XəZƏr universiteti erciyes universiteti



Yüklə 4,93 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə213/222
tarix15.03.2018
ölçüsü4,93 Mb.
#31889
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   222

498 

 

olarak gösterilebilir. Ötekinin sesini duyurabildiği ve  buna izin verildiği bu orga-



nizasyonların ayrılmış alan ve zamanlarda konuşma hakkı tanıması bir sınırlama ve 

ötekiyi kabullenme olarak okumak çokta zor değildir.  

Sanatçılar, sözde çeşitlilik taraftarlığına karşı var olan farklılıkları ve ayrımları 

tekrar tekrar gündeme getirirken, bu dile getirişler çokkültürcü yapılanmayı oluştu-

ramamaktadır.  Örneğin,  Irkçılık  üzerine  yapılan  sanatsal  çalışmalar  tarihin  hatır-

lanmasını sağlarken, insanları bir araya getirmek yerine ayrıştırma riskini taşımak-

tadır. Ya da başka bir örnek, kadına yönelik şiddet azalmamış, yok olmamıştır. Diğer 

taraftan çeşitliliğin merkezi sayabileceğimiz Amerika’da siyah-beyaz karşıtlığı sona 

ermiş midir? Bütün bu ırk, dil, cinsiyet, etnik köken gibi sorunlardan daha önemli 

sorunlar yok mudur? Sosyal hak ve özgürlükler noktasında insanlık sorunu çözülmüş 

müdür? Sanırım verebileceğimiz yanıt HAYIR. Sanatçı elbette sadece yaşadıkları 

üzerinden sanat yapmamaktadır, daha öncede belirttiğimiz gibi bir eksikliği ya da 

bir ihtiyacı giderebilir, gösterebilir. Ancak, bugün sanat nedir sorusuna “estetik ob-

je”dir şeklinde cevap vermek olanaksız gibi görünmektedir. Sanat karşımıza bir bilgi 

objesi olarak çıkmaktadır. Kısaca, sanat evrensel değerlere sahiptir demek modern 

bir söylem olur ancak, sanat insan merkezli bir edim olarak geneli ifade etmekte ya 

da  kapsamaktadır.  Sanatçıların,  yüzeysel  sorunlar  üzerinden  hareket  etmeleri  ne 

yazık  ki  özdeki,  görünenin  altındaki  gerçekliği tekrar  gizlemekte  ve  popüler söy-

lemler haline gelerek metalaşmaktadır. Yakın döneme ait bir sergi ile bu durumu 

özetlemek çok da yanlış olmayacaktır. Marc Quin’in 8 Şubat 2014 tarihinde İstanbul 

ARTER galeride açmış olduğu “Aklın Uykusu” isimli sergi, cinsiyet, kimlik üze-

rinden çalışmaları içermektedir. Toplumun belli ideolojiler tarafından yönlendiril-

mesinde normal-anormal karşıtlığını, böylece ötekiyi vurgulamaktadır.  

 

 



 

Marc Quinn, 2009, Buck ve Allanah. 

Thomas Houseago, 2009-2010, Baby. 

 

Marc Quinn’in transseksüellik, eşcinsellik, kadın-erkek karşıtlığı/birliği açı-



sından ele alabildiğimiz bu heykeli, yaşayan gerçek kişilere ait portreleri içermek-

tedir. Heykele baktığımızda kadın ve erkeğin üreme organlarının yer değiştirdiğini 




499 

 

görmekteyiz.  Öncelikle  ilk  aklımıza  gelen  kadında  erkek,  erkekte  kadın  özellik-



lerinin bulunması şeklinde bir okuma. Daha sonra tıp literatüründe anomali olarak 

bilinen  psödohermafrodit  (çiftcinsiyetlilik)  aklımıza  gelebilir.  Ancak  bunların  dı-

şında çok fazla bir okuma yapabilmek olanaksızdır.  

Karşılaştırma  yapacağımız  diğer  örnek  Thomas  Houseago’nun  Baby  isimli 

heykelidir.  Çağın  figüratif  heykellerini  inşa  eden  İngiliz  sanatçı  heykellerini 

(Nicholas, 2011) insanın hayata nasıl baktığını, hayatta nasıl durduğunu ve dünyayla 

ilgili fantezilerini arayan bir oyun olarak görmektedir. Baby, yaklaşık 3 metre yük-

sekliğinde alçı, inşaat demiri ve çizimlerden oluşturulmuş, el ve ayakları üzerinde 

emeklemekle yürümek arasında duran devasa bir bebek. Saldırgan duruşuyla “Baby” 

hem yabancılaşmanın hem de tüketim toplumunun göstergesidir. İnsanoğlu bebeklik 

döneminde ileride üretebilmek için sadece tüketir. Diğer taraftan bebek, çevresinde 

(yabancı olduğu) olup bitenleri algılayan fakat harekete geçme zamanını bekleyen 

insanın metaforik anlatımı gibi görünmektedir. Çağımızın en büyük sorunlarından 

biri de mahremiyet sınırlarının ortadan kaldırıldığı ve yaşamı kolaylaştırıyormuş gibi 

görünen panoptikon yaşam sürüyor olmasıdır. Baby’nin primitif maskları hatırlatan 

başı gözetlenme hissi ve tekinsizlik oluşturarak içinde bulunduğumuz süreci gözler 

önüne sermektedir. Diğer taraftan iç mekana yerleştirilen devasa heykel izleyicide 

form-mekan  ilişkisiyle  sıkışmış,  gözetlenen  hissi  oluşturmaktadır.  Houseago’nun 

heykeli  hiçbir  ayrım  gözetmeksizin  bütün  insanların  maruz  kaldığı  gerçekleri  ve 

sanatçının bakış açısını, yaşamı algılayışını gözler önüne sermektedir.  

Marc Quinn’in bu heykelinde sanatçı kimliğini okumak pek mümkün görün-

memektedir. Gündemin popüler söylemi cinsiyet, cinsel kimlik onun da heykellerine 

konu olmuş gibi görünmektedir. Diğer taraftan Houseago’nun heykelinde sanatçının 

yaşamı nasıl çözümlediği, nasıl baktığı, var olan baskılar, kullandığı plastik dilde 

yerini bulmuş gibidir.  

Elbette toplumsal normlar, toplum ahlakı söylemleri insanları, yaşamlarını ve 

insanların bakış açılarını belirlemekte, baskılamaktadır. Fakat cinsel yaşam herkesin 

kendisine ait bir alandır ve insana dair temel değerlerden yoksun kalması için bir 

sebep değildir. Dolayısıyla sanatta cinsel kimlik, cinsel tercih, ırk gibi konuların ele 

alınması  sadece  yapılan  ötekileştirmeler  sonucu  madur  olan  ya  da  asimile  edilen 

grupların varlığını göstermektedir. Fakat sanatçıların farklılıkların var olduğunu, gö-

rünenin gerçek olmadığını ifade etmek amacıyla bireye kadar inen farklılıkları kul-

lanması ne yazık ki çeşitliliğe ayak uydurarak kaybolmaktadır. Burada Hal Foster’ın 

(Foster, 2011, s. 172) farklılık arayan düzeni ifade etmesi önemli görünmektedir: 

Bu  kaygılı  arayış,  bastırılmış  ya  da  kayıp  (cinsel,  toplumsal  v.  s) 

farklılığın geri getirilişini tehlikeye atmakla kalmayabilir; aynı zamanda sahte 

farklılıkların imal edilmesini, tüketilmek üzere farklılıkların kodlanmasını da 

kışkırtabilir.  Farklılık  imal  edilebiliyorsa,  direniş  de  edilebilir.  Bu  noktada 

eleştirel marjinalliğin bir mit olma olasılığı ortaya çıkıyor –liberal romantizm 

kisvesi altında gerçek farklılığın yok edilip, tüketilmek üzere yapay farklılığın 

yaratıldığı ideolojik bir tahakküm alanı.  

 

 




Yüklə 4,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   209   210   211   212   213   214   215   216   ...   222




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə