A'dan Z'ye Felsefe


HOBBES, THOMAS (1588-1679)



Yüklə 1,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə36/77
tarix20.01.2022
ölçüsü1,64 Mb.
#83020
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   77
A\'dan Z\'ye Felsefe - Alexander Moseley ( PDFDrive )

HOBBES, THOMAS (1588-1679)
İngiltere’de Wiltshire’de doğmuş olan Thomas Hobbes
neredeyse bir yüzyıl boyunca yaşadı. Bu, İngiltere’nin ve
Britanya’nın tarihinde insanın aklını durduracak kadar
sıkıntılı ve devrimci bir dönemdi. Bu dönem İngiltere ve
İskoçya Tahtlarının birleşmesini, 1640’larda Kraliyete karşı
Püriten Devrimi’ni, Oliver Crom-well’in Protektorası altında
12 yıllık bir Cumhuriyetçi Com-monvvealth’i ve sonunda
1660’ta Monarşi’nin Restorasyonu’nu gördü. Cavendish
ailesinin Özel öğretmeniydi ve gelecekte II. Charles olacak
kişiye Paris’te sürgünde iken hocalık yaptı. Rivayete göre
Kral özel odasında hocasının bir portresine yer vermiştir.
Artık bunu nasıl yorumlarsanız yorumlayın.
Hobbes’u okurken kazanılacak şey, bu tür özet kitaplarında
yapıtı konusunda verilen kısa özetlerden edinilecek
izlenimin tersine onun kolay kolay etiketlenemeyeceğini
görmektir. Düşünüş tarzında muhteşem bir derinlik ve incelik
vardır. Bu hiç kuşkuşuz kısmen içinde yaşadığı sarsıntılı
dönemin ürünüdür, ama aynı zamanda dizginlenmemiş bir
tefekkür arayışıyla ve geometriden ödünç almış olduğu çok
titizlik gerektiren yöntemin (aşikâr düsturlardan
tümdengelim) kullanılmasıyla da ilgilidir.


Hobbes kendisinin 1588’de doğumunu annesinin
İspanyolların istilasından duyduğu korkuya bağlar. Kendisinin
korkak kişiliğini ve belki de politikada korkunun rolüne
yaptığı felsefi vurguyu da buna bağlar. Felsefi kariyeri gerçek
anlamda 40 yaşında Öklid’in ilkelerini baştan sona
incelediğinde başlamıştır. Tümdengelimci yöntem bütün
yapıtmı boydan boya sarmalar. Her türlü ilkeye (ahlaki,
bilimsel, matematiksel, politik, episte-molojik vs.)
tümdengelim yoluyla ulaşılabileceğine inanmıştır. Ancak,
tümdengelimcinin akıl yürütmesine başlayabilmesi için bir
zemine ihtiyacı vardır. Hobbes başlangıç noktası olarak
materyalizmi aldı. Ona göre dünya bütünüyle maddi idi,
maddi olmayan şeylere yer yoktu. Gerçi maddi olmayan
şeyler çok da fazla yer tutmazdı, ama felsefi açıdan
bakıldığında elyazmalarını kemiren şeylere ontoloj’ik olarak
karşıt ruhani veya uhrevi bir âlem yoktu. Her şey maddi
olmakla kalmıyordu; her şey aynı zamanda hareket
halindeydi. Şeylerin algılanabilmesi için hareket etmesi
gerekiyordu.
İnsanlar âlemi söz konusu olduğunda Hobbes devletin
olmadığı durumda hayatın nasıl olabileceğini sergilemek
amacıyla “doğa durumu” diye anılan bir kavram kullanır.
İnsanların anarşi durumu karşısında kendilerini korumak için,
ölüm korkusuyla biraraya gelerek bir devlet kurmak zorunda
kalacaklarına inanır. Devlet olmasa hepimiz aynı değerlerin
peşine düşer ve kaçınılmaz olarak çatışmaya girerdik:
“herkesin herkesle savaşı” (Hobbes, De Cive, 9). Anarşi
durumu ile ilgilenen ilk filozof değildi Hobbes. Çağlar
boyunca çeşitli filozoflar devletsiz bir toplumun nasıl olacağı
konusunda farklı tablolar çizmişlerdir. Bazıları bu durumu


özel olarak cazip buluyordu, ama çoğu bunu ürkütücü bir
durum olarak görüyor ve reddediyordu. Aristoteles devletsiz
yaşayan bir halkın uygar olmadığını, hukuksuz olduğunu
belirtiyordu. Ama anarşi durumunun Hobbes’un muhafaza
ettiği bir boyutu, insanın kendi kendini koruması konusundaki
vazgeçilmez hakkıdır. İğrenç bir suçtan mahkûm
olmuş olsanız (mesela Britanya’da televizyon ruhsat
ücretinizi ödememek gibi) ve hapse atılmak üzere olsanız
bile, firar etmeye çalışmak bütünüyle hakkınızdır.
İnsan doğasını anlatan temel öncüllerinden üç ilke çıkar: barış
arayışı, kendimizi her yoldan savunmak, girdiğimiz
sözleşmelere uymak. Bu son ilke devlet kurma açısından
yönlendirici nedendir: Devlet insanın öteki insanlarla bir
sözleşme içine girmesiyle ve ortaya çıkan toplumsal
sözleşmeye ve bundan doğacak egemenliğe boyun eğmesiyle
kurulur. Mahkûm olmuş bir kişinin devletin adaletinden firar
etme hakkının dışında, yurttaşlar güçlerini bütünüyle devlete
devretmelidir. Çünkü ancak bu şekilde kendi öznel değerlerini
ve böylece çatışma nedenlerini güdüleri nesnel olan bir
kuruma aktarmış olurlar.
Haklardan mutlak bir anlamda vazgeçilmesinin iki nedeni
vardır. Hobbes’un çoğu insanın muhakeme gücüne çok fazla
güveni yoktu (başka insanlara karşı aristokratlarda
gelenekselleşmiş bir küçümseme içindedir: İnsanlar çok fazla
kendi çıkarlarını düşünürler ve uzak görüşlü değillerdir).
İkinci neden bu ilkinden türer: Doğa durumundan ya da bu
duruma tanıklık etmeye en çok yaklaştığımız iç savaş
durumundan da belli olduğu gibi, politik (ya da dinsel ya da
ahlaki) çoğulculuk insanların sefaletinin temel nedenidir. İç


savaş anarşisi bu yüzden neredeyse her türlü bedel ödenerek
engellenmesi gereken bir durumdur. Öyleyse, o inanılmaz
derecede bölücü güç, yani din, devlete bütünüyle tabi
olmalıdır. Aksi takdirde, hâkim inanış dışına çıkanlar (örneğin
Cromvvell’in tayfası) kargaşaya sebebiyet verebilir.
Hobbes'a göre, devletin yasaları bizim için vicdanen bağlayıcı
olmalıdır. Hukuk, devletin elinde olan iktidar kurumlan
aracılığıyla korunmalı ve uygulanmalıdır. Hobbes devletin
ürünü olan yasaların doğal hukuku içermesi gerektiğini
belirtir. Ama teorisi çoğu zaman bunun böyle olmadığını
varsaydığı veya Hobbesçu adaletin bütünüyle pozitivist
olduğu biçiminde anlaşılmıştır. Buradaki kavrayış bu
bağlamda hukuk ile neyin kastedildiği konusunda bir kategori
yanlışından doğar. Gerçekte yasalar bütün meseleleri ve
araçları devletin kontrol eden eline bırakma konusunda
ulaşılan bir anlaşmanın ürünüdür. Hukuk yasaları içerebilir
ama aynı zamanda ahlaki veya doğal hukuku da içerebilir. Hiç
kuşku yoktur ki Hobbes kimsenin değiştiremeyeceği doğa
yasalarının hüküm sürdüğünü teslim etmiştir.
Yine de Hobbes’un devleti, kendisinin sonucu olan bütün
medeni yasaların ve ahlakın kaynağı olmanın yanısıra,
(medeni) adaletin de tek kaynağı olmalıdır. Bu tür adalet
ancak devletin araçlarınca uygulanırsa etkili biçimde var
olabilir:

Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə