B biLİmsel devrim ve aydinlanma çAĞi bir bayrak yarışı gibi; bu çağı da diğer çağın bittiği



Yüklə 4,77 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/14
tarix26.09.2018
ölçüsü4,77 Mb.
#70514
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14

Sarkaçlı saatler kullanılmaya
başlandıktan sonra, önemli bir sorun
ortaya çıkmıştı; bu saatler, 
Yeryüzü'nün
farklı bölgelerinde farklı işliyorlar ve
bazı bölgelerde ileri gittikleri halde,
bazı bölgelerde geri kalıyorlardı; 
bunun
nedeni ne olabilirdi?
108


Newton, bu farklılığın Yer'in biçiminden
kaynaklandığını düşünmüş ve öteden beri
savunulan Yer'in ideal bir küre biçiminde olduğu
görüşünü bir yana bırakmıştır. Ona göre, Yer
sferoid biçiminde olmalıdır. Çünkü ancak bu
durumda, basık olan bölgelerde (kutuplar
çevresinde), yerçekimi etkisinin az olması
nedeniyle sarkaç periyotları büyüyecek, şişkin
olan bölgelerde (ekvator çevresinde) ise
yerçekimi etkisinin çok olması nedeniyle sarkaç
periyotları küçülecektir.
109


1673'te  Hollandalı  bilim  adamı  Christian  Huygens,
sarkaçlı saatler üzerindeki ünlü kitabından Newton'a
bir nüsha gönderir. Huygens bu kitabında, merkezkaç
yasasını da geliştirmiştir.
Newton, bu yasanın
kendisinin altı yıl önce ulaştığı sonuçtan matematiksel
olarak çıkarılabilir olduğunu hemen gördüğü, o sırada
tuttuğu bir nottan anlaşılmaktadır. 
Fakat aradan bir
altı   yıl   daha   geçtiği   halde   Newton   herhangi   bir
açıklamada bulunmaz.
110


Sonunda, 1679'da, gene Robert Hooke'la tutuştuğu
bir tartışma üzerine, yeniden çalışmaya koyulur; çok
geçmeden,  Kepler'in  ilk  iki  yasasının  da  yerçekimi
hipotezinden çıkarılabilir olduğunu kanıtlar. Ne var ki,
sonucu  yazıp  açıklamaktan  hâlâ  kaçınmaktadır.  Bir
süre daha bu konuyu bir yana iterek kendisine daha
önemli görünen teolojik sorunlara daldığı görülür.
111


Bu arada büyük astronom Halley de 
"mesafenin karesi ile
ters
orantılı"
hipotezinin
Kepler'in
üçüncü
yasasını
açıkladığını anlar, fakat tüm çabasına karşın kanıtlayamaz
bunu. Halley, dostu Robert Hooke‘ın da problemin
hakkından  gelemeyeceğini  görünce,  Cambridge'e  giderek
Newton'a
başvurur.
Newton
çok
önceleri
yaptığı
matematiksel  kanıtı  hatırlar,  ama  kanıtı  taşıyan  notlarını
bulamaz.  Halley'in  ısrar  ve  teşvikiyle  kanıt  çalışmasına
girişen  Newton  çok  geçmeden  sorunu  çözer  ve  çözümü
kapsayan notlarını 1684-1685 döneminde ders notu olarak
kullanır.  Halley'in  sürekli  destek  ve  ısrarı  sayesinde  bu
notlar sonunda bilim tarihinin en ünlü kitabı sayılan 
"Doğa
Felsefesinin
Matematiksel
İlkeleri"
adlı
başyapıtı
oluşturur.
112


Yoğun  bir  çalışma  ile  kitabını  18  ayda  tamamlayan
Newton, 1685'te yerçekimi ile ilgili hipotezinin kesin
ispatına ulaşır. Buna göre:
“Evrende   var   olan   herhangi   iki   cisim   birbirlerini
kütlelerinin  çarpımı  ile  doğru,  aralarındaki  mesafenin
karesi ile ters orantılı olarak çekerler.”
Matematiksel olarak:
F = Gm1m2
d2
113


İşte bu ilkenin sağladığı ışık altındadır ki, Newton
elmanın yere düşmesi ile dünyanın güneş çevresinde
dolaşması gibi birbirinden pek uzak ve farklı görünen
olguları bir kategoride düşünme ve açıklama olanağını
elde  etmiştir.  Newton‘un  uzun  süre  açıklamaktan
çekindiği hipotez, kapsamı o derece geniş, içerdiği
olgular   o   derece   çeşitli   ki,   nihayet   
"Evrensel
Yerçekimi Yasası" 
gibi büyük bir kimlik kazanır.
114


Newton, gelgit olgusunu da, Evrensel
Çekim Yasası çerçevesinde açıklamış
ve bu olgunun, Yer'in kendi
çevresindeki dönüşünden ve Ay'ın
çekiminden kaynaklandığını
söylemiştir.
115


Kepler gezegenlere ilişkin üç yasasıyla Güneş sisteminin
işleyişini özetlemişti. Bu genellemeler güvenilir gözlem
ve ölçme sonuçlarına dayanıyordu. Ancak onları
açıklayan, başka bir deyişle, 
"niçin başka türlü değil de
böyledir?"   
sorusuna   yanıt   veren   teoriyi   Kepler'de
bulamamaktayız. Böyle açıklayıcı, gözlem sonuçlarını ve
o sonuçlara dayalı genellemeleri açıklayan bir teori için
Newton‘u beklememiz gerekmiştir.
116


Kendisine
sorulduğunda
başarısını
iki
nedene
bağlıyordu:
(1) devlerin omuzlarından daha uzaklara bakabilmesi,
(2)  çözüm  arayışında  yoğun  ve  sürekli  düşünebilme
gücü.
Gerçekten  işe  koyulduğunda  çoğu  kez  günlerce  ne
yemek  ne  uyku  aklına  gelir,  kendisini  çalışmasında
unuturdu.
117


Newton eşsiz yapıtıyla bilim dünyasını adeta
büyüler; deyim yerindeyse, ona yarı-ilâh
gözüyle bakılmaya başlanır. Öyle ki, dönemin
tanınmış bir matematikçisi, 
"Acaba O'nun da
bizler gibi yeme, içme ve uyuma türünden
günlük gereksinmeleri var mıdır?" 
diye
sormaktan kendini alamaz.
118


Yüklə 4,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə