Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
ÇOCUK EDEB YATI DA RES NDE GÜLTEN DAYIO LU’NUN FANTAST K-B L M
KURGUSU
THE SCIENCE FANTASY OF GULTEN DAYIOGLU IN THE CIRCLE OF CHILDREN’S
LITERATURE
Elif Emine BALTA
*
Öz
nsan hayatındaki her ey gibi bilim ve teknolojinin de yazın dünyasında yansıması
bulunmaktadır. Bu yansıma kapsamında bilim kurgu, edebiyat ve bilimin birlikteli ini sa layan en
önemli türdür. Türk çocuk edebiyatına ait bilim kurgu türündeki yapıtlar 2000’li yıllardan sonra hız
kazanmı tır. Fakat bu yapıtların nicelik ve nitelik bakımından yetkinle me çabasında oldu u
gerçe ini kabullenmek gerekmektedir. Bilim kurgu türünde Gülten Dayıo lu’nun yapıtları, çocuk
edebiyatı için oldukça önemli bir yere sahiptir. Gülten Dayıo lu, evrensel erdemleri gözetmesi,
insanın kendinin farkında olmasını istemesi, zihinsel olana de er vermesi bakımından yazınsal
anlamda oldukça çaba göstermi tir. Onun, eserlerine, türü ne olursa olsun “e itsellik” boyutu
katması ve bu boyutu örtük bir biçimde sunması, çıkardı ı kitapları çocuk edebiyatındaki yerini
önemli hale getirmi tir. Bu çalı mada Gülten Dayıo lu’nun yapıtları fantastik ve bilim kurgu
özellikleri ba lamında de erlendirilmi tir. Fantastik ve bilim kurgunun birbirlerinden ayrılan ve
birbirleri ile benze en yönlerinden yola çıkılarak eserler analiz edilmi tir.
Anahtar Kelimeler: Bilim Kurgu, Fantastik Bilim Kurgu, Çocuk Edebiyatı, Gençlik
Edebiyatı, Gülten Dayıo lu.
Abstract
Like everything in human life, there is projection of science and technology in the literature
world. The most important genre that holds literature and science together is science fiction. In
Turkish children’s literature, science fiction pieces have gained an acceleration as of 2000s. However,
the products are yet to be developed in senses of their quality and quantity. Gülten Dayıo lu's books
have important place in children’s literature. Gülten Dayıo lu has worked very hard about,
supervising the universal virtues, asking to be aware of the human itself and valuing the intellectual
ones in the sense of literary. The books that she published provide her important place in children’s
literature, which she adds dimension of "to be educational" and serving this dimension as implicitly
no matter what type piece of work she had. In this study, her works are evaluated in the context of
fantastic and science fiction way. Fantastic and science fiction separated from each other and work
each other on the basis of similar aspects and analyzed.
Keywords: Science Fiction, Science Fantasy, Children’s Literature, Juvenile Literature,
Gülten Dayıo lu.
*
Yrd. Doç. Dr., Bitlis Eren Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
60
Giri
Edebi anlamda yakın zamana kadar pek fazla de er
verilmemi olan bilim kurgu, fantastik, gotik gibi türler,
günümüzde, edebiyatın klasikle mi yapıtları kadar,
okuyucuları etkilemekte ve onların gözünde önem
kazanmaktadır. Bu dönü ümün en büyük nedenlerini
de i en zaman ve ihtiyaçları farklıla an bireylerin
beklentilerinde aramak gerekmektedir. Teknoloji ve
bilimin edebiyata yansıması en açık bir biçimde bilim
kurgu türünde görülmektedir. Görünü te zıt oldu u
dü ünülen edebiyat ve bilim disiplinlerinin, bilim kurgu
türünde birbirlerini tamamladı ını söylemek çok güç
olmayacaktır. Bilim kurgu türü yapıtlar ve bunlar
üzerine, akademik olsun ya da olmasın, yapılmı olan
çalı malar bakımından ülkemiz Batı ile kıyaslandı ında;
Türk edebiyatının bilim kurgu türünde fazla geli memi
örnekler verdi ini iddia etmek mümkündür. U ur
(2010: 136) ülkemizde fantastik, korku ve bilim kurgu
türlerinin geli ememesinin temel nedenini geç
modernle me ile açıklar.
Bilim kurgunun tanımını Baudou (2005: 10)
“dekoru dünya küreye indirgenmi , ya adı ımız
dünyaya sadık (natüralizm, psikolojik do ruculuk ve
polisiye edebiyatla beslenen) "gerçe in" edebiyatına
kar ı, bilim-kurgu, özelli i itibarıyla, dünyamızı,
yalnızca yazarlarının hayal gücünde var olan yaratıklar,
uygarlıklar ve bulu larla zenginle tiren dü sel
edebiyatların bir parçasıdır. Bir ba ka deyi le,
ya adı ımız fiziki dünyadan kendini kurtarma
özgürlü ünü gösteren edebiyatlardandır. Bu anlamda
imkânsızın sanatıdır” eklinde yapmı tır.
Tabii ki bilim kurgularda yer alan ‘imkânsız’ kalıcı
de ildir zira yazıldı ı ça da gerçekle meyecek
durumların birkaç zaman sonra sıradan gerçekler halini
aldı ı görülmü tür. Bilim kurgu türündeki yapıtlar,
insanın bilimsel çalı malar içindeki yeri ve kar ısındaki
duru u ile kendi ya amına kazandırdı ı bilimsel
yeniliklerin do al ve sosyal ya ama olan olumsuz
etkilerinin çözümünü içermektedir. Bilim kurgu türünde
olumsuz etkilerin çözümüne odaklanma söz konusudur.
Böylelikle yazar ütopyasına gerekçelendirmi olur.
Bütün yenilikler gibi bilimsel bulu lar da belli bir
uyum sürecini gerektirir. Bilim kurgu yazarları, sadece
yeniliklerle ilgilenmekle kalmaz, bu yeniliklerin
do urabilece i sonuçları hesap edip insano lunun
tepkilerini de göz önüne alır. E er formülle tirilmi
somut bir ifade ile anlatmak gerekirse bilim kurgu türü,
yazarların “olası problemlere kar ı” “yüksek sesli
haykırı ı”dır ( smihan, 2005: 2). Bununla birlikte bilim
kurgu yapıtları, imdiden ziyade yarın ile ilgilenir.
nsanların hayallerine, gelecekten beklentilerine yönelik
olma özelli i ile bugünü ya amaktan kimi zaman sıkılan
insan için bir kaçı noktası yaratır. Özdemir (2007: 343)
bilim kurgu yapıtlarının özelliklerini “bilinenden
bilinmeyene gitme, bugünkü olanaklardan yarının
olabilirlerini ve olasılıklarını dü leme” ve “ a ırtma,
yanılsama, gerçe in ve ya anılanın dı ına çıkarma ve
ko ulları okuyucularca bildikleri varsayılan bir ortamda
anlatıyı dondurma” olarak sıralamı tır.
Todorov’un (2004: 61-165) ola anüstü anlatı türleri
sınıflamasında enstrümantal ola anüstü ile bilim kurgu
yapıtları arasında kurmu oldu u ba ı, olayların “akılcı
bir çerçevede ancak ça da bilime yabancı yasalarla”
açıklandı ını ve bu yolla, okuyucunun önce ola anüstü
bir durumla kar ıla tı ını daha sonra bu durumun
ola anlı ına ikna oldu unu ifade ederek açıklar. Daha
açık bir ifade ile bilim kurgu, gücünü, teknoloji ve fizik,
kimya, genetik gibi bilim dallarından aldı ı için yazar,
okuyucuyu tedirgin etmek, kararsız bırakmak amacı
güderken olayları da bu bahsi geçen teknolojik ve
bilimsel imkânlarla açıklar (Özlük, 2011: 33). Muhakkak
ki bilim kurgu yapıtları gelece i bilimsel olarak tam
anlamıyla kestiremez (Oskay, 1982: 44). Zaten bu türün
kurmaca olması, bilim, teknoloji ve fen kitaplarından
ayrılması da bundan ileri gelmektedir. Bir bakıma
sadece bilim kurgu yazarlarının dü sel dünyalarında
gerçekle en gelece e dair öngörü olarak dü ünülebilir.
Roberts (2006: 1) bilim kurguyu, kurgusal
dünyalarını bizim gerçekte ya adı ımız dünyadan ayırt
eden; gözlemlenen gerçek yerine hayali bir kurgu, tür
olarak tanımlar ve fantastik bir edebiyat ifadesini
kullanır. Johnson (2009) ise bilim kurguyu zekânın,
idrakin oyun alanı olarak görür. Bilim kurgunun tek
de il dünyanın geni çe itlili i ile insanlık ve teknoloji
üzerindeki sayısız de i imi içeren çoklu gelece i
olu turdu unu, bununla birlikte insanın kendisini yeni
bir ı ık, u anda sahip olunmayan gelece in ı ı ı altında
görmesini sa ladı ını ifade etmi tir. Hamdan ve
arkada ları (2012) bilim kurgunun, felsefi ve etik
konuları bilim ve teknikteki geli melerle ilgili olarak
ke fetmeye ve insan, bilim, teknik ve kültür ili kisi
üzerine tartı ma ve dü ünüp ta ınma platformu
sa lamaya çalı tı ını belirtir.
Bilim kurgu ta ıdı ı amacın dı ında, kahramanlar,
yer ve zaman ö eleri açısından da kendine özgü
karakteristi i olan bir türdür. Ki i kadrosu bakımından,
di er türlerden ayrılan bilim kurgularda, ba ka
yıldızlardan veya gezegenlerden gelen veya ba ka
gezegenlerde uygarlık kurarak ya amakta olan
yaratıklar yaygın olarak i lenen konulara kahraman
olabilmektedirler (Duru, 1976: 14). Bununla birlikte
bilim kurgu türünde, asıl temel bilimsel bir dü üncenin
somutla tırılması üzerine kuruldu u ve kurgu ki iler
üzerine olmadı ı için karakter geli imine ve çizimine
rastlanmamaktadır (Özdemir, 2007: 335). Bilim kurgu
türü yapıtlarda sıkça görülen ütopyalar, “mevcut
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
61
sistemin aksayan yönlerini ele tiren ve ideal hayat
tarzını anlatan bu hayalî “toplumsal projeler”dir
(Yumu ak, 2012: 48). Bu idealize edilmi hayatın
do ruları,
hâlihazırdaki
yanlı ları
vurgulamak
bakımından önem arz eder.
“Bilimkurgu ve Gerçeklik” adlı çalı mada bilim
kurgu, bilimsel bilim kurgu ve fantastik bilim kurgu
olmak üzere ikiye ayrılmı ve bu ayrımda bilimsel
olanın i leni ini temel alınmı tır. Bilimsel bilim kurgu
bilimsel gerçekliklerin temelinde yükselir. Fantastik
bilim kurgu türünde yapıt veren yazarların amacı ise
“aksiyomlarına bilimsel mantıki kanıtlar getirmekten
çok, fantastik bir atmosfer, bir hava yaratarak okuru bir
dü ler dünyasına itekleyebilmektir. Fantastik bilim
kurgu, bu özelli iyle, ütopyalara alabildi ine yakla ır.”
(Bayar, 2001: 35)
Fantastik bilim kurgu, fantastik tanımına göz
atılması ile daha do ru açıklanabilir. Todorov (2004: 31)
fantasti i, “kendi do al yasalarından ba ka yasa
tanımayan bir öznenin görünü te do aüstü bir olay
kar ısında ya adı ı kararsızlık” olarak tanımlar. Bu
kararsızlık ba ka bir ifade ile fantastik bir metni
açıklarken “do al nedenler ile do aüstü nedenler”
arasında tercih yapamamadan do an kararsızlıktır.
Okuyucunun kararsızlı ını fantasti in ilk ko ulu
saymakla birlikte ola anüstülük içeren her yapıta
fantastik demenin yanlı olaca ı gerçe ini ortaya
koymaktadır. Todorov’un bu gerçe i destekleyen di er
ko ulu ise okurun alegorik ya da iirsel yorumu
reddetmesi yönüne tavır geli tirmesidir.
Aydınlanma Ça ı’na ve akılcılı a bir tepki olarak
do an fantastik gibi bilim kurgu da 18. yüzyılın bir
sonucu olarak do mu ve insanı kendiyle kar ı kar ıya
getiren fantastikten farklı olarak, bilim kurgu olayları
mantık çerçevesinde delillendirmi , aklı, bilimi,
teknolojiyi ön plana çıkarmı , insanı bilim kar ısına
koymu tur (Ertekin, 2010: 37). Steinmeiz, bilim kurgu ve
fantasti i kar ıla tırdı ında, fantasti in “daha az
genelle tirici, gizemle daha senli benli görünmektedir ve
izlekler örüntüsüne indirgenebilirse, yine de, ola anüstü
garip olayları fizik yasalarıyla, yeni teknik emalarla
onları nasıl açıklayaca ını bilmeyen, araya girmi
üçüncü ki ilere anlattırmak e iliminde” oldu u
sonucuna ula ır (2006: 14).
Hayali olana bakı ve onu anlatı tarzındaki
farklılıktan kaynaklanan bu iki türün bir arada
kullanıldıklarını görmek mümkündür. Fantastik boyutu
dikkate alındı ında, bilim kurgu türü yapıtlarını masalsı
ö elerden arınık kabul etmek yanlı olacaktır.
Çocuk Edebiyatında Fantastik, Bilim Kurgu ve
Fantastik Bilim Kurgu
Çocuk edebiyatı, çe itli yazınsal türleri ile
çocukların zihinsel, ruhsal, sosyal geli imlerini destekler.
Bu geli im çerçevesinde fantastik ve bilim kurgu
türlerinin durumu farklılık arz eder. Edebiyata dâhil
edilmesi konusunda üzerinde fikir ayrılıklarına neden
olmu bu iki türün, çocu un geli mekte olan zihinsel
dünyasına
zarar
verece i
dü üncesi
varlı ını
korumaktadır. Oysaki bu türlerin çocu un hayal
dünyasını zenginle tirece ini söylemek mümkündür.
“Bilgide problemleri ve bo lukları görme, fikir ve
hipotezler geli tirme; özgün fikir üretimi; fikirler
arasındaki ili kiyi görme; dü ünce parametrelerini
geli tirerek yeni bile imler elde etmek; sonuç olarak bir
tasarım ve öngörü yakla ımı” (Ergün, 2008) anlamına
gelen yaratıcı dü ünme kayna ını hayal etmekten alır.
Hayal etme ve orijinal fikirleri esnek dü ünmelerle
gerçekle tirme ve sınırları a abilme bile enlerine sahip
olan yaratıcı dü ünmenin egzersizlerinden biri
farklılıkları okumadır. Daha kısa bir ifadeyle bu tür
yapıtların, çocu un hayal dünyasını güçlendirilmesinin
en olumlu etkisinin, yaratıcı dü ünme becerilerinde
görülece i iddia edilebilir. Ayrıca çocukların ilgi ve
beklentileri, sıradan ya da ola an ki i, durum veya
olaylardan ziyade, alı ılmamı , insanüstü veya
ola anüstüden yanadır. Onların hayal güçlerinin geni
olması ve olay ya da durumları algılama farklılıkları,
okuma ba lamındaki beklentileri ya da ihtiyaçlarını
belirleyici etkenlerdir. Çocu un hayallerinin geni li i ve
esnekli i, fantastik ve bilim kurgu türlerindeki yapıtları
onlar için ilgi çekici kılar. Bozkaplan (2010) fantastik ve
bilim kurgu romanları hakkında yapmı oldu u detaylı
ve kapsamlı çalı masında, çocu un, uzun süreli okuma
döneminin ba ladı ı ilkö retim üçüncü sınıftan itibaren
fantastik ve bilim kurgu yapıtlar ile kar ıla tırılmasının
uygun olaca ı sonucuna de inir. Bu ba lamda fantastik
ve bilim kurgunun çocuk edebiyatındaki yerine daha
dikkatli bakmak gerekmektedir.
Çalı ma kapsamında, bilim kurgunun gelece e
dönük toplumsal sorunları inceledi i ve bununla ilgili
olarak mesajlar getirdi i (Bayar, 1976:16) fikrinden yola
çıkarak, Gülten Dayıo lu’nun Dünya Çocukların Olsa,
I ın Ça ı Çocukları, Kıyamet Çiçekleri, Ganga, Midos
Kartalı’nın Gözleri, Mo’nun Gizemi, Otran ve kizler
adlı eserleri
2
fantastik ve bilim kurgu kar ıla tırması
temelinde analiz edilmeye çalı ılmı tır. Böylece bu
eserlerin türleri de yeniden de erlendirilmi tir.
2
Dünya Çocukların Olsa, DGO; I ın Ça ı Çocukları, IÇÇ; Kıyamet
Çiçekleri, KÇ; Ganga, G; Midos Kartalı’nın Gözleri, MKG; Mo’nun
Gizemi, MG1; Otran, MG2; kizler MG3 eklinde kısaltılmı tır.
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
62
Gülten Dayıo lu’nun Bilim Kurgusunda nsan ve
Mekân
Yazar, yapıtlarında dünyayı ilgilendiren önemli bir
problemin
çözümünü
gerçekle tirecek
olan
ba kahramanların farklılı ını, ola anüstülük kaynaklı
varolu u ile ya da idealize davranı lar ile sa lamı tır.
Kahramanın ola anüstü bir biçimde ortaya çıkı ı ya da
var olu u, fantastik bir unsur olarak de erlendirilebilir.
Ganga ve Kıyamet Çiçekleri adlı eserlerde aniden ortaya
çıkan kahramanın gizemli bir biçimde ortadan
kaybolu u söz konusudur. I ın Ça ı Çocukları’nda, I ın
Ça ı’nın hazırlayıcıları 500 bilgin, zihinsel üstünlükleri
sebebiyle
tercih
edilmi
olup
Dayıo lu’nun
kahramanları içinde bilim kurgu türünün özelliklerine
tam anlamıyla uygun olanlarıdır. Mo’nun Gizemi
üçlemesine bilim kurgusal özelli i kazandıran en önemli
yönü insanî de erlerini yitirmemi bilim insanlarından
olu an ki i kadrosudur.
Yazar, bilim kurgu eserlerinde birbirinden farklı
özelliklere sahip insan dı ı varlıklara yer vermi tir.
nsana benzemeyen, ondan çe itli nitelikleri ile üstünlük
arz eden varlıklara örnek olarak Mo’nun Gizemi
üçlemesindeki Otran gösterilebilir. Otran, eserde
do ruyu yanlı tan ayıran ve bunu nakleden varlık rolü
üstlenmi tir. Tüm erdem ve de erler onun ifadesiyle
belirir;
yol
göstericidir
ve
gerekti i
zaman
görünmektedir. nsano luna yardımcı ve her eyden
haberdar olan, “ana plan” dı ında ço u olayı kontrol
eden ve yöneten Otran’a sıra dı ı özellikleri kazandırıp
onu “gizemli bir enerji” konumuna getiren, yapısı ve
de i im/dönü ümü gerçekle tirebilmesidir. Otran’ın
bedensel yapısındaki farklılıkların gösterilmesinin
amacının, onun insanî zaaflardan arınmı olmasının
altını çizmek oldu u söylenebilir. “Otran, ölümsüzlük
gücüne sahip çok özel bir varlıktı. Sınırlı bir ekli ve biçimi
yoktu. Diledi inde moleküler, diledi inde hücresel bir yapıya
dönü ebiliyordu. Varlı ını olu turan moleküller, niteli i
bilinmeyen maddelerin bile imiydi. Ayrıca, molekülleri
insanlar tarafından nitelikleri saptanmı olan 92 elementten
de izler ta ıyordu. Hücre çekirdeklerindeki kromozom
sarmalları, DNA ve genetik ifreleri de evrende benzeri
olmayan özelliklere sahipti” (MG2:60).
Dönü üme u ramı insan, bilim kurgunun en
yaygın temalarındandır. Bahsedilen bu dönü üm
morfolojik bir özellik ta ıyabildi i gibi ilaçlara ba lı
olarak da gerçekle ebilir. Bilim kurguda insan türünün
dönü ümü genetik mutasyonlara ba lanır (Baudou,
2005: 122). Dayıo lu, bilim kurgu yapıtlarında
dönü ümü a ırlıklı olarak kullanmı bir yazardır.
Dönü ümü, insan ile farklı bir varlı ın birle mesi
yoluyla ya da ilaçla gerçekle tirir. Ba kala ma olarak da
ifade edilebilecek dönü üm, genellikle olumlu yöndedir.
Bilim kurgunun tipik bir özelli i olarak bu de i me
sonucunda varlı ın zihinsel ileti im kurma, biçim
de i tirme gibi yetileri de kazandı ı görülmektedir.
“Fuku’lar, yaratılı tan bu yana, insanlı ın bekledi i gerçek
kurtarıcılardı... Fuku’lar, Âdem ile Havva’nın hamurundan
olu ma, insan özünün, ba kala ım geçirmesiyle meydana
gelmi lerdi. Yaradan’ın buyru uyla gerçekle en, bu
ba kala ım sürecinde, insan özünün kök hücreleri ola anüstü
bir de i ime u ramı tı. Bu sırada yeni yaratık, Yaradan
tarafından, evrenin de i ik boyutlarından akıp gelen gizemli
enerjilerle donatılmı tı.”(KÇ:68). Zaman ötesinden beri
kapsüllerde varlıklarını sürdüren Fuku özleri, 3000’li
yıllarda kodlanmı olan sürenin de dolmasıyla,
görevlerini yerine getirmek üzere canlanırlar.
I ın Ça ı’nın “arı insanı” saplantıları, önyargıları,
kıskançlıkları olmayan, kin ve nefreti tanımayan, sevgi,
saygı, ho görü, dostluk gibi kavramların evrensel ilkeler
halini aldı ı bir dünya vatanda ı olarak ekillenmi tir.
Kıyamet Çiçekleri’nin “yeni insanı” ise zihinsel
üstünlü e sahiptir. Yazarın, insanın bilinçsizli ini, kendi
yeti ve yeteneklerinin farkında olamamasını, yeni insanı
olu turmak yoluyla ele tirdi ini söylemek yerinde
olacaktır. Ola anüstü beyne sahip olan Ganj balıkları,
ara tırmalarda bulunan Bilgin balıklar, Turna balı ı,
Olgun Ruhlar “Ganga”nın; Arınık Ruhlar, Gizemli
Esinti “Kıyamet Çiçekleri”nin; Soyu Mısır’a dayanan
dama ı mühürlü kedi ise “ kizler”in fantastik boyutunu
gerçekle tirirler.
Yazar, fantastik ve bilim kurgu türü eserlerinde,
arkeoloji bilimine verdi i de erin bir sonucu olarak
mekân çe itlili ini antik kentler, mistik ortamlar, farklı
gezegenler ve kutsal oldu una inanılan tabiat biçimleri
ile sa lamı tır. Ganga, Kıyamet Çiçekleri, Midos
Kartalı’nın Gözleri adlı yapıtlar antik kent ve mistik
ortamlardan yola çıkarak bu bakımdan fantasti in
alanına girer. Mo’nun Gizemi üçlemesinde ise gizemli
mekânlardan uzaya kadar birçok alan yapıtın sahnesi
olur. Üçlemede var olan bu mekânsal çe itlilik, bilim
kurgu ve fantastik arasındaki ili kinin devingenli ini de
sa lamaktadır. Dünya Çocukların Olsa’da, uzayda
ba layan macera yeraltı kentinde son bulur. Burada
yeraltı kenti “dünyayı ele geçirmeye çalı an gizli
güçlerin üssü olarak” kullanılmı tır (Güne , 2010: 132).
Temaları Bakımından Gülten Dayıo lu’nun Bilim
Kurgusu
Bilim kurgu yapıtları, bilim ve teknoloji temelli bir
duru sergiler. Jacques Baudou “Bilim-Kurgu” adlı
eserinde genel anlamda bilim kurgu türünün büyük
temalarını uzay, zaman, makineler, ba ka dünyalar,
ba ka boyutlar ve dönü üme u ramı insan olarak
belirlemi tir. Bu temaların i leni biçimleri bilim kurgu
olanı ve olmayanı ya da bilim kurgunun nitelik ya da
derecesini belirlemeye yardımcı olacaktır.
Yazılı olsun görsel olsun bilim kurgu yapıtlarının
dayanaklarından en önemlisi, muhakkak ki teknoloji ve
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
63
getirdi i yeniliklerdir. Bu yenilikler olumlu ve olumsuz
yönleriyle
i lenmeye
de er
veri
kaynakları
sa lamaktadır. Bilim kurgularda teknolojinin yarattı ı
sorunlara, yine teknolojinin yardımıyla çözüm
bulunmaya çalı ılmaktadır. Otran’da gözü hiçbir eyden
yılmayan bir canavar kılı ına sokulan teknolojinin
insanı tutsak alması, insanın içsel enerjisini yok
etmektedir. “Yeryüzündeki her türden gürültü” ifadesi ile
kimi zaman yüksek binalar ile dolu bir büyük ehrin
hengâmesi kadar yerel, kimi zaman çıkarları için ba ka
toplumların özgürlü ünü, ya amasını engelleyici
müdahalelerde bulunmak gibi evrensel bir sorun olarak
insanın do asını ve varlı ını kirleten her ey ifade
edilmek istenir. nsan teknolojiden do an bu zararı
do aya ve di erlerinden önce kendine vermektedir.
nsano lunun “insanlık dı ı eylemleriyle yazık ki do a ve
öteki canlılar kar ısında saygınlıklarını” yitirmelerine
de inilmi tir. Teknolojinin hükmedicili i ve kontrol
altına alınmasının güçlü ü, onu geli tiren ve kullanan
bireylerin kölele mesini ortaya koymaktadır.
çsel tüm güzelliklerin katledilmesinden teknolojiyi
sorumlu tutar. nsano lu “evrimle ip uygarla tıkça ba ta
teknoloji olmak üzere pek çok konuya odaklanmak zorunda
kaldılar. Dikkatleri, yeryüzünde beliren türlü geli melere ve
olaylara yöneldi. Duyarlılıklarını yitirdiler. Katıla tılar.
Sezgileri köreldi. Göksel enerjilerle ba ları koptu. leti im
kapıları kapandı. Duygu sa ırı, duygu körü oldular.” (O:218)
“Dünya çapında bilimciler ve teknik adamlar, insano lunun
rahatına konforuna yönelik, akıl almaz üreti ve yaratılarda
bulunuyorlar. Ancak, insan için yapılan bu tür ke iflerde,
icatlarda hep, insanın özü ıskalanıyor.” ( :318). Ayrıca
yazarın duyarlık, sezgi, duygu gibi insanın özüne,
yaratılı ına ait olan ve insanı insan yapan de erleri sıkça
telaffuz etti i de görülmektedir. Teknolojinin olumsuz
getirilerini ele tiren yazar iyi kötü ayrımını çocuk okura
kimi zaman ö retici bir biçimde kimi zaman ima
boyutunda hissettirir. “Aslında teknolojik alanda
gerçekle tirilen geli meler, kötü bir durum de il, tersine
teknolojinin yardımıyla, insanlara rahatlık, kolaylık, sa lık ve
mutluluk sa layan, akıl almaz araç-gereçler, ilaçlar
üretiliyor.” (KÇ:131)
Genetik bilimi, bilim kurgu edebiyatının beslendi i
kaynaklar arasında önemli bir yere sahiptir. Mo’nun
Gizemi üçlemesi genetik bilim temeline kurulmu tur.
Binlerce yıl deniz kabukları ve yosunlar arasında kalmı
olan genç Mo fosilinde, canlı üreme hücresi bulunup
bunun yumurtaya dönü mesi ile 2500 yıl önce nesli
tükenmi olan Mo yaratı ını yeniden ya ama getirilmesi,
insan ve Mo yaratı ından yeni bir tür elde etme amaçlı
n-Mo-San planının da ilk a amasının gerçekle mesidir.
Burç ile Defne’nin ikiz bebeklerinin laboratuvar
ortamında geli melerinin sa lanması, eserin genetik
bilimine dayalı di er unsurudur. kizlerin, bilim kurgu
ba lamında ola andı ılıkları; DNA sarmallarının iki
yerine üç olması, anne karnı yerine laboratuvarda
olu turulmaları, sadece insana ait genleri de il, efsanevi
Mo yaratı ının ve dünya dı ı bir varlı ın genlerini de
ta ımalarıdır.
Yapıtın kurgusu, insan soyunun yozla tırılması
fikrini içeren n-Mo-San planı üzerine in a edilmi tir.
Yuma’nın haris bir dü ünceyle gerçekle tirmeye çalı tı ı
bu plan, Mo a ırlıklı insan türetme amacını ta ımaktadır.
“Mo’lar az kıvrımlı fakat göksel enerji yüklü, beyin yapısına
sahiptiler. nsan beyni ise, yo un kıvrımlardan olu an, çok
geli mi bir yapıya sahipti. Mo ve insan beyinlerinin bu iki
özelli i gelecekte umulan düzeyde birle ecekti.” (MG:280)
Ölümsüz olma çabası, modasını bugüne kadar
yitirmemi ve bundan sonra da yitirmeyecek bir
arayı tır. Yazar, Dünya Çocukların Olsa’da genetik
çalı maların sadece insanı olumsuz yönde etkileyen
noktalarına de inmemi gençlik a ısına da yer vermi tir.
kizler’de, ölümsüzlük geni, insan ruhunu açıklamaya
çalı an “Can ifresi” ile isimlendirilmi tir. Bununla
birlikte can ifresi adı verilen bu genin insano lunda da
bulundu u fakat insanın farkında olmadı ına gönderme
yapılmı tır ( :290). Ganj nehrinin kimyasal yapısında
meydana gelen de i iklik sonucu “Ganjlılar” adı verilen
yeni bir türün ortaya çıkması (G:35/36) genetik
çalı maların ürünüdür.
Bilim kurgunun tipik ö elerinden biri, yapılan
bilimsel ve deneysel çalı malar ile bozulan ya da
idealize edilen genetik yapıdır. Genetik müdahaleler,
Dayıo lu’nun eserlerinde görülmektedir. Baudou
(2005:115), bilim kurgu eserlerinde genellikle yapılan
genetik müdahalelerin kimi zaman birey ile birlikte
sosyal yapı üzerinde de etkili oldu unu belirtir. Bu
görü I ın Ça ı Çocukları’nda kısmen de olsa
görülmektedir. Genetik yapıdaki de i im farklı bir ça ı
açacak kadar köktendir. Tarım küresinde, bitkiler
üzerine yapılan genetik çalı maların, bilginlerin ve
maymunların ya amı oldu u önce fiziksel daha sonra
tinsel de i imlere neden olması buna örnek olarak
gösterilebilir.
Kıyamet
Çiçekleri’nde,
devle mi
varlıklar; Midos Kartalı’nın Gözleri’nde, insanlar
üzerinde denenen ilaçlar nedeniyle gen bozulması;
devlik ve cüceli in yanı sıra insan vücudunun kıllarla
veya kalın bir kabuk ile kaplanması yoluyla genetik
bilim teması i lenmi tir.
Bilinçli yapılan genetik müdahale “yeni insan”ı
olu turma çabası çerçevesinde ortaya çıkmı tır. lk yeni
insan Hörü, e itim ile birlikte genetik yapısı uyarılarak
de i ime u ratılmı tır. “Yenicanlar, hücreleriyle Hörü’nün
varlı ını sarıp, kendi varlıklarından, de i ik nitelikte
titre imler gönderiyorlardı. Bu güçlü titre imler Hörü’nün
genetik yapısını uyarıyordu.” (KÇ:176)
Klonlama da genetik tema kapsamında ele alınır.
Yazar, canlının ço altılmasını Mo’nun Gizemi
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
64
üçlemesinde irdeler. Kopyanın fazla ya amadan ölmesi
ve kopyalamanın ahlâkî de erlendirmesinin yapılması,
konu hakkında ahlâkî
ilke ve de erlerin bilimin önüne
geçti i ve bu sebeple kopyalamanın üzerinde fazlaca
durulmadı ı yorumunu yapmaya iter. Yazarın genetik
bilimi ile ilgili açıklamalarının tamamen bilimsel
olmaması,
yapıtlarının
fantastik
bilim
kurgu
kategorisine konulmasının nedenlerinden biri olarak
gösterilebilir.
Bilim kurgu yapıtlarında sıkça yer alan dönü me ve
de i me motiflerinin temelinde evrimle me vardır.
“Kutsal deney”, Yaradan tarafından insano luna vaat
edilmi , onun en üstün özelliklere sahip olabilece i bir
evrimle meyi ifade eden “Son Evrim”i gerçekle tirmek
için önemli bir adımdır. “Kromozomlardaki bo alanlar
doldu unda, insan Son Evrim’e eri mi olacaktı (...) Gençler
Son Evrim’i, insano lunu özgürlü ü olarak tanımlıyorlardı.
Çünkü Son Evrim’e eri en insanın varlı ı hiç bir ekilde
sınırlanmayacaktı. O insan, de i imi-dönü ümü ba aracaktı.
Zihinsel yapısı geli erek, canlı bir bilgisayar gibi sınırsız
i levler kazanacaktı. (...). O zaman insan istedi i ekle
bürünebilecekti. stedi i ya am ortamlarında, örne in karada,
deniz diplerinde, uzaydaki çe itli galaksilerde ya ayabilecekti”
(O:11). nsanî özelliklerde umulan bu de i melerle
birlikte, özün insan olarak kalması ve insanın ölümlü
olmasının devam ettirilmesi yapıta bir anlamda
gerçekçilik katar. Son Evrim’in gerçekle me sürecinin
gecikmesinin sebebi olarak, insano lunun “benmerkezli
ya amlarının
burgacında
debeleniyor”
olması
gösterilmi tir. Hâkim bakı açısı bu durumu “ Yaradan
tarafından insanlara verilmesi planlanmı olan Son Evrim
arma anından haberleri bile yoktu. Yaratılı a amasında,
varlıklarına aktarılan bu bilgi, belleklerinin dipsiz
derinliklerine itilmi ti. Zihinsel, fiziksel ve ruhsal varlıklarıyla
sanki görünmez bir kabuk içine tutsak olmu lardı. Sevgisiz,
duygusuz, acımasız, umutsuz, günübirlik, öylece ya ayıp
gidiyorlardı.” (O:65) eklinde açıklar. Son Evrim için
gerekli olan yazarın eserlerinde sıkça kullanmı oldu u
arınmadır. Son evrimde ba arılı olamama nedeni ise
“yeryüzünün kirli maddeleri”nin var olmasıdır. Son
Evrim Ganga’da da zikredilir. Evrimin sonucu “Olgun
Ruhlara dönü mek” olup çok az ki inin bunu
ba arabilece i ifade edilmi tir (G:153). I ın Ça ı
Çocukları’nda tamamlanan evrim, insanı “arı insana”
dönü türmü
ve
benli ini
tüm
kötülüklerden
temizlemi tir.
Burç, Defne ve Ece’nin asıl özlerinin insan olarak
kalması kaydıyla isteyip ve yo unla tıkları varlıklara
dönü ebilme yetisini kazanmaları; ikizlerin ba ka
varlıklara dönü ebilmeleri; uzaya açılabilmeleri, Arka
gezegenine gidebilme için küçülebilmeleri, bu day
tanesine dönü meleri bu de i im ve dönü ümün çe itli
görünümleridir. Güçlendirilmi genlerin de etkisi ile
ikizlerin, bedenlerinde açılan yaraları, avuçlarındaki
enerji yoluyla sa altabilme gücüne eri meleri insanî
özelliklerinin ba kala ması olarak de erlendirilebilir.
Son Evrim’de bahsedilen de i im ve dönü ümün en
önemli özelli i “öz”ün “ruh”un zarar görmemesi aksine
onun da yetkinle mesidir. Bununla birlikte de i im ve
dönü üm ölümsüzlük ile de ba da tırılmı tır. Eserde,
Burç, Ece ve Defne’ye insanüstü özellikler kazandırılmı
olsa da ölümsüz olmadıklarına da vurgusu yapılır;
insano lunun ölümsüzlük kavramını kafasında tam
olarak oturtamadı ının ve asıl ölümsüzlü ün “insan
bedenindeyken yazmı oldukları kitaplarla, çizdikleri
resimlerle yarattıkları bestelerle.. yaptıkları heykeller, binalar,
köprüler, anıtlarla... ke iflerle, icatlarla...” (O:221)
sa layabilece inin altını çizer.
Evrim, bedensel anlamı dı ında baskın bir biçimde
zihinsel ba lamda kullanılmı tır. Ganga ve Kıyamet
Çiçekleri’nde yazar beyinsel/zihinsel evrimi yüceltir,
kolay ula ılamayacak bir a ama olarak hazırlar. Ganga
ve Kıyamet Çiçekleri’nin ortak anlayı ı, insano lunun
zihinsel evrimi tamamlayamadı ı yönünde kurulmu tur.
Zihinsel evrimi tamamlayan insanlar, gelecekte, i aret
ve simgeler ile karma ıkla tırılan kıyamet kehanetlerini
çözebilecek (KÇ:13), zihinsel ileti im kurabilecektir
(G:116). nsanın karma ık maddi de erler ile ku atılması
onun beyinsel evrimin bilincine varamamasına neden
olmaktadır (G:118). Kıyamet Çiçekleri’nde, evrim
sonucunda kendini gerçekle tirmi yeni insanlarda zihin
düzeylerinin yükselmesi ve bu çerçevede edebiyat ve
güzel sanatlarda üstün ürünler verebilecek ve zihinsel,
dilsel, yazınsal ileti im sa layabilecek yeni bir dil
bilincinin olu ması beklenmektedir (KÇ:326). Böylelikle
yazarın bilim ve sanata verdi i önemi eserlerinde
hissettirdi ini söylemek mümkündür.
De i im ve dönü üme farklı bir bakı açısı ile de
yakla ılmı tır. Yazar de i imin temelini insanda bulur,
asıl de i ime u ramı olanı insano lu olarak belirler.
“Ara tırmayı derinle tirince, insano lunun, yaratılı
sürecinde, duygu, dü ünce, sezgi gücü yönünden, açık ve
yalın bir yapıya sahip oldu unu sezinlediler. Zamanla, bu
özelliklerin yitirilmi olmasına insanlık adına üzüldüler”
(KÇ:100). Onun yapaca ı müdahale, insano lunu
yaratılı taki saflı ına ula tırmak amacını ta ımı tır.
Bununla birlikte evrim sadece insanlara ait bir geli im
süreci olarak de il, di er varlıklar için de kullanılmı tır.
Yenican’lar, Fuku’lar gibi insan dı ı varlıklar için de
evrim söz konusu olmu tur.
Yeni bir dünyaya olan ihtiyacın çıkı noktası
insano lunun “teknoloji canavarının” tutsa ı olmasıdır.
Teknolojinin etkisiyle hızlanan ya am biçimi insanın
kimlik ve benli inin yitirili ini hazırlar. Bu hız, bu
yitirili in farkına varılmasını da engellemektedir.
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
65
Mo’nun Gizemi, insan varlı ının yozla masını onun
ya adı ı acılara ba lar. nsanın, özüyle olan ba lantısını
koparacak durumlar ve bunların sonucunda gelen acılar
için yapılan en somut gönderme, kinci Dünya
Sava ı’nda Amerika’nın Japonya’ya attı ı atom
bombasının sonuçlarıdır. Yuma’nın da hırsla besledi i
bilim a kına, ailesini kaybetmenin derin üzüntüsü de
eklenince ortaya çıkan en belirgin duygusu nefret
olmaktadır. Varlı ı yozla an insanların, Son Evrim
tetiklemesinden etkilenmedi i ve kötü enerjiler ile
hayatını sürdürdü ü ifade edilmi tir (O:336). Yazar
Mo’nun Gizemi üçlemesinde ütopyasını “Dinginlik
Diyarı” üzerine kurar. Kıyamet Çiçekleri’nde “Cennete
dönü en dünyada, silahsız bir toplum düzeni” korular,
ormanlar ile i e ba lanır. Kasırga, yanarda patlaması
gibi do al afetleri, ozon deli inin kapanması, deniz,
nehir gibi su kaynaklarının temizlenmesi ve toprak
verimlili inin
yanında
yazar
olumlu
enerjiyi
ütopyasının kurulu u için yeniden devre sokar. Olumlu
enerji, magmadaki enerji dengesizli inden, sava lara
kadar birçok olumsuzlu u bitirmi tir. Yazar, istenen
dünyanın ye il olmasını eserlerinde sürekli vurgular.
Midos Kartalı’nın Gözleri’nde, devletlerin müzelerine
yabancı eser kabul etmeme kararı alınır. Var olan eserler
gerçek sahibine verilir. Yazar “dünya barı ını”, ülkeler
arası “turistik ileti im” a ı sayesinde insanlar arasında
olu an ilgi ve sevgi ba ı ile kurar (MKG:168). Ganga’da
insanın sahip olma hırsını yok eder, onu iyilik ve
güzellik hizmetine alır, ayrıca dünyalı olma bilincini
yerle tirir, bununla birlikte dünyada ülkeler arasındaki
sınırları kaldırır.
I ın Ça ı Çocukları adlı eserde kurulan mutlu
dünya, sava ların bitmesi ile gerçekle ir. nsano lunun,
kıskançlıktan, öfkeye, kendini be enmi likten, yalana
kadar kötü olan tüm özelliklerden kurtulması “arınma”
yoluyla olur. nsanın, evrenin yüce yaratı ı olması
vurgulanır. Bu vurgu ile insan kelimesi anlam itibariyle
tekrar hatırlatılır. Yeni nsan I ın Ça ı’nı olu turmu tur.
Sınırlar, ırk, dil, din ve renk ayrımı yine ele tirilir.
nsanlar arasında “elbirli i, güç birli i, gönül birli i”
olu turularak dünyanın eski ve do al güzelliklerine
kavu turulması amacını ta ır. Yeni bir insanlık tarihi
yaratma görevi, Dünya Çocukların Olsa’da, çocuklara
verilmi tir. Yeti kinlerin suçunun cezasını çekerek
olgunlu a eri en çocuklar birbirlerini sadece ‘insan’
oldukları için severlerken hiçbir ayrımcı davranı a yer
vermezler. Yazar eserinde kurmu oldu u ve e itli i
merkeze aldı ı dünyasında, tek yaratıcı olan Allah’ın
varlı ının kabulüne inanır. Bu yeni dünyada sava ı hiç
ya amamı , duymamı barı , e itlik ve özgürlük
ortamında do an ilk ku aklardan bahseder. Dünya
çocukların oldu unda, yine elbirli i, güç birli i, gönül
birli i olu turulur.
Dayıo lu’nun ütopyası, gerçekçi
insan nitelikleri ile yakından ilgilidir. deal insanın
arınma,
olgunla ma
gibi
süreçleri
ba arıyla
tamamlaması gerekmektedir.
Dayıo lu’nun bilim kurgu eserlerinde, uzay ve
uzayda yolculuk ile ilgili unsurlara çok sık olmasa da
rastlanır. Mo’nun Gizemi üçlemesinde, uzay bir amaç
de il bir ölçü olarak gösterilmi tir. “ stedi i ya am
ortamlarında, örne in karada, deniz diplerinde, uzaydaki
çe itli galaksilerde ya ayabilecekti” (O:11). Yine ikizlerin,
Arka gezegenine ula mak için yapacakları yolculuk
öncesinde bedensel anlamda küçülmü olmaları odak
noktayı uzaydan bedensel de i ime çevirir ( :330).
Dünya Çocukların Olsa’da uzay ile ilgili verilen bilgiler
detaylı de il sadece asıl konuya yönelten mahiyettedir.
Bu sebeple “bilimsel terim” kullanılacak bir anlayı ile
yakla ılmamı tır. Uzay balinaları, uzay filleri, uzay
yengeci, uzay topacı vb. gibi araç ve makineler
konudaki i levlerine uygun olarak masalsı özellikte
verilmi tir. Kıyamet Çiçekleri’nde, kıyametten kaçmaya
çalı an ülkelerin uzayda gezegen olu turma çabasından
sadece bahsedilir. Bu çaba, eserin olay örgüsünü
yönlendirici bir nitelikte görünmemektedir (KÇ:102). Ele
alınan kitaplarda, uzaya en fazla I ın Ça ı Çocukları yer
vermi tir. Uzayda kurulan tarım küresi ve bu tarım
küresinde yapılan çalı ma ve yeniliklerle dünyaya ve
insano luna etkide bulunma eserin temel konusunu
olu turur. Uzayda yerle me, ya ama alanı olu turma ile
birlikte insanın uyum sürecinde yeni bir dil gereklili ini
öngören yazar uzay dili geli tirir (IÇÇ:15,106). Uzayın,
I ın Ça ı Çocukları’na bilim kurgu özelli i katan,
yazarın di er yapıtlarına nispeten fazlaca yer verdi i bir
tema oldu unu dü ünmek yanlı olmayacaktır.
Di er yazınsal türlerle kıyaslandı ında bilim
kurgular, gelecek ile daha fazla ili kilidir (Seed, 2011: 97).
Dayıo lu’nun
bilim
kurgusunda
zamanı
ekillendirmeler cesur de ildir. Yazar, zaman kavramını
Mo’nun Gizemi üçlemesinin üçüncü cildi olan kizler’de
esnetir. Fantastik kurguların ö elerinden de biri olan
gelece i görme yetisi, bilimsel görünümlü etkilerle
açıklanmı tır. Dünyanın “Foton Ku a ı”nın etkisi altına
girmesiyle “insan zihninin algılayamayaca ı kadar büyük
de i im-dönü ümler gerçekle ecekti. nsan, ilk olu umundan
bu yana tüm geçmi inin bilincine varacak, gelece i de görme
yetisi kazanacaktı” ( :83). Zamanda yolculuk özellikle
gelece e yapılan yolculuk, bilim kurgu türünde sık
rastlanan bir di er motiftir. kizler’de, gelece e yolculuk
“zihinsel” ba lamda yapılmı tır. kizler, “özel ı ın
demetleriyle” “ akıl ve ruh e i ini” a arak gelece e yolculuk
yapmı lardır ( :218-219). Gelece e yapılan zihinsel
yolculuk,
yazarı
zaman
makinası
olu turma
yükümlülü ünden kurtarmı tır. Sezgi ve duyumsama
sözcükleri yazarın gelece e yolculuk ile ilgili adımları
temkinli hale getirmi tir.
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
66
Bilim kurgunun zaman ile olan ili kisi sadece
gelece e yönelik olmayıp içine geçmi i de katarak çoklu
bir görünüm kazanır (Seed, 2011: 99). kizler, geçmi e
dair bilgi ve görüntü elde edebilme özelli ine sahiptirler
( :244). Buna ba lı olarak, olup biteni kavramak için
belge ve görüntüleri, edindikleri bilgileri göz
bebeklerine kaydetmeyi ve kaydettikleri bilgileri farklı
zihinlere aktarmayı da gerçekle tirerek geli imlerine
yeni özellikler eklemeyi ba armı lardır ( :270,278).
Genellikle bilim kurgu eserlerinde, yaratıkların
konu turulması yazarların önemsedi i ayrı bir husustur.
Dayıo lu bilim kurgu eserlerinde dilsel ileti imin yanı
sıra “zihinsel ileti im”i sıklıkla kullanmı tır. Mo’nun
Gizemi üçlemesinde Mo’ların ve onların genlerinin
a ılanmasından sonra Defne ve Burç’un zihinsel ileti im
yetisini kazanmaları, Ganjlılar’ın yedi yıl boyunca
izledi ini Ganga ile yedi yılın sonunda “ola anüstü
zihin alı veri i”ne girmeleri (G:31), Fuku’ların kendi
aralarında zihinsel ileti imi tercih etmeleri eserlerin
bilim kurgu özelliklerine katkıda bulunur. “Bu ileti im
yönteminde sözcükler yoktu. Birbirlerine, telgrafta kullanılan
Mors alfabesi gibi de i ik dalga boylarında titre imler
gönderiyorlardı. Bu titre imler, sadece uzun kısa çizgiler ya
da noktalar de ildir. Hem yeryüzünde, hem de kendi ya am
boyutlarında bulunan, çe itli ekilleri kapsıyordu. Fuku’lar,
beyinlerindeki dil loplarında, bu ekilleri çözümleyip
anlamlandırıyorlardı.” (KÇ:84)
Dilsel ileti imin yerini bir anlamda telepati olarak
adlandırılabilecek bir ileti im türü almı tır ve bu
bilimsel görünen bir temel ile sa lamla tırılmı tır. Dilsel
ileti im, beyinsel yo unlu u, zihinsel ileti imi bozar bu
nedenle beyinsel titre imler ve dü ünce akı ı tercih
edilir. Bahsedilen bir di er ileti im çe idi ise göksel
ileti im olarak adlandırılan manevi bir bilgi, sezgi,
duygu alı veri idir. lahili i ve kutsallı ı yüklenmi olan
göksel sözcü ünün tercih edilmesinde insanın do u tan
getirdi i temizlik, saflık özelliklerinin etkisi vardır.
“Ama bebek büyüdükçe, gen belleklerinde belirginle en kirli
anılar, ya am ve çevre ko ulları, o ı ınların akı ını
engellemeye ba lar. Zamanla göksel ileti im kanalları tıkanır”
(O:180). Bunların dı ında zihne bilgi aktarımı, zihinsel
güçleri kullanarak tarama yapabilmeleri, dü ünce
okuma gibi birçok ileti im süreci de eserde varlı ını
göstermi tir.
SONUÇ
Bilim kurgu eserleri ço unlukla, gerçek amacı bu
olmadı ında dahi, ahlâkî bir erdem için sava ım verir.
Kimi zaman farklı gezegenlere kurdukları ya amda
dünya ve insanlık için temiz bir dönem ba latmaya,
kimi zaman dünyaya ve insanlı a hâkim olmaya çalı an
kötü bir güce kar ı koymaya çalı ır. Bazen ise en iyiyi ve
en güzeli bulma sava ımıdır. Gülten Dayıo lu’nun, bu
sava ımın amacına yönelik olarak, çocuk edebiyatının
e itici olma ilkesini gayet verimli kullandı ını söylemek
mümkündür. Hayal etmek bir anlamda, insanın hayal
edilene hazırlanması, hayal edileni planlamasıdır. Bilim
kurguda hayal gücü bilimsel dayanaklarla sınırlandırılır.
Bu özelli i ile bilim kurgu yapıtları çocukların bili sel ve
dü ünsel geli imleri için etkili bir tür haline gelir.
Dayıo lu’nun ele alınmı olan Kıyamet Çiçekleri, Ganga,
Midos Kartalı’nın Gözleri, Mo’nun Gizemi, Otran ve
kizler adlı eserleri fantastik bilim kurgu alanına; Dünya
Çocukların Olsa ve I ın Ça ı Çocukları adlı yapıtları ise
bilimsel bilim kurgu alanına dâhil edilebilir.
Fantastik motiflerden yararlanarak, gelece in
dünyasını yetkin bir biçimde sentezleyen ve bilim kurgu
türündeki eserleriyle çocuklara hayal etmenin
sınırsızlı ını gösteren Gülten Dayıo lu, yaratmı oldu u
alternatif dünyaları üstün ahlâk ilkelerini, insanlık adına
kullanır; insanlı ı ve dünyayı yeniden yorumlar.
Aykırılık ya da katıksız bilim kurgu adına gelece e
öncülük etmek amacıyla yapmaz. Bununla birlikte
eserlerinde, ki ileri, vermek istedi i iletiler için bir aracı
olarak görür. Yazarın, olumlu kahramanların çocuk
okura rol model olaca ı fikrini ta ıdı ını söylemek de
mümkündür.
Gülten Dayıo lu’nun bilim kurguya yakla ım
biçimini, kullandı ı masalsı özelliklerinden yola çıkarak
fantastik bilim kurgu kapsamında de erlendirmek
gerekmektedir. Eserlerinin ço unun bilimsel bilim
kurgu kapsamında de erlendirilmemesinin nedeni
bunların tamamen bilim temelinde kurulmamasının
yanı sıra, yazarın sıklıkla “ola anüstü, ola andı ı,
gizemli” kelimelerini kullanmı olması ve fantastik
mekân ve ki ileri i lemesine ba lanabilir. Bununla
birlikte yazar, fantastik bilim kurgu eserlerini, Bayar’ın
tanımına paralel olu turmu tur. O, içe yönelimde
çocu a do ru yolları göstermeyi amaçlamı , bunda da
ba arıya ula mı tır.
Bilim kurgu bir anlamda var olan dünyanın
ele tirisidir. Gülten Dayıo lu da bilim kurgu yapıtlarını
böyle bir amaç paralelinde kurgular. Yazar, çocu a
insanın ele tirisini “arı” ve “yeni” nitelemeleri ile yapar.
nsanın kullanılmaya hazır güç ve yetene inden
habersiz oldu unu da sıkça vurgular. Fantastik bilim
kurgunun yapısına paralel kurdu u dünyalarda
evrensel erdemleri temel alan yazar, insanda ahlâkî
iyile me isterken zihinsel bakımdan da geli mesini
bekler. Sever (2001: 38) Mo’nun Gizemi’nin ilk cildi için
okuru “bilimsel verilerle de desteklenmi dü sel bir
serüvene ortak etti ini” ifade etmi tir. Sever’in belirtti i
bu dü sel serüven ifadesini incelenmi olan di er eserler
için de kullanmak mümkündür.
Sonuç olarak, okudu u kitaplarda farklı dünyalar
ile kar ıla an çocuk, gerçek dünyanın analizini daha
kolay yapabilir. Bilimin ve teknolojinin hızlanarak
Uluslararası Sosyal Ara tırmalar Dergisi
The Journal of International Social Research
Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31
www.sosyalarastirmalar.com Issn: 1307-9581
67
geli mesiyle birlikte insanın veya insanlı ın gelecekteki
yerini belirleme çabasında olan bilim kurgunun, içerdi i
serüvenleri, daha ya anmamı zaman ve mekânıyla
çocukların ilgisini çekecek, onları okumaya daha fazla
yakla tıracak özellikte olması, çocuk edebiyatı
ba lamında üzerinde hassasiyetle durulmasını da
gerektirmektedir.
KAYNAKÇA
BAYAR, Zühtü. (2001). Bilimkurgu ve Gerçeklik. stanbul: Broy Yayınevi.
BAUDOU, Jaques. (2005). Bilim-Kurgu. Ankara: Dost Kültür Kitaplı ı.
BOZKAPLAN, Dilek . (2010). “1990-2008 Arası Çocuk Edebiyatımızda
Fantastik ve Bilim-Kurgu Romanlar Üzerine Bir nceleme”. Yayınlanmamı
Doktora Tezi. zmir: Dokuz Eylül Üniversitesi E itim Bilimleri
Enstitüsü.
DAYIO LU, Gülten. (2001). I ın Ça ı Çocukları. stanbul: Altın Kitaplar
Yayınevi.
DAYIO LU, Gülten. (2003). Kıyamet Çiçekleri. stanbul: Altın Kitaplar
Yayınevi.
DAYIO LU, Gülten. (2005). Ganga. stanbul: Altın Kitaplar Yayınevi.
DAYIO LU, Gülten. (2005). Midos Kartalı’nın Gözleri. stanbul: Altın
Kitaplar Yayınevi.
DAYIO LU, Gülten. (2006). Dünya Çocukların Olsa. stanbul: Altın
Kitaplar Yayınevi.
DAYIO LU, Gülten. (2011). kizler (Mo’nun Gizemi-3). stanbul: Altın
Yayınları.
DAYIO LU, Gülten. (2012). Mo’nun Gizemi. stanbul: Altın Yayınları.
DAYIO LU, Gülten. (2012). Otran (Mo’nun Gizemi-2). stanbul: Altın
Yayınları.
DURU, Orhan. (1976). “Ça da Tekni in ve Bilimin Önem
Kazandırdı ı Tür: Bilim-Kurgu ya da Gerçekle Sınırlandırılmı
Dü çülük”. Milliyet Sanat Dergisi 167, 11-16.
ERTEK N, Aydın. (2010). “Fantastik Yazın Nedir?” Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 9 (1), 35-46.
SM HAN, Erdal. (2005). “Bilim Kurguda Temel Kavramlar ve
Kahramanlar”. Türk E itim Bilimleri Dergisi 3(2), 153-162.
GÜNE , Serkan. (2010). “Yeraltı Mekânı ve Kavramının Toplum ve
mgelem Üzerine Etkisi”. METU JFA 27(2), 125-139.
HAMDAN, S. I., Vengadasamy, R., Yusof, M. N., HASHIM, R. S.
(2012). “Ideas in Science Fiction: Probing Contemporary Contexts
through Science Fiction Texts”. Asian Social Science 8 (4), 153-158.
JOHNSON, B. D. (2009). “Science Fiction Prototypes Or: How I
Learned to Stop Worrying about the Future and Love Science Fiction”.
In Intelligent Environments, 3-8.
MENDLESOHN, Farah. (2009). The Intergalactic Playground. A Critical
Study of Children’s And Teens’ Science Fiction. Mcfarland.
OSKAY, Ünsal. (1982). Ça da Fantazya Popüler Kültür Açısından Bilim-
Kurgu ve Korku Sineması. Ankara: Tomurcuk Matbaası.
ÖZDEM R, Emin. (2007). Yazınsal Türler. stanbul: Bilgi Yayınevi.
ÖZLÜK, Nuran. (2011). Türk Edebiyatı Fantastik Roman. stanbul:
Hiperlink.
ROBERTS, Adam Charles. (2006). Science Fiction (New Critical Idiom).
Londra:Routledge.
SEED, David. (2011). Science Fiction A Very Short Introduction. New
York, Oxford University Press.
SEVER, Sedat. (2002). “Mo’nun Gizeminin Yazınsal ve E itsel
Özellikleri”. Ankara Üniversitesi E itim Bilimler Fakültesi Dergisi, 33 (1),
29-38.
STEINMEIZ, Jean-Luc. (2006). Fantastik Edebiyat. Ankara: Dost Kültür
Kitaplı ı.
TODOROV, Tzvetan. (2004). Fantastik Edebi Türe Yapısal Bir Yakla ım.
stanbul: Metis Ele tiri.
U UR, Veli. (2010). “Türk Edebiyatında Fantastik Roman”. Türk Dili
ve Edebiyatı Dergisi, 42 (42), 133-154.
Yumu ak, Firdevs C. (2012). “Ütopya, Kar ı-Ütopya ve Türk
Edebiyatında Ütopya Gelene i”. Bilig 61, 47-70.
Dostları ilə paylaş: |