Newton daha küçük yaşlarında ağaçtan mekanik
modeller yapmaya koyulmuştu. Eline geçirdiği testere,
çekiç ve benzer araçlarla ağaçtan yel değirmeni, su
saati, güneş saati gibi oyuncaklar yapıyordu. El becerisi
dikkat çeken bir incelik sergiliyordu.
İlk ve Orta öğrenimi sürecinde sıradan bir öğrenciydi.
Yalnız ve annesiz ve babasız büyümenin verdiği
yoksunlukla her işi kendine dönük olarak çözümlemek
çabası içinde oldu. Özellikle başarıyı paylaşmayı pek
bilmiyordu.
90
1661'de Cambridge Üniversitesi'ne
girdi, öğrenimini
üç yıl içinde tamamladı. Barrow adında bir matematik
profesörü öğrencisinin büyük yeteneklerini tanımakta
gecikmedi ve daha sonra kürsüsünü ona bırakmak için
1668'de istifa etti.
Veba salgınından dolayı üniversite 1665 ve 1667
yılları arasında iki yıl kapalı kaldı. Newton doğduğu
çiftlik evine döndü ve burada geçirdiği iki yıl içinde
matematik, optik ve gök mekaniği alanlarındaki büyük
buluşlarının temellerini attı.
91
Voltaire'in, Newton'un yeğeninden duyduğunu
söylediği ünlü
"düşen elma"
öyküsü de çiftlikte
geçen bu döneme aittir.
Newton, bu kısa dönemde şimdiki
"diferansiyel
hesap"
metodunu bulur,
“beyaz ışığın bileşik
niteliğini”
ortaya çıkarır ve en önemlisi,
“evrensel
yerçekimi hipotezine”
ulaşır.
Einstein,
"Bilim adamı umduğu başarıya otuz
yaşından önce ulaşamamışsa, daha sonra bir şey
beklemesin!"
demişti. Newton yirmi beş yaşına
geldiğinde en büyük kuramlarını oluşturmuştu bile.
92
Newton
Cambridge Üniversitesi'ne
döndüğünde okutman olarak
görevlendirilir. Ama çok geçmeden
üniversitenin
en saygın matematik
kürsüsüne, profesör olarak atanır.
Newton ilk kez 1671'de kendi icat
ettiği bir yansıtıcı teleskopu Kraliyet
Bilim Akademisi (The Royal Society)'ne
sunmakla kamu önüne çıkar.
Teleskopun
büyük ilgi toplaması üzerine Newton,
1672'de Kraliyet Bilim Akademisi'ne
üye seçilir.
93
Akademiye ilk sunduğu bilimsel bildirisi,
onun
"şimdiye dek doğanın işleyişi ile
ilgili yapılmış en garip felsefi buluş"
diye
nitelediği ve altı yıl önceki bir
çalışmasının sonucu olduğu halde o
zamana dek açıklamadığı bir buluşuyla
ilgiliydi.
Peki, Newton'un nerdeyse ihmal
ettiği bu buluş neydi?
94
Bunun için karanlık bir odaya yerleştirdiği
prizmaya Güneş ışığını göndererek renklere
ayırmış ve daha sonra prizmadan çıkan bu
renkli ışınları ince kenarlı bir mercekle bir
noktaya toplamak suretiyle de tekrar beyaz
ışığı elde etmiştir. Ayrıca her rengin belirli
bir kırılma indisi olduğunu da ilk bulan
Newton'dur.
95
Bu buluş, bildiğimiz
gün ışığının
bize beyaz
görünmesine karşın aslında
pek çok rengin bir
karışım veya bileşiminden meydana geldiğinin
kanıtıydı ki, pek çok bilim adamı için erişilmesi
güç bir ün için yeterliydi. Sonuç beklenilenin
üstünde deneysel kesinlik ve açıklıkta olmasına
karşın, Newton hiç hoşlanmadığı eleştirilerden
kurtulamadı.
Ancak, Newton'un buluşu ile ışık üzerindeki
teorileri sarsılan iki bilim adamının (Hollandalı
fizik bilgini Christian Huygens ile İngiliz bilgini
Robert Hooke) eleştirileri Newton‘un canını
sıkacak denli ciddiydi.
96
Bu tür tartışmalardan hoşlanmayan Newton, küskünlük
havası içinde büsbütün içine kapanır. Ne buluşlarını
yayınlama, hatta ne de, gençliğinde tutkuyla bağlandığı
bilimsel çalışmaları sürdürme isteği kalır içinde,
Örneğin
Optics
adlı son derece önemli yapıtını, ancak
kendisine karşı çıkan Hooke'ın ölümü üzerine, 1704'te,
yayınlama yoluna gider.
97
Newton içine kapalı, gösterişten
hoşlanmayan, polemikten kaçan bir kişiydi.
Pek çok bilim adamının tersine, onda
buluşlarını yayınlama arzusu yoktu. Dostu
Edmund Halley'in
(Halley kuyruklu yıldızını
bulan astronom) teşvik ve ısrarı olmasaydı,
bilim dünyasının en büyük yapıtı sayılan
“Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri”
(1687'de yayınlanan kitap genellikle
"Newton'un Principia'sı"
diye bilinir) belki
de hiç bir zaman yazılmayacaktı.
98
Newton, 17. yüzyılda ortaya çıkan ve çözüm gerektiren
bazı problemlerden yola çıkarak
“Diferansiyel İntegral
Hesabı”
bulmuştur.
Bu problemlerden ilki,
bir cismin yol formülünden, herhangi
bir andaki hız ve ivmesini, hız ve ivmesinden ise aldığı yolu
bulmaktı. Buradaki güçlük, herhangi bir andaki hız,
herhangi bir andaki ivmenin hesaplanması (hızın veya
ivmenin bir andan diğer bir ana değişmesini belirlemek) idi.
Ansal hız bulunurken, verilen bir an içinde alınan yol ve
süre sıfırdır; sıfırın sıfıra oranı ise anlamsızdır. Bu biçim
hız ve ivme değişimleri diferansiyel hesap ile bulunabilir.
99
Dostları ilə paylaş: |