96
2.3.3. Rusya Federasyonu ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde Türk
Diasporası
Bazı Türk inşaat firmaları, dağılan Sovyetler Birliği’nde izlenen açıklık ve
yeniden yapılanma politikaları sonucu geliştirilen ekonomik ilişkiler çerçevesinde,
1986 ve izleyen yıllarda toplanan Karma Ekonomik Komisyonca alınan kararlar
uyarınca, bu ülkede sosyal ve kültürel amaçlı tesislerin, ekonomik ve ticari ilişkilerin
gelişmesiyle de sanayi tesislerin yapımını üstlenmişlerdir. Azerbaycan ve Orta Asya
Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarına kavuşmalarından sonra da bugünkü Rusya
Federasyonu, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan ile
Türkiye ilişkileri çeşitli sektör ve iş hacmi açısından önemli ölçüde gelişme
göstermiştir. 5 Türk Cumhuriyetinde resmi kayıtlara göre 480 Türk şirketinin faaliyet
gösterdiği bildirilmekte, ancak söz konusu şirket sayısının çok daha yüksek olduğu
tahmin edilmektedir (www.ekutup.dpt.gov.tr).
İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü’nün kayıtları ve ilgili
büyükelçiliklerin verdikleri bilgilere göre, müteşebbis ve bağımsız olarak çalışan,
halen bu ülkelerde 120.000 civarında Türk diasporası olduğu tahmin edilmektedir
(www.ekutup.dpt.gov.tr).
2.3.4. Avustralya’da Türk Diasporası
Avustralya’ya Türkiye’den göç 1960’lı yılların ikinci yarısında başlamıştır.
Daha önceleri İngiliz pasaportu ile gelerek Avustralya’ya yerleşen Kıbrıslı Türkler, o
dönemde 2500 gibi bir nüfusa ulaşmış olmasına rağmen, Türkiye’den ilk toplu halde
göç 1968 yılında gerçekleşmiştir. 14 Ekim 1968’de 51 erkek, 42 kadın, 75 çocuktan
oluşan ilk Türk göçmen kümesinde Sydney’e toplam 168 kişi gitmiştir. Bu göçmen
kümesi Sydney ve Melbourne’e daha önceden yerleşmiş Kıbrıslı Türklerin coşku
dolu gösterileriyle karşılanmışlardır. Göç anlaşması ile 1975 yılına kadar 20.000’e
yakın Türk Avustralya’ya yerleşmiştir. Bunu izleyen yıllarda Türkiye’den
Avustralya’ya göç azalmakla birlikte, daha çok aile birleşimi, kişisel başvurular ve
mülteciler ile bugüne kadar devam etmiştir. 1991 nüfus sayımında evinde Türkçe
konuşan 5 yaşından büyük Avustralya vatandaşlarının sayısı 38.000 olarak
belirlenmiştir. 1990’lı yılların sonlarına doğru, Sidney ve Melbourne şehirlerinde
yaklaşık 20’şer bin olan Türkiye kökenli nüfusun geri kalanı da öteki eyalet
97
başkentleri ile taşradaki küçük şehirlerde yaşamaktadır. Türkiye Türkleri, Kıbrıs
Türkleri, Batı Trakya Türkleri ile toplam Türk nüfusu 150.000 dolaylarındadır.
Avustralya’da bulunan Türkler, azınlık hakları ve sosyal problemleri bakımından
Batı Avrupa ülkelerine çoğu işçi olarak giden vatandaşlarımızdan farklı değildir.
Ancak bu ülkede bulunan Türk vatandaşları, iki ülkenin uzaklığı sebebiyle kalıcı
yerleşme bilincine daha çok sahiptirler (www.turkfederasyon.com).
2.3.5. Kuzey Amerika’da Türk Diasporası
ABD’nde yaşayan Türklerin sayısının yaklaşık 250.000–300.000 olduğu
tahmin edilmektedir. ABD’de yaşayan Türkler büyük ölçüde ülkenin sosyal ve
ekonomik yaşamıyla bütünleşmiş konumdadırlar. Bu ülkedeki Türklerin önemli bir
kısmı profesyonel meslek dallarında çalışmaktadır. ABD’deki üniversitelerde
yaklaşık 2.000 Türk öğretim görevlisi bulunmaktadır. ABD’de 100’e yakın Türk
derneği bulunmaktadır. Bunların büyük çoğunluğu, iki örgütün çatısı altında
toplanmışlardır. Bu örgütlerden birincisi merkezi New York’ta olan Türk
Amerikan Dernekleri Federasyonu (FTAA) ve diğeri Washington’daki Türk-
Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA)’dir. 1979 yılında kurulan ATAA,
ABD’deki Türk toplumunun, yaklaşık 1500 civarında üyesi bulunan en büyük çatı
kuruluşu durumundadır. ATAA, çıkardığı yayınlar, düzenlediği konferanslar ve
gerçekleştirdiği festivallerle, Türkiye’nin tanıtımında önemli bir rol oynamaktadır
(www.mfa.gov.tr).
Bir diğer Kuzey Amerika ülkesi olan Kanada’da ki Türklerin toplam sayısının
42.000’e ulaştığı tahmin edilmektedir. Bunların önemli bir bölümü yüksek okul
mezunu olup, Kanada toplumuyla bütünleşmiş durumdadırlar. Türkiye’den
Kanada’ya ilk göç akımı 1956–1975 yılları arasında olmuştur. Kanada’daki Türk
derneklerinin toplam sayısı 46 olmakla beraber aktif işlev görenlerin sayısı 11’dir.
Bu dernekler, merkezi Toronto’da bulunan Kanada Türk Dernekleri Federasyonu (19
dernek) ve Kanada Kıbrıs Türk Dernekleri Federasyonu (6 dernek) adlı iki kuruluşun
çatısı altında toplanmıştır (www.mfa.gov.tr).
98
ÜÇÜNCÜ KESİM: TÜRKİYE’NİN GİZİL GÜCÜ: DIŞ TÜRKLER
Dış Türkler konusunun önemine binaen devlet politikalarına girmesi
1908’den itibaren İttihat ve Terakki Partisi’nin üst düzey yöneticilerinin, Osmanlı
İmparatorluğu dışındaki Türklerle ilgilenmeye başlaması ve de ilk olarak Gaspıralı
İsmail Bey ile mektuplaşmalarıyla başlamıştır. İttihatçıların Osmanlı İmparatorluğu
dışındaki Türklerle ilgilenmesinin temelinde iki önemli neden yatmaktadır. Bu
nedenlerden ilki gerçekçi gerekçelere dayanan Osmanlı İmparatorluğu’nun “ulus-
devlet” yapılanmasını tamamlayabilmesi için gerekli olan Türklük bilincinin gelişimi
anlayışıdır. İkinci neden ise, bu sürecin duygusal yanını oluşturan Turancılık
anlayışıdır. Bu nedenler doğrultusunda İttihatçılar tarafından oluşturulan ilk Türk
istihbarat örgütü olarak kabul edilen Teşkilât-ı Mahsusa’ya sımsıkı bağlı olarak
Rusya Türklerini içine alan ilk Milli Merkez Komiteleri kurulmuştur. Milli Merkez
Komiteleri Rusya’dan gelen askeri, siyasal, sosyal ve toplumsal bilgi akışını
değerlendirmekte ve Rusya’dan gelen Türklerin, özellikle de öğrencilerin denetim
altında tutulması sağlamakta ve bunlara Türklük bilinci aşılanması gibi önemli
işlevleri yerine getirmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda da, Milli
Merkez oluşumu aynen muhafaza edilmekte, hatta bizzat Atatürk tarafından
gelenekselleştirilmektedir. Atatürk’ün bu oluşuma yeni katkıları ve oluşumla ilgili
yeni düzenlemeleri olmuştur. Bu katkılar Atatürk’ün Dış Türklere olan ilgisini de
göstermektedir. Bu yeni düzenlemeler;
Milli Merkezlerin sayısı arttırılmış ve doğrudan Milli İstihbarat Teşkilatı
(M.İ.T.) bünyesi içine alınmıştır. “Kırım Milli Merkezi”, “Azerbaycan Milli
Merkezi”, “Türkistan Milli Merkezi” gibi. Ayrıca, Balkanlardaki Türk azınlıkları ile
ilgili merkezler de faaliyete geçirilmiştir.
Sovyet işgalinden sonra Rusya’dan kaçmak zorunda kalan Türk
liderlerine ve entelektüellerine bu merkezlerde hizmet şansı ve fırsatı sunulmuştur.
Milli Merkezler, temel işlev olarak, Türk Devleti ile hedef bölgede
yaşayan Türkler arasında çok yönlü bir köprü oluşturmakta, çok yönlü bilgi temin
etmek, bilgi akışını güvenilirlik testinden geçirmek, yabancı servislerle ilişkisi olan
ajan-provokatörleri saptamak ve kontrol altında tutmak, ilgili elçilik mensuplarının
Dostları ilə paylaş: |