EvrimTeorisi indd


Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/171
tarix06.05.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#41533
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   171

Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

94

ortaya koymasına, insanın hayvandan mahiyet farkıyla ayrıl-

dığını, kökensel türlerin başlangıçtaki yaratılışlarını muhafaza 

ettiklerini ve üreme engeliyle karışmalarının engellendiğini 

savunmasına karşın; kökensel türlerden diğer türlerin üredi-

ğini (kökensel türlerin ‘ortak atalar’ olduğunu) savunması ve 

dünyanın yaşı ile ilgili görüşlerinden dolayı, Evrim Teorisi’nin 

hem düşmanı hem de babası olmak gibi, ironik şekilde zıt iki 

tanımlama, onun için kullanılabilir.

SCHELLING, HEGEL VE FELSEFEDE ‘EVRİM’ 

KAVRAMININ YÜKSELİŞİ

Özellikle 18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın tümü, felse-

fede ‘evrim’ kavramının zirveye çıktığı dönemlerdir. Bunu be-

lirtirken çok sık yapılan bir yanlışa; ‘evrim’ kavramıyla ‘Ev-

rim Teorisi’nin karıştırılmasının yanlışlığına tekrar dikkat 

çekmek faydalı olacaktır. ‘Evrim’ kavramıyla aşamalı ve ge-

lişmeci bir süreç kastedilir; bu, Schelling’de (1775-1854) doğa 

merkezli, Hegel’de (1770-1831) idealist ve insanlık tarihi mer-

kezli, Marx’ta (1818-1883) materyalist ve ekonomik ilişkilerin 

belirlediği tarih merkezli, Darwin’de (1809-1882) bütün canlı 

türlerinin birbirinden oluşması (Evrim Teorisi) merkezlidir.

Felsefe tarihinde ‘evrim’ kavramına merkezi rolü veren 

en ünlü felsefecinin Hegel olduğu söylenebilir. Fakat o, hiçbir 

yerde Evrim Teorisi’ne benzer bir yaklaşım sergilemez; tür-

lerin birbirinden evrilmesi onun felsefesinin bir parçası de-

ğildir. Felsefede ‘evrim’ kavramına merkezi bir rol vermek, 

canlı türlerinin birbirlerinden oluştuğu fikrinin (Evrim Teo-

risi) kabul edilmesi ile özdeşleştirilemez. ‘Evrim’ kavramı ile 

‘Evrim Teorisi’ elbetteki ilişkilidir ama bu ilişki mutlak an-

lamda özdeşliği gerektirmemiştir. Aslında ‘evrim’ kavramı-

nın bir önceki aşamadaki daha basit, daha kötü, daha aşağı 



Evrim Teorisi Ortaya Konmadan Önceki Felsefe, Bilim ve Biyoloji Tarihi

95

durumun, bir sonraki kompleks, daha iyi, daha üst duruma ge-

liştiğini belirten anlamı; en az karşılığını ‘Evrim Teorisi’nde, 

özellikle materyalist Evrim Teorisi’nde bulur. Hegel gibi ide-

alist filozoflar, Tanrısal zihni gelişmenin arkasına koydukları 

için ‘evrimi’ -neden sürekli gelişme olduğunu- temellendire-

biliyorlardı. Nitekim Evrim Teorisi’ni savunan 20. yüzyılın 

Süreç Felsefecileri de –Hegel ile önemli benzerlikleri vardır 

(önemli ayrılıklarına rağmen)- evrimin, gelişme yönünde iler-

leyen sürecini, Tanrı’nın bu yöndeki iradesiyle temellendir-

meye çalıştılar. Marx’ın materyalist tarih anlayışında ise ka-

pitalizm, sosyalizm ve komünizm gibi aşamaların insanların 

ekonomik ilişkileri sonucu oluşması ve bir kez bir aşamaya 

gelinince geriye dönülmemesi insan bilinci ve iradesiyle açık-

lanabilir. Fakat materyalist bir yaklaşımla Evrim Teorisi sa-

vunulunca, her ne kadar doğal seleksiyon gibi mekanizmalar 

olsa da, gelişmek ‘evrim’in bir yasası olmaktan çıkar. Basit 

tekhücreliden kompleks canlıların oluşması Evrim Teorisi ile 

savunulur, ama birçok materyalist evrimci, bu süreci tesadüfi 

buldukları için canlıların daha basitlerinin daha kompleksler-

den de oluşabileceğini söylemişlerdir. Materyalist Evrim Te-

orisi anlayışlarını savunanların birçoğu, ‘tek yönlü gelişmeci 

evrime’ felsefeleri gereği karşı çıkmaları gerektiğini görmüşler 

ve karşı çıkmışlardır. Evrim Teorisi’ndeki tek yönlü ve geliş-

meci süreci reddetmek, aslında ‘evrim’ kavramının gelişmeyi 

vurgulayan anlamını reddetmektir. Bu yüzden materyalist Ev-

rim Teorisi savunucularında, ‘evrim’ kavramı, Hegel gibi fel-

sefecilerde olduğu gibi genel ve mutlak bir yasa olamaz.

Hegel ile aynı dönemde yaşamış ve Hegel’den birkaç yaş 

küçük Schelling, ‘evrim’ merkezli doğa felsefesini Hegel’den 

önce ileri sürmüştür. Schelling, doğanın ancak süregelmekte 

olan gelişimle anlaşılabileceğini söyledi. Doğa başta cansızdı, 

sonra bitki, sonra hayvan, sonunda insan zihni şeklinde bu 



Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

96

birlik -doğa- kendini gösterdi.

200

 Doğadaki gelişme aşama 



aşama gerçekleşir ve bu süreç ancak Tanrı ile anlaşılabilir.

201


 

Ünlü tarihçilerden Arthur Lovejoy’a göre felsefeye ilk ola-

rak ‘evrimci metafizik’, daha doğrusu ‘evrilen Tanrı’ anlayışı 

Schelling ile girmiştir. Bu Tanrı, evrenle birdir (monizm) ve 

nihai aşamada tam anlamıyla anlaşılır olacaktır. Schelling, fi-

lozof Jacobi ile tartışmasında Tanrı’nın hem ilk hem son hem 

Alfa hem Omega olduğunu söyleyerek ‘evrilen Tanrı’ anla-

yışı ile Tanrı’nın mükemmelliğini uzlaştırmaya çalışmıştır.

202

 

Schelling, bilim alanında önemli bir katkısı olmasa da Goethe 



gibi biyoloji alanında da önemli izleri olan birini etkilemesi;

203


 

Burdach, Oken, Carus, Oersted, Steffens, G. H. Schubert gibi 

natüralistlerin yetişmesine katkısının olması ve metafizik ile 

bilimin kaynaşmasını sağlayan doğa felsefesiyle felsefe açısın-

dan olduğu kadar bilim açısından da önemlidir.

204


Hegel’in etkisi Schelling’inkinden çok daha büyük olmuş-

tur. Hegel’in felsefesinde de ‘evrim’ çok merkezi bir role sa-

hipti; fakat artık burada doğanın evrimi değil, insanlık tarihi-

nin evrimi merkezdeydi. Bu evrimi gerçekleştiren; Hegel’in, 

kimi zaman Mutlak, kimi zaman Tin (Geist), kimi zaman Akıl 

dediği Tanrı’dır. Hegel’de varlık ile mantıksal olan ve Tanrısal 

doğa ile insansal doğa aynıdır; bu yüzden Hegel’in bilgi teo-

risinde ‘Tin’ bilinç ile bilinebilir.

205

Görülüyor ki Hegel, insan aklını, sübjektif bir yargılayıcı 



olarak değil, objektif gerçekliğin bir kavrayıcısı olarak gör-

mektedir. O, Kant’ın gerçekliğin bilinemeyeceği, yalnızca 

200  Bryan Maage, Felsefenin Öyküsü, s. 156-157.

201 Schelling, System of Transcendental Idealism.

202  Arthur O. Lovejoy, The Great Chain of Being.

203  Erik Nordenskiöld, The History of Biology, s. 278-279.

204  Alfred Weber, Felsefe Tarihi, s. 344.

205 Hegel, Tinin Görüngübilimi, çev: Aziz Yardımlı, İdea Yayınları, İstanbul (2004), 

s. 36. 



Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə