12
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve
Sosyal Bilimler Sempozyumu
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
IV. International Symposium on Educational and
Social Sciences in Turkish Cultural Geography
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
Türkiye’nin Doğusu Ve Batısı Arasında Demografik Süreç Ve Yapı Farklılığı: İzmir Ve
Van İlleri Örneği
Doç. Dr. Murat YILMAZ
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi
myilmazcog@yyu.edu.tr
Özet
Bilindiği gibi Türkiye’nin doğusu ve batısı arasında sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel farklılıklar
bulunmaktadır. Bu farklılık demografik süreçleri ve yapıyı da etkilemektedir. Türkiye’nin doğusu ve batısında
demografik açıdan farklı süreçler yaşanmaktadır. Demografik olarak yaşanan süreçler beşeri coğrafyada
genellikle yüksek durağanlık, ilk yayılma, geç yayılma ve düşük durağanlık olarak dört aşamaya ayrılır. Doğuda
doğal artış hızının yüksek olduğu ilk yayılma aşaması yaşanırken batı illerimizde doğal artış hızının oldukça düşük
olduğu geç yayılma aşaması yaşanmaktadır.
Günümüzde ülkemizin doğusunda doğum oranı yüksekken batıya doğru gidildikçe bu oran düşmektedir.
Bu durum nüfusun doğal artış hızının da doğuda yüksek, batıda düşük olmasına neden olmaktadır. Bu değişkenlere
bağlı olarak ülkemizin doğusu ile batısı arasında nüfusun yaş-cinsiyet yapısı, bağımlılık oranı ve ortanca yaş gibi
değerler açısından önemli farklar ortaya çıkmaktadır.
Bu çalışmada Doğu Anadolu Bölgesi’nden Van ile Batı (Ege) Anadolu’dan İzmir illerine ait veriler
karşılaştırılarak Türkiye’nin doğusu ve batısı arasındaki demografik süreç ve yapı farklılığı somut veriler ışığında
irdelenmiştir. Van’da doğal artış hızı, çocuk nüfus oranı gibi değerler Türkiye’deki ortalama değer ve İzmir’e
göre daha yüksek iken medyan yaş, çalışma çağındaki nüfus ve yaşlı nüfus oranı gibi değerler ise daha düşüktür.
İzmir’de ise tablo tamamen tersidir. Yani doğal artış hızı ve çocuk nüfus oranı düşük buna karşın ortanca yaş,
çalışma çağındaki nüfus ve yaşlı nüfus oranı gibi değerler ülke ortalaması ve Van’a göre daha yüksektir.
Her iki ildeki demografik süreç ve yapı farklılığı, ülkemizin doğusu ile batısı arasındaki nüfus eksenli
problem ve fırsatların da farklı olduğu anlamına gelmektedir. Doğudaki yüksek genç nüfus oranı işsizliğe neden
olmaktadır. Batıda ise yaşlı nüfusun fazla olması çalışan nüfus ile çalışma çağının dışına çıkmış nüfus arasındaki
dengeyi olumsuz etkilemektedir. Öte yandan doğuda genç nüfusun halen fazla olması ve doğumların yüksek
olması, ülkemizde 10-15 yıldır başlayan nüfusun yaşlanma sürecini yavaşlatan olumlu bir etken olarak
değerlendirilebilir. Batı illerimizde ise nüfusun yavaş artması işsizliği azaltan bir etken olarak değerlendirilebilir.
Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere Türkiye’nin doğusu ve batısında yaşanan demografik süreçler çeşitli
problemler doğurmakta ama aynı zaman bazı açılardan da fırsatlar oluşturmaktadır.
Anahtar kelimeler. Türkiye, İzmir, Van, demografik süreç, demografik yapı.
13
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve
Sosyal Bilimler Sempozyumu
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
IV. International Symposium on Educational and
Social Sciences in Turkish Cultural Geography
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
Abdulgani Halil Efendi’nin Maktel-İ Hüseyin’i Yahut Tevarih-İ Teberrük’ü
Murat ÖZTÜRK
Van YYÜ
muratozturk8@gmail.com
Maktel veya Maktel-i Hüseyinler edebiyatımızda Hz. Hüseyin ve beraberindeki yetmiş iki kişinin Kerbela
çölünde Muaviye’nin oğlu Yezid ve ordusu ile yaptıkları savaş neticesinde hayatlarını kaybetmelerinin konu
edildiği bir türdür. Türün diğer adı Muharremiyedir. Bu türe dair yazılan manzum veya mensur eserlerde olayın
ayrıntıları bütün trajedisiyle konu edilir. Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi gerek Sünni gerekse Alevi-Bektaşi-Şii
çevrelerde ortak bir hüzün dili kullanılmasına sebep olmuştur. Bu eserlerde lirik ve hazin bir üslup ve dil kullanılır.
Türk edebiyatında konuyla ilgili yüzlerce şiir yazılmış, az sayıda da mensur eser kaleme alınmıştır. Bu bildiride
hakkında edebiyat kaynaklarında yeterli bilgi bulunmayan ve şimdiye kadar hakkında yapılmış bir çalışmaya
rastlayamadığımız Abdulgani Efendi’nin Maktel-i Hüseyin türündeki, Tevarih-i Teberrük’ü tanıtılmaya
çalışılacaktır. Eserin yazma nüshası, katalog bilgileri, başlıkları, maktel geleneğine göre şekil ve muhteva
özellikleri üzerinde dıurulacaktır. Eserin mersiye, muharremiye ve maktel türleriyle ilgisi de değerlendirilecektir.
Eserde yer yer başvurulan manzum kısımların şiirsel özellikleri ve içeriğe dair etkileri de dikkate sunulacaktır.
Anahtar kelimeler:Maktel, Kerbela, mersiye, Hz. Hüseyin, Abdulgani Efendi
14
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve
Sosyal Bilimler Sempozyumu
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
IV. International Symposium on Educational and
Social Sciences in Turkish Cultural Geography
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
Sosyal Bilgiler Dersi “Demokrasinin Serüveni” Ünitesinde Öğrencilerin Bilişsel
Yapılarının Ve Kavramsal Gelişim Süreçlerinin İncelenmesi
Tekin Çelikkaya
Ahi Evran Üniversitesi
tcelikkaya@gmail.com
Mutlu Kürümlüoğlu
Ahi Evran Üniversitesi
dmnmutlu@gmail.com
Bilim ve teknolojinin ve bunlara paralel olarak bilgi birikiminin çok hızlı bir şekilde arttığı günümüzde,
bilgilerin tamamının öğrenenlere aktarılması zor olacağı için son yıllarda artık kavramlar düzeyinde öğretime
önem verilmeye başlanmıştır (Özmen, 2005: 24). Kavram öğrenme özellikle ilköğretim kademelerinde
gerçekleşen, yaşam boyu kullanılan ve yeni öğrenmelere temel oluşturan bir süreçtir. Öğrencilerin belli bir konuyu
öğrenmesi de ancak o konuyu tanımlayan ve yapılandıran kavramlar ışığında düşünmeyi öğrenmesi ile
gerçekleşmektedir.
Herhangi bir konuda anlamlı öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrencilerin o konuyla ilgili ön bilgileri
tespit edilmeli, öğrencilerin geçmiş yaşantı ve tecrübelerinden getirdikleri bilgi, tutum, beceri ve deneyimlerini
yeni kavramlar ile ilişkilendirmeleri sağlanmalıdır.(Akgün ve Aydın, 2009: 191 Öğrencinin bilişsel yapısını ve bu
yapıdaki kavramlar arasındaki bağları, yani bilgi ağını gözler önüne nasıl koyabiliriz? Öğrencilerin uzun dönemli
hafızasındaki kavramlar arasındaki ilişkilerin yeterli olup olmadığını veya anlamlı olup olmadığını nasıl tespit
edebiliriz? Verilen bu soruları cevaplamak amacı ile eğitimciler çeşitli metotlar kullanmışlardır (Bahar ve Özatlı,
2003:75)
Bir ölçme aracı ya da bir tanılama aracı olarak kullanılabilen Kelime İlişkilendirme Testi(KİT); dersin
başında ön test, sonunda da son test olarak uygulanır. Uygulama tamamlandığında her iki testin sonuçları
birbiriyle mukayese edilir. Bu mukayese ile kavram gelişimleri konusunda öğrencilerdeki değişiklikler izlenir
(Bahar vd., 1999). KİT, öğrencilerin bilişsel yapısını ve bu yapıdaki kavramlar arasındaki bağların anlamlı olup
olmadığının tespiti açısından oldukça önemlidir. Ayrıca uzun dönemli hafızadaki kavramlar arası ilişkilerin
yeterliliği veya yetersizliği de bu testlerle ortaya çıkarılabilir. KİT, öğrencilerin bilişsel yapılarını ortaya koymak,
kavram yanılgılarını tespit etmek ve kavramsal değişimleri belirlemek gibi amaçlarla kullanılmaktadır.
Araştırmada yöntem olarak mevcut durumu tespit etmek amacıyla tarama yöntemlerinden boylamsal
tarama yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Sivas ili Kangal ilçesine bağlı bir ortaokulun 6.
sınıfa devam eden 46 öğrenci oluşturmuştur.Araştırmada veri aracı olarak KİT kullanılmıştır. Testi oluşturmak
amacıyla “demokrasinin serüveni” ünitesinde yer alan 10 kavram (giriş düzeyinde: Cumhuriyet, Demokrasi,
Meşrutiyet, Monarşi, Oligarşi,Saltanat,Teokrasi ,Yargı, Yasama,Yürütme ) seçilmiştir. Ön test ve son test ile
toplanan veriler analiz edilerek anahtar kavramlar için tekrarlanan kelimelerin sıklığını gösteren frekans tabloları
ve frekans tablolarından yararlanarak kavram ağları oluşturulmuştur. Ayrıca her bir kavrama yönelik olarak
kurdukları ilgili cümleler, içerdikleri anlam ve sahip oldukları özelliklere göre sınıflandırılarak(kategorilere
ayrılarak) analiz edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Sosyal Bilgiler, Bilişsel Yapı, Kavramsal gelişim, Kelime İlişkilendirme Testi.
Dostları ilə paylaş: |