Bir millətik, iki dövlət Eyni arzu, eyni niyyət



Yüklə 6,1 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/235
tarix06.05.2018
ölçüsü6,1 Mb.
#42317
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   235

Azərbaycan – Türkiyə münasibətləri II beynəlxalq elmi konfransının materialları 

21 


 

Turkey  and  Azerbaijan  have  a  bond  of  unique  sisterhood  in  the  world.  Gazi  Mustafa  Kemal  Atatürk 

described it as “Azerbaijan's happiness is our happiness and its grief is our grief” and Haydar Aliyev said “We 

are one nation in two states”. 

Since the AK Party came to power in 2002, relations have gained a great deal of vitality. In this context, 

the "Strategic Partnership and Mutual Aid Agreement" between the two countries was concluded with the 

visit  of  President  Abdullah  Gül  to  Azerbaijan  on  16-17  August  2010,  and  the  10th  President  of  the  Turkic 

Speaking  Countries  held  in  Istanbul  on  15-16  September  2010.  Prime  Minister  R.  Tayyip  Erdogan  and 

Azerbaijani President Ilham Aliyev signed a "Joint Statement on the Establishment of a High Level Strategic 

Cooperation Council" between the two countries in order to strengthen bilateral relations. The Council has 

so far convened five times and the fifth meeting was held in Ankara on 15 March 2016. 

Turkey and Azerbaijan  also play a leading role in  the development of cooperation  forums on  regional 

issues. In this framework, the mechanism of the Quad Meetings of Foreign Ministers, established by Iran and 

Georgia, is an important function of the two countries. 

Turkey is actively participating in the work of the Minsk Group operating in the framework of the OSCE 

in  order  to  find  a  peaceful,  just  and  lasting  solution  to  the  Nagorno-Karabakh  conflict,  which  is  the  most 

important foreign policy problem of Azerbaijan and in the frame of international law. Since 1993, Turkey has 

been keeping its Armenian borders closed. 

Today, Turkey and Azerbaijan are two independent, sovereign, rapidly developing, sister countries that 

grow  and  enrich  every  day.  The  two  countries,  throughout  history,  look  at  the  future  from  a  common 

window, as they are in a fateful union; they are shaping today and tomorrow in cooperation. 

Key Words: Turkey, Azerbaijan, Bilateral Relations, R. Tayyip Erdoğan, İlham Aliyev. 

Giriş 

20.  yüzyılın  en  büyük  jeopolitik  sarsıntılarından  biri,  1991  yılında  Sovyet  Sosyalist  Cumhuriyetler 



Birliği’nin  dağılmasıydı.  Siyasal  literatürde  “Bağımsızlıklar  Geçidi”  olarak  adlandırılan  bu  dönemde  bir  arada 

bulunan  ülkeler  çözülmüş  ve  her  biri  bağımsızlıklarını  ilan  etmiştir.  Azerbaycan  Parlamentosunda  17  Kasım 

1991’de bağımsızlık belgesi onaylanarak 31 Aralık’ta dünyaya duyurulmuştur. Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilk 

tanıyan  ülke  Türkiye  olmuştur.  Azerbaycan,  Ocak  1992’de  Birleşmiş  Milletlere  girmiş,  böylece  bağımsızlığı 

uluslararası  teşkilatlar  tarafından  resmen  onaylanmıştır[1].  İki  ülke  arasındaki  diplomatik  ilişkiler  ise  Ocak 

1992’de Ankara’da Azerbaycan ile imzalanan Dostluk ve İşbirliği Antlaşması ile tesis edilmiştir[2]. 

Türkiye için Azerbaycan ortak dil, kültür ve tarihi paylaştığı önemli bir ülkedir. Türkiye, başından itibaren, 

Azerbaycan  ile  yakın  ortaklık  ilişkileri  geliştirmeye  başlamış  ve  yeni  bağımsız  bir  Cumhuriyet  olarak  çeşitli 

güçlüklerle  karşılaşan  Azerbaycan’ın  bu  zorlukların  üstesinden  gelebilmesinde  kuvvetli  destekçisi  olmuştur. 

Türkiye, Azerbaycan’ın  bağımsızlığının pekiştirilmesi, toprak bütünlüğünün  korunması ve Hazar  Denizi’ndeki 

doğal kaynaklarından gelen ekonomik potansiyelinin hayata geçirilmesinin gerekli olduğunu düşünmektedir. 

Bir  diğerinin  egemen  eşitliğine  karşılıklı  saygı  temeline  dayanan  Türkiye-Azerbaycan  ilişkileri  sadece  siyasi 

alanda  değil,  ekonomi,  ticaret,  eğitim,  ulaştırma,  telekomünikasyon,  tarım,  sosyal  güvenlik,  sağlık,  kültür, 

bilim, turizm gibi her alanda gelişmeyi sürdürmektedir. İki ülke arasındaki ilişkilerin ahdi temelini oluşturmak 

üzere  çok  sayıda  Anlaşma  imzalanmıştır.  Üst  düzey  temaslar  ve  her  seviyede  ziyaretler  düzenli  ve  sık  bir 

şekilde gerçekleştirilmektedir[3]. 

Bugün  Türkiye  ve  Azerbaycan  iki  kardeş  ve  dost  devlettir.  Her  iki  devlette  yaşayan  millet  aynı  etnik 

kökene mensuptur. Türkiye’de yaşayan Türkleri Azerbaycan’daki Türklerden ayıran tek özellik sadece kimlik 

farklılığı ve biraz da dilde olan bazı gramer farklılıklardır. Aslında dil farklılığının mevcut olması çok doğaldır. 

Çünkü Türkiye içinde bile Erzurum’da yaşayanla, İstanbul’da yaşayan Türk’ün Türkçesi arasında belli bir şive 

farklılığı bulunmaktadır. Tabiatıyla Azerbaycan ve Türkiye her ne kadar aynı ırktan gelen insanların yaşadığı iki 

ayrı devlet olsa da, sonuç olarak arada coğrafi farklılık mevcuttur. Bu yüzden Azerbaycan devleti ile Türkiye 

Cumhuriyeti  arasında  bugün  siyasi  boyutlara  varan  ilişkilerin  olması  çok  doğaldır.  Son  iki  yüzyıllık  süreci 

incelediğimiz  zaman  Azerbaycan  ve  Türkiye’nin  tarihsel  olaylar  çerçevesinde  birbirlerine  iyi  günde  ve  kötü 

günde  kenetlendiklerinin  şahidi  olmaktayız.  Önce  1918  yılında  Azerbaycan  Demokratik  Cumhuriyeti 

kurulduğu zaman, Osmanlı Azerbaycan’a kardeş elini uzatarak, Azerbaycan’ı Rus istilasından korumuştur[4]. 




Azərbaycan – Türkiyə münasibətləri II beynəlxalq elmi konfransının materialları 

22 


 

Daha  sonra  ise  Osmanlı’nın  dış  güçlerce  parçalanarak,  yerini  Türkiye  Cumhuriyeti’ne  bıraktığı  bir  dönemde 

Türkiye bir  Kurtuluş  savaşı mücadelesi  vermiştir.  Kurtuluş Savaşı’nda  Azerbaycan  diğer  Türk  Cumhuriyetleri 

gibi yardımını Türkiye’den esirgememiştir[5]. 

Türkiye-Azerbaycan  ilişkilerinde  zaman  zaman  gerginlikler  yaşansa  da  genellikle  dostluk  ve  kardeşlik 

içinde olunmuştur. Özellikle Sovyetlerin yıkılmasından sonraki dönemde iki devlet daha da yaklaşmış stratejik 

ortaklık düzeyine ulaşmıştır. Bu durum sosyal, ekonomik ve siyasi alanda etkisini göstermiş ve iki ülke ortak 

hareket ederek bölge siyasetine yön vermiştir. Hatta bu durum ihmale varan aşırı güvene sebep olmuştur. Bu 

güven  devletlerin  birbirini  ihmal  ederek  yeterince  tanımamasına  sebep  olmuştur.  Bu  sonuç  Türkiye- 

Ermenistan  yakınlaşmasında  kendisini  açık  olarak  göstermiştir.  Türkiye  ve  Ermenistan  arasında  imzalanan 

protokoller Azerbaycan Türkiye ilişkilerinin gerilmesine, hatta ilişkileri kopma noktasına getirmiştir. Problem, 

sonrasında ilişkileri iyileştirmek  için her  iki ülke yetkilileri büyük çaba sarf etse de taraflarda onarılmaz izler 

bırakmıştır. Bu sonuç iki ülke ilişkilerinin aslında tekrar ele alınması ve yeni temeller üzerine oturtulmasının 

gerekliliğini göstermiştir[6]. 

1. İlham Aliyev Dönemi Azerbaycan Dış Politikası ve Türkiye 

Azerbaycan  bağımsızlık  sonrası  dönemde  birbirinden  farklı  özelliklere  sahip  dönemler  yaşamıştır.  Bu 

dönemler  kendi özelliklerini dış  politikaya da yansıtmıştır. Ancak  her üç dönemde de tarihi,  ekonomik, jeo-

stratejik, demografik, siyasi öğeler  dış politikaya doğrudan etki etmiştir. Bu öğelerin etkisiyle küresel güçler 

bölgeye  ilgi  göstermiş  ve  Azerbaycan’la  yakın  ilişkiye  girmenin  yollarını  aramıştır.  Bu  öğelerin  etki  oranına 

göre  Azerbaycan  dış  politikası  bazen  Rusya’ya,  bazen  Batıya  yönelmiş,  bazen  de  bu  güçler  arasında  denge 

kurmayı amaçlayan denge politikası şeklinde belirlenmiştir. Bu öğelerin dış politika üzerindeki etkisi ile devlet 

bazen ideolojiyi, bazen enerjiyi, bazen de başka bir unsuru dış politikanın ana öğesi yapmıştır[7]. 

Azerbaycan’da başlangıçta, her şeyi Moskova’ya sorarak onun uygun gördüğü şekilde yapmaya çalışma 

politikası, kısa süreli belirsiz dönemden sonra yerini, Rusya ve İran karşıtı politikaya bırakmıştır. Bu aşamayı, 

tekrar  Rusya  yanlısı  politika  takip  etmiştir.  Nihayet,  1993  sonları  itibariyle  Azerbaycan,  denge  politikasına 

yönelmiştir.  2003  yılında  iktidara  gelen  mevcut  Devlet  Başkanı  İlham  Aliyev  de  bu  politikaya  sadık  kalmış, 

sadece bazı niceliksel değişiklere gitmiştir. 

İlham  Aliyev  göreve  başladıktan  sonra  tüm  açıklamalarında  Haydar  Aliyev’in[8]    çizgisini  sürdüreceğini 

vurgulamıştır. 

İlham  Aliyev  yaptığı  açıklamalarda,  Azerbaycan’ın  dış  politikasının  milli  çıkarlara  dayandığını, 

Azerbaycan'ın kendi dış politikasını Azerbaycan  halkının milli çıkarlarına uygun bir  şekilde gerçekleştirdiğini, 

uluslararası kuruluşlarda Azerbaycan'ın nüfuzunun ve rolünün arttığını vurgulamıştır. Bu dış politikanın temel 

amaçlarından biri Azerbaycan'ın küresel ve bölgesel açıdan mücadele değil, işbirliği alanı teşkil etmesi ve bir 

diğeriyse içişlerine müdahaleye kesinlikle müsaade edilmemesi olmuştur.  

İlham  Aliyev  döneminde  Azerbaycan'ın  dış  politikasının  temel  önceliklerinden  biri  de  çok  yanlılıktır. 

Temeli Haydar Aliyev döneminde konan bu çok yanlılık, Azerbaycan’ın jeopolitik konumunun ve uluslararası 

sistemdeki  gücü  bakımından  küçük  devlet  olmasının  mantıklı  bir  sonucu  olarak  oluşmuştur.  Azerbaycan'ın 

İlham  Aliyev  döneminde kabul  edilen  23 Mayıs  2007  tarihli  ilk  Milli  Güvenlik  Belgesi  Azerbaycan’ı; “Batı  ve 

Doğu’nun  kavuştuğu  coğrafyada  bulunan,  Avrupa’nın  temel  değerlerini  paylaşan  ve  Avro  Atlantik  güvenlik 

yapılanmasının  ayrılmaz  bir  halkası  olan  ve  aynı  zamanda,  İslam  dünyasının  bir  parçası  olarak” 

nitelendirmektedir. Milli  Güvenlik  Belgesi’nde  ayrıca, “Azerbaycan'ın  Hazar-Kafkasya  coğrafyasında  bölgesel 

işbirliği  açısından  çok  önemli,  çoğu  zaman  ise  kilit  devlet  olduğu,  bilhassa  enerji  ve  taşımacılık  projelerinin 

gerçekleştirilmesinde eşsiz rol oynadığı” da vurgulanmaktadır.  

Küresel  ve  bölgesel oyuncuların  güç  dengesini dikkate  alan  çok yanlılık,  genelde  Azerbaycan'ın  ve  özel 

olarak da İlham Aliyev iktidarının manevra imkânlarını genişletmiş ve bağımsız dış politika yürütmesine imkân 

sağlamıştır. Kendinden önceki dönemde olduğu gibi İlham Aliyev döneminde de Azerbaycan dış politikasının 

temel  yönünü,  Azerbaycan  topraklarının  Ermenistan  tarafından  işgali  sorununun  (Karabağ  meselesinin) 

çözüm gayretleri oluşturmuştur. 




Yüklə 6,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   235




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə