611
DOĞU DÜŞÜNCESİNDE HERMETİK RUHSAL SİMYA TECRÜBESİ
VE HACI BEKTAŞ-I VELÎ’NİN MAKÂLÂTI
bilgi tanrısal öznellikten alınarak, alan kişilerin doğrudan öznelliklerini oluşturmakta ve
sonrasında yine uygun kişilerin öznelliklerine aktarılmaktadır. Yani tüm süreç sıkı bir
öznellikte devam ettirilmektedir.
Bu süreçte en önemli sorun hermetik bilgiye ulaşabilecek niteliğe insan zihninin ve
ruhsal konumunun gelebilmesidir. İşte bu dönüşüm sürecini sağlayan bilim ise bakırı
altına çevirme sembolizmi ile anlatılan Simya bilimi ile olmaktadır (İbn Haldun, 2005,
s. 185). Buna göre hermetik düşünce maddeyi değil de gerçekte ruhu dönüştüren bir iş-
leme (simya) gereksinim duymaktadır. Nitekim simya biliminin önde gelen Müslüman
temsilcilerinden Muhammed ibn Umayl (900-960) gibi simyacılara göre, bu ilim pey-
gamberlerden elde edilmiştir. Seth ve Enoch adlı peygamberler bu ilmi mısırlı Hermes’e
öğretmişler, O da diğerlerine öğretmiştir (Starr, 2009, s. 64). Böylece Hermetik içerik ya
da düşünce denildiğinde Hermes’in tarihsel kişiliğine yapılan atıflardan çok, farklı kül-
türlerde değişik biçimler ve kişiler üzerinden anlatılan ortak içerik esas olmaktadır. Buna
göre, Hermetik düşünce ifadesi kutsal bir kişilikten başlatılan varlık ve bilgi süreçlerini
imgelemektedir diyebiliriz.
1. Hermetik Simya Tecrübesi ve Geleneği
İnsan bilgisinin kutsal/aşkın bir kaynakla aydınlanması ve tecrübe edilen bir öz-şey
ile tüm varlık ve oluşa yönelik olarak uygulanabilecek bir bilgeliğe ulaşılması hermetik
öğretilerin ana öğesini oluşturmaktadır. Bu hermetik öğretilere göre yukarıda olanın aynı
zamanda aşağıda, içerde olanın da aynı zamanda dışarıda olduğu bir gerçeklik birliği var-
dır. Bu gerçeklik birliği içerisinde de şeyler bir tek olanın bilinci olarak var olurlar.
13
mistik/gnostik geleneklere, felsefe ve tasavvuf öğretilerine değin hermetik düşünce
geniş bir ölçekte etkin olmuştur. Bu bağlamda aşkın bir bilgiye ulaşılması ve bu bil-
gi aracılığı ile insanlığın yüceltilmesi, hermetik metinlerin ana amacını oluşturmaktadır
(Britannica, 2006, s. 867). Hermetik metinler insan bilincinin içinde bulunduğu sanal
ortamlardan kurtularak doğadaki gelişime uygun bir biçimde aşama aşama ilerleyen bir
dönüşüm ve tekâmül sürecini gerçekleştirmesini sağlayan bir tür ruhsal teknolojilerdir
(Hauck, 1999, s. ıx, x). Bu nedenle hermetik içerik, sır bilimlerin, özellikle de simyanın
söz konusu edildiği bir konumda tanımlanır.
14
Geleneksel bilimler içerisinde gizemini koruyan dallardan birisi olan simya (Alc-
hemy), modern kimya biliminin de köken olarak kendisine dayandırıldığı bir konumda
kabul edilmektedir. Kimya ve eczacılık temelli klasik simya tanımlamalarında bu ilim:
temel metalleri altına dönüştüren bir çözeltinin ya da bir yaşam iksirinin bulunabilme-
13) Zümrüt Tabletler olarak isimlendirilen ve eski Mısırlı kutsal bilge Hermes Trismegistus’a ait olduğu
rivayet edilen antik mısır kaynaklı metinlerdir. M.S 1. yüzyılda Tyanalı Apollonius (Balinus) tarafın-
dan rivayet edilmiştir. William Hauck, The Emerald Tablets: Alchemy For Personal Transformation,
Penguin, New York, 1999, s. 19 ve s. 51.
14) http://dictionary.reference.com/browse/hermetic, (Erişim Tarihi: 11-11-2013).
612 / Yrd. Doç. Dr. Mustafa Said KURŞUNOĞLU
EKEV AKADEMİ DERGİSİ
sini sağlayan bir metodun keşfedilebilmesi ve tecrübe edilmesi olarak anlatılmaktadır.
15
Simyanın bu şekilde nesnel bir doğada tanımlanmasına ya da bilinmesine karşın; herme-
tik literatürdeki anlamı ise yukarıdaki işlemleri yapabilecek zihinsel ve ruhsal dereceye
kişinin belli bir eğitim yoluyla ulaşması neticesinde kendisinde ve çevresindeki dünya
üzerinde gerçekleştirdiği ruh ve zihin gücüne dayalı bir tür sanatsal etkileme ve değişme
olmaktadır.
16
Bu doğrultuda deneysel bilimin Orta Çağ’daki öncülerinden Roger Bacon (1220-
1292) dünya tarihinin bu eski biliminin bilge Hermes ile olan bağıntısını anlatarak; Her-
metik simya tanımlamasını şöyle vermektedir:
“Simya fizik-bedensel (corporal) bir bilim olup, basitçe biri tarafından oluşturulan ve
bir kişiye verilen, bilgi ve etkileme yolu ile doğal olarak şeylerin daha kıymetli olmasını
sağlayan ve yine doğal bir karışım yolu ile de onları daha iyi bir türe dönüştüren ilimdir…
Yine bir başka tanımlamaya göre de simya gerçek tıp bilimidir. Bu ilim sayesinde tecrübe
edilen iksir, kıymetsiz metallerin ya da mükemmel olmayan bedenlerin üzerine atıldığın-
da onları mükemmelleştirmektedir” (Bacon, 2004, s. i).
Simya ile ilgili bu tanımlamalarda dikkati çeken en önemli sorun, bu bilimin madde-
leri daha kıymetli olana dönüştürme ile mi veya özel bir iksiri bulmaya çalışan kimyasal
bir tıp çalışması ile mi, ya da insanın olgunlaştırılması ve mükemmel insanın tecrübe
edilmesi ile mi uğraştığının tam olarak ortaya konamamış olmasıdır. Ancak simyanın
geleneksel anlamda gerçekte bu üç uğraşının da adı olarak kullanıldığını söyleyebiliriz.
Bu noktada insanın zihinsel ve ruhsal gelişimi ile ilgilenen bir gelenek olarak simyanın
özellikle vurgulandığı alan, hermetik düşünce alanı olmaktadır.
Hermetizim ile ruhsal simyanın birlikteliğindeki en önemli neden hakikatlere ulaşma
çabası içerisinde bir düşünce ekolü olarak hermetik düşüncenin gerçekliğin paradoksal
ve mutlak doğasını anlamak için zihinsel ve ruhî bir gelişmeye zorunlu olarak ihtiyaç
duymasıdır. Bu nedenle eğer teknik anlamda hakikati araştıran bir düşünce sisteminde bu
hakikate ulaşmak için belli usul ve yöntemler belirleniyorsa ve bu usul ve yöntemler ara-
cılığı ile zihinsel ve ruhsal bir değişme, dönüşme hedefleniyorsa; bu durum da söz konusu
sistemin hermetik simya geleneğine mensup olduğunu söyleyebiliriz.
“Hermesçiliğe göre, kâinatın gerçeklerini anlayabilmek için önce erdemli bir ruh sa-
hibi olmak şarttır. Hermesçiliğin temel öğretisine göre madde karanlık ile özdeştir. Işık
ise ruhtur ve aydınlık ruhtadır. Yeryüzü hayatı ruhun maddeyle mücadelesinden oluşan
bir imtihan sürecidir. Hakikate erebilmek bu imtihanda başarılı olup olmamaya bağlıdır.
Eğer ruh maddeye yenilip imtihanı kaybedecek olursa karanlığa tutsak olacak ve varlığını
15) http://dictionary.reference.com/browse/alchemy (Erişim Tarihi: 11-11-2013)
16) Hermetik anlamda simya: ünlü felsefe taşı alegorisinde olduğu gibi, sanılanın aksine materyaller-
den altın tecrübe etmek değil de, zihinsel güçlerin üstünlüğüne ve ustalığına ulaşmak anlamında bir
insanî dönüşüm ve olgunlaşma sanatı anlamında kullanılmaktadır. Three Initiates, The Kybalion: A
Study of The Hermetic Philosophy of Ancient Egypt and Greece, Pacifing Publishing Studio, 2010, s.
3.