5
Aylık Düşünüyorum Bülteni
Anadolu Aydınlanma Vakfı
Bülten Künye
Yayın Adı
Düşünüyorum •
İmtiyaz Sahibi
Şeyma
Bobaroğlu
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ekrem
Genç
İdare Adresi
Bayar Cad Papatya Apt. 22/11
Erenköy İstanbul
0216 382 81 73
Basım Yeri
Küçük
Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. / Maltepe Mah.
Davudpaşa Cad. Emintaş Kazım Dinçol San. Sit.
No:81/170 Zeytinburnu İstanbul Türkiye
Tel.: 0212 565 24 68
Yayın Süresi
Aylık •
Dili
Türkçe
•
Türü
İlmi, Fenni, Edebi •
Alanı
Yerel
Yazı İşleri Kurulu
Ayşe Doğu, Deniz Tipigil,
Ekrem Genç, Elif Ersoy, Gülşen Geniş, İzzet Erş,
Sadık Acar, Selin Erş, Sevgi Genç
E-posta
bulten@anadoluaydinlanma.org •
Web
www.anadoluaydinlanma.org
İki Kişi
Xenocrates (Zenon) bir öğrencisiyle
konuşuyor, o ne derse öğrencisi
sürekli onaylıyormuş. Filozofun
sabrı tükenmiş ve bağırmış:
“Hiç olmazsa bir kere itiraz et,
başka bir fikir söyle de, iki kişi
olduğumuzu anlayayım.”
Güler Yüz
Aristoteles ders verdiği esnada,
öğrencilerinden birine bir meseleyi
en ince ayrıntısına kadar izah
ettikten sonra der ki:
- Anladın mı?
- Evet, der öğrencisi.
Aristo:
- Ama sende anladığına
dair bir
işaret göremiyorum, der.
O işaret nedir, diye sorulduğunda,
- Güler yüz evladım, güler yüz.
Anlamış olsaydın sevinirdin, der.
Yunus’un hikâyesini şimdi yaşadığımız
dünyaya taşımak istiyorum:
Her topluluğun her ulusun bir fikri vardır.
Ve bu fikir, bu ulusun sadece kültürünü,
ekonomisini, sanatını değil, tüm yaşamını
kapsayacak olan bir fikirdir. Herkes bu
fikre yönelir, dindar olanlar bu fikri Tanrı
ile bağlantı kurarak tanrısal bir açıdan ele
alırlar, Ekonomistler bu fikrin ekonomi
ile ilgili bir yönünü ele alırlar, yine aynı
şekilde psikologlar da kendi açılarından
bakacaklardır. Her kim bakacaksa, yine
kendi açısından bakacaktır bu fikre. Bütün
ulusu bir araya getiren bu fikirdir. Bu fikir
artık geçerliliğini yitirdiği zaman kültür
çöküyor demektir. O zaman bu
yeni bir fikir üretme, ortaya
koyma sorumluluğu kime
ait olacaktır? Bireylerin
s o r u m l u l u ğ u n d a ,
her
birimizin
s o r u m l u l u ğ u n d a
olacaktır.
Çünkü
yeni
fikir
bu
topluluk
içinde
yaşayan
her
birimizin kalbine ait
olmalıdır. Topluluk
yeni bir fikir üretme
çabasına gelebilir bu
noktada. Ama bu fikri
Aristo’dan, Pisagor’dan ya
da başka bir filozoftan alamaz,
çünkü bu fikri tüm ulusun tüm
bireyleriyle ortak bir şekilde oluşturmak
zorundadır.
Bir toplulukta bunu ilk yapmak için öneriye
çıkaranlar sanatçılardır.
Erol Deneç konuşmasında, bize sanatını
önce Almanya’da daha sonra Türkiye’de
yürütmeye
çalıştığını
söyledi,
ama
Türkiye’ye geldiği zaman kabul edilmediğini
söyledi. Dolayısıyla sanatçının bu fikrini
ortaya çıkarması için yeni bir yol denemesi
lâzım gelecek. Başka ülkelere gidip oradaki
insanlara sanatını göstermeye çalışabilirdi,
fakat o kendi ülkesinde kalarak kendi
insanlarına bunu göstermek istedi. Erol
Deneç bize aynı zamanda ilk sergisine gitmek
için giyebileceği bir kıyafeti olmadığını da
söyledi. Bence bu çok varoluşsal bir durum,
öyle ki insan yeni bir fikir üretebilir. Çünkü
tutunabileceği materyalist bir şey yoktu, fikir
gayet açıktı, çok saftı tamamıyla bu ulusa
kendini açmak istedi. Kendi sanatı olan
fantastik realizmi ortaya koyarak, kendisini
öyle bir şekilde dile getirmek zorunda
ki, politikacı ve diğer insanlar onu kabul
edebilsin. O, imgelerini fantastik realistik
bir yolla dile getiriyor ve bu ulusun yeni
tohumlarını ortaya atıyor ve bunu sanatsal
bir yolla yapıyor. Söylediği şeylerden bir
tanesi, gerçek dünyanın görünmeyen bir
dünya olduğuydu. Erol Deneç büyük bir efor
gösteriyor, bu toplumda yeni bir gerçeklik
yaratmak için çaba sarf ediyor.
Şimdi yazılı metinlerden uzaklaşarak bir şey
söylemek istiyorum: Bence her birimiz hayal
gücümüzle bir sanatçıyız. Ve bu hayal gücü
ve imgelem bir zan değil. Hayal gücü bizim
bilinçdışımızın bir ürünü, dolayısıyla bizim
için görünmez dünyanın kendisi… Bunu
nasıl yapıyor bilmiyoruz, rüyalar gerçekçi
olmayan bir sürü şeyleri bağlıyor birbirine.
Ve bazılarımızın bu rüyaları alarak ondan bir
gerçeklik yaratabilme yeteneği var.
Bir başka mürşidi burada hatırlatmak
istiyorum: Yusuf’un bir rüyası vardı, bunu
aldı, sundu ve gerçekliğe dönüştürdü. Sufi
eğitimine göre, meselâ İbn Arabi hayal
gücü ile ilgili şunu söylüyor: “Hayal gücü
berzahtır.” Bir köprü; öyle bir köprü ki,
dokunabildiğimiz dünya ile hayatın dünyası
arasında bir köprü. Ki çoğu kez bu sadece bir
imgelemeye aittir, somut bir şey değildir. Ve
doğru bir rehberlikle imgeler yaratabiliriz,
bir sanatçı gibi imgeler yaratabiliriz, yeni ve
daha iyi bir toplumun tohumlarını atabiliriz.
Teşekkür ederim.
"İnsanlar ruhları ile
eşgüdümlü olan müzikten
yoksunlar. Bu nedenle de
evrenle akordu bozuk bir
ilişkileri var."
Sun Ra
HAKİKATTEN
DAMLALAR
Hazırlayan: Ayşe Doğu