Yöneticiler İçin Yeni Bir Bakış İKİNCİ abdülhamid han'in liderlik sirlari


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları



Yüklə 3,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə47/50
tarix21.06.2018
ölçüsü3,8 Kb.
#50577
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   50

II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
ket olamaz...Cenab-ı hakka kasem ederim ki, bu fani dünyada ye-
gane maksadım yalnız devlet ve millete duacı olarak son nefesimi
vermektir. Kat'iyyen başka fikrim yoktur..." (319)
Ölüm
Millete hizmet için mücadele içinde geçen bir ömrün artık so-
nu yaklaşıyordu. O güçlü, çevik vücut artık yorulmuş, iştahsızlık
başlamış, ağrılar kendisini hissetirmişti. Ölümünden üç gün önce
yorgunluktan bahsettiği halde adeti üzere giyinmiş, istirahat etme-
yerek dolaşmış, 9 Şubat 1918 günü akşamı yine adeti üzerine ha-
nımlarıyla birlikte sofraya oturmuştu. İştahsızlıktan bahsederek çok
az yemek yiyebilmiş ve yemekten kalkınca göğsünün sol tarafından
sağa doğru bir sancıyı hissettiğini belirtmiştir. Bu hasta haliyle sa-
bah kalkarak banyo yapmayı istemiş. Hastalığı dolayısıyla bundan
vazgeçirmeye çalışmışlarsa da "Beni banyodan mahrum ederseniz
hakkımı helal etmem" diyerek banyosunu yapmış ve banyodan son-
ra hastalığı ağırlaşmış. II. Abdülhamid han, oturduğu yerde, kolu-
190 nün altına yastık koydurarak iki rekat sabah namazını kılmış. Son-
• ra sütünü istemiş ve adeti üzere yarım bardak madensuyuna karıştı-
rılmış sütünü içerek, "Hamdolsun Yarabbi! Daha iyiyim" diyerek
yine istirahat odasına çekilmiş. Bu sırada doktorların geldiği kendi-
sine haber verilince ; Hayır, ben doktor istemem, iyiyim" ısrarı üze-
rine hanımı "Aman efendiciğim! Biraderiniz gücenir, müsaade edin
de bir kere gelsinler" deyince "Doğru! Belki biraderimin gücüne gi-
der, gelsinler" demiş. Doktorlar muayene etmişler. Rahatlamak için
kan aldırmalarım söylemiş, kan aldırmışlar. Bunun üzerine "Evet,
kendimi iyi hissediyorum" demiş. Doktorlar giderken Rasim Bey,
yanına giderek elini öpmüş ve gözleri dolarak "Hakanım! Hakkını
helal et" sözlerine padişah hayretle yüzüne bakarak bir şey söyleme-
miş. Rasim Bey gittikten sonra "Rasim Bey bizden ümidini kesmiş
olacak ki elimi öptü, bana hakkını helal et dedi." Ve Bir ah çekerek
"Bütün hizmetime bir kara çarşaf çektiler. Benim kimseden talep
edecek hakkım yok" diyerek gözleri dolmuş.
Sulu bir kahve istemiş. Bu sırada odada bulunanlarla adeta ve-
dalaşarak hepsinden helallik dilemiş. Kahvesinden bir yudum iç-
miş, fakat ikinci yudumu içemeden "Allah" diyerek ruhunu teslim
etmiş. (320)
BEDDUA
II. Abdülhamid Han'dan sonra memleketi alevler aldı. İttihat-
çıların içteki baskı ve şiddetleri,sokaklarda yapılan idamlar ve Bi-
rinci Dünya harbine girmekle devletin yağma edildiği, Arabistan'ın
tamamiyle elden çıktığı, İngilizlerin Suriye ve ırak'tan, Fransızların
Makedonya tarafından ana vatan sınırlarına huzuca geçtikleri, Mos-
koflann bütün Şark Anadolusunu derinlerine kadar işgal edip 1917
Rus ihtilali yüzünden çekilme zorunda kaldığı,halkınekmek yerine
saman tozu ve mısır koçanı yediği,yakmaya tezak ve kefen yapma-
ya bez bulamadıı mevsimde, bir gün Enver Paşa, Talat Paşayla be-
raber,Beylerbeyinde Abdülhamid Han'ı ziyarete gidiyor. Kendileri-
ne karşılayan muhafız subay, Abdülhamid Han'a haber vermeksizin
yol gösterdiği için, kapısının önüne kadar geliyorlar...Kapı yarı ara-
lıktır ve Abdülhamid Han, sırtı kapı'ya doğru, seccade üzerinde dua
etmektedir. Gelenleri görmüyor,gelenler de ona kendilerini göster-
miyor.Enver Paşa, önde,yarı açık kapıyı biraz daha aralamış,olduğu
yerdentabloyu seyretmektedir. Abdülhamid,elleri hacet dergahına- 191
uzatılmış, gözyaşiyle nemli bir dua esesi çıkarmakta: •
"Allahım; bana yapılanları helal etmiyorum! Şahsıma yapıldı-
ğı için değil, milletime yapıldığı için affetmiyorum! Milletime ya-
pılan fenalıklardan, yarın.senin hesap gününde davacıyım!"
Enver Paşa bu duayı işitince, çarpılıpkalıyor, Hünkarın huzu-
rana çıkamıyor,geriye dönüyor, Talat Paşayı kolundan çekereksü-
rüklüyor,rıhtımda bekleyen istimbota götürüyor ve orada,ağlaya ağ-
laya, Talat Paşaya diyor ki:
"Başımıza ne geldisye bu adama yaptıklarımızdan geldi ve
daha ne gelecek o yüzden gelecek!.." (3210)
İttihat ve Terakki'nin Türk ve milliyetçi kadrosu, Abdülha-
mid'in ne büyük, hatta emsalsiz bir Padişah olduğunu biliyor,fakat
onu makamına iade etmek ve tutulan istikameti değiştirmek için
vaktin geçmiş olduğunu esefle görüyorlardı...Vatan başkalarının
kontrolüne geçmişti...


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
"ASRININ EN BÜYÜK SİYASETÇİSİ"
II. Abdülhamid han'ı gerçek manada anlatan eserlerin sayısı
çok azdır. Ve hatta yerli yazarların kaleme alınmayacak şekilde Sul-
tan Abdülhamid Han'a düşmanlığı insaf ehli batılı yazarların birço-
ğunda görünmez. Osmanlı Donanması'nm ıslahı ile görevli İngiliz
Amiral Henry Fe. Woods hatıralarında : "Sultan Abdülhamid'i layık
olduğu şekilde anlatan herhangi bir yazılı belgeye şimdiye kadar
rastlamadım. Özellikle düşünceleri ve karakteri hakkında doğruya
yakın herhangi bir fikir ileri sürülmemiştir. Bana kalırsa, Abdülha-
mid, şimdiye kadar gelmiş geçmiş Osmanlı padişahları arasında en
müstesna yeri işgal edenlerden biridir." (322)
Tahsin Paşa da hatıratında "Sultan Hamid'in devr-i saltanatına
ait neşriyat, ekseriyatı itibariyle, o devrin hayatını bilmeyen ve bü-
tün malumatı kıymetsiz dedikodulara istinat eden kimseler tarafın-
dan yazılmış eserlerdir."( 323)
192 EN AKILIL VE ZEKİ PADİŞAH

"Sultan Abdülhamid, Osmanlı yönetiminde gelmiş geçmiş dip-
lomatların en akıllı ve zeki olanlarından birisidir." "Abdülhamid ol-
masaydı, bu satırların yazıldığı şu anda (1920-1921) ne bu kadar ge-
niş ve bağımsız bir Osmanlı Devleti ne de ileride tarihçiler ve diğer
devletler tarafından tanınacağına şüphe etmediğim, bugünkü henüz
yerine oturmamış Ankara Hükümeti bulunacaktı. (324)
İngiliz Büyükelçisi O'Connor "Avrupa'da sulhu muhafaza eden
adam" derken ingiliz Akdeniz Filisu komutanı amiral Fisher "Ab-
dülhamid bütün Avrupa'nın en mahir ve seri intikal diplomatların-
dandır" demiştir. ( 325)
"Abdülhamid Han kadar Avrupa'da dış politikaya aşina
diplomat yoktu"
Fransız Büyükelçisi Bobpart; "Sultan Abdülhamid, kendisiyle
oynanılır bir padişah değildir. Çünkü muhakkaktır ki, onun zama-
nında bütün Avrupa'da onun kadar siyaset-i hariciyeye aşina bir dip-
lomat yoktu. Büyük bir feraset sahibi bir diplomat olduğundan po-
litika işlerini tehlikeli yerlerden geçmeyerek idare ederdi." (326)
"Abdülhamid 11. Mahir bir adamdı. Yaşamak ve herkesi hoşnut et-
mek sırrını bulmuştu. Vakıa, Avrupa'nın da kendi hakkında pek zi-
yade iyi niyet belirtmiş olduğu açık ve bellidir. " (327)
İngiliz Başbakanı Disraeli : "Abdülhamid, ne sefih ne müstebit
ne müteassıp ne de müfsit bir adam değil, adil, memleketini ve mil-
letini seven bir adamdır." "Mükemmel bir diplomat olan Abdülha-
mid, genişleme arzusu içinde Büyük devletlerinin birbirleri arasın-
daki rekabetten ve kıskançlıktan azami ölçüde nasıl faydalanacağı-
nı çok iyi biliyordu. Amacı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Büyük dev-
letler'le dostluğunu muhafaza etmek suretiyle harp tehlikesini berta-
raf etmekti. ( 328)
SİYASİ DEHA
California Üniversitesi'nde Türkçe ve Yakındoğu tarihi saha-
sında profesörlük yapan, Osmanlı arşivleri konusunda yaptığı geniş
araştırmalarla tanınan Prof. Dr. Stanfort Shaw İstanbul'da verdiği 193
"Sultan II. Abdülhamid Han" konulu konferanstaki konuşmasından •
kısa bir özet sunmak istiyorum.
"II. Abdülhamid Han, en önemli Osmanlı Padişahlarından bi-
ridir. Ülkenin en çalkantılı ve zor döneminde başta bulunmuştur.
Birçoklarının haksız Osmanlı İmparatorluğuna 'Avrupa'nın Hasta
Adam' lakabını kullandığı devirde, İmparatorluğun tamamen çözü-
lüp dağılmasına engel olmuştur. Abdülhamid Han, bir ıslahatçı, re-
formcu olarak görmekteyim. Saltanatı sürecinde bir çok yenilikler
getirmiştir. Padişahlığı sırasında uyguladığı mali ıslahat projeleriy-
le imparatorlğu nisbeten bir refah havasına sokmuştur. Onun zama-
nında yeni karayolları, demiryolları inşa edildi. Kapitülasyonlardan
faydalanarak gelişmiş yabancı postanelerle rekabet edebilecek bir
posta teşkilatı kurdu. Tanzimatla ortaya çıkan yetki ve denetim alan-
ları kesişen idari kuruluşlar düzenli bir hale geldi. Çeşitli alanlarda
eğitim ve öğretim kuruluşları yapıldı. İmparatorluğun her tarafında
hastane, yetimhane gibi kurulmar açıldı.
"Sultan II. Abdülhamid Han'ın muhafazakar veya gerici oldu-
ğu düşüncesi veya yorumunun, onun mutlak idaresi yanısıra İslam-


Yüklə 3,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   42   43   44   45   46   47   48   49   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə