Haç ve H i lal Altı nda O rtaçağda Yah ud i l e r 4 5
ristiyanlık, Hıristiyan yeniliğin meşruluğu konusunda çekincele
ri bulunan Yahudi kitlenin çoğunluğunu cezbetmeyi başarama
dı. Roma, kendi payına, yüzyıllarca süre gelen Museviliğin yasal
t
anınm
asını sürdürürken, Hıristiyanlığı yasadışı bir birlik olarak
gördü. Yahudiliğin ve Roma'nın devrimci yenilik suçlamasına
karşı koymak için, erken kilise düşünürleri, Hıristiyanlıkta yeni
bir şeyin bulunmadığını, sadece Museviliğin gereklerinin yerine
getirilmesi olduğunu öğrettiler. Hıristiyan teologlar, Eski
Ahit'teki her şeyi İsa'ya ve kiliseye gönderme olarak yorumladı
lar. Böylece, alegorik (ya da "ruhsal") tefsir yoluyla Yahudilik Ki
tabı'ndaki her pasaj, Hıristiyanlığın bir ön belirtisi olarak yeni
den şekillendirilebildi.5 İshak'ın, Tann'nın İbrahim'e oğlunu kur
ban etmesini söylediği alana taşıdığı odun (Genesis
22:
6)
çarmı
hı ima eder; Simeon ve Levi'nin bir boğayı bağlaması (Genesis
49:
6),
Yahudi fıkıhçılar ve Ferisi'ler tarafından İsa'nın ayağının
çarmıha çivilenmesinin işareti oldu.6 Kilisenin, Tann'nın Eski
Ahit'teki sözlerini Yeni Ahit'le yerine getirerek Yeni (ve Doğru)
İsrail'i temsil etme iddiası, Museviliğin şeylerin tarihsel düzen
deki yerini zayıflatacak gözü kara bir amentüyü başlattı.
Kilisenin başarısı hemen gelmedi ve sıkınhsız da olmadı. Hı
ristiyan topluluk, marjinal konumundan çıkıp resmi devlet dini
statüsüne yükselmesinden önce yaklaşık üç yüzyıl geçecekti.
Bununla birlikte, meşruluğa giden yolu kesintisiz bir Roma zul
mü olarak görmek doğru olmaz. Başlangıçta, Hıristiyan ile Ya
hudi arasındaki sınırların birçok Hıristiyan tarafından bile henüz
açıkça çizilmiş olmadığı sırada, Romalı yetkililer yaygın ve sü
rekli baskıyı kolayca dayatamazlardı. Üçüncü yüzyılın sonunda
İmparator Diocletian, yeni tür bir kurbanın tohumlarını atan bir
vahşetle Hıristiyanların başına çullandı. Bazı kilise yazıları, Ya
hudileri Hıristiyanlara karşı, şiddet uygulamakla suçlar.7 Marcel
Simon, Yahudilerin, özellikle hala bir iktidar görüntüsünü elle
rinde tuttukları Filistin'de, olasılıkla Hıristiyanlara zulmettikleri
ni ve Romalı yetkililere istihbarat verdiklerini ileri sürer. Zaman
46 Mark R. Cohen
ilerledikçe ve Roma yönetimi zulümde öncü rolü üstlenince, Ya
hudilerin zulme iştiraki, bireysel ya da yerel hareketler düzeyine
indi.8
Her neyse, Hıristiyanlara yönelik Yahudi eziyetiyle ilgili si
linmez bir
anı
Hıristiyan bilince yerleşti: Musa'ya ve peygamber
lere yönelik İsrail düşmanlığıyla ilgili pragmatik Eski Ahit anla
tımları ve İsa ile havarilerine yönelik Yahudi zulmü ile ilgili Yeni
Ahit öyküleriyle tutarlı olan bu
anı
,
çok daha sonra, Hıristiyanla
ra yönelik Yahudi zulmüyle ilgili fantezileri besleyecek ve bu
nun karşılığında, Museviliğe ve Yahudilere hem sözel hem fizik
sel militan Hıristiyan tepkiyi haklı gösterecekti.
Roma zulmü ve Yahudi düşmanlığı Hıristiyan topluluğun
geleceğini tehdit ettiyse, Museviliğin sürekli paganlara başvuru
su da başka tür bir meydan okumayı temsil etti. M.Ö. 70'te ve
135'te Roma lejyonl
arının
karşısındaki önemli askeri yenilgiler,
Yahudiliğin paganlıktan dönenler için çekiciliğini zayıflatmadı.
Museviliğin her kazancı, Hıristiyanlık için bir kayıplı. Örneğin,
bir kilise babası olan Tertullian, ikinci ve üçüncü yüzyıllarda Ya
hudi ayinlerine kapılan paganları azarlar:
Bu adetlere katılmakla, bilerek· kendi dini ayinlerinizden sa
pıp yabancıların ayinlerine katılıyorsunuz. Zira Sebt günü* ve
saflık yemeği Yahudi perhizleridir; hepsi sizin tanrılarınıza ya
bancı olan lambalı, törenler, mayasız ekmek ziyafeti ve açık ha
vada dualar da Yahudi ayinleridir.9
Yahudilerin kendi dinlerine adam kazanma çabaları, tehlike
yi fark eden yeni Hıristiyan imparatorların buna karşı sert ön
lemler almaya başladığı dördüncü yüzyıla kadar (bu da tarhş
malı olmasına karşın) sürmüş görünüyor.ıo Paganları Musevili
ğe çekme yönündeki Yahudi teşviki Hıristiyan düşmanlığı güç-
· Yahudilerin kutsal dinlenme
günü, Cumartesi
-çv.
Haç ve H i lal Altı nda Ortaçağda Yah u d i l e r 4 7
lendirdi ve sonunda fırsat doğduğunda Yahudilere gem vurma
dürtüsünü yoğunlaştırdı.
Musevileştirmenin kendisi -Yahudi pratiğinden Hıristiyanla
nn
varsayımı- Yahudilere karşı düşmanlığın başlıca nedeniydi.
Gerçekten, birçok erken Hıristiyanlık uzmanı, Musevi karşıtlığı
nın
bir nedeni olarak, Hıristiyanlar ve paganlar arasındaki Mu
sevileşmenin Museviliğe teolojik karşıtlıktan daha önemli oldu
ğunu düşünür.ıı Hıristiyanlığın, ilk yüzyıllarında birçok inanan,
Sebt ve Paskalya günü gibi törenleri Yahudi günlerinde ve Ya
hudi tarzında gözetirdi. Aslında bazı kilise ideologları bu pratik
leri savunuyordu. Ne var ki, çoğunluk, Musevileşme -
dolayısıyla Yahudi- karşılı bir tutum alan birçok yazıyla bunlara
karşı çıkıyordu. Olasılıkla üçüncü yüzyılın birinci yarısında ya
zan Sahte-Kıbrıslı, Musevileştirmeye uzlaşmaz karşıtlığı Yahudi
ler için aşağılayıcı sözcüklerle bütünleştiriyordu: "Hıristiyanlar
için, gerçek Paskalya günü konusunda doğru yoldan ayrılıp, ca
hil insanlar gibi, kör ve aptal Yahudilerin peşinden girmek
mümkün değiJ."ı2
336
ve
387
yıllarında, Antakya'da presbiter
olan John Chrysostom, Yahudilere sövüp sayıyordu. Birçok bil
gin, Chrysostom'un Yahudilere karşı sözel şiddetinin, Hıristiyan
ları Musevileştirmenin dehşeti ile Yahudilerin dinsel aşağılan
ması arasındaki bağı gösterdiğini ileri sürmektedir. Hıristiyanla
ra yönelik olmasına ve öncelikle onları Yahudilerle birlik olmak
tan vazgeçirmeyi amaçlamasına karşın, Chrysostom'un vaazları,
Yahudilerin kınanmasıyla doluydu: '
[Sinagog] sadece hırsızların ve işportacıların topl
anma
yeri
değil, şeytanların da toplanma yeridir; aslında, sadece sinagog
değil, Yahudilerin ruhları da şeytanların meskenidir ...
Ruhları bu kadar kirli,
kan
ve cinayetle beslenen, şeytanların
esiri bu insanlarla, birlikte bir yerde nasıl toplanabilirsiniz -bunu
nasıl yapabilir ve ürpermezsiniz? Onlarla selaınlaşmak ve onlara
bir tek söz söylemek yerine, bütün dünyaya yayılan bir salgın
Dostları ilə paylaş: |