GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
299
Peygamber Efendimizdeki sırrı da nebiler bilmezler.
Bütün nebiler ruhî miraç yapmışlardır. Peygamber Efendimiz cismî
miraç da yapmış ve ruhî miraç da. Cismî miraçta yükselmiş ortada,
ama ruhî miraçta sınır yoktur.
Ancak insanlar ruhî miraçta Allah'ın nurlarına, esma nuruna
yükselir, sıfat nuruna yükselir, zat nuruna yükselir.
Tabii ki nebiler de zat nuruna yükselmiştir ama onlarda müsavi
değiller. Bak peygamberlerin de kitap sahipleri var, kitap sahibi
olmayanlar var. Ama hepsi peygamberdir. Bunlara da vahiy olmuş,
ilham olmuş. Bunun zahirde anlamı şudur: İbrahim aleyhisselama
suhuf olarak on suhuf inmiş, çok rüya görürmüş. Cenabı Hakk'ın
bütün emirleri ona uyku ile uyanıklık anında tecelli edermiş,
bildirilirmiş. Nebilerden sekiz peygambere vahiy kitap inmiştir.
Yüz dört kitabın dört kitabı zaten kimlere indiği biliniyor.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
300
“Gelen gün geçen günün devamıdır” 18.07.1997, Erzincan
Bir Leyla'nın Mecnunuyum canan ilinin canıdır
Bütün canlar canan ilinden gelmiş, ama bu geliş değildir. Gelip,
gidip, bir daha geliyor. Yani dünyaya geldikten sonra bir daha
gidiyor, bir daha geliyor.
Bu da iradesinden geçiyor iradesine geliyor. Cüzi iradeden külli
iradeye geçiyor. Ama kendini adam etmiş ki, kurban etmiş ki, külli
iradeye geçiyor, sonra tekrar cüzi iradeye dönüyor.
Niye böyle külli iradeye geçmiş, niye cüzi iradeye dönmüş?
Bu kutsal emri İlahi insanlara hizmet görmek için Allah'ın emridir.
İnsan hakikatını vermek için külli iradeye geçiyor, tekrar cüzi
iradeye dönüyor. Tarikatta çok hizmetle vecd âleminden
geçememişler, iradelerine dönememişler. Dönmeyince orada
kalmışlar. Ama dönenler hizmet görmüştür.
Şimdi orada kâmil var, mükemmil var. Kamil yetişendir. Yetişen
demek ulaşan, ulaşan demek kavuşan.
Neye? Allah'a; Allah'a ulaşan, Allah'a yaklaşan, Allah'a kavuşan.
Ama mükemmil; o da yetişen ama kıymet verendir. Alacağını
almış, göreceğini görmüş bütün hizmetini marifetini almış geri
dönüyor.
Geri nereye? İradesine dönüyor.
O zaman ne oluyor? Bir tarafı külli irade, bir tarafı cüzi irade. İşte
o insan Allah'tan alır kula verir, kulu alır Allah'a götürür. Oradan
dönemeyenler, gelemeyenler, bu görevi, hizmeti yapamamışlar.
Abdurrahman Cami Hazretleri ki onun kadar büyük bir âlim
gelmemiş. Hatta beş yüz sene içerisinde, beş asır boyunca
yeryüzüne böyle tek bir alim gelmemiş. Hace-i Ahrar Hazretleri
zamanında beraber yaşamışlar, maceraları var. Şimdi bir su, dere
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
301
akarmış. O dere muhiti görüyormuş ve kayıksız da karşıya
geçemiyorlarmış. Suyun bu tarafında Abdurrahman Cami
Hazretlerinin bölgesi, diğer tarafı da Hace-i Ahrar Hazretlerinin
bölgesiymiş. Abdurrahman Cami Hazretlerinin bölgesinden, diğer
tarafa Hace-i Ahrar Hazretlerinden ders almaya gidiyorlarmış.
—Nereden geldin?
—Karşıdan.
—Karşıda Abdurrahman Cami duruyor da sen buraya niye geldin?
Diye sorarmış. Derlermiş ki;
—Efendim biz gidiyoruz, ders vermiyor. Kendisinden ayık değil
hiç kimseye ders vermiyor. Onlara Demiş ki;
—Şöhret kapısını kapatmış, varlık kapısını açmış.
Bir kelamında diyor ki:
—Eğer bizim muradımız mürit toplamak olsaydı dünyada hiçbir
meşayihe mürit bırakmazdık, kaptırmazdık; hepsini toplardık.
Abdurrahman Cami Hazretleri ki o kadar ilmiyle beraber ders
vermezmiş. Peki Niye? İradesinde değil, insanlarla irtibat
sağlayamıyor. Hep Hak ile irtibatlı.
Ama meşayih kâmil-mükemmil olursa; onun Hak ile de irtibatı var
halk ile de irtibatı var. Halktan da irtibatı kesilmez, Hak'tan da
irtibatı kesilmez.
İşte böyle Hak ile irtibat edenlerin çokları ne yapmışlar? Halka
dönememişler. Onlar tebliğ yapamamışlar, görev yapamamışlar,
hizmet yapamamışlar.
Abdurrahman Cami Hazretlerinin zamanında zahir ulema tarikata
çok karşıymışlar ve zahir ulemanın batın ulemayla bir çatışması
oluyormuş. Zahir ulema batın ulemaya hiç yer vermiyor, hep biziz
diyorlar. " el ulama varis-i enbiya
1
” fermanına onlar sahip
1 Camiu’s Sağir 1/384
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
302
oluyorlar, velilere sahip ettirmiyorlar. Fakat ne zaman ki
Abdurrahman Cami Hazretleri tarikata girince hep dilleri
boğazlarına kaçmış. Ne demişler?
—Ya insaf edelim artık. Beş asır boyunca arzın üzerine tek gelen
bir âlim Abdurrahman Cami Hazretleri, o da hocalığı bırakıp da
dervişliğe gittiyse, dervişliği kabulleştiyse, dervişlik hocalıktan
üstündür.
Bunu takdir etmişler. Velilerin hocalardan daha üstün olduğunu,
kıymetini takdir etmişler.
Herkes bir can sahibi, herkes canan ilinden gelmiş. Ama herkes
Leyla ile Mecnun gibi olamıyor. Leyla ile Mecnun olmak için
ikinci bir gidiş geliş lazım. Niye Leyla ile Mecnun olamıyor?
Mecnun zahirdeki iradesiyle öyle bağlandı ki Leyla'yı çok sevdi.
Arz üzerinde, dünya üzerinde artık daha Leyla kadar onun sevdiği
bir kimse yok. Haşa estağfurullah, Allah'ı da biliyor fakat Allah'ı
da bu kadar sevmiyor. Ama Leyla'nın sevgisi onu Allah'a
ulaştırmış.
Nedir bu? Öyle inanmak lazım ki her şeyi güzel gösteren Allah'tır.
Çirkinleri de çirkin gösteren Allah'tır. Öyleyse Allah'ın Celal sıfatı
var. Görünen Celal sıfatı tecellide nedir? Orada muhalefetler,
çirkinlikler görünür, kötü şeyler zuhur eder, kötü şeyler görünür.
Ama Cemal sıfatı tecelli ederse bütün güzellikler meydana gelir.
Bak kelamı kibarda "cümle hüsnün anesi" dendi, bütün güzelliğin
anası.
Aşk u muhabbet hânesi âlem anın dîvânesi
Âlem deyince, bir meşayihin âlemde, yeryüzünde çok
sayılmayacak kadar sevenleri var, hep onun divanesi olmuş.
Sevmişler ki divanesi olmuşlar.
Bu “aşk u muhabbet hanesi” nin burada iki anlamı var.
Bir; dergâhında ihvanların, Müslümanların toplanıp da orada
muhabbet etmeleri, zikir yapmaları, sevişmeleridir. Bu Allah'ın
emri değil mi? Allah, Cenabı Hak “Allah için bir araya gelin, Allah
Dostları ilə paylaş: |