93
kuruntu” (Jevons’tan aktaran Hunt, 2009: 324) olduğu düşüncesinin, onun açısından
gerçekliği
değil de, temenniyi ifade ettiğini söylemek yanlış olmaz sanıyoruz.
“Bu konuya klasik bakış açısından bakmamalıyız,” çünkü “iktisatta ne olursa olsun bütün
insanları kardeş görmeliyiz” (Jevons’tan aktaran, Hunt, 2009: 324).
Jevons, tüketimi, fayda azamileştirici davranış çerçevesinde tanımladı. Azalan
fayda ilkesini formüle etti ve bireyin, çeşitli malların son birimlerinden aldığı faydaları
eşitleyecek şekilde tüketim yapacağını söyledi. Tüketici dengesi teorisi, temelde,
Menger’in teorisiyle aynı şeyi söylüyordu. Fakat Menger, tüketici dengesini bulmak
için çeşitli malların son tüketilen birimlerinin marjinal faydalarını eşitlemişti. Jevons,
analize malların fiyatlarını da dâhil etti: Tüketicinin fayda azamileştiren tüketimi,
farklı malların tüketilen son birimlerinin marjinal faydalarının, malın fiyatına
oranlarının eşit olduğu noktada gerçekleşecekti.
III.2.1. “Politik İktisat”tan “İktisat”a
“Polis” sözcüğü kent veya toplum; bu sözcükten türetilmiş “political” sözcüğü
ise, kente/topluma ait anlamına gelmektedir. Politik iktisat teriminin, bu doğrultuda,
insan toplumlarının iktisadını çağrıştırdığını söyleyebiliriz. Nitekim, politik iktisat
bilimi, klasiklerde insan toplumlarının iktisadı olarak ele alınmıştır.
Faydacı iktisatçılar ve sonrasında marjinalistlerin yöntemsel bireyciliği
benimsemeleriyle ve iktisadı rasyonel, atomistik, haz azamileştirici bireylerin tercih
kuramı olarak
formüle etmeleriyle, bilim, politik niteliğinden tamamen kopmuştur.
Politik iktisat isminin 19. yüzyılın sonlarına kadar baskın kullanım olarak
kalmasına rağmen, “19. yüzyılın yarısından sonra, ekonomi politik rahatsız edici
gelmeye başlamıştı. Daha 1863’te ekonomi politik yerine, insan isteklerinin tatmin
edilmesi çabasının
teorisi olarak plutology teklif edilmekteydi” (Üşür, 2003: 226).