Bulten sinir sayisi pdf



Yüklə 182,95 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə14/93
tarix05.03.2018
ölçüsü182,95 Kb.
#30613
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   93

42
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
şekilde  kullanırsak  kullanalım  ‘ulus’ 
ve  ‘ulusal  kimlik’  kavramlarıyla  ne 
demek istiyoruz?’ 
Smith çalışma içeriğini ise şöyle açık-
lar;  ‘Bu  çalışma  temel  bir  konuya  –
ulusun  modern  bir  olgu  olması  veya 
olmamasına-  odaklanarak  bu  soru-
lara cevap arar. Bu husus kaçınılmaz 
olarak, tarihsel kayıtların, daha genel 
açıklayıcı  bir  çerçevede  sunduğu  ve 
çoğunun  milliyetçi  bağ  ve  duyguya 
dair delilleri toplamak için milliyetçi-
liğin başlangıç noktası olarak (18. yy 
sonlarını) aldığı dönemlerin çok daha 
gerilerine dönme şansı tanır. Bu genel 
çerçeveler tarihsel ve sosyolojiktir.’ 
 4
Smith,  millet-ulus/milliyetçilik  kav-
ramları için sözü edilen eserde iki aka-
demik görüşü gündemine alır;
“Modernistler;  bu  perspektif  ulusun, 
toplum  ve  tarih  mozaiğinde  bulunan 
doğal  ve  gerekli  bir  unsur  olmadığı-
nı; kapitalizmin, bürokrasi ve 
 
faydacılık  gibi  modern  gelişmelerin 
ürünü yani tamamen modern bir olgu 
olduğunu  öne  sürmektedir.  Milliyet-
çiliğin  çağdaş  koşullara  bütünüyle 
uyum  sağlamış  olmasından  dolayı, 
ulus  bugün  yaygın  bir  şekilde  var 
olsa bile, aslında kökleri ne insan do-
4 Anthony Smith, 
ğasında  ne  de  tarihte  olan,  gerçekten 
de koşulara bağlı bir olgudur. Bu id-
dia ulusun ve milliyetçiliğin neredey-
se  kesine  yakın  bir  şekilde  18.  yy’ın 
ikinci  yarısında  ─biraz  daha  erken 
ya  da  geç  olabilir-  başladığını, Antik 
Çağ’daki ya da Orta Çağ’daki bunlara 
benzer gibi görünen şeylerin tamamen 
rastlantı  ve  istisna  olarak  anlaşılması 
gerektiğini  öne  sürerek  devam  eder. 
Yöntemsel  bakımdan  da  bu  görüş, 
hem  ulusun  yakın  geçmişteki  yaygın 
varlığını hem de modern öncesinde ol-
mamasını, modern endüstriyel uygar-
lıklarla onları önceleyen tarıma dayalı 
uygarlıklar  arasındaki  büyük  farklı-
lıklarla  karşılıklı  olarak  bağlantılı  bir 
şekilde aldığı için ulus ve milliyetçilik 
çalışmaları açısından hareket noktası-
nı  modernliğin  koşulları  ve  süreçleri 
içinde tanımlar.
Basit  anlamda  modernlik  (modern 
koşullar 
si) hiçbir şekilde ulu-
sal kimliği gerçekleştirmenin bir yolu 
değildir. Ne kadar dolaylı olursa olsun 
onun ürünü değildir; ulus ve milliyet-
çilik, modernlik ve modern uygarlıkla 
karşılıklı bir ilişki içindedir ve bu ana 
gövdeden ayrılan bir daldır. 
Modernistler  bir  bakıma  haklıdırlar. 
Batı  Avrupa’da  belli  bir  ulusal  duy-
guya 15.yy’ın sonu ve 16.yy’da rast-
lanırken,  ideoloji  ve  hareket  olarak 
milliyetçilik 18. Yy’ın sonunda ortaya 
çıkan bir olgudur. Ulus-Devlet de si-
yasal bir norm olarak moderndir. Eğer 
Avrupa  devletler  sistemi  1648  yılın-
daki  Vestfalya  Antlaşmasıyla  ortaya 
çıktıysa,  19.yy’a  kadar  bu  devletler 
‘ulus-devlet’e  dönüşmeye  başlama-
mış,  dolayısıyla  ulus-devlet  sistemi 
meydana  gelmemiştir.  Bu  bağlamda 
ulus  ve  ulusal  karakterin  modern  ol-
duğu görülecektir.
Bu  görüşle  ilgili  güçlükler  de  vardır. 
Çünkü  Yunanlıların  ve  Romalıların 
kendi  kültürlerini  paylaşmayan  ve 
kendi  kent-devletlerinden  gelmeyen 
halklara ve Antik Mısırlıların Nübye-
lilere ve Asyalılara bakışı ile Mezopo-
tamya  kültüründen  ve  İncil’den  kay-
naklanan ayrımlar gibi modern ulusal 
kimlik karakter fikrine ilişkin şaşırtıcı 
paralellikler  modern  öncesinde,  hatta 
antik dünyada bile buluruz. Yine An-
tik  dünyada  milliyetçiliğe  benzer  ha-
reketlere de rastlarız. (Pers yayılması-
na karşı İyonya direnişi veya Sezar’ın 
seferine  karşı  Gal  direnişi  gibi  milli-
yetçi hareketleri görüyoruz.)”
 5
 
“O halde, ulusları ve milliyetçiliği ta-
mamen modern olgular olarak değer-
lendirmekte haklı mıyız?”  sorusuyla 
devam ediyor Smith;
  görüş:  Dil,  din,  ırk, 
etnisite  ve  toprağa  dayalı  primorda-
ilist  bağların  önemi  üzerine  Edward 
Shils’in çalışmasından yola çıkarak bu 
görüşü savunanlar etnik toplulukların 
ve  ulusların,  tarihin  doğal  birimleri 
ve  insan  deneyiminin  bütünleştirici 
unsurları  olduğunu  iddia  ederler.  Bu 
önermenin sosyo-biyolojik versiyonu, 
etnisitenin kan bağının uzantısı oldu-
ğunu ve kan bağının da hayatta kalma 
mücadelesi  olduğunu  vurgular.  Aynı 
görüş açısından sosyolojik versiyonla-
rı dili, dini, ırkı, etnisiteyi ve toprağı 
tarih boyunca ortak amaca sahip insan 
gruplarını  örgütleyen  temel  ilke  ve 
bağlar olarak değerlendirmiştir.”
Anthony Smith’in bu görüşe (Primor-
5 Anthony Smith, 
Alain Touraine
Will Kymlicka
Anadolu Aydınlanma Vakfı 
Düşünüyorum Bülteni


Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
43
dialist)  eleştirisi  ise  şöyle;  “Kollektif 
kültürel bağların ve duyguların Antik 
Çağ’dan beri var olduğuna işaret ettik-
lerinde,  iddiaları  bunları  açıklamakta 
yetersiz kalmaktadır. Bu görüşün aidi-
yet  ihtiyacı  veya  dinsel  topluluk  gibi 
(ki  bunu  doğal  olarak  evrensel  bul-
muyor  Smith)  insan  karakteristikleri-
ne  atıf  yaptıklarında,  bu  iddia  edilen 
ihtiyaçlarla ulusların ve milliyetçiliğin 
oluşumu, onun varlığı arasında yeterli 
bağ yoktur.” 
Smith  aynı  eserde  bu  bağı  kendi  ku-
rarak ve geniş toplumsal süreçlerdeki 
rolleriyle  birlikte  sembolizm  ve  mi-
tolojiyi  merkeze  koyan  başlangıçta 
etnie”  kavramının  olduğu  bir  analiz 
yapar; 
etnie 
 
İngilizcede etnik grup ya da topluluk 
kavramını  karşılayan  bir  terim  yok-
tur. Belirsiz bir şekilde ‘halk’ önerilir 
bazen. Yunancada çeşitli kullanım bi-
çimleri var etniğin; arkadaş takımı, in-
san kalabalığı, arı kovanı, kuş sürüsü, 
Platonda haberciler kastı gibi belli bir 
kast  ve  son  olarak  Pagan  anlamında 
kullanılıyor.”
Anthony Smith’e ait ve konu üzerine 
çalışma yapan pek çok sosyoloğun ne-
redeyse  eserlerinin  tamamında  temel 
bir formül gibi referans olarak göster-
dikleri ‘etnik olabilmenin 6 vasfı’ ise 
şu şekilde belirtilmektedir;  
1-Ortak bir isim
2-Köken konusunda ortak bir mit
3-Ortak bir tarih
4-Belirgin ortak bir kültür
5-Belirli bir coğrafyada kurulan bir bağ
6-Dayanışma duygusu.
Etnik  için  kültürel  özgüllük,  yani 
karşılaştırılamaz  olmak  önemli  bir 
nitelik. Tarihsel  bağlam  ve  kültür  bir 
halka  hem  içte  kendini  hem  dışarda-
kilerin gözünde kendini tanımlatır. Et-
nik sembollerin sınır muhafızı olarak 
görev  aldıkları 
  büyük  ölçüde 
mitsel  ve  sembolik  bir  karakter  taşır. 
Mit,  sembol,  bellek  ve  değerler  çok 
yavaş değişen faaliyetlerin ve yapıntı-
ların biçimleri ve üslupları tarafından 
aktarıldığı  için,  etnie  bir  kere  oluş-
tuktan  sonra,  içerisinde  toplumsal  ve 
kültürel süreçlerin ortaya çıkacağı ve 
her  türlü  koşulun,  baskının  etkileye-
ceği  kalıplar  yaratarak,  nesiller  hatta 
yüzyıllar boyunca varlığını sürdürme, 
normal şekilde değişen koşullar (soy-
kırımlar olağandışı koşullar niteliğin-
dedir) altında benzersiz süreklilik gös-
terme eğilimi gösterirler.
Etnik  mitin  dikkat  çekici  bir  başka 
özelliği ise iletişim ve hareketlilik için 
yetenekli  türler  içinde  aktarılıyor  ol-
ması; 
etnie
etnie
ından  uğratıldığı 
anlamına geliyor.   
Anthony  Smith  “etnik  topluluğun  6 
6 Anthony Smith, 
temel  şartından  bahsettiğimizde  bir 
kimlik duygusundan bahsediyoruz de-
mektir” diyor ve bu tanımı bir toplum-
sal grup anlamında ırktan kesin olarak 
ayırır; 
“Pratikte  etniler,  yalnızca  toplumsal 
anlamda değil, Homo Sapiens’in sarı, 
siyah, Avustralyalı, Kafkas gibi fizikî, 
antropolojik alt-türleri anlamında bile 
birbirleriyle karıştırılmaktadır. 
nosyon
Karışıklık  yalnızca  etnieler  ile  ırkçı 
ideoloji tanımları için geçerli değildir 
elbette. 
çi  ide-
oloji  için de geçerlidir. 
Milliyetçilikle  devlet-kurma  arasın-
daki  ilişki  ise  üç  düzeyde  karşımıza 
çıkar; milliyetçilik devletle ulusal-top-
lum  arasındaki  kurumsal  bağlantıyı 
kurar;  aynı  toprak  üzerinde  yer  alan 
7 Recep Boztemur
Benedict Anderson
Ernest Renan
Anadolu Aydınlanma Vakfı 
Düşünüyorum Bülteni


Yüklə 182,95 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   93




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə