105
kültürel, toplumsal tüm bu ilişkileri geliştirmek uluslararası alanda Türkiye için bir
güç unsuru olacaktır. Geliştirilen bu ilişkiler ile karşılıklı çıkarlar desteklenecek ve
uluslararası alanda daimi birer müttefik gibi hareket edilebilinecektir. Özellikle batılı
devletler tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımama gibi konularda
izlenen yalnızlaştırma politikalarında karşılıklı siyasi destek sağlanarak uluslararası
sahada Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri kendi tezlerini daha güçlü savunabilir
konuma gelecektir. Ancak sadece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmi olarak
Türkiye dışında tanıyan ülke olmaması bile Türkiye’nin sahip olduğu güç unsurunu
yeterince değerlendiremediğini göstermektedir.
Güç kavramı bazılarına göre etki, bazılarına göre kapasite, bazılarına göre
politikanın amacı bazılarına göre ise amacına ulaşmada kullanılan araçtır. Güç
diğerlerinin davranışları üzerinde etki yapabilme kapasitesidir. Güç maddi ve maddi
olmayan unsurları içermektedir. Morgenthau’ya göre ise bir ulusu diğer uluslar
karşısında kuvvete sahip kılan faktörler ve doğrudan ulusal güç olarak kabul edilen
unsurlar nicel ve nitel unsurlardan oluşmaktadır. Bunlardan coğrafya, doğal
kaynaklar, endüstriyel kapasite, askeri hazırlık derecesi ve nüfus nicel öğeler, ulusal
moral, ulusal karakter, diplomasinin niteliği ve hükümetin niteliği nitel öğeleri
oluşturmaktadır. Bunların güç olarak tanımlanabilmesi diğer ülke ve ülkelerin
davranışları üzerinde etki yapabilecek biçimde başka bir deyişle devletin bunları
siyasal amaçları doğrultusunda kullanabilmesi halinde söz konusu olabilmektedir.
Güç kavramına biraz daha açıklık getirmek amacıyla nicel ve nitel öğeleri kısaca
tanımlamak uygun olacaktır (www.suai2005.ws.tc).
Nicel unsur öğelerinden coğrafya geçmişten günümüze ülke açısından önemli
bir kapasite ve güç unsuru olarak dikkate alınmaktadır. Ülkenin sahip olduğu
toprakların büyüklüğü veya dünya üzerinde bulunduğu yer ya da ülkenin büyük
dağlarla çevrili olması, geçit vermez ormanlarla kaplı olması ya da ada ülkesi olması
ülke açısından büyük bir avantaj oluşturabilmektedir (www.suai2005.ws.tc).
Bir ülkenin zengin ve önemli doğal kaynaklara ve verimli topraklara sahip
olması ülkenin kapasitesi için önemli bir nicel unsur olarak dikkate alınmaktadır.
Doğal kaynaklar bir devletin diğer devletler karşısındaki gücünü belirleyen ve
nispeten istikrarlı bir faktördür. Bu kaynakların başında gıda gereksinimlerini
106
karşılayabilecek durumda olması gelir. Bir ülkenin önemli hammadde kaynaklarına
sahip olması da ülke açısından önemli bir güç faktörüdür (www.suai2005.ws.tc).
Ekonomik kapasite ise özellikle günümüzde endüstriyel durumu akla
getirmektedir. Çünkü herhangi bir ulusun gerekli hammaddelere sahip olması eğer
bundan askeri ve endüstriyel amaçlar için yararlanacak ölçüde endüstriyel tesislere
ve endüstri gücüne sahip değilse istenildiği ölçüde etkili olamamaktadır
(www.suai2005.ws.tc).
Askeri hazırlık derecesi ise coğrafi faktöre, doğal kaynaklar faktörüne ve
endüstriyel kapasite faktörüne bir ulusun fiili gücü açısından önem kazandıran askeri
alandaki hazır olma durumudur. Uluslararası ilişkilerde en son başvurulan yol bu
olduğundan bir devletin gücü hesap edilirken en fazla üzerinde durulan askeri güç
olmaktadır (www.suai2005.ws.tc).
Nicel unsur öğelerinden son olarak nüfus ise devletlerin ekonomik ve
endüstriyel kapasitelerini arttırabilmeleri ve büyük ordular oluşturabilmeleri için
gerekli bir güç unsuru olarak ele alınmaktadır. Bu çerçevede nüfus büyüklüğü ulusal
gücü belirleyen bir faktör olduğu ve bir ulusun gücü diğer ulusların gücüne göre
ölçülebileceği için nüfus oranları anlam kazanır (www.suai2005.ws.tc).
Niteliksel unsurlar olarak ulusal karakter ve ulusal moralin ilgi alanını bir
ulusun yapısında sık sık ortaya çıkan entelektüel ve karakteristik nitelikler
oluşturmaktadır. Ulusal moral, bir ulusun kendi hükümetinin dış politikasını barışta
ve savaşta desteklemedeki kararlılık derecesidir (www.suai2005.ws.tc).
Diplomasi, aynı zamanda, ulusal gücü meydana getiren farklı öğeleri, ulusal
çıkarı ilgilendiren uluslararası sorunlar ortaya çıktığında, en yüksek etkiyi
yapabilecek bir yapıya kavuşturma sanatıdır. Ulusal moral için ulusal gücün ruhu,
diplomasi için de ulusal gücün beyni denilebilir (www.suai2005.ws.tc).
Niteliksel unsurların sonuncusu ise hükümetlerin niteliğidir. Nitelikli bir
hükümetten beklenen, üç önemli nokta vardır. Bunlar ise, ulusal gücü meydana
getiren maddi ve beşeri kaynaklarla izlenmekte olan dış politika arasında denge, bu
kaynakların kendi aralarında denge ve izlenecek dış politika konusunda halkın
desteği kazanmış olmalıdır (www.suai2005.ws.tc).
Tüm bu niteliksel ve niceliksel unsurlara bir ülke tek başına sahip
olmayabilir. Ancak sahip olunamayan unsurlar o ülke için bir eksiklik olmakla
107
birlikte diğer unsurların etkili kullanımı ve doğru politikalarla telafi edilebilmektedir.
Devletlerin ulusal amaçlarına kendi güçleri ve olanaklarıyla ulaşamayacak durumda
olmaları aynı amacı paylaşan diğer devletlerle koalisyonlara ve ittifaklara gitmesini
gerektirmektedir. Başka bir deyişle devletleri ittifak yapmaya iten en önemli faktör,
ortak bir amaç olması ve bu amaca devletlerin kendi öz kaynaklarıyla ve kendi
kapasiteleri ile ulaşamamalarıdır. Kuşkusuz bunların yanında başka faktörler de
vardır. Devletler uluslararası alandaki saygınlıklarını ve diğer devletler üzerindeki
etkilerini arttırmak, amaçlarına uluslararası meşruluk kazandırmak ve maliyeti başka
devletlerle paylaşmak amacıyla da ittifak ve koalisyonlara gitmektedirler. Ortak bir
amaca kendi öz kaynaklarıyla ulaşamayacak olmalarının koalisyonlar ve ittifaklar
oluşturma politikasının temelini oluşturmaktadır. İttifak oluşturma genellikle
savunmalarını gerçekleştiremeyecek ya da amaçlarına tek başlarına ulaşamayacak
durumda olan devletlerin izlediği bir politika olarak gözlenmiştir. Devletlerin
aralarında ittifak ya da koalisyonlar oluşturmalarının bir diğer nedeni ise güç dengesi
oluşturmaktır. Yine devletler kendi öz kaynakları yeterli olsa bile maliyeti azaltmak
ya da süreyi kısaltmak amacıyla da ittifaklara gidebilirler. Devletler bunların yanında
saygınlıklarını ve uluslararası alandaki etkilerini arttırmak amacıyla ya da uzun
vadede sağlayacağı yararları düşünerek de ittifak ya da koalisyonlar yapmaktadır.
İttifaklar çoğu zaman içsel gereksinimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.
Devletler, ortak ekonomik sorunlarını çözmek amacıyla ekonomik ve ticari bloklar
ya da diplomatik koalisyonlar oluşturabilirler. İttifaklar, devletin gücünü arttırarak
uluslararası alandaki etkinliğini arttırması yanında, ülke içindeki karışıklıkları
önlemede ve ülkede iç istikrarı sağlamada bir araç olarak da düşünülmektedir.
Yukarıda açıklanan niteliksel ve niceliksel güç unsurları çerçevesinde Türk
dünyasına bakıldığında her bir devletin ya da topluluğun kendine özgü ayrı ayrı güç
unsurlarına sahip olduğu görülecektir. Ancak sahip olunamayan unsurlar dolayısıyla
uluslararası sahada yeterince etkin olunamadığı da bir gerçektir. Oysa bu eksiklikler
mevcut unsurların etkili kullanımı ve doğru politikalarla telafi edilebilmektedir. Bu
doğrultuda izlenecek en doğru yol ulusal amaçlar doğrultusunda aynı amacı paylaşan
diğer devletlerle koalisyonlar ve ittifaklar oluşturarak güçlerin birleştirilmesi ile daha
güçlü olarak uluslararası sahada hareket edebilmek olacaktır. Bu bağlamda Orta
Dostları ilə paylaş: |