A'dan Z'ye Felsefe



Yüklə 1,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə46/77
tarix20.01.2022
ölçüsü1,64 Mb.
#83020
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   77
A\'dan Z\'ye Felsefe - Alexander Moseley ( PDFDrive )

MADDECİLİK (MATERYALİZM)
MANTIK


Mantık doğru akıl yürütmenin incelenmesidir.
Düşündüklerimizin içerme, tümdengelim ve tümevarım
yoluyla tutarlı biçimde birbirine bağlanmasını sağlamanın
incelenmesi. Mantık çıkarsama ve içermeye dayalı
argümanları inceleyerek bunların içsel geçerliliğini
değerlendirir (bunlar kapalı devre olduğu ve gerçeklikten
bağımsız olarak ele alınabilecekleri için içseldir);
tümdengelime dayalı argümanları ise kapsamlarını ve
gerçekliğe uygunluklarını anlamak için inceler. Yani mantık,
argümanlarımızı üzerine yerleştirdiğimiz kurallar bütünüdür.
Mantık, hakikatleri ortaya koymaz. Bu konuda çok yanlış
yapılır. Mantığın bütün yapabileceği, öncüllerden hareketle
sonuçlara ulaşmaktır. Eğer atılan adımlar bu öncüllerden
doğru biçimde çıkarsanıyorsa, o zaman sonuç zorunlu olarak
doğrudur. Bu bizim sonucun doğru olmaması konusundaki
arzumuzdan veya öncüllerin dışındaki şeyler konusundaki
bilgimizden bağımsız olarak böyledir. Örneğin şu cümleyi
düşünelim: “Ful-fûrd Savaşı Hastings Savaşı’ndan önce oldu;
Stamford Bridge Savaşı ise Fulford Savaşı’ndan sonra.”
Burada çıkabilecek geçerli bir sonuç, Stamford Bridge’in
Fulford’dan önce olmadığıdır. Ama Stamford Bridge’in
Hastings Savaşı’ndan önce olduğu sonucu geçersizdir. Bu,
tarihte böyle olmuş olsa bile doğrudur. Verilen bilgi temelinde
dün bile olmuş olabilirdi Stamford Bridge.
Mantıksal akıl yürütme, genellikle biz bir argümanın özünü
izlerken enformel biçimde ortaya çıkarsa da, formel
mantık, mantıksal argümanları bir dizi sembol haline getirir.
Bunlar toplumsal dillerde bulunabilecek ikirciklilikleri
gidermek için kullanılır. Her ikisinin de kullanılabileceği yer


ayrıdır. Neden immünoloji alanında kariyer yapmanızın sizin
için iyi olacağı konusundaki düşüncenizi sembolik mantığı
kullanarak anlatmanız epeyce güç olurdu.
Mantığın önemi, düşünürken ve yazarken daha dakik
olmamıza yardım etmesinden gelir. Kullanımı, yaptığımız her
şeye uzanır. Ama kimileri, eğlenceli bir şekilde, mantığı
reddetmeye çalışır: Çünkü, derler, mantıksal bir akıl
yürütmeyle, tümdengelime dayanan önermeler ayakta
duramaz (ama bunun nasıl olduğunun izah edilmesinde
aşılamaz sorunlar vardır) veya tümevarım hiçbir şeyi
kanıtlayamaz. İkincisini çok daha fazla hoş görebiliriz: Çünkü
gerçekten de tümevarıma dayanan bir argümanda her bir
önerme test edilebilir ve insanın duyularının kusurlu olduğu
gerekçesiyle reddedilebilir. Diyelim ben “5 + 2 = 7” diyorum,
biri cevap veriyor: “Ancak sen öyle söylediğin için öyledir.”
Benim öyle söylememin önermenin mantıksal geçerliliği ile
hiçbir ilişkisi yoktur. Önermenin her bir unsuru
incelenebilir, sağlam biçimde izlenebilir, başka hiçbir sonuç
elde edilemez. Tümdengelime dayanan mantığın
reddedilmesi, bazı mantık hatalarının veya mantıksal
sıçramaların geçersiz kılabileceği daha ileri türden
argümanların reddedilmesinden farklıdır. Bunların bütün
derdi, düzgün bir hale sokulmaktır. Tümdengelime dayanan
mantığın reddedilmesi, ayrıca, tümevarıma dayanan
akıl yürütmeyi reddetmekten de farklıdır. Bu sonuncusu, en
ilginç biçimde, bir dizi olayın (mantıksal biçimde) birbirine
bağlanmasını gerektiren ve bulgularla temellendinlmesi
gereken bilimsel sorunlarda veya suçu araştırma vakalarında
ortaya çıkan farklı meseleleri gündeme getirir. Örneğin, Dr.
Emoto, buz kristallerinin oluşumunun, bunların yakınında


çalman müzikten ve bilimcinin buza yönelik duygusal
niyetlerinden etkilendiğini ileri sürmüştür. Bu test
edilebilecek bir önermedir. Ama ya sonuçlar belirli türden
müziklerin belirli türden buz kristallerinin oluşumuna yol
açtığını ve suya “seni seviyorum” demenin “senden
tiksiniyorum” demeye göre nesnel olarak farklı kristallerin
oluşmasına katkı yaptığını gösterirse? Bazen bir sonuç
bağımsız araştırmalardan tekrar tekrar elde edilebilir, ama
durumun tutarlı bir açıklaması yapılamaz. Bu olgu belki de
halihazırdaki kavrayışımızın ötesinde kalmaktadır ya da var
olan bilginin henüz gerçekleştirilememiş bir sentezine ihtiyaç
vardır.
Bazı insanlar, insan zihninin, özellikle tümevarıma dayanan
bir argüman boyunca, doğru bir akıl yürütmeyi
gerçekleştirme kapasitesi olmadığını düşünürler. “Sen öyle
söylüyorsan öyledir” şakası biraz sinir bozucudur, ama bir
düşünelim, ne demektir bu? Sizin mantığınızın benimkinden
farklı olduğu mu söyleniyor? Belki de böyledir, çünkü sizin
dünyanız ve dünyaya bakarken kurduğunuz dil benimkinden
azıcık da olsa farklıdır. Ama bağımsız bir argümanın
geçerliliğini değerlendirmeye girişeceksek, üzerinde anlaşma
sağlanmış bazı kurallara göre hareket edeceğimizi varsaymak
gerekir. Örneğin, 10 > 5 > 2, öyleyse 2 < 10 ve benzeri. Bu,
eleştiride gizli olan sübjektivizmin bir kısmını ortadan
kaldırır. Bu kadar temel çıkarımları yadsıyan biri hakkında ne
düşünürdük? Başka bir mantık olduğunu. Bu mümkündür,
ama bunun anlamı o insanın bize o kuralları öğretebilmesi
veya mantıksız davrandığının saptanmasıdır. Bu, başkalarını
kızdırmaktan başka bir önem taşıyor mu? Şu söylenebilir: Bu
tür bir yaklaşım bu insanlara, yolda karşıdan karşıya geçerken


pek yaramaz, çünkü benim en çekici bulduğum
felsefi pozisyon mantığın bize kendi kendimizi ve dünyayı
daha iyi anlamakta, safsatayı ayıklamakta ve inançlarımızın
birbirleriyle tutarlı olup olmadığını görmemizi sağlamakta
yararlı olduğudur. Eğer bunu yaparsak hayatımızı daha iyi
yaşayabiliriz.



Yüklə 1,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə