Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə30/42
tarix14.05.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#44066
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   42

84 
 
 
“üretimine hizmet ettikleri daha düşük sıradaki malların beklenen değeri tarafından” 
belirleniyordu (ibid, s. 92). 
Menger,  toprağın  değerini,  emek  ve  sermayeden  farklı  yasalarla  açıklayan 
iktisatçıları,  Ricardo’yu  ve  izleyicilerini  eleştirdi.  Ricardo’nun  değer  analizinde, 
toprak, diğer mallara göre özgül bir karaktere sahiptir ve değeri, diğer mallardan farklı 
şekilde  belirlenir.  Menger’e  göre  ise  toprak,  mallar  arasında  istisnai  bir  nitelikte 
değildir ve değeri, değer belirlenmesiyle ilgili genel yasalara tabidir. 
Bu fenomenle uğraşan bir bilimin genel yasalarına uydurulamayan önemli ve büyük bir 
fenomen grubu, bilimde reform yapma ihtiyacını açıkça ortaya koyuyor (Menger, 2009: 
103).  
Bahsettiğimiz gibi, bu reformu gerçekleştirmeye çalıştı ve değer teorisini bütün 
iktisadi mallar için tek bir genel  yasa çerçevesinde açıklamaya özel bir önem verdi. 
Toprağın,  emeğin,  makinelerin,  araçların  ya  da  herhangi  başka  bir  tüketim  malının 
değeri, genel değer yasasından farklı bir yasaya tabi değildi. Birinci sıra mallar, yani 
ihtiyacımızı gidermek için doğrudan tükettiğimiz malların değeri, malların tatminine 
ya  da  “onun  kontrolüne  sahip  olmadığımızda  vazgeçmek  zorunda  kalacağımız 
tatminlere isnat ettiğimiz öneme eşittir” (ibid, s. 101). Toprağın, sermayenin ve emeğin 
de  içinde  olduğu  daha  yüksek  sıradaki  malların  (hizmetlerin)  değeri  de,  “diğer 
tamamlayıcı malların değeriyle birlikte, üretimine uygulandığı daha düşük veya birinci 
sıradaki malın [yine öznel şekilde belirlenen] beklenen değerine eşit olacaktır” (ibid, 
s. 106). 
“Yüksek  sırada  bir  mal”  olan  “emek  hizmetleri”ni  de,  Menger,  diğer  iktisadi 
mallar gibi değer teorisi çerçevesinde açıkladı. Öncelikle, emeğin ücretini minimum 
geçim düzeyi ile açıklayan teorileri eleştirdi. Çünkü bu emek hizmetleri faydasız, hatta 
zararlı  bile  olabilirdi.  Yani  emek  hizmetleri  her  zaman  mal  değildi,  bu  yüzden  her 


85 
 
 
zaman bir fiyatı olduğu doğru değildi. Fiyatı olduğu zaman da bu, minimum geçim 
düzeyi  gibi  nesnel  bir  ölçüyle  değil,  “emek  hizmetlerini  kontrol  edemediğimizde 
tatmin edilmeden kalmak zorunda olacak olan tatminlerimizin öneminin büyüklüğüne 
göre” belirlenecekti (ibid, s. 107). 
Bir kişinin emek hizmetlerinin basit geçim araçları ile mübadele edildiği her durumda, 
fiyat  oluşumu  ile  ilgili  genel  prensiplere  uygun  olarak,  emek  hizmetlerinin  diğer  bir 
fiyattan  değil  belli  bir  fiyattan  mübadele  edilebilmesi,  sadece  tesadüfi  bir  durumun 
sonucu  olabilir.  Ne  geçim  araçları  ne  de  bir  emekçinin  minimum  geçim  düzeyi,  bu 
yüzden, emek hizmetlerinin fiyatının doğrudan nedeni veya belirleyici prensibi olamaz 
(ibid, s. 107).  
Bu  açıklamanın  ardından  eklediği  dipnotta  ise,  “b
ir  işçinin  yaşama  standardı, 
gelirine göre belirlenir, geliri yaşama standardına göre değil. Bununla birlikte tuhaf bir 
neden sonuç karışıklığı içinde, ikinci ilişki çoğu kez korunmaktadır” (ibid, s. 107) dedi. 
Menger’e  göre  malların  değerinin  onlarda  nesnel  olarak  bulunan  bir  özellik 
olmadığını,  insanların  ihtiyaçlarının  tatmininin  önemine  göre,  onlara  değer 
atfettiklerininden  bahsetmiştik.  Bu  sübjektif  değer  teorisinin  mübadele  alanına  dair 
içerimi,  mübadele  edilen  malların  eşitlik  olarak  görülmemesiydi.  Menger’e  göre 
mübadele edilen malları eşitlik olarak görmek hataydı. Bu hataya yol açan da, mallara 
isnat ettiğimiz değerin göstergesi olan fiyatların, mübadelenin asli unsuru olduğunu 
düşünmekti. Fiyatlar, malın nesnel değerinin bir ifadesi olmadığı için, doğru bir fiyat 
teorisi,  mallar  arasındaki  değer  eşitliğini  değil,  iktisadi  davranan  insanları 
mübadeledeye sevk eden davranışları incelemelidir. 
Menger, fiyat teorisini, değer teorisinden türetti. “Bir malın fiyatı, onun iktisadi 
davranan insanlar için değerinin bir sonucudur ve fiyatının büyüklüğü daima değerinin 
büyüklüğüne  göre  belirlenir.  Bu  yüzden,  aynı  zamanda,  rant,  faiz  ve  ücretlerin 


86 
 
 
tamamının aynı genel prensiplere göre düzenlendiği de açıktır” (ibid, s. 109). İnsanlar, 
mallara atfettikleri değere göre, mübadelenin onlar için avantajlı olacağı fiyat sınırları 
içinde mübadele gerçekleştirirler.  
Menger, dönemin entelektüel ve güncel siyasi tartışmalarına konu olan rant ve 
faizin  törel  olarak  savunulup  savunulamayacağı  konusunda  görüşünü  net  biçimde 
ortaya koydu: Etik ve törel tartışmalar, bilimin alanı değildir. 
Bilimsel tartışmanın her zaman konusu yapılan en tuhaf sorulardan biri, rant ve faizin etik 
bakış  açısından  haklı  veya  gayriahlaki  olup  olmadıklarıdır.  Diğer  şeyler  arasında, 
bilimimiz,  toprak  ve  sermaye  hizmetlerinin  niçin  ve  hangi  koşullar  altında  iktisadi 
karakter  sergilediklerini,  değer  kazandıklarını  ve  diğer  iktisadi  malların  miktarlarıyla 
mübadele  edilebildiklerini  (fiyatları)  araştırma  görevine  sahiptir.  Fakat  bana,  bu 
gerçeklerin  yasal  ve  ahlaki  karakteri  ile  ilgili  sorun  bilimimizin  alanı  dışında  gibi 
görünmektedir. (…) 
Sermaye veya bir toprak parçası sahipliğinin sahibine çoğu kez, aynı dönemde bir işçinin 
çok çalışarak elde ettiği gelirden daha yüksek gelir sağlaması, bir insanlık aşığına oldukça 
yadırganacak bir durum olarak görünebilir. Gerçi bunun nedeni gayriahlaki değil, fakat 
çok basit olarak daha önemli beşeri ihtiyaçların tatmininin işçinin hizmetlerinden ziyade 
belli miktar sermaye ve toprak parçası hizmetlerine bağlı olmasıdır (ibid, s. 109-110).  
Fakat,  Hunt’ın  zekice  altını  çizdiği  gibi,  “kuşkusuz  bir  şeyin  ahlaka  aykırı 
olmadığını  söylemek,  onun  ahlaka  aykırı  olduğunu  söylemekten  daha  az  ahlaki  bir 
değerlendirme değildir” (Hunt, 2009: 338). 
 
Jevons  (1835-1882),  iktisat  teorisi  konusunda  Menger’in  Avusturya’da 
geliştirdiği  düşüncelerin  benzerini,  onun  çalışmalarından  habersiz,  İngiltere’de 
geliştirdi  ve  The  Theory  of  Political  Economy  (Politik  İktisat  Teorisi)  ismiyle, 
Menger’in kitabının yayınlandığı yılda, 1871’de yayınladı. 
III.2. William Stanley Jevons 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə