilmekle Teşhis yapılmış bitmiş olur mu?
Hiçbir zaman! Mikropla beden arasındaki ana çelişki bilindikten sonra,
Te şhisin en önemli görevi yalnız başlamış olur.
Hastanın her yeri, bütün cihazları ve organları ayrı ayrı dikkatle
gözden geçirilir. Mikrop hastaya nasıl geçti? Hastada hangi semptomlar
başgösterdi? Nasıl hükmünü sürdü? Hastanın bedeni mikroba karşı ne
tepkiler oluşturdu? Vücudun yaşlı veya genç yahut çocuk, zayıf veya
gürbüz, kadın veya erkek, psikolojik veya sosyal bakımdan şöyle yahut
böyle durumda oluşu vb. vb... gibi binbir iç ve dış şartlar ve ilişkiler
hastalığa ayrı ayrı damgalar vurur ve özellikler göstertir.
Bütün o şartları, bütün ayrıntıları ve ana çizileriyle incelemedikçe,
yalnız, "Hastalığı yapan filan mikrop veya toksindir" demek, teşhis koy-
mak değildir. Ezbere hekimlik şarlatanlıktan daha tehlikelidir. Hekimlik-
te, "Hastalık yok, hasta vardır" sözünün birinci anlamı: Hastalığın Mik-
rop-Beden ana çelişkisini, bütün doğal, sosyal iç ve dış çevre şartları ile
çok yanlı olarak kavramaktır
-
.
Tam bilimcil Teşhis için hastayı "tüm muayene" başta gelen davranış-
tır
-
. Ba şım ağrıyor diyenin, alnına elini koyup nabzını tutmakla "Humma!"
(Ateş) teşhisini koyarak, hastalığı anlamış görünen hekim, hekim midir?
Eğer, hastayı başından savan vicdansız, hatta cani değilse, mutlak kara
cahil bir şartlatandır. Elbet her baş ağrısı ve ateş, bedenle mikrop ara-
sındaki ana çelişkidir. Ama, aynı mikrop, vücudun binbir çarkından her
birinin ayrı bozukluğu ile ilgili aynı genel semptomları verebilir.
Vücudu tepeden tırnağa her yanı, her organı, her görevi ile in-
ceden inceye yoklamadan Teşhis yargısına varmak, hekimi en acı
kırgınlıklara uğratır. Bütün Varlık olaylarının incelenmesi de böyledir.
Ana çelişkinin içinde bulunduğu başlıca şartlar ve ilişkiler olsun çok
yanlı olarak incelenmedikçe, kavramaktan yahut anlayıştan söz et-
mek, açıklama, yorum, aydınlatma yapmak, "Mutatabbiblik" dedikleri
yapma hekimlik olur.
Orantıca çok daha basit ve belirli olan Fizik ve Organik olayları bir
yana bırakalım. Çok daha karmakarışık Sosyal olgu alanları, büsbütün
ilginç ve nazik Diyalektik düşünce ve davranış gücü ister. Modern çağ-
da, modern ana çelişki nedir? İşveren-İşçi Sınıflarının çelişkisi, deyip,
çevresine şöyle kuşbakışı gözatıvermekle Sosyal Bilimi kestim attım,
hatta "Bilimcil Sosyalizm" ustası oldum sanmak, az buz baş belalarının
kaynağı olmamıştır.
KLÂSİK SOSYAL OBJEKTİFLİK
Klâsik bir sosyal örnek alalım.
Çarlık Rusyası'ndayız. Köylü sorunu inceleniyor. Sorunu aydınlatma-
ya çalışan iki düşünce akımı var.
Birisi Narodnikler (Halkçı'lar)dır. Narodnikler sosyal olayların üfü-
rükçü yapma hekimlerine benzerler. Köylünün durumunu iyileştirmek
isterler. Ama, iyileştirebilmek için ve iyileştirmeden önce o durumu ay-
dınlığa çıkarmalıdır. Onlar buna yanaşmazlar.
Rus köyüne Kapitalizm kurdu girmiştir. Bu kurdun kemirdiği köy-
de ana çelişki nedir? O çelişki hangi şartlar içinde oluşur? Narodnikler
bunu araştırmazlar. Yalnız bir tek görünüşe kapılırlar: Köyde kapitalin
yarattığı acıklı parçalanmadan üzülürler.
O parçalanış hangi neden ve şartlarla bir araya gelmiş çelişkilerin
ürünüdür? O çelişkilerin birlikte bulunuşları kaçınılmaz mıdır, değil mi-
dir?.. Bu ve benzeri konulara Narodnikler aldırmazlar. Teşhis koymadan
tedaviye girişen hekim gibi, içyüzünü anlayamadıkları, bilimce aydın-
latamadıkları kaçınılmazlıklara karşı, kafadan atma, sözde "Sosyalist"
dilekler öne sürerler.
Madem köyün acıları, köylülüğün tek parça olmaktan çıkıp taba-
kalara parçalanmasından ileri geliyor, öyleyse bu parçalanışın önüne
geçmeye kalkışırlar. Apandisitli hastanın karın ağrısını afyonla kesen
hekim, körbarsağın patlaması ile ölüme sebep olur. Narodnikler de
köydeki çelişkili parçalanışı örtbas etmek sevdasına düşerler. "Köylü
ekonomisini tümüyle kurtarmak" yahut "tümüyle eşitleştirmek" adı al-
tında güzel güzel plânlar uydururlar.
Dostları ilə paylaş: |