ZİHİN-BEDEN BAĞLANTISI GERÇEKTİR 33
Bağırsaklarınız her milisaniye besinleriniz ve çevreniz hakkında bilgi
toplar ve bunu günde 24 saat, haftanın yedi günü, siz uyurken bile yapar.
Bu bilgi toplama işleminin çoğu az sayıda mikrobun bulunduğu ve bu
mikropların bağırsak-beyin diyaloguna muhtemelen az katkı yaptıkları
yerde, midede ve ince bağırsağın girişinde gerçekleşir. Ancak, kalın ba
ğırsağınızda yaşayan trilyonlarca mikrop bu
işleme yepyeni bir boyut
kazandıran çoksayıdamolekül üretm eküzerekalan gıda bileşenlerini
sindirir. Hayvan deneylerinden bildiğimiz gibi, bağırsak mikroplarının
yokluğu, besin maddelerinin sindirimi veemilimi de dâhil olmak üze
re yaşamla uyumludur; ancak bu durum patojenlerden (hastalık yapıcı
etkenlerden) uzak bir çevrede yaşadığınız sürece geçerlidir.
Ne var ki
mikrop barındırmayan hayvanların (fare, sıçan ve hatta at) beyinlerinin,
özellikle de duygusal kontrol ile ilgili olan beyin bölgelerinin gelişiminde
önemli değişikliklerin oluştuğunu artık biliyoruz. Böylesine mikropsuz
bir çevrede büyümek, beyninizin gelişimine ağır bir darbe vurur.
Bağırsaklarınızdaki m ikropların yaşamı yediğiniz gıdalara bağlı
olup, bu mikroplar tercih ettikleri yiyecekler ile ilgili olarak hayatın ilk
yıllarında az ya da çok programlanırlar. Bununla birlikte, özgün prog
*
» »
ramlanmaları ne olursa olsun, ister omnivor
ister peskateryan olun,
mikroplar onları beslediğiniz hemen her şeyi sindirebilirler. Onları ne
ile beslerseniz besleyin, kısmen sindirilmiş yiyecekleri yüz binlerce meta-
bolite dönüştürmek için sahip oldukları milyonlarca gende depoladıkları
muazzam miktarda bilgiyi kullanırlar.
Bu metabolitlerin vücudumuz
üzerindeki etkilerine dair bilgilerimiz henüz çok az olsa da bunlardan
bazılarının sindirim sistemini içerdiği sinirler ve bağışıklık hücreleri ile
birlikte derinden etkilediğini biliyoruz. Bazı metabolitler ise kan dola
şımına karışarak beyin dâhil olmak üzere her organı etkileyen uzaklara
"
Hem etçil, hem o tçu l.—ç.n.
” D eniz m ahsulleri yiyen ama başka et ü rü n ü tüketm eyen vejetaryen.—ç.n.
34 BEYİN
BAĞIRSAK BAĞLANTISI
sinyal gönderim sürecini gerçekleştirirler. Mikropların
ürettiği bu tür
moleküllerin çok önemli bir başka özellikleri de hedef organlarda düşük
dereceli bir inflamasyon durum u başlatabilmeleridir ve bu da obezite,
kalp hastalığı, kronik ağrı ve de jeneratif beyin hastalıklarıyla ilişkilidir.
Bu inflamatuar moleküller ve bunların bazı
beyin bölgeleri üzerindeki
etkisi, insan beynine ait pek çok hastalığın anlaşılmasında
önemli bir
ipucu olabilir.
Bu Yeni Bilim Sağlığınız Açısından
Ne Anlama Gelmekte?
Bağırsak-beyin iletişimi ile ilgili yapılmaya başlanan bilimsel araştır
maların son birkaç yıldır bilim insanları ve medya için çok ilgi çekici
konulardan biri olduğu konusunda herkes hemfikir. “Dışadönük” bir
farenin bağırsak mikrobiyotasını içeren dışkı parçacıklarını “çekingen”
bir fareye basitçe aktararak onun daha sosyal, daha sokulgan bir fare
gibi davranabileceğine kim inanırdı? Ya da benzer bir deney yapılarak,
doymak bilmez bir iştaha sahip obez bir fareden nakledilen dışkı ve mik
ropların incecik bir fareyi obur bir hayvana dönüştürebileceğine? Veya
sağlıklı kadınlarda probiyotik ile zenginleştirilmiş yoğurdun dört hafta
süreyle tüketilmesinin beyinde olumsuz duygusal
uyaranlara verilen
tepkiyi azaltabileceğine?
Bütünleşmiş bir bağırsak mikrobiyota-beyin sistemi ve bu sistemin
yediğimiz gıdalarla olan yakın ilişkisi hakkında elde edilen bilgiler, zi
hin, beyin, bağırsaklar ve bağırsakların mikrobiyotasının nasıl etkileşi
me girdiğini ortaya koymaktadır. Bu etkileşimler, bizi ya giderek artan
sayıda hastalıklara karşı korumasız hâle getirebilir ya da sağlığımızın
ideal düzeyde olmasına yardımcı olabilir. Artık bedenlerimize ekolojik
bir görüş açısıyla bakan, bağırsaklarda ve beyinde yer alan pek çok oyun