138
Lobi faaliyetleri birçok alanı kapsayan amaçlar doğrultusunda çok çeşitlilik
arz eden kümeler tarafından yürütülürken özellikle dış politikaya etkileri bakımından
etnik grupların lobicilik faaliyetleri ön plana çıkmaktadır. Bu ülkede dış politikaya
etkisi bakımından en etkili lobi İsrail lobisidir. Yunan lobileri ve Ermeni lobileri de
oldukça etkili konumda bulunurken Türk lobisi bu lobilere kıyasla çok daha az etkili
bir görünüm sergilemektedir.
5.3.2. Avrupa Birliği’nde Lobicilik
Avrupa Parlamentosu, lobi çalışmalarına bir düzen vermek için parlamento
başkanı Baron Enrique Crespo döneminde (1989–1994) parlamenter Marc Galle’yi
görevlendirerek bu doğrultuda çalışmalara başlamıştır. Değişik tüzük ve
yönetmelikler yapılmıştır ve bu çalışmalar halen devam etmektedir. İlk tüzük İngiliz
Glyn Ford ve Fransız Jean-Thomas Nordmann’ın yönettiği komisyon tarafından
hazırlanmış ve 1996 Haziran’ında parlamento başkanlığına sunulmuştur. Bu tüzükte
parlamentoya giriş ve çıkışlar, hediyeler ve davetli olarak gidilen geziler konusuna
bazı kurallar getirilmiştir. 1990’lı yılların başlarında AB’nde 20.000’in üzerinde
lobicinin olduğu ve bunların yıllık kazançlarının 450 milyon Euro’yu geçtiği tahmin
edilmektedir (Hanlı, 2003).
Avrupa’da lobicilik faaliyetleri, Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile
birlikte yoğunluk kazanmıştır. İlk lobiyi yapanlar Fransız tarımcıları olmuş, daha
sonra büyük otomobil firmaları bürolar açmaya başlamışlardır. Bununla kalmayıp,
kendi bürolarını muhafaza ederek ortak bürolar açmışlardır. Bunları, bölgeler,
şehirler, sendikalar, üniversiteler, barolar, dernekler bürolar açarak takip etmişlerdir
(Hanlı, 2003).
Brüksel’de lobi büroları, daha çok Avrupa Parlamentosu ve Komisyonu
nezdinde faaliyet göstermektedir. Bunun için bu kuruluşların yapılarını ve işleme
şekillerini iyi bilmek gerekmektedir. Bir konuyu istenilen sonuca ulaştırabilmek için,
neyin nerede olduğunu, kimin ne ile ilgilendiğini takip etmek gerekli ve zorunludur.
Lobi büroları, bu çalışma sistemi içinde eğitim ve bilgi toplama merkezleri haline
gelmektedir. Edindikleri bilgileri, temsil ettikleri kuruluşlara ulaştırarak, onları
gelecek değişikliklere hazırlama görevini yerine getirmektedirler. Bu çalışmalara ek
ve destekleyici olarak, aynı zamanda lobi çalışması olarak kabul edilen seminer,
139
konferans ve forum sektör faaliyetleri de yürütülebilmektedir. AB’nde değişik
ülkelerin lobi konusundaki yaklaşımları değişik olduğu gibi, çalışma sistemleri ve
uyguladıkları metotlar da farklılık arz etmektedir (Hanlı, 2003).
5.3.3. Türkiye’de Lobicilik
Lobiciliğin amacı, kanun yapıcılar nezdinde belli bir konunun gündeme
getirilmesi ve yürütülecek çalışmalarla alınacak kararların önceden haber alınması,
istenmeyen bir karar çıkacaksa bunun önlenmesidir.
Türkiye’de lobicilik iş bitiricilik, arabuluculuk ve iş takipçiliği olarak
adlandırılmaktadır ve kötü bir algılama yaratmaktadır. Genel olarak rüşvetin geçerli
olduğu bir çalışma alanı olarak görülmektedir.
Türkiye’de lobicilik meslek olarak yerleşmediği için genel olarak
milletvekillerinin ya da karar vericilere yakın bazı eş, dost, akrabanın yaptığı iş
takipçiliği şeklindedir. Türkiye’de sadece lobi faaliyetleri ile uğraşan lobi
şirketlerinin bulunmayışı, profesyonel lobi hizmetlerinin yerini geçmişte siyasi
partilerin seçim kampanyalarını yürütmüş reklam ajanslarının ve bazı halkla ilişkiler
şirketlerinin sunduğu lobi çalışmalarının almasına sebep olmuştur (Dinçer, 1999,
172).
Türkiye’de lobicilik faaliyetlerinde satılacak mal ve hizmetin rekabet gücü,
kanuna uygun faaliyet alanları gibi konularda çalışmalar yapılmaktadır. Bu
doğrultuda yapılan araştırmalar, Ankara’da siyasi ve ekonomik gelişmeleri içerir.
Çalışmaların ilk aşamasında meclis çalışmalarının izlenmesi, konuların taslak
aşamasındayken gerçekleştirilmesi oluşturur. İkinci aşamada elde edilen veriler,
gelişmeler ilgili kuruluşlara iletilir ve kararların sektör üzerindeki etkileri üzerinde
durulur. Son aşamada ise birlikte çalışılan kuruluşların düşünceleri kanun yapıcılara
aracılar tarafından iletilir. Tüm bu çalışmaların hedefi gelişmeleri mümkün
olabildiğince erken öğrenebilmek, bu şekilde atılacak adımlara önceden karar
verebilmektir (Dinçer, 1999, 172).
Türkiye’de farklı bir lobi çalışması ise şirketlerin kendi genel müdür ya da
etkili elemanlarının kanun yapıcılarla görüşerek karşılaşılan sorunları aşmaya
çalışılması şeklinde kulisçilik faaliyeti olarak yürütülmektedir. Bu tür faaliyetler kısa
vadedeki çıkarlara cevap verebilmektedir (Dinçer, 1999, 172).
140
Türkiye’de uygulanan lobi teknikleri ise şu şekilde özetlenebilir (Dinçer,
1999, 174–176).
Bireysel olarak yürütülen, kanun yapıcılara yapılan ziyaretler şeklinde
gerçekleştirilen lobi faaliyetlerinde hedef doğrultusunda yapılabilecek yeni
düzenlemelerin yararları ve eskisine göre avantajları yetkililere sunulur.
Diğer bir teknik ise dostlukların ya da hemşerilik bağlarının kullanılmasıdır.
Bu yolarla yapılan iletişim süreci içerisinde bazı engeller kendiliğinden ortadan
kalmaktadır.
Kanun yapıcılara ya da bürokrat çevrelerine yakın isimlerin bulunarak
arabulucu şeklinde yararlanılması diğer bir lobi tekniğidir.
Yaygın olarak kullanılan diğer teknik ise işi adamlarının bizzat partililerle
görüşerek ve bu görüşmeler esnasında siyasi partilere bağışlar yapılarak görüşlerin
aktarılmasıdır.
İşadamlarının birleşmesi dernekler, odalar, vakıflar oluşturarak maddi bir güç
olarak yetkililere görüşlerin bildirilmesi de etkili bir yöntemdir.
Türkiye’de medya çıkar grupları tarafından etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
Kitlelere fikirleri dayatma açısından başvurulan bir lobi tekniğidir.
Yasal çerçeveler içerisinde düzenlenen mitingler ve toplantılar, basın
toplantıları gibi tekniklerin yanı sıra mektup, telefon, elektronik posta gibi
yöntemlerde son zamanlarda sıkça kullanılan tekniklerdendir. Buna örnek olarak
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “iffetsiz öğrenci” tanımı konusunda İzmir kadın
derneklerinin telgraf, faks çekerek yaptıkları protesto yasanın tekrar gözden
geçirilmesini sağlamıştır.
Türkiye’de yaygın olarak kullanılan bir diğer yöntem ise rüşvet ve tehdittir.
Tehdit devlet görevlilerinin atanması ve yer değiştirmesi, milletvekili seçimlerinde
finansal desteğin sağlanmaması, karar vericilerin özel hayatlarının ifşa edilmesi
şeklinde yürütülmektedir. Bu sayede çıkar sahipleri kendi istekleri doğrultusunda
işlerin yürümesini temin etmeye çalışmaktadır.
Rüşvet ise Türk Ceza Hukukunca yasaklanmış olmasına rağmen yinede ilgili
yasal düzenlemelerdeki boşluklar kullanılarak etkin şekilde bir teknik olarak
kullanılmaktadır. Tehdit ve rüşvet özellikle birçok ihale kararının alınmasında etkili
olmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |