Haç ve Hilal Altında Ortaçağda Yahudiler



Yüklə 8,12 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə27/122
tarix08.09.2018
ölçüsü8,12 Mb.
#67654
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   122

92  Mark R. Cohen 
Magdeburg'uıi. belediye  yasasında da kilise  öğretisi  görülmedi. 
Yahudi açgözlülüğüyle ilgili yargı hakkı, dini mahkemelere dev­
redildi.  Kisch,  laik  mahkemelerin  on ikinci  yüzyıİda  başlamak 
üzere büyüyen ekonominin özsel bir öğesi olarak kabul ettikleri 
şeye karışmak, istemediklerini ileri sürer.116 
Şu soru ortada duruyor: Yerel ananevi hukuk, Yahudileri ya­
şadıkları kentin vatandaşları (burgers) olarak kabul ediyor muy­
du?l17  Ya  da,  "bütün  büyük  kentlerde  kendi  cemaatinin  üyesi 
sayılmayan çok sayıda insan" arasına Yahudiler de dahil ediliyor 
muydu?llB Almanya, örneğinde, on dördüncü yüzyıl ortalarına 
kadar, mesken, can ve mal güvenliği, Magdeburg'daki gibi "yük­
sek mahkemelerden ve yerel. mahkemelerden eşit muamele,  ta­
şınmaz mal edinme, tecimsel ve zanaat faaliyetleri, gibi konular­
da  Yahudilerin  haklan  "Hıristiyan  vatandaşların haklarıyla  he­
men hemeh  aynı"ydı,119  Sayısız  örnekte,  kraliyet,  baron  ya  da 
dini  bir  lord  Yahudiler  üzerindeki  iyeliğini  bir  kente  devredi­
yordu ve bu durumda, söz konusu kent, kendi koruma ve yarar­
lanma kombinasyonunu Yahudilere uyguluyordu. 
Yahudi  kentlilerin  merkezi  otoriteyle  -ister  imparator,  kral, 
prens  ister  bişop  olsun- özel  hukuksal  ilişkilerim  sürdürmeye 
devam ettikleri yerlerde, statüleri karmaşıkh. Bu ilişki, iç işlerin­
de özerklik ödünü gibi ek ayrıcalıklar anl
amın
a geldiğinde, yerel 
Hıristiyan kentliler kuşkusuz Yahudilerden rahatsız oluyorlardı. 
Hıristiyan  kentli  çoğunluktan  farklı  olarak,  Yahudiler,  beledi 
(municipal)  "vatandaşlık"  biçimiyle  övündüklerinde bile, aşağı­
lanmaya 
maru
z kalıyorlardı. Kamusal görevlerde bulunma hak­
kı 
da  dahil, beledi siyasal haklardan dışlandılar ve özel  vergile­
rin  yükünü  taşıdılar.  Kentte  oturan  Yahudi  için  "vatandaşlığın 
anlamı" 
ru 
değerlendiren Baron şunları yazar: 
Bütün Yahudilerin, yasanın gerektirdiği tekrar ne olursa ol­
sun, çağdaş kayıtlarda herhangi bir 
iz 
bırakmaksızın bazen her 
yıl  tekrarlanan kente  bağlılık yeminini kentlilerin geri kalan kıs-



Haç ve H il al Altı n da Ortaçağda Yah u d i l e r  9 3  
mıyla birlikte tekrarladıklarını tasarlamak bir bakıma güçtür. Hı­
ristiyan  kentliler,  ile  Yahudi  kentliler  arasında  her  zaman  var 
olan  farklılıklar,  Yahudilerin  hukuksal  statüsünü  birçok  yönde 
etkilemiş olmaıı.120 
Bu nedenle, Yahudiler, beledi mahkemelerden adil muamele 
gördükleri ve zaman zaman kente resmi bir üyelik biçimini elde 
'  ettikleri  halde,  tam vatandaşlık  haklarına  sahip  Hıristiyanlarla 
karşılaştırıldığında,  marjinal  bir yer  işgal  etmeye  devam  ettiler. 
Uç örneklerde, beledi otoriteler, bir lorddan aralarındaki Yahudi­
leri tolore etmeme hakkını istediler. Ortaçağ ilerledikçe, giderek 
daha fazla kent, "Yahudi sorunu"nu acımasız kovma hareketiyle 
toptan halletmeye karar verdi. 
Zemin gönüllü rahibe ve genel tarihçiye daha az tanıdık olsa 
da, ortaçağ Avrupa Yahudiliği tarihinde uzman olanların iyi ar­
şınladığı  toprağı  yeniden ziyaret ettik.  Üst tema,  Latin Hıristi­
yan,  topraklardaki  Yahudilerin  hukuksal  statüsünün  çeşitliliği 
ve değişkenliğidir.  Hıristiyanlık, Yahudilerin gelişigüzel  şiddet­
ten  ve Museviliğin  gereklerini  yerine  getirmelerine  müdahale­
den korunmaları  gerektiği  düşüncesini Roma hukukundan mi­
ras  aldı.  Bu sınırlar içinde, hem kilise hem  devlet,  Yahudilerin 
statüsünü  kendi  gereksinim ve ideolojilerine uygun olarak ma­
nipüle  etti.  Dinsel  dünyada  papalar,  "tanık"  olarak  Yahudileri 
koruma yükümlülüklerini, onları Hıristiyan topluluktan dışlama 
arzusuyla dengelemeye çalışhlar.  İmparatorluk, kraliyet, baron­
luk yada beledi düzeyde laik otoriteler ise, Yahudiler konusunda 
yararlık yasasına uygun hareket ettiler. 
Başka  şekilde  karşılanamayan  yaşamsal  ticari  hizmetlerin 
Yahudiler  tarafından,  yerine  getirildiği  erken  ortaçağda,  ege­
menler,  ellerindeki hukuksal geleneklerin en hoşgörülü  özellik­
lerini, bazen geleneklerin ötesine de geçerek, uyguladılar. Yahu­
di  ticaretine  olan  gereksinim azalınca,  egemenler,  artık  önemli 
ölçüde borç para verme işinde yoğunlaşan Yahudileri, ağır vergi 


94  Mark R.  Cohen 
ve diğer olağanüstü yükümlülüklerle -Fransa ve İngiltere'ye işa­
ret eden William Jordan'ın "mali terörizm" dediği121 -hazır bir ge­
lir  kaynağı  olarak  gördüler.  Bu  durum,  Yahudilerin  lordlarına 
sürekli artan bağımlılığını ve bunun doğal sonucu olarak keyfili­
ği birlikte getirdi. Böyle bir düzenleme Yahudi güvenliğini zayıf­
lattı; zira, birleşik, bir biçimli uygulanan, tutarlı ve  "anayasal" bir 
Yahudiler hukukunun yokluğunda, Yahudilerin ekonomik faa­
liyetlerine ve mesken haklarına kraliyet, baronluk ya da impara­
torluk desteğinin geri çekilme potansiyeli her zaman pusudaydı. 
Dindarlık ya da siyasal çıkar kaygıları Yahudi yararlılığı kaygı­
sına üstün geldiği her seferinde, bu potansiyel gerçeğe dönüşebi­
lirdi.  Böylece,  çeşitli  yönetimler  kilisenin  Yahudilerin  tefeciliğe 
girişini  sınırlama  ve  onları  Hıristiyanlardan  ayırma  çağrılarını 
kabul ettikçe, Yahudilerin hukuksal konumu geriledi. En iyi du­
rumda Yahudi cemaatler, vergi memurl
arının 
sürekli para talep­
lerini karşılayarak ya da ayrımcı Yahudi işaretleri.  gibi zorunlu 
kısıtlamaları  yürürlükten  kaldırmaları  ya  da  uygulamamaları 
için görevlilere'  rüşvet vererek tehlikeden kurtulmayı satın ala­
bildiler.  En kötü  durumda  ise,  Yahudiler  ortaçağ  toplumunun 
egemen olan Yahudi karşıtı nefretle yoğunlaşan genel şiddetine 
giderek daha fazla açık hale geldiler. Egemenlerin Yahudileri ar­
tık 
yararlı görmediği zaman geldiğinde, Yahudileri, ellerinde ka­
lan zenginliğe de el koyup kovdular. 


Yüklə 8,12 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   122




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə