Bakara sûresi


(165-) Ve minen Nasi men yettehızü min dunillâhi endaden yuhıbbunehüm kehubbillâh* velleziyne amenu eşeddü hubben Lillah* velev yerelleziyne zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete Lillahi cemiy'an, ve



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə48/75
tarix18.06.2018
ölçüsü2,66 Mb.
#49328
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   75

(165-) Ve minen Nasi men yettehızü min dunillâhi endaden yuhıbbunehüm kehubbillâh* velleziyne amenu eşeddü hubben Lillah* velev yerelleziyne zalemu iz yeravnel azabe ennel kuvvete Lillahi cemiy'an, ve ennAllahe şediydül azab;


* İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi! 282

Kim ki Allah’tan gayri putlar ittihaz ettiyse, başka şeylere yönelmişse onları Allah’ı seviyor gibi sevmişlerse, mü’minlerde Allah’ı şiddetle sevdiler.

Eğer sen o zâlimleri görmüş olsan yani Allah’tan gayrini seven, putlara yönelen kimseleri görmüş olsan, onlar azabı gördükleri zaman sen onları görmüş olsan, muhakkak ki bütün kuvvet Allah’ındır, Allah’ın azabıda çok şiddetlidir.

إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُواْ مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ وَرَأَوُاْ الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الأَسْبَابُ


(166-) İz teberraelleziynet tübiu minelleziy-nettebeu ve raevül azabe ve tekattaat Bihimül esbab;


* Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar, aralarındaki bütün bağlar kopacaktır.

Allah’ın azabının şiddetli olduğunu keşke bilselerdi, nitekim kendilerine uyulanlar azabı görünce uyanlardan uzaklaşacaklar ve aralarındaki bağlar kopacaktır.

وَقَالَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّؤُواْ مِنَّا كَذَلِكَ يُرِيهِمُ اللّهُ

أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُم بِخَارِجِينَ مِنَ النَّارِ


(167-) Ve kalelleziynet tebeu lev enne lena kerraten feneteberrae minhüm kema teberrau minna* kezâlike yüriyhimullahu a'malehüm haseratin aleyhim* ve ma hüm Bi hariciyne minennar;


* Uyanlar şöyle derler: “Keşke dünyaya bir dönüşümüz olsaydı da onların şimdi bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşsaydık.” Böylece Allah, onlara

283


işledikleri fiilleri pişmanlık kaynağı olarak gösterir. Onlar ateşten çıkacak da değillerdir.

Uyanlar, keşke bizim için dünyaya bir dönüş olsa da bizden uzaklaştıkları gibi bizde onlardan uzaklaşsak derler, hani dünyada kim kimin peşinden gitmişse onlarda azabın karşısına getirildikleri zaman nasıl bir zor halde olacaklar ve o kendilerine uyulanlar uyanlardan kaçacaklar ahirette, yakalarına yapışıp hesap sormasınlar diye, uyanlar, dünyadaylen onların peşlerinden gittik ama tekrar geriye dönsekte bir daha onların peşlerinden gitmesek, yanlış iş yapmasak derler, böylece Allah onlara hasretini çekecek-leri işlerini gösterir, onlar cehennemden çıkmayacaklardır.

يَا أَيُّهَا النَّاسُ كُلُواْ مِمَّا فِي الأَرْضِ حَلاَلاً طَيِّباً وَلاَ تَتَّبِعُواْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

(168-) Ya eyyühenNasu külu mimma fiyl Ardı halalen tayyiben, ve la tettebiu hutuvatişşeytan* innehu leküm adüvvün mübiyn;


* Ey insânlar! Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.

Ey insânlar yeryüzünde helâl ve temiz şeylerden yeyin, yani nefsi emmâre yoluyla gelen bilgileri değil de İlâh-î hakikat yoluyla gelen bilgileri edinin, ruhani gıda bakımından, maddi gıda bakımındanda kazancınızı yiyin yani çalıp çırpıpta haksız yere kazandığınız şeylerden yemeyin, sakın ha şeytanın arkasından gitmeyin onun arkasından adımlarını izlemeyin, muhakkak ki o sizin için açık bir düşmandır.

إِنَّمَا يَأْمُرُكُمْ بِالسُّوءِ وَالْفَحْشَاء وَأَن تَقُولُواْ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ 284

(169-) İnnema ye'muruküm Bissui vel fahşai ve en tekulu alAllahi ma la ta'lemun;


* O, size ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.

O size mutlaka emreder, kötülüğü, fuşuhyatı size emreder, yani şeytanla arkadaşlık edersen, Allah’a karşı bilmediğiniz şeyi söylemenizi emreder, yani Allah’ın hakkında yanlış bilgilerle konuşmanızı emreder.

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا أَنزَلَ اللّهُ قَالُواْ بَلْ نَتَّبِعُ مَا أَلْفَيْنَا عَلَيْهِ آبَاءنَا أَوَلَوْ كَانَ آبَاؤُهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ شَيْئاً وَلاَ يَهْتَدُونَ

(170-) Ve iza kıyle lehümüttebiu ma enzellAllahu kalu bel nettebiu ma elfeyna aleyhi abaena* evelev kâne abaühüm la ya'kılune şey'en ve la yehtedun;


* Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyun!” denildiğinde, “Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!” derler. Peki ama, ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların yoluna uyacaklar)?

Kötü yolda olanlara yani şeytana uyanlara, Allah’ın indirdiğine tabi olun şeytanlara tabi olmayın denildiği zaman, o kimseler derler ki, babalarımızı o fiilleri yapar halde bulduğumuz şeye tabi oluruz derler, onların babaları bir şey akledemeyen kimseler olsalarda mı yine siz babalarınıza tabi olacaksınız ve hidÂyet ehli olmadıkları halde onların yolunda mı gideceksiniz.

وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لاَ يَسْمَعُ إِلاَّ دُعَاء وَنِدَاء صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ

(171-) Ve meselülleziyne keferu kemeselilleziy yen'ıku Bi ma lâ yesmeu illâ duaen ve nidaen, summün bükmün umyün fehüm la ya'kılun;


* İnkâr edenleri imâna çağıran (peygamber) ile inkâr

285


edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.

O kâfirlerin misali şuna benzer ki, ona birisi haykırır o duymaz, yani birisi ona seslenir, sesleneni duymaz, duyar ama bir sesleniş olarak bir nida olarak duyar, öylece ilgisini çekmeyen bir ses gibi duyar, çünkü sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler ve onların akılları da yoktur, hani bazen meselâ Ezân-ı Muhammedi okunuyorken ilgili olanlar onu dinlemeye hazırlanıp vaktini tespit etmeye çalışırlar fakat bazıları sabah, akşam ezan okunur o nameyi duyar ama hiç birşeyin farkında değildir, sesleri duyarlar ama onlarda bir ilgi uyandırmaz, bilgi uyandırmaz, zâhirî ifadesi bu olduğu gibi bâtıni ifadeleri de vardır, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akılları yoktur o halde bunlar insân vasfını kaybetmişlerdir, çünkü bunlarda insânı insân yapan özellikler, atıl olduğundan bunların halleri zâten tabii bir zulmet içerisinde olmaktır.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُلُواْ مِن طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُواْ لِلّهِ إِن كُنتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ


Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   75




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə