116 |
İnanç-Ahlak İlişkisi Bağlamında İman, İslâm ve İhsan Kavramları
-----------Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 15, sayı 2, 2013-----------
Söz konusu bu kavramların sahip oldukları literal anlamlarda
mezhepler arasında ihtilaf bulunmazken, kavramlarla ifade edilen
mananın aynı olup-olmadığı, birbirlerini kapsayıp kapsamadığı ve
aralarındaki ilişki tartışma konusu olmuştur. İman ve islam
kavramlarının
özdeşliğini
veya
farklılığını
savunanların
düşüncelerini, imanın tanımındaki amele yer verip-vermemeleri
belirlemiştir.
15
Bir din olarak İslam’ın yerleştirmek istediği temel esaslardan
birisinin teorik ve teolojik amaç ile pratik ve ahlakî amacı birleştirmek
olduğunu söyleyebiliriz. İslam’da ‚iman-objeleri‛, yani inanılacak
şeyler, üzerinde tartışmaya gerek olmayacak derecede açıktır. Öyle ki
önemli olan, onlar hakkında tartışmak değil, onlar karşısında ‚ne
yapılacağı‛ ve ‚nasıl inanılacağı‛dır.
16
Öyle anlaşılıyor ki İslam,
teorik çerçeveye ait konularda bile, aynı zamanda pratik bir amaca da
dikkat çekmektedir. Örneğin, İslam’ın teorisine ait bir esas olarak
‚Allah’a inanmak‛ ifadesi, salt nazarî bir hususa işaret etmenin
yanında amelî bildirimleri de olan bir ifadedir. Yani bu dinin Rabbi,
sair tanrı inançlarından oldukça farklı olarak, sözgelimi Deist’lerin
varlığını kabul ettikleri, ama âleme ve içindekilere karıştırmadıkları
ilkesel bir tanrı değildir. İslam’da bu ifadeden anlaşılan anlam, her
şeyi yaratan ve yöneten, dolayısıyla her şeyi yarattığı gibi onları
öylece muhafaza eden ve ayakta tutan, insanın yaptıklarıyla beraber
aklından geçenleri de bilen, insanın vicdanî sorumluluğunun
kendisine bağlı olarak anlam kazandığı etkin bir varlığa inanmaktır.
Görüldüğü gibi, İslam dininde teoriye ait olan bir hususta,
çoğunlukla aynı zamanda pratik bir veçhe de dikkat çekmektedir. İşte
teori ile pratiği bir arada bulunduran, teoriye işaret ederken pratik
amaca, yani ahlakî hedefe vurgu yapan bir mesele olarak meşhur
Cibril hadisini anmak mümkündür.
15
Ayrıntılı bilgi için bkz.: Hilmi Karaağaç, ‚İtikadî Mezheplerde İman-İslam
İlişkisi‛, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2012, c. II, S. 2, ss. 103-
120.
16
Hanifi Özcan, ‚Mâtürîdî'ye Göre ‚İman-İslam-İhsan‛ ve ‚Küfür‛ İlişkisi‛,
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1994, S.8, s. 179.
Yrd. Doç. Dr. Mustafa YÜCE
| 117
-----------Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 15, sayı 2, 2013-----------
İslam dinine müntesip bireylerin adeta inançsal profilini çizen
Cibril hadisi, bu üç kavramı aynı anda ve farklı yönleriyle ihtiva
ettiğinden, bu üç kavramın birbirleriyle olan münasebetini anlama
noktasında önemli bir yere sahiptir.
Abdullah
b.
Ömer’in,
babası
Ömer
ibnü’l-Hattâb’tan
bildirdiğine göre o şöyle demiştir: Bir gün Resûlullah’ın (sas) yanında
bulunduğumuz bir sırada aniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı
simsiyah bir zât çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor;
bizden de kendisini kimse tanımıyordu. Doğruca Peygamber’in (sas)
yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de
uylukları üzerine koydu. Ve:
‚Yâ Muhammed! Bana İslâm’ın ne olduğunu haber ver!‛ dedi.
Resulullah (sas),
‚İslâm: Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın
Resulü olduğuna şehâdet etmen; namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen,
Ramazan orucunu tutman ve yol (külfetleri) cihetine gücün yeterse Beyt’i
hacc etmendir.‛ buyurdu. O zât, ‚Doğru söyledin.‛ dedi. Babam dedi
ki:
‚Biz buna hayret ettik. (Zira) hem soruyor hem de tasdik
ediyordu. ‚Bana imandan haber ver!‛ dedi. Resûlullah (sas), ‚Allah’a,
Allah’ın Meleklerine, kitaplarına, Peygamberlerine ve âhiret gününe
inanman, bir de kadere; hayrına şerrine inanmandır.‛ buyurdu. O zât
(yine): ‚Doğru söyledin.‛ dedi. (Bu sefer):
‚Bana ihsandan haber ver!‛ dedi. Resûlullah (sas): ‚Allah’a: Onu
görüyormuşsun gibi ibâdet etmendir. Çünkü her ne kadar sen Onu
görmüyorsan da O seni muhakkak görür.‛ buyurdu. O zât: ‚Bana
kıyametten haber ver!‛ dedi. Resûlullah (sas), ‚Bu mes’elede sorulan,
sorandan daha âlim değildir.‛ buyurdular.
‚O halde bana onun alâmetlerinden bari haber ver!‛ dedi.
Peygamber (sas): ‚Cariyenin kendi sahibesini doğurması ve yalın ayak,
118 |
İnanç-Ahlak İlişkisi Bağlamında İman, İslâm ve İhsan Kavramları
-----------Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 15, sayı 2, 2013-----------
çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle yarış
ettiklerini görmendir.‛ buyurdu. Babam dedi ki:
Bundan sonra o zât gitti. Ben hayli bir müddet (bekledim)
durdum. Nihayet Resûlullah (sas) bana: ‚Yâ Ömer! O sual soran zâtın
kim olduğunu biliyor musun?‛ dedi. ‚Allah ve Resulü bilir.‛ dedim.
‚Gerçekten o Cibril’di. Size dininizi öğretmeğe gelmiş.‛ buyurdular.
17
Bu hadiste iman, islâm ve ihsan kavramlarına açıklık
getirilmektedir. Bu üç kavram, bu hadisten de yararlanılarak pek çok
değişik açıdan ele alınmıştır.
18
Bu noktada biz ihsan kavramına,
imanın dış dünyadaki, birey ve toplum hayatındaki tezahürü; hayata
ve topluma yansıması, insanı davranış güzelliğine güdülemesi olarak
yaklaşacağız. Fakat ihsanın bu boyutu, kelamcılar tarafından teorik
olarak büyük oranla merkeze alınmadığından dolayı, tarihi süreç
içerisinde bu kavram diğer iki kavramın gölgesinde kalmış ve inancın
teorik ve pratik boyutunun yansıması olan ihsandan yoksun salt bir
iman-islam polemiği tartışıla gelmiştir. Bundan dolayı bu temel
kavramlar arasındaki ilişkinin tespit edilmesi ve ahlakla olan
irtibatının incelenmesi gerekmektedir.
1.İMAN KAVRAMI
1.1. İman Kavramının Etimolojik Anlamı
İman kelimesi ‚
َنِمَأ
‛ kökünden türemiştir. ‚
نْمَأ
‛ kelimesi, nefsin
sükûneti, huzuru, itminanı ve güven içinde olması anlamlarını taşır.
17
Bkz. Buharî, İman, 37; Müslim, İman, 1, 5; Nesâî, İman, 6; Ebû Dâvûd, Sünnet, 17;
Tirmizî, İman, 4.
18
Bekir Tatlı, Hadis Tekniği Açısından Cibril Hadisi ve İslam Düşüncesine Yansımaları,
Basılmamış Doktora Tezi (AÜSBE), Ankara 2005; Bekir Tatlı, ‚Buhârî (v. 256)
Öncesi Dönemde Cibrîl Hadîsi ve Metin Tahlilleri‛, Dinî Araştırmalar‛, 2005, cilt:
VIII, sayı: 22, s. 205-238; Fuat Karabulut, ‚Cibril Hadisi ve Eğitsel
Değeri‛, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2012, cilt: XVI, sayı: 1, s.
427-451.
Dostları ilə paylaş: |