Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet ÇizgisindeKâmil Müslüman’ın
Karakteri
163
bir ayette:
“Mallarınız ve çocuklarınız, yalnızca bir imtihan aracıdır”
173
diye hatırlatılmaktadır;
e. Çocuklara güzel davranmak: Aile içinde an-
ne-baba çocuklarına her açıdan örnek teşkil edecek bir şekilde dav-
ranmalıdırlar. Veliler arasında bir tartışma olacaksa, çocukların olma-
dığı veya onların duymayacağı bir ortamda yapmalıdırlar. Çocukların
yanında, huzurunda asla tartışma yapılmamalıdır. Çünkü onlar bu
tartışmadan etkilendikleri travma hislerini hayat boyu beyinlerinde
taşıyacaklardır. Bir de çocukları terbiye etmek için şiddete başvurmak
doğru bir yöntem değildir. Ancak çocuk bir yanlış veya hata yapınca
ona anlayacağı bir şekilde doğrusunu anlatmak uygun olanıdır; tek-
rar aynı yanlışı yaparsa bu sefer ceza alabileceği hissi vermek lâzım-
dır. Çocuk, ısrarla aynı hatayı yapmaya devam ederse sevgi, şefkat
ve merhamet ile şiddet içermeyen uygun bir cezalandırma yoluna gi-
dilmelidir;
f. Çocuklar arasında eşit ve âdil olmak lazım: Anne-baba
gerek kız, gerek erkek veya özürlü çocuğu olsun hiç birini diğerinden
farklı olarak görmez, aralarında hiçbir ayrımcılık yapmaz. Bu konuda
Peygamber (s.a.v.):
“Allah, öpmeye varıncaya kadar çocuklarınız ara-
sında âdil davranmanızı sever”
174
diye Müslümanları ikaz etmektedir;
g. Evlilik çağına geldiğinde evlendirmek: Anne babanın çocuğunu bu-
luğ çağına geldiğinde (18 yaşını doldurmak şartıyla) vakit geçirmeden
evlendirmesidir. Kur’ân evlilik meselesine teferruatıyla yer vermiştir.
Ailelerin müsaadesiyle ve mehirleri verilerek açık bir şekilde yasal bir
nikâhla evlendirilmesi emredilmektedir.
175
Ayrıca kızlar, Müslüman ve
ahlâk sahibi bir erkekle, erkekler de Müslüman ve dindar bir kızla ev-
lendirilmeli, ateist ve müşrik kızlardan ise kaçınılmalıdır.
176
VI. Kâmil Müslüman’ın Akrabalarına Karşı Görevi
Modern hayat ilerledikçe insanoğlu da kendini yalnızlaştırmaya
doğru iterek, sorunların üstesinden gelememekte ve bunların altında
ezilip bunalıma girmektedir. Ancak İslâm’ın oluşturduğu sosyal yar-
dımlaşma müessesesi insanı bu yalnızlık ortamından ve bunalımdan
kurtarıp sağlıklı bir toplumun bireyi haline getirmektedir. İslâmî so-
rumluluk aile çevresinden başlayıp akraba dairesine uzanır sonra da
toplum çevresine geçer. Bu nedenden dolayı salih Müslüman’ın görev-
lerinden biri de akrabalarına iyilikte bulunup onlarla teması sürdür-
mesidir. Arapça olan akraba kelimesinin Türkçe karşılığı, kan veya
evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimselere denir, yani insanın en
yakınları demektir. İslâm öyle bir dindir ki, akrabaya vermiş olduğu
önemi başka hiçbir din ve sistem vermemiştir. Gerek Kur’ân ayetle-
ri, gerekse de Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hadisleri akrabaya yardım ve
173 Teğâbun, 64/15.
174 Suyûtî,
a.g.e., Hadis No. 1895.
175 Nisâ, 4/25.
176 Bakara, 2/221.