150
Bu ifade ncil’den alınmıştır.(Matfey, 16, I, 4). Eski Slavca’da “Знамение”
(znameniye) – Rusça’da “знак” (znak) – işaret demektir.
178
Örnek tümceler;
a)
Люди должны знать, что знамения времени обязательно исполняются.
nsanlar, zamanın işaretlerinin mutlaka gerçekleşeceğini bilmeli.
b)
Строительные катастрофы становятся знамением времени и
подтверждением этому стало недавнее обрушение тоннельного свода
Московского метрополитена. (Н.Холявченко)
179
nşaat felaketleri, zaman işaretleri olmaya başladı. Kısa bir süre önce
Moskova metrosunun tünel kemerinin yıkılması bunun göstergesidir.
Bu deyim daha çok edebi (kitap) dilde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde genelde özne (örnek a) ve dolaylı nesne (örnek b) olarak
kullanılabilmektedir.
Deyim hem tekil halde (örnek b) hem de çoğul halde (örnek a)
kullanılmaktadır.
Исчадие ада.
Türkçe anlamı = cehennem çocuğu;
Türkçe karşılığı = soysuzlaşmış, cani;
Aslı = Eski Slavca’dan geçen taklit.
178
V.M. Mokiyenko, s. 254
179
www.narodinfo.ru
151
Bu ifade Eski Slavca’dan gelmiştir. Eski Slavca’da “исчадие” (isçadiye) -
“чадо” (çado), çağdaş Rusça’da ise “дитя” (dit’a) çocuk anlamına gelmektedir.
Eski Slavca’daki “из - (ис -)” öneki çağdaş Rusça’da “вы-” önekine eşdeğerdir. Bu
nedenle
çağdaş
Rusça’da
“исчадие”
yerine
“выродок”
sözcüğü
kullanılmaktadır.
180
“исчадие” (isçadiye) sözcüğünün tam çevirisi – “чадо из роду вон” (çado
iz rodu von) – soysuzlaşmış çocuk, yani “плохое дитя” (plohoye dit’a) - kötü
çocuk
’tur.
181
Örnek tümceler;
a)
Мне кажется, что чем больше мы живём, тем больше я становлюсь
каким-то исчадием ада. (пресса)
182
Ne kadar çok yaşarsak, o kardar çok soysuzlaşıyormuşum gibi geliyor.
b)
Адольф Гитлер – самое настоящее исчадие ада для многих миллионов
людей.
Adolf Hitler miliyonlarca insan için gerçek bir canidir.
c)
Этот великан, исчадие ада, был прирождённым воином, бестрашным и
смертоносным. (Дэвид Геммел. «Последний хранитель»)
183
Cani görünüşlü bu dev, doğuştan savaşçı, korkusuz ve ölümcüldü.
Bu deyim daha çok edebi (kitap) dilde karşımıza çıkmaktadır.
180
V.M. Mokiyenko, 2005, s. 274
181
N.M.Şanskiy, , 1987, s. 61
182
www.ПРАВДА.com.ua
27.01.2006
183
www.aldebaran.ru
152
Tümce içinde hem ad kökenli yüklem (örnek b), hem dolaylı nesne (örnek a),
hem de ek ad (приложение) (örnek c) olarak kullanılabilmektedir.
Deyim hem tekil halde, hem de çoğul halde kullanılmaktadır.
Ищите и обрящете.
Türkçe anlamı = arayın ve bulursunuz;
Türkçe karşılığı = arayan bulur, arayın bulursunuz;
Aslı = Kilise Slavca’sından geçen taklit.
Deyim ncil’den (Matfey, 7, 7), Kilise Slav dilinden alınmıştır. Kilise
Slavca’sındaki “обрящете” (obr’aşçete) - bulursunuz ikinci şahsın çoğul halidir.
Mastar hali ise “обрящти” (obr’aşçti) Rusça’daki “обрести” (obresti) – “найти”
(nayti) – bulmak tır.
184
Örnek tümceler;
a)
Просите и дано вам будет, ищите и обрящете.
Dileyin, size verelecektir, arayın bulursunuz.
b)
Зачем же ограничивать себя выбором из двух зол. Ищите и обрящете.
ki kötülükten birini seçmek için niçin kendinizi sınırlıyorsunuz. Arayın,
bulursunuz.
Bu deyim edebi (kitap) dilde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde yüklem (örnek a, b) rolü yapar.
Deyim çoğul halde kullanılmaktadır.
184
Aşukinı, 1966, s. 295
153
Как зеницу ока.
Türkçe anlamı = gözünün bebeği gibi;
Türkçe karşılığı = üzerine titremek; gözü gibi bakmak;
Aslı = Eski Slavca’dan geçen taklit.
Bu deyim Rus edebi dilinde XVI –XVII asırdan beri kullanılmaktadır..
Deyim Kilise Slavca’dan Rusça’ya girmiştir. ncil’den alınan “Kuru çölde
sıcaktan susuzluk çekerken onu bulmuş, saklamış, ona bakmış ve gözünün bebeği
gibi onu korumuş.” (Vtorozakoniye, 32, 10) örneğinde bu deyime rastlanmaktadır.
Eski Slavca’da “зеница” (zenitsa) – göz bebeği; “око” (oko) – göz demektir.
185
Örnek tümceler;
a)
Книгу Радищева переписывают, её хранят как зеницу ока, о ней говорят
потихоньку. (К.Коничев)
186
Radişçev’in kitabını yazarak çoğaltıyorlar, üzerine titriyorlar ve ondan kısık
bir sesle söz ediyorlar.
b)
Клянись беречь моего сына как зеницу ока и наставлять его на трудном
житейском пути!(Е.Фёдоров)
187
Oğluma gözün gibi bakacağına yemin et, hayatın dikenli yollarında ona
salık ver.
c)
Я берёг эту старинную редкую книгу как зеницу ока.
Bu nadir bulunan eski kitabın üzerine titredim.
d)
Письма Ларисы он уже много лет хранил как зеницу ока.
Larisa’nın mektuplarını uzun yıllar büyük bir titizlikle sakladı.
185
V.M. Mokiyenko, 2005, s. 250
186
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 105
187
E.A.Bıstrova, 1998, s. 107
Dostları ilə paylaş: |