Bulten sinir sayisi pdf



Yüklə 182,95 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/93
tarix05.03.2018
ölçüsü182,95 Kb.
#30613
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   93

Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
29
Burada  yapacakları  şey  öğrenmek.  Durumları  iyi  ol-
mayan çocukların hepsi buraya ücretsiz girdi. Bizim de 
Milli Eğitim ile aramızdaki ilişki düzene oturdu. Oku-
lu ilk kurduğumuz andan beri Milli Eğitimle aramızda 
protokol vardı. Şimdi resmi olarak yeniden maaş ver-
meye başladılar.
: Milli eğitim protokolü hangi ad üstünden var?
KA: Al Noukhba okulun adı, ‘en seçkin’, ‘en iyi’ an-
lamına geliyor.  Okulun bodrum katında küçük aileler 
var. Bina girişinde çocukların aileleriyle gelip  muaye-
ne  olabildikleri  küçük  bir  klinik  de  var.  Diş  doktoru, 
dâhiliye doktoru, bir de psikolog var.
: Buraya gelen aileler ne durumdalar?
KA: Burada önceden hiç kimse yoktu. Bir yere gider-
ken dışarıda 3 tane çocuğu olan bir aileyle karşılaştım 
ve onları buraya getirip yerleştirdim. O ailenin çocuk-
ları burada eğitim gördü ve uzun süre kaldı. Başka bir 
aileyi de bir arkadaşım gönderdi ve onlar burada kaldı-
lar. 1,5-2 yıl önce buraya çok fazla muhacir geliyordu. 
Bazı kişiler de gelip buraya gelip  yardım talep ediyor-
du. Onların burada çalışmasına yardım ettik, çocukla-
rının  burada  eğitim  almasını  sağladık.  Burada  eğitim 
gören çocukların aileleri dışarıda, bazılarının ailesi bu-
rada bazılarının ailesi dışarıda.
: Aileler ne yapıyor? Nasıl işler bulabildiler?
KA:  Sanayide  çalışan,  şirketleri  olup  buraya  gelen 
arkadaşlar bu aileleri yanlarına alıp iş ya da ev temin 
edebiliyorlar.  İnşaat  işinde  çalışabiliyorlar,  ne  varsa 
yapıyorlar. Çünkü çalışmak zorundalar. Bazıları 1,5 ay 
bizimle kaldı,  sonra izin çıkınca Avrupa’ya başvurup 
oraya gittiler.
: Geri dönmek isteyecekler mi?
KA: İlk geldiklerinde çalışma imkânı pek yoktu; ama 
şimdi burada çalışma imkânı daha fazla. Çoğu konuş-
tuğumuzda geri dönmek istediklerini söylüyorlar; ama 
orada  ikamet  almaya  çalışıyorlar,  dil  öğreniyorlar. 
Hem Türkiye bize kültür olarak yakın olduğundan bu-
rada yaşamayı orada yaşamaktan daha çok istiyorlar.
: Türkiye’yi sevdiniz mi?
KA: Türkiye’yi savaştan önce seviyorduk, hep Türki-
ye’ye gelmek, görmek isterdik. Buraya gelen insanlar-
la konuşurduk, burası bizim ikinci vatanımız gibi. Kül-
türlerimiz birbirine yakın. Başka devlete gitmek iste-
miyorum, gidene de kızıyorum. Bir gün geri dönersek 
buradan  aldıklarımız  bize  çok  faydalı  olacaktır.  Hem 
neyimiz varsa biz verelim,  hem de  alalım, birlikte ola-
lım, birlik olalım.
Anadolu Aydınlanma Vakfı 
Düşünüyorum Bülteni


30
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
: Buraya farklı yaşlardan insanlar geldi. Kendi terci-
hinizle gelmek başka bir şey, tatil için gelmek başka bir 
şey,  zorunda  kalarak  gelmek  başka  bir  şey...  Bunun  ço-
cuklar üzerinde yarattığı etki nasıl oldu, gençler üzerinde 
yarattığı etki nasıl oldu?
KA: Burada hayat pahalı ve çok zordu. Buraya gelenle-
rin hiçbir şeyi yoktu, dil bilmiyorlardı, kendilerini anla-
tamıyorlardı,  hiçbir  şey  yapamıyorlardı. Ailelerin  hiçbir 
şeyi yok, onlara kefil olan yok. Neye nasıl ulaşacaklarını 
bilmiyorlardı. Çadırda oturanların durumları daha iyiydi, 
hem  öğreniyorlar  hem  oturuyorlar,  kira  vermiyorlardı, 
yardım da geliyordu. Ama burada hayata bağlanmak daha 
zor. İş yok, ücret çok az, kiralar çok yüksek. 
: Birlikte mi yaşıyorlar? Bir evi birkaç aile birlikte 
mi tutuyorlar?
KA: Evet bazen üç aile, bazen iki aile birlikte tutuyordu. 
Ev küçük olsa bile 2 aile her biri bir odada kalabiliyorlar.  
Bu binayı ilk kiraladığımız zamanlar 90-100 kişi burada 
oturuyordu.  Kira  var,  yaşam  zor,  okulların  çoğu  Suriye 
okulu. Okulların bazıları ücretli, bazıları ücretsiz. Bu üc-
ret öğretmenler için alınıyor, öğretmenler de zor durum-
dalar.
:  İnsan  umut  olmadan  yaşayamaz,  umutlarını  nasıl 
bağladılar?  Bir  gün  savaş  bitecek  ve  geri  dönebileceğiz 
yönünde mi, yoksa Türkiye’de kök salabilmek yönünde 
mi?
KA: İlk geldiklerinde herkes hemen geri döneceğini umu-
yordu.  Biraz  çalışıp  durum  düzelince  dönme  niyetinde-
lerdi.  Şimdi  3-4  yıl  oldu,  bu  kadar  uzayacağını  tahmin 
etmiyorlardı. Ama şimdi alıştılar, devlet daha fazla önem 
vermeye başladı. Eğitim, Milli Eğitim’e bağlı. Doktorla-
rın da hastanede çalışmasına izin verilecek, çok doktoru-
muz var burada, şu an klinikte çalışıyorlar. Öğretmenler 
de çalışmaya başladı.
: 4 yıl oldu, 4-5 yaşındaki çocuklar, sıkıntıyı yaşa-
yanlar,  savaş  gördüler,  reddedildiler,  Türkiye’de  travma 
yaşadılar. Tüm bunlarla nasıl mücadele ettiler? Bunun ha-
yatlarına yansıması nasıl oldu?
KA: Çoğu aileler Türk okullarına koydular. Dili öğrene-
bildiler ve  büyük bir problem yaşamadılar. Birlik oldular, 
konuşmayı öğrendiler.
: Psikolojik sorunlar çocuklar da görüldü mü yoksa 
daha çok yetişkinlerde mi?
KA: Psikolojik yönden daha çok destek vermeye çalışı-
yoruz, psikologlarımız var. Birkaç aydır çocukların psiko-
lojileri daha iyi. İlk geldiklerinde savaş resimleri yapıyor-
lardı, ‘ben muhaliflerle olacağım’ diyorlardı. Şimdi daha 
çok doğa resimleri yapıyorlar. Türkçe öğrenmelerine çok 
önem veriyoruz.
:  15-16  yaşındakiler  ne  yapıyorlar?  Onlar  daha  mı 
tedirgindi? 
KA: Onların problemi daha büyük. Onlar da Suriye okul-
larına yerleştirildi, psikologları vardı. Onlara eğitim veri-
Anadolu Aydınlanma Vakfı 
Düşünüyorum Bülteni


Yüklə 182,95 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   93




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə