65
bağımsızlıktan yana tavırları da etkili olmaktadır. Kısaca, dinî değerler ile otorite
karşıtı bağımsızlık duygusu arasında bir anlaşmazlık vuku bulabilir.
Tüm bu olumsuz ihtimallerin yanı sıra, gençlerin çoğu için din, “güvenlik”,
“kimlik”, “bağlanma” ve “anlama” gibi psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlara cevap
veresi açısından çok önemli bir görev üstlenmektedir.
105
Bununla birlikte en azından
bireysel ve toplumsal bir realite olarak daha önceden aşina olduğu din konusuna,
gencin kayıtsız kalması zor görünmektedir.
Din, bireylerin ve özellikle de gençlerin ruh salığını koruyucu ve geliştirici
özelliğe sahip unsurlardan birisidir. Ancak, dinin bu etkisi; doğru ve yeterli bilgi,
bilimsel öğretim, anlatım ve sosyal destekle işlerlik kazanır. Dinî yönden gelişmesini
tamamlamamış gençlerin kişilik yapısı içten ve dıştan sayısız etkiye açık olduğu gibi,
temelde yanlış yapılanmış bir dinî anlayış ve yaşayışın doğuracağı sapma ve
yabancılaşmaların önünü almak da çok kolay değildir.
106
105
Taş, Dindarlığa Yüklenen Anlamlar: Üniversite Öğrencileri Üzerine Uygulamalı Bir Araştırma”,
51.
106
Taş, Dindarlığa Yüklenen Anlamlar: Üniversite Öğrencileri Üzerine Uygulamalı Bir Araştırma”,
52.
66
İKİNCİ BÖLÜM
BULGULAR VE YORUM
1.
ARAŞTIRMA ALANINA GENEL BİR BAKIŞ
Aydın ilinin sınırları içerisinde bulunan Kuşadası, gerek doğal güzellikleriyle
ve gerekse turizm gelirleriyle şehrin en gözde ilçelerinden ve yerleşim yerlerinden
biridir. Aydın’ın batısında bulunan Kuşadası, doğuda Germencik ilçesine bağlı
Ortaklar Beldesi, güneydoğuda Söke ve kuzeyde Selçuk ilçeleri ile çevrilidir.
Toplam yüzölçümü 340 km² olan ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği merkezde 5
metre olup, ilçe yayılım bölgesinin uç noktalarında 200 metreye kadar çıkmaktadır.
İlçe merkezinin doğusunda Pilav Dağı ile Kalafat Dağı, batısında ise Kilise Dağı yer
almaktadır.
107
Kuşadası, hem şehir merkezi hem de kasaba ve köyleriyle, ülkemizin turizm
açısından cazip mekânları arasındadır. Sahip olduğu plajları, deniz-güneş-kum
üçlüsü, Antik Yunan dönemine ait pek çok tarihî kente yakın olması sebebiyle
dünyanın dört bir tarafından ziyaretçilerin tercih ettiği önemli bir turizm merkezi
haline gelmeyi başarmıştır.
Kuşadası’nın kültürel turizmin önemli bir kısmını oluşturan inanç turizmi
merkezlerinin en önemlilerinden birisi olan Selçuk/Efes gibi bir destinasyona sahip
107
T.C. Güney Ege Kalkınma Ajansı Ekonomik Araştırmalar ve Planlama Birimi, Kuşadası İlçe
Raporu, 2012, s. 5,
http://www.geka.org.tr/yukleme/Ku%C5%9Fadas%C4%B1.pdf
.
67
olması onu ayrıcalıklı kılmaktadır. Meryem Ana Evi, Hıristiyan âleminde hac
ziyaretleri açısından önem taşımaktadır.
108
1950’li yılların sonuna kadar ticaret, bakım onarım, ikmal amacıyla ilçede
demirleyen gemilere hizmet veren bir liman kenti, buna bağlı olarak da ticari ve
tarımsal aktivitelerin yoğunlaştığı bir konumda olan Kuşadası’nda turizmin ilk
gelişmesi de yine aynı liman sayesinde olmuştur. 1960’lı yılların başında gerçek
anlamda iç ve dış turizme açılan Kuşadası 1970’li yıllarda, turizmin ekonomik
sektöre dönüşmeye başlamasıyla birlikte “turistik kent” kimliği kazanmaya
başlamıştır.
109
Kuşadası’na gemi ile gelen yabancıların günübirlik aktiviteleri arasında
Meryem Ana’yı ve Selçuk Müzesi’ni ziyaret etmek ve Artemis Tapınağı’nı görmek
vardır. Bunun yanında turistler hem deniz ve güneşten faydalanırlar, hem de
Kuşadası’nda alışveriş amaçlı ziyaretler yaparlar.
110
Kısaca tarihinden bahsedersek
Kuşadası’nın çok eski çağlardan beri önemli bir merkez olduğunu da görebiliriz.
108
Gözde Emekli, “Bergama ve Selçuk’un İzmir’in Kültürel Turizmindeki Yeri”, Ege Üniversitesi
Coğrafya Bölümü Ege Coğrafya Dergisi, İzmir 2003, S. 12, s. 47.
109
Dal, Baysan, “Kuşadası’nda Kıyı Kullanımı ve Turizmin Mekânsal Etkileri Konusunda Yerel
Halkın Tutumları”, 73.
110
Gökdeniz, “Dini Turizm”, 101.
68
1.1.
KUŞADASI İLÇESİNİN KISA TARİHİ
Küçük ve Büyük Menderes nehirlerinin oluşturduğu iki büyük taşkın ovası
arasında yer alan bir platoda denize doğru uzanmış bir burnun kuzeyinde kurulmuş
olan Kuşadası elverişli coğrafi özellikleri nedeniyle Prehistorik çağlardan beri
yerleşme alanı olagelmiştir. Batı Anadolu’da Kuzeyde Doğanbeyli Burnu, güneyde
ise Sisam Adası ile Dilek Yarımadası arasında büyük bir girinti oluşturan körfezde
yer almaktadır.
111
Kuşadası tarihte Helen uygarlığının önemli şehir devletlerinden bir tanesi
olmuştur. Kuşadası çağlara göre değişen yerleşimlerden oluşmuş bir ilçedir. İlk
yerleşim olan Neopolis, “Yılancı Burnu” denilen yerde İonyalılar tarafından
kurulmuştur. Milli Parkın kuzeydoğusundaki Dilek Tepesi’nin eteğinde, on iki İon
kenti birliğinin toplanma yeri olarak bilinen Panionion’un sur duvarları ve meclis
binasının kalıntıları günümüze ulaşan kalıntılar arasındadır. Kuşadası’nın adını
verdiği Kuşadası Körfezi ve yakın çevresi, sanat ve kültür merkezleri olarak da
bilinmektedir ve ilk çağlardan beri birçok farklı medeniyeti barındırmıştır. M.Ö.
3000’li yıllarda Lelegler, M.Ö. 11. yüzyılda Aioller, M.Ö. 9. yüzyılda İonlar bölgede
hâkim olmuşlardır. M.Ö. 7. yüzyılda başkentleri Sardes olan Lydialılar, M.Ö. 2.
yüzyılda ise Romalılar yöreye egemen oldular. Hıristiyanlığın ilk yıllarında, Meryem
Ana’nın ve Hz. İsa’nın havarilerinden St. John’ın Efes’e gelip yerleşmesiyle ise
burası bir dinî merkez haline de gelmiştir. Kuşadası, ortaçağda korsanlar tarafından
kullanılan bir liman haline gelmiştir. 15.yüzyılda, Venedikliler ve Cenevizliler
zamanında şehir “Scalanova” (yeni iskele) adını alır. 1086’da ise Birinci Süleyman
111
Dal, Baysan, “Kuşadası’nda Kıyı Kullanımı ve Turizmin Mekânsal Etkileri Konusunda Yerel
Halkın Tutumları”, 72.
Dostları ilə paylaş: |