132
kendisini pasifleştirmektedir. Bir örnek vermek gerekirse ABD’nde sayıları yaklaşık
olarak 750.000 kadar olan Ermeniler 1228 Ermeni lobi kuruluşuna sahiptir. Bu lobi
kuruluşları yılda yaklaşık 300 milyon dolar harcayarak 25.000’in üzerinde film,
makale, kitap hazırlamakta, propaganda amaçlı haberler yayınlamaktadır (Budak,
2007, 97–116). Bu şekilde kendi tezlerini her ne kadar bilimsellikten uzak dahi olsa
tarihi gerçeklermiş gibi insanların önüne getirmekte ve Türkiye tarafından da etkili
bir karşı kampanya olmayınca Ermeniler dışındaki diğer Amerikalıları da
etkileyebilmektedirler. Oysa aynı ABD’nde Ermeni iddiaları karşısında 1985 yılı
Mayıs ayında New York Times ve Washington Post gazetelerinde 69 Amerikalı
bilim adamının imzası ile bir bildiri yayınlanmıştır. Bu bildiride, ABD Kongresi’ne
sunulan ve Türkiye’yi soykırım ile suçlayan karar tasarısındaki ifadelerin tarihi
gerçekleri çarpıttığı gerekçeli bir şekilde belirtilmiştir. Bildiride Bernard Lewis,
Justin McCarty, Stanford Shaw, Healt Lowry, Dankwart Rustow, Alan Fisher, Pierre
Oberling ve Roderiick Davison gibi dünya çapında ün yapmış bilim adamlarının
imzası bulunmaktadır. Bu bilim adamlarının varlığı bu bildiriyi bir bilirkişi raporu
haline getirmiştir (Ekşi, 2006, 4). Aradan geçen zamanda ise Ermeni iddiaları
defalarca daha kongreye taşınmış hem Ermenilerin daha ısrarlı lobi çalışmaları hem
de Türkiye’nin kayıtsızlığı sonucunda bugün Türkiye zamanında sahip olduğu
Amerikalı bilim adamların desteğinden de mahrum olmuştur. Ortaya çıkan sonuç
sadece Türkiye düşmanlığı olarak algılanırsa bir hata yapılmış olacak ve Ermeniler
istedikleri ortamı elde etmiş olarak rahatça faaliyetlerine devam ederek daha fazla
insanı kendi saflarına çekeceklerdir. Oysa farklı bir bakış açısıyla bu tür faaliyetler
azınlık bir karşı cephenin lobicilik başarısı olarak görülerek ve bununla en iyi
mücadele yönteminin yine başarılı lobicilik olduğu gerçeğinden yola çıkarak bu
yönde yürütülen faaliyetlerle hem Türk halkı kendisini dünya üzerinde yalnızlığa
itmemiş olacaktır hem de birçok alanda başarılara imza atılabilecektir.
Bu bölümde Türkiye’nin diaspora Türkleri dolayısıyla sahip olduğu gizil
gücü açığa çıkarıp etkin şekilde kullanabilme araçlarından biri olan lobicilik
hakkında bilgi verilecektir.
133
5.1. Lobiciliğin Tarihsel Gelişimi
Tarihte ilk lobi faaliyetini Fransızların yaptığı görülmektedir. XVI. Louis
döneminde Vergennes Kontu Fransa'nın ABD’ne sattığı silahların ödenmesi için lobi
faaliyetlerinde bulunmuştur (Hanlı, 2003). ABD’nde ise “lobici” kelimesi ilk kez
1839’da “lobi ajanı” olarak Albany şehrinde kendilerine taraftar arayan ve kulisçilik
faaliyetleriyle uğraşan kişiler için kullanılmıştır. Daha sonra lobici olarak kısaltılmış
ve geniş kullanım alanına kavuşmuştur (Dinçer, 1999).
“Lobicilik” deyimi ise ilk olarak ABD Başkanı Ulyses Grant’ın Llard
Oteli’nin lobisinde yürüttüğü çalışmalar için kullanılmıştır. Başkanın otelde
olduğunu öğrenen birçok kişi otele gelerek işlerini halletmeye çalışmış ve zamanla
işler otel lobisinde halledilmeye başlanmıştır. Önceleri “lobideki iş bitiriciler” olarak
adlandırılan bu kişilerin yürüttükleri faaliyetin adı zamanla “lobicilik” olmuştur
(Dinçer, 1999).
ABD’nde cumhuriyetin ilk yıllarında kaba güçle hatta silah gücüyle
sürdürülen lobi faaliyetlerine zamanla kongre üyelerini yemeğe götürme ve rüşvet
gibi yöntemlerle devam edilmiştir. 1850’lere gelindiğinde sayılarının artmış olduğu
görülen lobicilerin lobicilik alanında kullandığı en genel yöntem rüşvet olmuştur.
Bunun yanı sıra güzel kadınları kullanmak, resmi yemekler, davetler, kokteyller,
balolar ve kulis faaliyetleri gibi çeşitli yöntemler de kullanılmıştır. 1800’lü yılların
sonlarına gelindiğinde lobiciliğin boyut değiştirdiği görülmektedir. Büyük şirketler
çıkarları doğrultusunda aracı kişilerden yararlanmak yerine, destek için kongre
üyelerine, yerel yöneticilere, belediye meclis üyelerine doğrudan başvurmaya
yönelmişlerdir. Bu yıllarda lobi ve lobicilik olumsuz bir imaj edinmiştir. Lobicilere
ilk karşı çıkış Başkan Wilson tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu sayede büyük oy
toplayan Wilson lobi faaliyetlerini yasaklamıştır (Dinçer, 1999).
Daha sonraki yıllarda demokrasinin gelişimiyle birlikte ABD’nde lobicilikte
gelişir. Lobicilik yasalarla düzenlenmeye başlar, yaygınlaşır, çeşitlenir ve
kurumsallaşır. İlk olarak ABD’nde profesyonel anlamda başlayan lobicilik,
Avrupa’ya ise 1980’li yıllarda yayılır (Kaleağası, 2006).
134
5.2. Lobicilik Kavramı ve Uygulamaları
Zamanla çeşitlenen lobi faaliyetlerinin değişik şekillerde uygulamalarını
görmek mümkündür. Bazı lobiler sivil toplum örgütleri şeklinde örgütlenir. Bunlar
belli hedeflere odaklanırlar. Özellikleri açısından farklılık gösterirler. Örneğin belli
etnik grupları temsil eden lobiler olduğu gibi belirli bir amaç doğrultusunda
örgütlenmiş lobiler de mevcuttur. Ekonomik çıkarların ön planda tutulduğu kurumsal
lobiler de farklı bir örnek olarak gösterilebilir.
Sivil toplum kuruluşu olarak örgütlenmelerin dışında ticari işletme şeklinde
örgütlenmiş lobilerde mevcuttur. Bu şirketler müşterilerin istekleri doğrultusunda
lobi faaliyetlerinde bulunurlar. Bu türlü lobi şirketlerinin sayısı da her geçen gün
artmaktadır. Özellikle eski siyasilerin bu tür şirketlerde faaliyet gösterdikleri dikkat
çekmektedir.
5 Mayıs 2005 tarihinde birçok STK’nun katılımı ile gerçekleşen bir etkinlikte
lobicilik, lobicilik faaliyet alanları, lobicilik için kullanılması gereken dil, lobicilik
için itici faktörler, lobicilikte araştırmanın önemi gibi konularda çalışmalar
yapılmıştır (www.hazargrubu.org, 2005). Bu çalışmanın içeriğine baktığımızda
aşağıdaki sonuçlar görülmektedir.
Lobicilik bir hedef doğrultusunda bir grup insanı harekete geçirmek için
düzenlenmiş ikna aktiviteleridir. Bu aktivitelerin stratejik ve planlı olması gerekir.
Lobiciliğin belirli ana hatları vardır. Bunlar;
-
“Konu sen değilsin “onlar”dır,
-
Kazanmak için % 50 + 1 yeterlidir,
-
Hedef her zaman çok net olmalı,
-
Dünya küçük istediğin insana ulaşabilirsin,
-
Söylediğin şey karşındakinin menfaatine de hitap edebilmeli.”
Lobicilikte itici olarak belirlenen faktörler;
-
“Hayatın yönünü değiştiren tecrübe,
-
Statü,
-
Para,
-
Kabul görme,
-
Dünya görüşü.“
Dostları ilə paylaş: |