Selçuk İletişim, 7, 3, 2012
10
oldukça önemlidir. Bu farkları şu şekilde
sıralayabiliriz:
- Adaylar web sayfasının içeriği üzerinde tam
denetime
sahiptir; ancak
sosyal
medya
kullanımında bu denetim ortadan kalkabilir.
- Sosyal medya kullanımında, seçmen-kullanıcı
içerik üretimiyle iletişim ortamına dahil olma
hatta diğer kullanıcılarla etkileşime girme
olanağına sahiptir.
- Sosyal medya kullanımında içerik çelişkili
veya
çatışmalı
biçimde
dönüştürülebilir/
türeyebilir.
Tamara A. Small’ın ABD’de ve Kanada’da
2008 seçimlerinde Facebook kullanıma ilişkin
araştırmasında, bu uygulamanın sağladığı
yararlar şu şekilde sıralanmıştır (2008: 86):
- Düşük maliyet
- Genç seçmenlere erişim olanağı
-Kampanyayı destekleyecek gönüllü ekibi/
havuzu oluşturmak
- Seçim kampanyasına fon oluşturmak
- Etkileşimsellik özelliğinden dolayı aday-
seçmen arasında, seçmenler arasında iletişimin
kurulabilmesi.
Small,
Obama’nın
Facebook’da
gönüllü
desteğiyle 600 milyon ABD doları yardım
topladığını da belirtir (2008:86).
Türkiye’de siyasal iletişim kampanyalarında
yeni medyanın, özellikle sosyal medya
kullanımı üzerine oldukça sınırlı sayıda
akademik çalışma vardır. Civicweb: İnternet,
gençlik
ve
sivil/politik
katılım
(www.civicweb.eu) başlıklı proje kapsamında
siyasal
partilerin
bilişim
yöneticileriyle
gerçekleştirilen
derinlemesine
görüşmeler
sırasında (2007-2008) 2002 Genel Seçimlerine
katılan siyasi partilerin seçime 3 ay kala parti
websitelerini
güncelledikleri
ve
görsel
tasarımları yeniledikleri saptanmıştır. 2002
Genel Seçimlerinde e-broşür niteliği taşıyan bu
websiteleri parti mevzuatı, gündemi, genel
başkanın ulusa seslenişi ve parti kollarının
örgüt şeması gibi bilgileri içermekteydi.
Seçmenlerden
gelen
yorumlar
ciddi
moderasyona tabi tutulup çok az sayıda yoruma
yer verilmekteydi (2). 2007 Genel Seçimleri
sırasında ise, İnternet’in sağladığı olanakların
farkında olan siyasi partiler, özellikle gençlik
kollarını harekete geçirerek, sanal topluluklara,
forumlara, çeşitli sözlüklere, haber ve eğlence
portallarına
siyasi
reklamlar
vererek,
podcast’ler ve bloglar aracılığıyla yoğun
seçmen etkileşimli bir seçim kampanyası
yürütmüştürler. 2007 Genel Seçimlerinde
siyasi partiler tarafından parti etkinliklerinin ve
özellikle lider mitinglerinin duyurulması, basın
açıklamalarının yüklenmesi, sürekli-düzenli
güncellemelerle web 1.0 ortamının etkin bir
şekilde kullanılmaya çalışıldığı söylenebilir.
Ayrıca 2007 Genel Seçimlerinde Adalet ve
Kalkınma Partisi’nin siyasal iletişim stratejisi
içerisinde web 1.0 ortamının planlanmasının da
yer aldığı bilinmektedir. Aziz de benzer
mecralarda kullanım örneği olarak “İnternet
ortamında hem bilgilendirme, hem de seçmen
tutum ve davranışını etkileme amacı ile
doğrudan reklam yapılmıştır, Genç Partinin
uygulamasında olduğu gibi, Yahoo gibi yabancı
haber portallarına partinin reklamı verilmiş,
ayrıca mobil telefonlara kısa mesajlar (SMS)
geçilerek partilerin reklamları yapılmıştır”
saptamasında bulunmaktadır (2011: 175). 2009
Yerel Seçimlerinde siyasi partilerin gençlik
kollarının özellikle Facebook gibi toplumsal
paylaşım ağını parti politikasını anlatmak ve
etkinlikleri duyurmak için yoğun olarak
kullandıkları, bazı belediye başkan adaylarının
da
Facebook
duvarından
seçmenlerine
seslendiği görülmüştür. Türkiye’de Facebook
kullanımı üzerine gerçekleştiren ilk akademik
çalışmada da, 2009 Yerel Seçimlerinde
Facebook kullanımına ilişkin olarak, “Siyasal
partiler ve adaylar, seçim dönemlerinde
Facebook’u
siyasal
reklam
amacıyla
kullanmaktadır. Bu, kişi ya da grup adına hesap
açma yoluyla olduğu kadar, site üzerinden
reklam
verilerek
de
yapılabilmektedir.
Seçmenler Facebook ortamında parti ve
adaylarını takip edebildikleri gibi, açılan
hesapların duvarlarına görüşlerini, tepki ve
eleştirilerini
yazarak
geri
bildirim
sağlayabilmektedirler. Türkiye’de 29 Mart
2009 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde
birçok parti ve aday Facebook’u siyasal reklam
aracı/ortamı olarak kullanmıştır (3) ”(Toprak
Sosyal Medyada 2011 Genel Seçimleri: Nitel - Nicel Arayüzey… (5-29)
11
ve ark., 2009) saptaması yer almaktadır.
Twitter üzerine sınırlı sayıdaki çalışmalardan
birinin sahibi olan Meltem Cemiloğlu Altunay,
2009 yılında en çok kullanımı artan sosyal
medyanın Twitter olduğunu belirtmiştir (2010:
34). Çalışmada da belirtildiği gibi “Twitter’ın
genel amacı insanların günlük yaşamlarında
yaşadıkları,
duydukları,
düşündükler
ve
deneyimledikleri ‘şeylerden’’, paylaşılabilir
bulduklarını bir web ortamında başkaları ile
kısa cümlelerle paylaşma imkanı sunmasıdır”
(2010: 36). Altunay çalışmasında 1000 Twitter
kullanıcısını gözlemlemiş ve bu sosyal medya
uygulamasının gündelik yaşamın ne kadar
içinde olduğunu saptamıştır. Araştırmacı
tarafından yapılan bu ön çalışma sonucunda
ortaya çıkan profil gruplarının aşağıdaki
şekilde sıralanabileceği gözlemlenmiştir:
1. Sayısal Medya Profesyonelleri: Markalar,
sayısal
pazarlama
uzmanları,
ajanslar,
yazılımcılar, tasarımcılar, internet geliştiriciler,
2. Ünlüler: gündelik yaşamlarını, takip ettikleri
ve takipçileri ile paylaşan ünlüler, yaptıkları
işe, takip ettikleri ve takipçilerinin görüşleri ile
katkı sağlamayı amaçlayanlar,
3. Dijital Aktivistler: İran yeşil devrimcileri,
Çinli muhalifler, Greenpeace, İnsan Hakları
Örgütü savunucuları vb.,
4. Bireysel kullanıcılar.
Altunay çalışmasında seçilen kullanıcıların
Twitter profillerini gözlemleyerek; içerikleri de
çözümlemiştir.
İçerik
çözümlemesi,
her
kullanıcının geriye dönük olarak son bir yıllık
ve son bir aylık mesaj sayıları, mesajlar
içerikleri, mesaj saatleri ve kullandıkları
araçları saptayacak şekilde tasarlanmıştır.
Böylece örnekleme dahil edilen 10 kullanıcının
Twitter’a girdiği mesajlar takip edilerek,
gündelik yaşam ile Twitter arasındaki ilişkiyi
nasıl ve ne şekilde ortaya koyduları tespit
edilmiştir.
2011 Genel Seçimlerinde siyasi parti ve
liderlerin sosyal medya kullanımı üzerine genel
bir değerlendirme Ertuğrul Acar tarafından
betimleyici bir düzeyde yapılmıştır (2012: 259-
274). Bu değerlendirme AKP, CHP ve MHP
liderlerinin Twitter hesap bilgilerinin tanıtımı
üzerine yoğunlaşmıştır. Bu noktada Türkiye’de
siyasi partilerin ve liderlerin web 2.0’ın
sağladığı olanaklar nedeniyle sosyal medya
ortamlarını giderek daha yoğun kullanacağını
öngörmek
hiç
de
yanlış
olmayacaktır.
Alexa.com’a göre Türkiye’de İnternet’te en
çok kullanılan uygulamalar içinde Facebook 1.
sırada, Twitter da 10. Sırada yer almaktadır
(Erişim tarihi: 19 Şubat 2012).
2.YÖNTEM
Klaus Bruhn Jensen (2011) çalışmasında,
İnternet çalışmalarında temel yöntemleri altı
kategoriye ayırır. Niceliksel olanlar, çevrimiçi
veya çevrimdışı anket uygulamasından, web
kullanım
bilgisi
vb.
ölçen
laboratuar
deneylerinden,
siyasal
enformasyon
kaynaklarının veya meta-enformasyon olarak
arama motorlarının içerik çözümlemesinden
oluşurken; nitel yöntemler çevrimiçi veya
çevrimdışı
derinlemesine
görüşmelerin
yapılmasından, dijital etnografi olarak da
adlandırılabilecek katılımlı gözlemin yapılması
ile söylem analizi ile tarihsel ve estetik
eleştiriden oluşur (2011: 48). Jensen’in İnternet
yöntemleri konusunda ısrarla vurguladığı,
İnternet’in özel bir analitik nesne olduğu ve
kendi verisini kendisinin ürettiğidir (2011: 52).
Jensen,
İnternet
çalışmalarında
içerik
çözümlemesi ve
söylem çözümlemesinin
yoğun kullanıldığını da belirtir. Bu çalışmanın
yöntemi
de
nicel
ve
nitel
içerik
çözümlemesidir.
Bu araştırma kapsamında, 2011 Genel Seçimle-
rine katılan siyasi partilerin genel başkanları
(ve/veya söz konusu partileri yeni medya or-
tamlarında temsil eden diğer gerçek kişiler),
Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi siyasi
kişiler ve medya profesyoneli (örneğin gazete-
ci, köşe yazarı vb.) olan milletvekili adayları-
nın Facebook ve Twitter resmi hesapları takip
edilerek verilere ulaşılmıştır. Bu amaçla, siyasi
partilerin (veya temsilcilerinin) söz konusu
sosyal medyalardaki hesaplarına üye olun-
muş/takipçi
olunmuş
ve
gönderile-
ri/paylaşımları tematik olarak incelenerek nicel
ve nitel içerik çözümlemesine (Geray 2004)
tabi tutulmuştur. Toplanan veriler arasında,
metin tabanlı gönderilerin yanı sıra fotoğraf,
video paylaşımları gibi görsel malzemeler de
yer almıştır. Niceliksel çözümleme ile söz
Dostları ilə paylaş: |