22
modern dönemin ya da modern kavramının muhtevasında olan yeni ve iyiyi (hatta en
iyiyi) yakalamada akıl ve bilimden güç alarak hep daha iyiye gitmeyi anlatır. Oysa,
onlara göre mesele, bu girişimin sonucunun beklendiği gibi olmamasında yatar. Yani;
Aydınlanmanın büyüsünü bozduğu dünya, yeni haliyle pek de büyülü olamamıştır.
Zamansal anlamda ilerlemesi durmuş bir dünya değildir, fakat ilerlemecilik anlayışıyla
toplumsal gelişmeler beklendiği ya da Aydınlanma projesinin ufkunda göründüğü gibi
gitmemiştir.
Aydınlanma çağının son noktası olarak görülen Kant, aydınlanmayı tanımlamada
ve anlamada, bir bakıma bütün çağın birikimini toparlayan bir tanımlama yapmıştır. Ki
aydınlanma düşüncesinin günümüzde en çok başvurulan izahı Kant’ın şu sözüdür:
“aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan
kurtulmasıdır.” Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının
kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanmayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu
ile düşmüştür; bunun nedeni de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının
kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlığını ve yürekliğini gösteremeyen
insanda aramalıdır. “Sapere aude”
41
: ‘kendi aklını kullanmak cesaretini göster!’
buyruğu Aydınlanma’nın parolası olmaktadır.
42
Burada hem insanın karanlığını
anlatmada hem de bu karanlığın dağıtılmasında aklı başvuru olarak göstermesi
bakımından önemlidir. Zira akıl Aydınlanmanın kutsal alanıdır ve akıldan çıkan şeyler
kutsal sözler olarak görülmelidir. Kant’a göre aklını kullanma cesaretini gösteremeyen
insan olgunlaşmamıştır. Aydınlanma insanı aklı kullanarak reşit olabilmiştir. Kant,
“Olgunlaşmamışlık” derken kastettiği de, irademizin belli bir durumunun
bizi aklımızı kullanmamızın gerekli olduğu alanlarda başka birisinin
otoritesini kabullenmeye sürüklemesidir. Kant buna üç örnek gösterir:
Kendi kavrayış gücümüzün yerini bir kitap, vicdanımızın yerini ruhanî bir
kılavuz aldığı, nasıl bir diyet uygulayacağımıza bir doktor karar verdiği
zaman “olgunlaşmamış” bir durumdayız demektir… Aydınlanma, istenç,
otorite ve aklın kullanılması arasında önceden var olan ilişkinin değişikliğe
uğratılmış bir hali diye tanımlanmaktadır.( aude sapere: bilme cesareti,
cüretini göster sözü).
43
41
Bilmek ve tanımak yürekliliğini
göster
42
I. Kant,
Dostları ilə paylaş: