27
c. Dini ve Sivil Yapılar
Seyyahımız Aydın’da ki dini ve sivil yapılar hakkında şunları söylemektedir.
“
Şehrin içinde ve dışında camii ve mihrabın tamamı elli altıdır. Kale içinde tamamı
kırk yedi mihraptır.”
121
Ramazan Efendi Camii: Evliya Aydın’da ki
camiler içerisinde en fazla
cemaati olan caminin Sultani Çarşı içinde ki
Ramazan Efendi Camii olduğunu
belirtir. Medresesi, sebilhanesi, büyük kubbesi, kargir minaresi, hepsi kurşun ile
örtülü büyük, kalabalık güzel
bir camii olduğunu, büyük bahçesinin baştan başa
limon, turunç ağaçları ile süslü olduğunuda seyyahımız eklemektedir.
122
Bu camii günümüzde Ramazan Paşa mahallesinde, Aydın’nın merkezinde
bulunmaktadır. Camii Güzelhisar’ın ileri gelenlerinden olan Üveys Paşa’nın kardeşi
Ramazan Paşa tarafından yaptırılmış olup yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir.
Fakat camiye ait 1595 tarihli bir vakfiyeye rastlanmaktadır.
123
1901 yılındaki onarım
sırasında Rum usta ve mimamarlar caminin Türk mimari tarzını yitirmişlerdir.
Nitekim kemerlerin düz yarım daire halinde, küçük
pencerelerin armut şeklinde
yapılmış olması hristiyan mimari tarzının izlerini taşımaktadır.
124
Yeni Camii, “Hüseyin Efendi’nindir, gayet latif, yeni tarzda yapılmış
camiidir. Kubbesi ve revakları kurşun ile örtülüdür. Minaresi bir dilberin beli kadar
ince gökyüzüne başını yükseltmiş, başında Bilal’in makamının üstünde bir hilal var.
Camii içinde bir müezzin mahvili var ki diller ile tabir, kalemlerle vasıfları tahrir
olunamaz.
125
Yeni Camii’nin sol taraf duvarına bitişik, sürahi kadeh misali sanat
eseri yekpare görülmeğe değer bir nasihat kürsüsüdür. Bir benzeri kürsi-i âzmdır.
Mermer üstadı bu kürsüde mil kalemiyle rengarenk nakış etmiş, altın işlemelerle
süslüdür. İnsan bu güzelliğe hayran olur, üstad olmayan bu nakışları yapmaya kadir
121
Seyahatname, s.81
122
Seyahatname, s.80
123
Gökbel-Şölen,
a.g.e, s.164-165
124
Bayındır-Poyrazoğlu,
a.g.e, s.64
125
Seyahatname, s.80
28
değildir. Ama mihrabı ve minberi sade ve güzeldir.
126
Yeni Camii’nin taşra yan
sofaları üzerine altı adet somaki uzun sütunlar üzerinde altı güzel kubbe vardır. En
iç kubbe o kadar süslüdür ki üzerinde lacivert sülüsü hal etmeğe zamanımız üstatları
acizdir.
127
Camiinin hareminde dikkate değer bir havuzu var. Dört bir tarafında üç
yüz adet limon, turunç ile süslenmiş bir haremdir. Turunç kokusundan cemaatin
dimağları hoş olur. Bu kokunun güzelliğinde ibadet ederek hayır sahibine dualar
ederler.
128
Hareminin dört bir tarafında olan medrese hücrelerindeki talebelerin bu
hoş kokudan dimağları tutulup ilim tahsiline takviye olur. Derin bir zevk ile
birbirleriyle ilim muhasebesi ederler. Bu camii cennet bahçelerinden nişan veren
Güzelhisar’ın güzel camisidir. Anadolu Eyaleti’nde benzeri yoktur diye” Seyyahımız
camii hakında bize oldukça bilgi vermektedir.
129
Yeni Camii günümüz Aydın’ı içerisinde Hasan Efendi Mahallesi’nde
bulunmakta ve Eskiyeni Camii olarakta adlandırılmaktadır. Camiinin hangi tarihte
yapılmış olduğu kesin olarak belli değildir. Kapısı üzerinde ya da başka bir yerinde
kitabesi yoktur. Camii Üveys ve Ramazan Paşa’nın kardeşi Hasan Çelebi tarafından
yaptırılmıştır.
130
Üveys Paşa Camii,
“gayet latif bir binadır. Kargir minaresi, büyük kubbesi
ve medresesi baştan başa kurşun örtülü bir imarettir. Hareminde bir çınar
gölgesinde beyaz mermerli abdest havuzu ve şadırvanı var. Kıble kapısı üzerinde ki
tarih: “Kad bena haze’l-mescide’l-Hazreti Üveys Paşa Bin Mehmed fi sene sittin ve
seb’in ve mi’e ba’de hicretin nebeviyyeti Ahmedi’l-muhtar.” (1076)
131
Evliya’nın bize anlatmış olduğu Üveys Paşa Camii günümüzde Köprülü
Mahallesi’nde bulunmaktdır. Cami Üveys Paşa tarafından M. 1568 H. 976 tarihinde
yaptırılmıştır.
132
Üveys Paşa Nazır Muhiddin Efendi’nin en büyük oğludur kardeşleri
126
Seyahatname, s.81
127
Seyahatname, s.81
128
Seyahatname, s.81
129
Seyahatname, s.81
130
Gökbel-Şölen,
a.g.e, s.165-166
131
Seyahatname, s.80-81; Bayındır-Poyrazoğlu,
a.g.e, s.
132
Gökbel-Şölen,
a.g.e, s.146
29
ise Ramazan ve Hasan Çelebi’dir. Üveys Paşa Aydında tahsil ettikten ve icazet
aldıktan sonra İstanbul’a giderek Maliye sınıfına girmiş bir süre sonra küçük ve orta
defterdar olmuştur. 1581 de Bodin Beylerbeyliği baş defterdarı olmuş, 1586
da Şam
ve Halep beylerbeyliği yapmıştır. 1587 de ise Mısır beylerbeği olmuş 1591 de vefat
etmiştir
.
133
Ulu Camii, “
eski bir binadır. Ama kiremitlidir, hareminin etrafında
medreseleri vasatında bir abdest havuzu ve seyretmeğe değer yaşlı bir çınar
vardır.”
134
Ahmed-i Kürdi Camii, “
Menteşe kapısından taşra Ahmed-i Kürdi
mahallesinde yine Ahmed-i Kürdi ve Göllüce varoşta üç camii vardır. Üçüde
kiremitlidir, ama minareleri zelzeleden yıkılmış, hala minaresiz camilerdir.”
Evliya’nın Ahmed-i Kürdi Camii olarak ismni ve mahallesini
söylediği camii
Ağaçarası (Çelebi) Camii olabilir. Bu camii Şemsi Paşa oğlu Ahmet Paşa tarafından
avlusunda muallimhane ve medrese hücrelerile birlikte 1659 yılında inşa
ettirilmiştir.
135
Dönemin kaynaklarına baktığımızda bu isimle kaydedilmiş bir mahalle
yoktur. Varoştaki kiremili camiler ise Akmescid, Turunçlu ve Dükkânönü Camileri
olmalıdır.
Evliya dini yapılar hakkında şu bilgileride ekler.
“Buraya kadar anlattığımız
camilerden başka hutbe camii yoktur, geri kalanı mescitlerdir.
136
Ramazan Efendi
Camii’nin yakınında çarşı içinde bir Mevlevihane vardır. Gayet ferah bir bağ içinde
Celaleddin-i Rumi asitanesidir. Ama emr-i şerif ilan edildikten sonra bütün kapıları
kilitlenmiş ve dervişleri tekkeden uzaklaştırılmış, Mevlevi ayini yasaklanmıştır.
Kur’an ve mesnevi okunan bir yer böyle yıkılmaya terk edilmiştir. Hakir bu
asitanenin duvarına şu beyti yazmıştır.
Hânkâh-i çerhde ayın iken devr-i kadim
133
Gökbel-Şölen,
a.g.e, s.146-149
134
Seyahatname, s.80
135
Bayındır- Poyrazoğlu,
a.g.e, s.42
136
Seyahatname, s.81