34
İBRAHİM TELLİOĞLU
sebebiyle Ani şehrini kimsenin fethedemeyeceğine inanıyorlardı. Romalılar
da bir hile ile şehrin idaresini ele geçirmişti.
26
Sultan Alp Arslan’ın Ani’ye
düzenlediği seferin kaynaklara çok farklı şekillerde yansımasının altında bu
sebep vardır.
Ani seferi hakkında en ayrıntılı bilgiler Ermeni kaynaklarında bulunur.
Dönemin en önemli kaynaklarından olan Aristakes, 1064’te on binlerce aske-
rini toplayan Selçuklu hükümdarının Ani’yi kuşattığını, uzun süren çatışma-
lardan sonra büyük kayıplar veren Ermenilerin daha fazla dayanamadığını,
şehri savunanlar iç kaleye kargaşa oluştuğunu ve şehrin düştüğünü yazar.
27
Urfalı Mateos ise “Bir kara bulut gibi” tasvir ettiği Alp Arslan’ın “on binlerce”
insanın yaşadığı Ani’yi kuşattığını yazar. O sırada şehirdeki bin bir kilisede
kurtuluş için ayin düzenlendiğini kaydetmekteydi. Selçuklu askerleri şehre
girdikten sonra taş üstünde taş kalmamış, “ikisi iki elinde, birisi de dişlerinin
arasında olmak üzere üç keskin bıçak” ile merhametsizce halkı öldürmüşler,
kent kısa sürede kan denizine dönmüştü.
28
XII. yüzyıl tarihçisi olan Urfalı Ma-
teos, Ani şehrinin kaybedilmesini şahitlerinde bile bulunmayan büyük abartı-
larla anlatmıştır. Onun bu mübalağalarının kutsal şehirlerini kaybetmiş olma-
nın acısından kaynaklandığı açıktır. Ancak ondan sonra gelen tarihçiler de bu
abartıları eserlerinde tekrarlayınca
29
bir kişinin yaptığı hakikat sınırlarını aşan
değerlendirmeler Türk imgesinin en önemli unsurları haline getirilmiştir. Bi-
raz daha heyecandan uzak davranan Anili Samuel 1064’te şehrin Alp Ars-
lan’ın eline geçtiğini, büyük bir katliam yapıldığını, kadın ve çocukların esir
alındığını yazarken hem fazla teferruata girmez hem de diğer meslektaşları
gibi mübalağa yapmaz.
30
Çamiçyan da Samuel gibi Ani şehrinin kaybedilişini
anlatırken diğer kaynaklardan daha yalın bir dil kullanır. Onun tasvirinde en
öne çıkan, kenti idare edenleri söz başında ismen zikredip tanımlayarak Sel-
çukluların Bizans yöneticilerinden şehri aldığını bilhassa ifade etmesidir. Dük
unvanlı Bagarat ve yardımcısı Gürcü Gregory, Alp Arslan kenti kuşattığında
26
Victor Langlois, Collection des Historiens Anciens et Modernes de l’Arménie, C I,
Paris, 1880, s. 401.
27
Aristakes Lastivertc’i’s History, s. 61 vd, 162 vd.
28
Urfalı Mateos Vekayi-Nâmesi, s. 119 vd.
29
Smbat Sparapet’s Chronicle, s. 29; Kirakos Ganjakets’i’s History of the Armeni-
ans (nşr. R. Bedrosian), New York, 1986, s. 83 vd; Müverrih Vardan, “Türk Fütuhatı Tarihi”,
s. 177.
30
Edouard Dulaurier, Recherches sur la Chronologie Armenienne, C I, Paris, 1859, s.
297.
ORTA ARAS HAVZASININ SELÇUKLU HÂKİMİYETİNE GİRMESİ
35
Ani’yi idare etmekteydi. Muhasara sürerken yerli soylular büyük bir gayretle
kenti savunmakla birlikte bu ikisinin yanlış idaresi yüzünden kargaşa çıkmış
ve Selçuklular bu sayede şehre girebilmişti. Ondan sonra da rakam vermeksi-
zin Selçukluların büyük bir kıyım yaptığını ve bunun Alp Arslan’ın ilk zalim-
liği olduğunu da yazarak sözlerini noktalar.
31
Ani’nin Selçuklular tarafından fethedilmesine en çok ilgi gösteren Bizans
tarihçisi Mikhael Attaleiates’tir. Onun yazdıklarına bakılırsa askerler için ay-
rılan ödeneği başka işlerde kullanan Bagrat’ın bu tavrı yüzünden oldukça güç
kaybeden ordu bir yana şehrin savunmasına katılan ve savaşmaktan bihaber
olan, çoğunluğunu esnafların oluşturduğu ahali de kendi içindeki çekişmeler
yüzünden layıkıyla görev yapamıyordu. Sürekli saldırılar sonucu surlarda olu-
şan çatlaklara yüklenen Selçuklu askerleri, 18 Ağustos 1064 günü hem kapı-
ları hem de surların belirli bir bölümünü yıkarak kente girdiler. Kentte büyük
bir kıyım olurken ahalini kılıçtan geçirilmesine sessiz kalan yöneticiler iç ka-
leye çekilerek canlarını kurtardılar. Bir süre sonra yiyecek sıkıntısına düşen
bu grubun, canlarının bağışlanması karşılığında iç kaleyi teslim etmesiyle Ani
şehri tamamen Selçukluların eline geçmiş oldu.
32
Sultan Alp Arslan fethettiği
yerleri müttefiki olan Şeddadilerin emiri Ebu’l Asvar’ın oğlu Minuçehr’in ida-
resine bırakmıştır.
33
Kısa süre sonra Gürcü Kralı Bagrat elçi göndererek Sel-
çuklulara vergi vermeyi kabul etmiştir.
34
Ardından Şirvan emirinin de Sultan
Alp Arslan’a bağlılığını bildirmesiyle
35
Selçukluların Kafkasya’daki hâkimi-
yeti perçinlenmiştir.
1064’te uğradığı hezimetten sonra Gürcü Kralı Bagrat, ülkesindeki otori-
tesini koruyabilmek için çare aramaya başlamıştır. Bunun için Selçuklularla
bağını koparması gerekmektedir. Ancak düşüncesini gerçekleştirebilecek
gücü yoktur. O da Alanlardan destek alarak Selçuklulara karşı mücadeleye
girişmiştir. Selçuklu kaynakları 1065’te Gürcü kralının yolladığı ordunun Ber-
dea’yı yağmaladığını yazar.
36
Böylece Bagrat, Selçuklularla yapmış olduğu
31
History of Armenia by Father Michael Chamich, C II, s. 150 vd.
32
Bkz. Mikhael Attaleiates, Tarih, s. 88-91.
33
M. Brosset, Gürcistan Tarihi, s. 288.
34
Hüseyni, Ahbâr üd-Devlet is-Selçukiyye, s. 24 vd; Y. Bedirhan, Selçuklular ve Kaf-
kasya, s. 160.
35
Urfalı Mateos Vekayi-Nâmesi, s. 118 vd.
36
Hüseyni, Ahbâr üd-Devlet is-Selçukiyye, s. 30; Ahmed b. Mahmud, Selçuk-Nâme, C
I, s. 76.