116
D
Ü Ş Ü N C E
D
Ü N Y A S I N D A
T
Ü R K İ Z
başka, halk arasında maarifin yayılması için, tarih,
coğrafya, halk edebiyatı gibi konularda da makaleler
yazdı. Onun bu takvimleri bir gazete ve dergi
hizmetini görmüştür. 26 sene boyunca sadece üç yıl
çıkaramadığı takvimlerinde birçok konuyu işlemiştir.
Ay ve güneş tutulmalarını takvimlerinde önceden
haber verdiği için, Kazan halkı Nasıri’yi din bozucu,
misyonerlere satılmış diye tahkir ediyordu. Nasıri’nin
Kazan’da yaşadığı dönemde Tatarlar arasında edip,
şair ve yazarların sayısı parmakla gösterilecek kadar
az olduğu gibi bunların ne manaya geldiğini bilenlerin
sayısı da çok az idi. Kazan bölgesinde köy köy dolaşıp
Türk-Tatar folklorunu, inançlarını, adetlerini ve
etnografyasını incelemiştir.
Tatar yenilikçilik düşüncesinin en önemli
temsilcilerinden olan Kayyum Nasıri sürekli olarak
Tatarların cahilliğinden ve eğitime önem vermeme-
lerinden şikâyet ediyordu. Ömrünün son yıllarında
hız kazanan usûl-i cedid hareketinin doğrudan taraftarı olmasa da eski medreseleri
sevmiyordu ve bu medreseleri sürekli tenkit ediyordu. Bir arkadaşına yazdığı
mektubunda eski medreselerin halkın ahlakını bozduğu fikrini ileri sürmekteydi.
Kayyum Nasıri özellikle yazdığı ders kitapları, terbiye ve talim konusundaki görüşleriyle,
döneminde, İsmail Gaspıralı ile başlayan eğitimde yenileşme hareketinin öncülerinden
sayılıyordu. Her ne kadar kendisi usûl-i cedidçilere yakın bir konumda durmamış olsa
da, fen bilimlerine önem verip ibtidâî mektepler için ders kitapları yazması; eğitimde bir
tertip arayışına girmesi; sınıflara göre hangi alandan hangi kitabın okunacağını tespit
etmeye çalışması ve Rusça öğrenmeyi teşvik etmesi gibi fikir ve faaliyetleri onun usûl-i
cedidçilerin öncülerinden olduğuna dair en önemli göstergelerdir. Bir gözünün kör
olmasından dolayı daima “Kör Kayyum” diyerek aşağılanan, sürekli olarak imzasız
mektuplarla tehdit edilen Nasıri, Tatar halkının Rusça öğrenmesi taraftarı olmakla
birlikte bu işin zorla ve misyoner Rus papazları vasıtasıyla yapılmasına şiddetle karşıydı.
Bu nedenle Rusça öğrenmek isteyen Tatarlar ve medrese öğrencileri için çeşitli gramer
kitapları ve sözlük hazırladı. 40 yıl boyunca durup dinlenmeden eserler yazan Nasıri,
yaklaşık bir ay kadar hasta yattıktan sonra 02.10.1902’de vefat etti.
Kazan’da kurduğu Muhammediye Medresesi ile Usûl-i Cedid hareketinin İdil-
Ural bölgesinde yayılmasına büyük katkı yapmış olan Alimcan Barudî, 1857’de Kazan
yakınlarındaki Küçük Kaval köyünde doğdu. Alimcan’ın doğumundan üç yıl sonra aile
Kazan yakınlarındaki Porohovoy (Barudîye) köyüne taşındı. Fakat burada da bir yıl kalan
aile daha sonra Kazan’ın merkezine taşındı. Barudî henüz beş yaşlarında iken Kazan’ın
ikinci mahallesindeki Kerimi Medresesi’ne (Göl Boyu Medresesi) devam etmeye başladı
Kayyum Nasıri
özellikle yazdığı
ders kitapları,
terbiye
ve talim
konusundaki
görüşleriyle,
döneminde,
İsmail Gaspıralı
ile
başlayan
eğitimde
yenileşme
hareketinin
öncülerinden
sayılıyordu.