54 Mark R. Cohe n
yaşayan Hıristiyanlara ve Zerdüştlere karşı savaş hatları açıkça
çizildi. Fetih genişledikçe, Ehli Kitap'tan Arap yönetimine boyun
eğenlere, itaat ve haraç karşılığında İslam bölgesinde oturma ve
ko
runm
a hakkı garantisi verildi. Daha sonra, da Müslümanlar
Yahudilere aşağılayıcı davrandılar -fakat, Hıristiyanlığın kendi
kafirleri Yahudilerle ilişkisiİli bu kadar karmaşıklaşman sevgi
nefret gerilimi olmadan. Bu: belirsizlikten ve Hıristiyanlığın güç
kazandıktan sonraki eskatalojik düş-kırıklığından muaf olan İs
lam, Hıristiyan aleminden daha az Yahudilere zulüm eğilimi
gösterdi ve kendi içinde yaşamsal miktarda bir Yahudi varlığına
tahammül edebildi. Gerçekten de, Yahudilerin zenginleşmeleri
ne ve hatta çoğunluk toplumun siyasal ve entelektüel yaşa
mına
kahlmalarına izin verildi.
İki yeni dinin doğuşunu çevreleyen koşullar arasındaki, diğer
karşıtlık yereldir. Hıristiyanlıktan farklı olarak İslam, Museviliğe
çeper-bir bölgede doğdu. Kuzey Arabistan'ın Yahudi kabileleri,
yüzyıllardır oralarda, Filistin ve Babil'deki hahami Museviliğin
merkezlerinden çok uzakta oturmaktaydılar. Dahası, İsa'nın ya
kın
çevresinde yaşayan Yahudilerin demografik gücünden, on
ların cemaat ve kurumsal dayanışmasından yoksundular. Yeni
bir dini inanç ve cemaatin ilerlemesine direnmek için Arabistan
Yahudilerinin yapabileceği fazla bir şey yokta. İslamın Arabistan
Museviliği karşısındaki zaferi kolay oldu; bu durum, yüzyıllarca
süren erken Hıristiyanlığın demografik olarak büyük ye kurum
sal olarak güçlü bir Museviliğin direncini kırma mücadelesini
karakterize eden türden inançlar arası sürekli çalışma dürtüsünü
büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Museviliğin anayurdu Bereketli
·
Hilal'de* bile, İslam'a demografik meydan okuma, sayısal olarak
' İsrail'den Basra Körfezi'ne kadar uzanan alanı kapsayan hilal biçi-
mindeki araziye verilen ad.-çv.
·
Haç ve H i lal Altında Ortaçağda Yah u d i l e r 5 5
küçük Yahudi cemaatlerinden değil, sayılan daha kabarık olan
yerli Hıristiyan ve Zerdüşt nüfustan geldi.
Erken Hıristiyanlıktan farklı olarak erken İslam, Roma gibi
hasım ve güçlü bir düşmana, karşı t
anınm
a mücadelesi vermek
zorunda kalmadı. Medine'den sonra, İslam Arabistan'ın yerleşik
dini olarak üstünlük kazandı. Çok-tanrıcılar karşısında zafer ka
zanılması, Peygamber'in 632'deki ölümünden hemen sonra bazı
Arap kabilelerdeki kısa süreli "İrtidat"** hareketinin ezilmesi ve
güneydeki güçlü Hıristiyan yerleşimlere (Özellikle Najran ce
maatine) boyun eğdirilmesiyle birlikte, erken Hıristiyanların Ya
hudilerle, paganlarla ve Roma otoriteleriyle yaşadığı türden geri
limler hızla ortadan kalkh.
Bu durum, Hıristiyanlığın kurucularının Romalı otoritelerden
ve Roma hoşgörüsünden yararlanan düşman rakip olarak Mu
sevilikten gelen yoğun muhalefetle keskin bir karşıtlık içindedir.
Bu koşullar alhnda, erken Hıristiyan düşünürler, yazı ve vaazla
rında kaçınılmaz olarak Hıristiyanlığın Museviliğe "üstünlüğü
nü vurgulamak durumunda kaldılar. Aynı zamanda Roma
zulmü de, Hıristiyanların dini rakiplerini zayıflatma kararlılığını
güçlendirdi; Hıristiyanlık resmi-hoşgörüye ardından İmparator
Constantine yönetiminde resmi ta
nınm
ayı sağlayıp 391'de Ro
ma'nın devlet dini olarak kurumsallaşhktan sonra,27 o zamana
kadar engellenen Yahudi karşılı niyetlerini gerçekleştirmeye baş
ladı.28
Erken Hıristiyanlık, bir akrabalık sorunuyla, erken İslam'ın
yaşamadığı bir sorunla yüzyüze kaldı. Bütün Yahudileri Hıristi
yanlığın Tanrı'nın Kutsal Kitap' ta İsrail'e mesianik vaatlerini ger
çekleştirdiğine inandıramayan yeni doğan Hıristiyanlık, İsrail'in
kimliğini kendine mal etti -Yahudiliğin zararına. Daha Paul za
manında kilise, Romalılar'ın
yeni
İsrail olduğunu vazederek,
'' İslam dininden dönme
-çv.
5 6 Mark R.
Cohen
dikkatini pagan Romalılar'a çevirmişti. Paul'ün ünlü metaforun
da (Romalılara Mektup
11),
eski İsrail'in yerini almak için
Tanrı
tarafından seçilen Yahudi olmayanlar, geçici olarak bud
anmı
ş
dalların (imansız, reddedilen Musevilik) yerini alması için zeytin
ağacına aşılanan yabani zeytindi; Yahudi olmayanlara sunulan
Yeni Anlaşma, Eski Anlaşma'nın ilahi vaatlerini yerine getiri
yordu. Ne var ki, bu noktaya ulaşmak kuşaklar boyu sürdü.
Egemen duruma gelinceye kadar, gene Hıristiyan kilise, Yahudi
lerin kuşkuculuğuna ve birçok Hıristiyanın Eski Ahit'in İsrail'i ile
ilişkisini kesme isteksizliğine katlanmak zorunda kaldı.
İslam hiçbir zaman kendini "Yeni İsrail" olarak tarif etmedi.
Araplar, soy kütüğü bakımından atalarını, İbrahim'in ilk oğlu,
İshak'ın kardeşi İsmail'e dayandırıyorlardı. Kronolojik bakımdan
ise, Arapların halklığı, İsrail'in halklığına paraleldi. Araplarla
Yahudilerin ataları aynıydı. İsmaili kol, canlanıp tarihte merkezi
lik iddiasının gerçekleşmesini bekleyerek, yüzyıllardır saçılmak
taydılar. Hazreti Muhammed'le birlikte o sün seldi. Hıristiyan
lıktan farklı olarak İslam, Yahu diler pahasına kendi kimliğini
kanıtlama gereksinimi duymadı.
Dinin Doğası
Yahudilerle ilgili olarak İslam ile Hıristiyanlık arasındaki
önemli ayrımın İslam'ın Yahudilere yönelik temelden farklı ve
daha az çalışmalı duruşunu daha fazla aydınlatan başka yüzleri
de var. İslam, teolojik olarak kendisini Museviliğin ilahi gerçek
leşmesi olarak sunmadı. Kuran, ceddi ve ruhsal atası olarak İb
rahim'e -ilk, an tektarıncı- dayanır. İbrahim Tann'nın iradesine
tam, sorgusuz "teslim" (Arapça sözcük karşılığı
İslam)
olmasıyla
ilk "Müslüman"dı. Kuran'ın sözleriyle:
Ey Kitab ehli [Yahudiler ve Hıristiyanlar]! İbrahim hakkında
niçin tarhşıyorsunuz? Tevrat da İncil de şüphesiz ondan sonra
indirilmiştir ... İbrahim, Yahudi de Hıristiyan da değildi, ama
Dostları ilə paylaş: |