Bakara sûresi



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə30/75
tarix18.06.2018
ölçüsü2,66 Mb.
#49328
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   75

(85-) Sümme entüm haülai taktülune enfüseküm ve tuhricune feriykan minküm min diyarihim*202 tezaherune aleyhim Bil'ismi vel 'udvani, ve in ye'tuküm üsara tüfaduhüm ve huve muharremün aleyküm ıhracühüm* efetu'minune Biba'dılKitabi ve tekfurune Biba'din, fema cezaü men yef'alü zâlike minküm illâ hızyün fiylhayatiddünya* ve yevmelkıyameti yuraddune ila eşeddil'azab* ve mAllahu Biğafilin amma ta'melun;


* Ama siz, birbirinizi öldüren, içinizden bir kesime karşı kötülük ve zulümde yardımlaşarak; size haram olduğu hâlde onları yurtlarından çıkaran, size esir olarak geldiklerinde ise, fidye verip kendilerini kurtaran kimselersiniz. Yoksa siz Kitab’ın (Tevrat’ın) bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden bunu yapanın cezası, dünya hayatında rezil olmaktan başka bir şey değildir. Kıyamet gününde ise onlar azabın en şiddetlisine uğratılırlar. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Sonra sizler söz verdiğiniz halde nefislerinizi öldürdünüz, zâhirde birbirinizle savaş yapıp öldürdünüz, bâtında kendi nefsinizde var olan İlâh-î hakikatleri öldürdünüz, yani baskı altına aldınız ve sizde nefsi emmâre üste çıktı ve bu da sizi yukarıda verdiğiniz ahidlerden geriye döndürdü.

Ve içinizden bazıları bazılarınızı yerinden çıkardı, sürdü yani , onlar ibadet ehlidir şöyle yapıyorlar, böyle yapıyorlar diyerek, onların hicret etmesine sebep oldunuz yani bizde faaliyette olması gereken Esmâ-i İlâhiyyeyi hükümsüz bırakıp bizim adeta dışımıza çıkarmış olduk, beden mülkünden ihrac etmiş olduk.

Onların üzerlerine geldiniz düşmanlık ve suç ile ve bazıları yine esir olarak size geldi, onları yerlerinden çıkarmak haramken onları esir edip karşılığında fidye aldınız, kitabında bazılarını inanıp, bazılarını inkar mı ediyorsunuz, içinizden kim ki böyle işlerse yani nefislerinizi öldürmeyin dendiğinde öldürürlerse, onları yerlerinden çıkartırlarsa, onlarla savaş ederlerse, esir alırlarsa, fidye isterlerse içinizden kim bunları yaparsa dünya hayatında

203

rezil olur ve kıyamet günündede şiddetli azaba atılır, ama Allah yaptıklarınızdan gafil değildir, çünkü herkesle beraberdir.



أُولَـئِكَ الَّذِينَ اشْتَرَوُاْ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا بِالآَخِرَةِ فَلاَ يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلاَ هُمْ يُنصَرُونَ

86-) Ülaikelleziyneşteravül hayateddünya Bil'ahıreti, fela yuhaffefü anhümül' azabü ve la hüm yünsarun;


* Onlar, ahireti verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Artık bunlardan azap hiç hafifletilmez. Onlara yardım da edilmez.

İşte o kimseler, satın aldılar ahiret ile dünya hayatını satın aldılar, yani ahireti sattılar dünya hayatını aldılar, buradaki hayatı ön plana çıkardılar ahiret ile ilgili olan hükümleri bıraktılar.

Bir Hakk yolcusunun da nefsini satıp ahireti alması, ruhunu alması lâzımdır, ancak bunlar ruhunu satıp nefsini almış oldular yani ruhani işlere meyletmeyip onları bir tarafa bırakıp dünya ile ilgili olan kısımları ön plâna çıkardılar ve ziyan ettiler.

Onların azabları hafifletilmez ve onlara gelecekte yardımda olunmaz;

Bir şey hergün üstüste yığılırsa belli bir süre sonra ağırlığı artar işte bu ağırlık onun üzerinde devamlı vardır, bu onun üzerinden hafifletilmez artık, ancak dünyadayken yukarıda bahsedilen işleri yaparsa bunu kendisinin kaldırması mümkündür diğer âlemde bunların kaldırılması mümkün değildir.

وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَقَفَّيْنَا مِن بَعْدِهِ بِالرُّسُلِ وَآتَيْنَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ الْبَيِّنَاتِ وَأَيَّدْنَاهُ

بِرُوحِ الْقُدُسِ أَفَكُلَّمَا جَاءكُمْ رَسُولٌ بِمَا لاَ تَهْوَى أَنفُسُكُمُ اسْتَكْبَرْتُمْ فَفَرِيقاً كَذَّبْتُمْ وَفَرِيقاً تَقْتُلُون 204

(87-) Ve lekad ateyna MuselKitabe ve kaffeyna min ba'dihı BirRusuli ve ateyna Iysebne Meryemel-beyyinati ve eyyednahu Biruhılkudüs* efeküllema caeküm Rasûlün Bima lâ tehva enfüsükümüs-tekbertüm* feferıykan kezzebtüm ve ferıykan taktülun;


* Andolsun, Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik. Ondan sonra ard arda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya mucizeler verdik. Onu Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Size herhangi bir peygamber, hoşunuza gitmeyen bir şey getirdikçe, kibirlenip (onların) bir kısmını yalanlayıp bir kısmını da öldürmediniz mi?

Andolsun ki Biz Mâsâ’ya kitabı verdik, ve ondan sonra da peygamberle takviye ettik ve Meryem oğlu İsâ’ya da verdik,

Burada Mâsa (a.s.) a sadece verilen bir kitaptan bahsediliyor diğer yerlerdeki ifadeleriyle birlikte yani Furkan’ı verdik, Hikmet’i verdik, Tevrat’ı verdik, Kitab’ı verdik diye dört ayrı özellikten bahsediyor, burada sadece hatırlatma olarak kitaptan bahsetmiş,

Bilindiği gibi MûSâ’dan kasıt (Mim) Hakkikat-i Muhammedi, (Sin) insân, yani Hakkikati Muhammediyeyi idrak etme yolundaki insân demek,



İSa (Ayn) ve (Sin)’de gören göz mânâsına, ama sadece kendi varlığında gören, âlemlerin varlığında değil, Meryemoğlu İsâ’ya beyan verdik yani açıklamayı verdik diyor, yani Hakkikati Muhammedinin kendi varlığındaki oluşunu, İnsân-ı Kâmil’in kendi varlığında Hakkikat-i İlâhiyyenin olduğunu açıklamayı ona verdik ve onu Kudsi Ruh ile de teyid ettik, destekledik, bakın bu İsâ (a.s) hakkında belirtilen özel bir Âyet, ruhül kudsi ile desteklemesi demek burada “venefahtü fihi min ruhi” “ruhumdan üfledim” denilen mertebeden farklı bir mertebe vardır, sadece Âdem (a.s) a üflenen ruhla kalmıyor bir başka ruh ekleniyor, burada belirtilen Ruhi Kudsi Hakkikat-i Muhammedinin Zat mertebesi itibarıyla kendisinde açığa çıkması, yani “venefahtü”nün üzerinde kudsi bir oluşumu

205


belirtiyor, mukaddesliği belirtiyor, işte bu mertebe ilk defa İsâ (a.s.) a veriliyor, o güne kadar gelen diğer peygamberlerden üstünlüğü o, işte kim seyri sülûkta bu mertebeye gelirse ona verilmiş oluyor Ruhül Kuds, işte bunların babaları yok, babalık görevi doğrudan doğruya Ulûhiyyetten geliyor, Meryem ana var sadece, yani nefsi küll mertebesi var, bu mertebeye gelmek için Kuddüs esmâsının yaşatılması gerekiyor, ki o mukaddesiyet kişide faaliyete geçebilsin.

Size ne zaman bir peygamber gelse, nefsinizin istemediği bir şey getirse, siz ona karşı gururlanırsınız, yani namaz kıl diyor nefsin istemiyor, oruç tut diyor nefsin istemiyor, zekât ver diyor nefsin istemiyor.

Risalet mertebesinden size bir haber gelse, içinizden veya dışınızdan, gerek kelâm ile gerek hissiyatla, duyguyla bir Rasûl gelse, bunu gönle melek getirir mânâ âleminden o lâtif âlemden onu alır gönlüne getirir Cebrâîl (a.s) vasıtasıyla getirir, Cebrâîl (a.s.) a bağlı görevliler aracılığıyla, bir söz vardır “senin İsâ’n gelir giderde senin haberin bile olmaz” , çünkü gönül kapın kapalı, biz kapımızı hem içerden hem dışardan açalım yani içerden gelen yeni bilgileri dışarıya çıkartalım, dışardan aldığımız bilgileride içeriye sokalım, dışarıdan alınan kesb kazanma şeklinde, içeriden gelen vehb hibe şeklinde yani Cenâb-ı Hakk’ın hibesidir, esas ilim budur, hadis-i şerifte dendiği şekilde muhakkak dışarıya danışılacak fakat en son fetvayı gönlüne danışarak, gönlünden alman lâzım en sağlamı bu olur, yanılırsan ben yanıldım dersin, fakat kendine danışmadan sadece başkasının söylediğiyle aldığın bir karar yanlış olursa çok sıkıntı verir

İçinden bir ses kalk namaz kıl der, o anda çeşitli bahanelerle onu ertelediğin anda o haberciyi öldürdün işte, bir daha da sana gelmez, buna misafir-i gaybi yani gayb âleminden gelen misafir diyorlar, mânâ ile gelen bilgilere, içeriye girer ilgi gösterilmezse bir dahada gelmez, ara ne zaman bulursun artık.

Siz gurur, kibir yaptınız, bu tasavvufta çok mühim bir

206


meseledir, tasavvufta belirli bir yol almış kimseler, biz bu yolları geçtik senelerdir yapıyoruz, bize namaz, oruç lâzım değil geçtik onları dedikleri zaman aynen bu Âyetin hükmü altına giriyorlar işte, ona içinden kalk ezan okunuyor dendiğinde, o biz geçtik onları tekrar ilkokulamı döneceğiz der,

İçinizden bir fırka yalanladı, bir fırkada katletti, öldürdü.

وَقَالُواْ قُلُوبُنَا غُلْفٌ بَل لَّعَنَهُمُ اللَّه بِكُفْرِهِمْ فَقَلِيلاً مَّا يُؤْمِنُونَ


Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə