99
dayanıksızdır ve iyi bir barınak ve sıcak bir ahır olmadıkça bir biri ardına
hastalanır” Vegetius
396
Hun atlarının Pers ve Sicilya atları gibi uzun süre
yaşadığını da ekler. Vegetius çeşitli cins atlara savaşa uygunlukları
bakımından sınıflandırır ve Hun atlarını ilk sıraya koyar. Çünkü ona göre Hun
atları en itaatkar, dirençli ve soğuğa , açlığa en dayanıklı atlardır.
397
Vegetius’un ifadelerinden kendisinin de birkaç tane Hun atı beslediği
anlaşılıyor. Vegetius, Hun atlarının kafalarının büyük, gözlerinin öne doğru
çıkık, burunlarının düz, çenelerinin geniş, boyunlarının güçlü olduğunu
söylemektedir. Kısrakların ise dizlerine doğru eğilmiş olduğunu, tüylerinin gür,
kemiklerinin güçlü, bileklerinin ince, toynaklarının geniş, bellerinin oyuk
olduğunu, kemiklerinin belirgin olduğunu, yağlı olmadıklarını, butta ve sırtta
kas olmadığını söylemektedir. Ayrıca yapılarının boydan ziyade ene
geliştiğini eklemektedir. Vegetius bu atların uysal ve itaatkar olduğunu ve
yaralanmalara karşı dayanıklı olduklarını belirtmektedir. Tipik Hun atı skit
atlarından farklı değildir.
At gücü ve sürati sayesinde de Hun ordusunun vazgeçilmez bir unsuru
idi. Ordunun tamamına yakını atlı birliklerden oluşuyordu. Hunlar çok üstün
atlılardı. “Hunların ve Alanların atlıları yenilemez”
398
di. Hafif silahlarla
donanmış süvari, at üzerinde her tarafa ok atabilirdi. Kılıç sallayabilir ve atın
çevikliği sayesinde de uzaktan muharebe yapabilirdi. Böylece ağır donanımlı
ve yaya olan düşmanlarına büyük bir üstünlük sağlardı. Yular, üzengi gibi at
koşum takımlarıyla da ata hakim olur, özellikle tahta deriden yapılan , önde
arkada başlıklığı olan eyer sayesinde de at üzerinde rahatça otururdu.
399
396
Vegetius Renatus, Mulomedicina, III.7.1
397
Vegetius Renatus, Mulomedicina,III.6.2
398
Vegetius Renatus, Epitome De Rei Militari,III.26
399
Ahmetbeyoğlu, A.g.e. , s. 162
100
2.Ok ve Yay
Hunların kullandığı silahların başında ok ve yay gelmekteydi.
Ammianus
400
Hun silahlarını tanıtırken ok ve yayı ilk sıraya yerleştirmiştir. Ok
uzun muharebe silahıdır. Hunların en büyük başarısı mükemmel ok
kullanmaktı. Onlar at üzerinde dört nala giderken öne, arkaya, yana aynı
emniyetle ok atabilmekteydiler. Olimpiodorus, Hun liderlerinin ok atma
becerisini övmüştür.
401
Sidonius Apollinaris “iyi biçimli yay ve oklar Hunlara zevk verir, onlar
en iyi okçulardır” demektedir. Ammianus “bütün savaşçılar içinde en üstünü
Hunlardır çünkü onlar uzaktan atılan keskin, sivri uçlu kemik oklarla
savaşırlar” demektedir. Oklar yaklaşık bir metre uzunluğundaydı. Ok uçları
genellikle yaprak şeklindeydi
402
ve demirdendi. Ok uçlarının daha değişik
ş
ekilleri yanında Ammianus’un da işaret ettiği gibi amaçlarına göre kemikten
hazırlanmış olanları da vardı. Hunlar oklarını sivri uçları yukarı olmak üzere
ok kutusuna koyarlardı ve bir kutuya ne kadar ok konulduğunu bilmiyoruz.
Hun yayı da skit ve Sarmat gibi yapı olarak komposit şekil olarak
recurve idi. Ancak Hun yayı öncüllerinden hem daha uzun hem daha
güçlüydü. Boyu 140 –160 cm idi ve hayvan siniriyle sağlamlaştırılmıştı. Hun
yayını diğer kompozit yaylardan ayıran en önemli özelliği yapımında yedi
kemik plaka kullanılmasıydı. Bu plakalar yayın tutacak kısmını ve uç kısmını
kuvvetlendiriyordu. Bu yedi kemik plakadan iki tanesi iki uca, üç tanesi
tutacak kısma, iki tanesi yanlara ve bir tane de ortasına yerleştirilirdi.
403
Hun
yayı asimetrik idi. Üst ucu alt ucuna göre daha uzundu.
404
Bu yaylar Hunların
savaşlarda kullandığı yaylardı. Hunlar avcılıkta farklı bir yay kullanıyorlardı.
Savaş yayları ve avcılık yayları tüfek ve çifte kadar birbirinden farklıydı.
405
400
Ammianus Marcellinus,XXXI. 2. 9
401
Maenchen, J.Otto;Helfen, The World Of the Huns, California University Press, Berkeley,
1973,s.231
402
Hildinger, A.g.e., s. 29
403
Maenchen, J.Otto-Helfen, A.g.e., s.222
404
Hildinger, A.g.e., s. 29
405
Maenchen, Otto,Helfen, A.g.e., s.225
101
3.Kılıç,Kama ve Mızrak
Ok ve yayın yanında Hun süvarisinin hücum silahları kılıç, kama ve
mızrak idi. Kılıç, ok ve yaydan farklı olarak yakın savaşlarda kullanıyordu.
Ammianus Marcellinus
406
Hun silahları hakkında şu bilgileri vermektedir;
“Hunlar hızlı hareket edebilmek için hafif silahlanmışlardır. Onlar, bütün
soylar içinde en üstün savaşçılardır. Çünkü onlar uzaktan keskin, sivri uçlu
kemikten oklarla savaşırlar. Sonra aradaki mesafeyi atla dört nala katedip
kendi canlarını hiçe sayarak kılıçla adam adama dövüşürler. Düşmanlar kılıç
darbelerine karşı korunurken onlar ilmik atılmış ipleri düşmanlarının üzerine
fırlatırlar. Düşmanlar buna dolanıp organları birbirine dolaşınca, onları ata
binmekten yada ayakta durabilmekten men etmiş olurlar.” Mauricios
407
da
Hunların zırhla, kılıçla okla ve mızrakla donandığını belirtmektedir ve Hun
silahlarını anlatmaya devam etmektedir; “ Hunların çoğu çarpışma sırasında
iki silahla saldırır, omuzlarında mızrakları asılıdır ve ellerinde oklarını tutar.
htiyaç olması durumunda her ikisini birden kullanırlar.”
Hun kılıcının her iki tarafı keskindi ve nispeten dar bir levhadan
oluşurdu. Kılıçların muhtelif boylarda muhtelif örnekleri vardı.
408
Kılıçlar aşağı
yukarı 70-75 cm boyunda ve 3 cm enindeydi. Bu kılıçların kabzaları muhtelif
kıymetli taşlarla ve altın kaplamalar ile süslüydü.
409
Kılıçlar kın içinde
muhafaza edilirdi.
Yakın savaşlarda kama da kullanılıyordu. Bunların boyları genellikle
30-40 cm idi.
Sarmatların uzun ve ağır mızraklarını Hunlar da kullanıyordu. Tacitus
bu mızrakların iki elle tutulduğunu söylemektedir. Ağır silahlı Hun
süvarilerinin Alan ve Roma “kataphrakt”ları gibi, uzun saplama mızraklarını
kullanmış olmaları kuvvetle muhtemeldir.
406
Ammianus Marcellinus,XXXI. 2, 9.
407
Mauricios, Strategikon, XI
408
Öğel, “Türk Kılıcının Menşei ve Tekamülü Hakkında”, DTCF Dergisi, sayı 5’den ayrı
basım,Ankara, 1948. s.431-458
409
Nemeth, A.g.m., s.882
Dostları ilə paylaş: |