Aşıq Şəmşirin anadan olmasının



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/116
tarix08.07.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#53808
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   116

 

 

 



 

51 


ların doğal bir sonucu olarak görülebilir. Uzakta bulunan talip-

lerini  sık  sık  ziyaret  edemeyen  dedeler  taliplerin  dedelik  hiz-

metleri  yokluğunda  da  sürsün  diye  bu  çözümü  bulmuşlardır. 

Büyük ölçüde Ocakzade dedelerle taliplerin arasındaki coğrafi 

uzaklıktan  kaynaklanan  bu  uygulama,  uzun  vadede  ocakzade 

dede-dikme  dede  ve  ocakzade  dede-talip  ilişkilerinde  zayıfla-

maya  ve  kopmaya  yol  açmış  ve  sonuçta  yeni  ocakların  ortaya 

çıkmasına  yol  açmıştır.  Görüştüğümüz  birçok  ocakzade  dede 

ocak sayısındaki artışı bu etkene bağlamaktadırlar. Bazı bölge-

lerde, ocakzade şekline dönüşen bu dikme dede aileleri zaman-

la oldukça etkili bir hale gelmişlerdir. 

 

4-Diğer  Dedeler/Babalar  (Dedebaba  geleneği  dışında 



bulunan dinsel önderler): Daha çok Batı Anadolu, Trakya ve 

Balkanlar’da  bulunan  Alevi-Bektaşi  grupların  bağlı  olduğu 

Kızıl  Deli  (Kızıl  Deli  veya  Seyyid  Ali  Sultan  Ocağı  aynı 

zamanda bağımsız ocakzade geleneğinde de mevcuttur. Bağım-

sız  ocakzadeler  dışındaki  babalara  bağlı  olanlar  bugün  Bulga-

ristan  Yablanova,  Trakya  ve  İstanbul’da  yaşamaktadırlar.), 

Amucalı,  Bedreddini  ve  Babai  (Babai  Bektaşiler  kendilerini 

Otman  Baba  veya  Şücaettin  Veli  Dergahı’na  bağlı  saymakta, 

buradaki  dinsel  önderi  ocak  piri  olarak  kabul  etmektedir.) 

Bektaşi  babaları  bu  grup  içinde  değerlendirilebilir.  Bunların 

bazı  Bedreddini  kolları  gibi  Dedebaba  geleneğine  bağlanmış 

olanları  da  mevcuttur.  Musahiplik  kurumu  bakımından  Dede-

baba  geleneğinden  ayrılmakta,  Dedebabalıkta  varolan  dinsel 

hiyerarşik sistem bunlarda işlememektedir. (Dedebaba geleneği 

ile ilgili bkz. Noyan, 1987) 

Anadolu’da  Ocak  sistemi  şeklinde  örgütlenmiş  olan  De-

delik kurumu Anadolu ve Balkanlar’daki Kızılbaş-Alevi toplu-

lukların  hayatında  yüzyıllardır  büyük  nüfuza  sahip  olmuştur. 




 

 

 



 

52 


Zaman içerisinde yaşanan sosyo-ekonomik dönüşüme rağmen, 

Dedelik  Kurumu  farklılaşarak  da  olsa  kentlerde  varlığını  sür-

dürmektedir. Büyük ölçüde kırsal hayatın ihtiyaçları doğrultu-

sunda kurumlaşmış bulunan ve bu hayata uygun işlevlerle do-

nanmış  bulunan  bu  kurum,  Alevilerin  kentleşmesi  ve  Türki-

ye’nin iç sosyo-politik dönüşümü sürecinde önemli sıkıntılarla 

karşılaşmış  ve  bugün  dahi  bu  sorunların  etkisiyle  bir  geçiş 

aşaması içerisinde bulunmaktadır.  

Geleneksel  olarak  Dedelik  sadece  dinsel  hiyerarşik  bir 

pozisyon  olmayıp,  sosyal,  siyasal,  eğitsel,  hukuksal  vb.  Nite-

likleri  de  bünyesinde  barındırmıştır.  Bütün  bu  niteliklere  kut-

sallık  katan  ana  unsurun  ise  Dedelerin  sahip  olduğu  dini/ma-

nevi  güç  olduğu  unutulmamalıdır.  Dedelerin  sahip  oldukları 

yetkiler  ve  yaptırım  güçleri  yüzyıllar  boyunca  Alevi  topluluk-

ların  sosyal  düzenini  saрlayan  çok  etkili  bir  güç  olmuş  ve  bu 

şekilde  farklı  bölgelerde  yaşayan  Aleviler,  yüzyıllarca  aynı 

gücün  yani  Dede  ailelerinden  oluşan  Ocak  sisteminin 

oluşturduğu iç disiplini altında yaşamışlardır.  

Alevi  yolunun  ilkelerine  göre  “eri  erden  seçen  kördür” 

şeklinde ifade edilen ve bütün ocakları bir gören bir yaklaşım 

söz  konusu  olmakla  birlikte,  gerek  ocaklar  arasında  gerekse 

ocak içinde uygulanmakta olan  “El ele el Hakka Sistemi” çer-

çevesinde  Dedeler  arasında  mürşitlik,  pirlik  ve  rehberlik  bağı 

vardır. Bir başka deyişle her bir Alevi talip nasıl bir ocağa yani 

Dede ailesine bağlıysa, her bir Dede de aynı şekilde bir başka 

Dede’nin talibi konumundadır. Dede’nin de talibin de Yol içe-

risinde  bir  mürşidi  olup,  onun  tarafından  sorulmakta,  görül-

mektedir.  

Ocaklar şeklindeki bu örgütlenme, yüzyıllardır Anadolu’-

nun birbirinden çok uzak bölgelerinde yaşayan Aleviler arasın-

da  iletişimi  de  sağlayan  yegane  araç  olmuş  ve  bu  işlevini  de-



 

 

 



 

53 


deler  aracılığıyla  yerine  getirmiştir.  Alevi  ocaklarının  değişik 

bölgelerde  yaşayan  topluluklar  üzerinde  farklı  nüfuz  alanları 

bulunmaktadır.  Ocakzade  dedeler,  istisnai  durumlar  dışında, 

kendilerine bağlı bölgeler ve köyler dışındaki yerlerde faaliyet-

te  bulunmazlardı.  Taliplerde  de  böyledir,  yani  babası  hangi 

ocağın talibiyse ya da hangi ocaktansa, o da mutlaka o ocağın 

talibi  olurdu.  Her  ocak  belli  nüfuz  alanlarına  sahiptir.  Ancak 

çeşitli  nedenlerle  bağlı  bulundukları  ocak  ve  dedeleri  bulun-

mayan Alevilerin, başka ocakzade dedelere bağlandıklarına da 

rastlanmaktadır.  

Aleviliğin temel ilkelerinin yazılı olduğu “Buyruk” kitap-

larından,  diğer  yazılı  kaynaklardan  ve  yaptığımız  alan  araştır-

malarından elde ettiğimiz verilere göre geleneksel hayatta Ale-

vi Dedeleri şu niteliklere sahip bulunmaktaydılar:  

1.Bir  ocaktan  (ocakzade)  gelmek,  yani  Evlad-ı  Resul  ol-

maları  ve/veya  hizmet  veya  keramet  yoluyla  mürşitlik  payesi 

kazanmış  bir  erenin  soyundan  gelen  ocakzade  bir  aileye 

mensup olmak,  

2. Bilgili, eğitici ve terbiye edici olmak,  

3.  Adaletli,  ahlaklı  ve  örnek  insani  özelliklere  sahip  ol-

mak,  

4. Alevilik’te temel inanç esaslarını ve uygulamayı göste-



ren  “Buyruk”  kitaplarında  yazılı  esaslara  ve  yerleşmiş  gele-

neksel Alevilik esaslarına uyuyor olmak. 

    Alevi  dedelerinin  geleneksel  yapı  çözülmeden  önce 

başlıca işlevleri şu şekilde sınıflandırılabilir:  

1.  Sosyal  ve  dinsel  bakımdan  topluma  önderlik  etme  ve 

davranışlarıyla, yaşantısıyla örnek olma,  

2. Toplumu irşat (aydınlatma) ve bilgilendirmek, 3. Top-

lumda birliği ve dayanışmayı sağlamak,  




Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   116




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə