68
kalmadığının karine olarak kabulü gerekir.
263
Bu durumda denilebilir ki; madde
kapsamında sadece hakkın kötüye kullanılmasına yer verilmesi yeterli olurdu. Bu
açıdan bakıldığında hükmün ifade tarzı isabetli olmamıştır.
264
O halde MK m. 166/ II’ de düzenleme bulan, “bununla beraber bu itiraz
hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve
265
evlilik birliğinin devamında davalı ve
çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar
verilebilir” şeklinde ortaya çıkan hükmün lafzında geçen “ ve” bağlacı hükmün
anlamına tahdidi bir durum katmamaktadır. Aksine buradaki durum, geniş bir anlatım
şekli ortaya koymaktadır.
266
II. EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASINA YOL AÇAN OLAYLAR
Evlilik birliğinin temelinden sarsılabilmesi için, birliğin temelinden sarsılması
ve bu sarsıntının birliğin devamını sürdürmeleri beklenemeyecek derecede onları
olumsuz etkilemesi gerekir. Her türlü geçimsizlik, evlilik birliğinin temelinden
sarsılmasına sebep olabilecek nitelikte değildir. Maddenin ifade biçiminden de
anlaşılacağı üzere, meydana gelen geçimsizliğin şiddetli olarak ortaya çıkması
gerekir. Kanun koyucu şiddetin ölçütünü, evlilik birliğinin devamının eşlerden
beklenemeyecek derecede oluşması şeklinde belirlemiştir.
Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasında, evlilik
birliğinin devamını imkansız kılan davranışlar ise bugüne kadar olan uygulama ile
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından içtihatlarla belirlenmiştir.
263
İpek, s. 79.
264
Akıntürk/Karaman, s. 268; Dural/Öğüz/Gümüş; s. 117; Oğuzman/Dural, s. 126.
265
“3444 sayılı Kanun yapılırken etkili olduğu görülen 1984 tarihli Medeni Kanun Ön tasarısının
130. maddesinde “…Bununla beraber, davalının itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise
ve özellikle evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir
yarar kalmamışsa….”denilmiştir. 3444 sayılı Kanunu hazırlayanların “özellikle” deyiminin
önemine dikkat etmedikleri anlaşılmaktadır.”(Bkz. Oğuzman/Dural, s. 127).
266
Öztan, (Değişiklikler), s. 125.