265
durumunda bu caizdir. Ebû Hanîfe’ye göre ise mutlak olarak caizdir. bn Ruşd’un
tesbitine göre, Şâfiî bu konuda mürsel hadîsi, Ebû Hanîfe de kaideyi tercih
etmiştir
1202
.
Burada Muzenî’nin yaklaşımı ise dikkat çekicidir. Ona göre şâyet Hz.
Peygamberden hadîs sabit olmamış olsaydı, kıyasa göre bu caiz olurdu. Zira her ikisi
de kesilmiş halde olsaydı caiz olmazdı. Çünkü bu durumda ancak eşit olarak
değişimi caizdir. Ancak burada durum farklıdır. Biri et, diğeri de canlı hayvan olup
ikisinin cinsi de farklıdır, dolayısıyla bunun değişiminde kıyasa göre bir sakınca
yoktur. Fakat Rasûlullah’tan hadîs sabit olunca, artık Rasûlullah’ın dediği
geçerlidir
1203
.
Bu da gösteriyor ki, Şâfiîlerde hadîslere tam bir teslimiyetle yaklaşılmakta,
ilke olarak hadîs bulunan konuda kıyasa başvurulmamakta, kıyasa göre doğru olan
bir şey alınmamaktadır. Ancak mam Malik ve Ebû Hanîfe’nin olaya akıl ve kıyasla
yaklaştıkları ve ilgili hadîsle amel etmedikleri anlaşılmaktadır.
3. Kesilen Hayvandan Çıkan Ceninin Durumu
Haber-i vâhidin, kıyasla çatışması durumunda, hangisinin tercih edileceği
hususundaki örneklerden birisi de, kesilen hayvandan çıkan ceninin, annesinin
boğazlanmasıyla, boğazlanmış sayılıp sayılmayacağı ve bunu yemenin caiz olup
olmadığıdır.
Ş
âfiî’ye göre, kesilmiş hayvanın karnından çıkan cenin de temizdir
(helâldır). Ana karnındaki yavrunun boğazlanması, anasının boğazlanmasıdır. Zira o,
ondan yaratılmıştır, hükmü de, anasının hükmü gibidir
1204
. Şâfiî’nin kendi eserlerinde
yer almasa da, bu hususta, şu rivâyeti delil olarak aldığı belirtilmiştir
1205
: Ebû Saîd el-
Hudrî’nin rivâyetine göre, Hz. Peygambere kesilen hayvanın karnından çıkan ölü
yavrunun durumu sorulduğunda, Hz. Peygamber
(
)
“Onu yiyiniz,
1202
bn Ruşd, Bidâyetu’l- Muctehid, III. 166-167.
1203
Muzenî,, Muhtasaru’l-Muzenî, IX. 88.
1204
Şâfiî, Umm, II. 366, 368. Tirmizî’nin nakline göre, Şâfiî’nin yanısıra Sufyân es-Sevrî, bnu’l-
Mubârek, Ahmed b. Hanbel ve shâk b. Râhuye da aynı görüştedir. Tirmizî, Sunen, 16, Sayd 10,
h. no: 1476 (IV. 72-73).
1205
Zencânî, Tahrîcu’l- Furû‘, s. 364.
266
yavrunun kesilmesi, annesin kesilmesidir”
1206
cevabını vermiştir. Rivâyetin zâhirî
anlamına göre, anasının kesilmesiyle, karnından çıkan yavru ister canlı ister ölü
olsun, yenilmesi helâldır
1207
. Kesilen hayvanın yavrusu, anasından bir parça olarak
görüldüğü için, gebe hayvanı kesmenin, yavrusu için de kesim sayıldığı kabul
edilmiştir
1208
.
Ancak bu hadîs, asıllara yapılan kıyasla çelişmektedir. Çünkü eğer yavru
canlanmış ise -annesi boğazlanırken- boğularak ölür. Boğularak ölen hayvanın ise
haram olduğu nassen bildirilmiştir
1209
. Bu nedenle Hanefîlere göre, dinin asıllarına
yapılan kıyasın habere tercih edilmesi nedeniyle, annesinin boğazlanmasıyla yavru
boğazlanmış olmaz. Kıyasa aykırı yöne gelince, şeriatta aslolan pis olan şeyin haram
olmasıdır. Dolayısıyla içinde pis kan toplanıp duran her şey haramdır. Şu halde,
annesinin karnındaki ölü yavru da böyledir
1210
. Ebû Hanife, bu konuda meytenin
haram olduğunu bildiren âyete binâen bu kanaate ulaşmıştır ki bu da âmmın hassa
tercih edilmesi sebebiyledir
1211
. mam Serahsî, yavrunun, annesinin kesilmesiyle mi,
yoksa nefes alamaması nedeniyle boğularak mı öldüğü şüphesinden dolayı, onu
yemenin haram olduğunu belirtmektedir
1212
.
Ş
u halde Ebû Hanîfe bir konuda Kur’an’ın açık bir ilkesi varsa bunu esas
almakta, ve haber-i vahide tercih etmektedir. Şâfiî ise, mümkün olduğunca kıyasa
aykırı da olsa, zahirî anlamını esas alarak her hadîsle amel etmeyi tercih etmektedir.
Bizim için önemli olan, bu meselede hangisinin görüşünün isabetli ve doğru olduğu
1206
Ebû Davud, Sunen, 16, Edâhî 17-18, h. no: 2827-2828 (III. 252-253); Tirmizî, Sunen, 16, Sayd
10, h. no: 1476 (IV. 72); bn Mâce, Sunen, 27, Zebâih 15, h. no: 3199 (II. 1067); Ahmed b.
Hanbel, Musned, III. 29, 45.
1207
Hattâbî, Maâlimu’s-Sunen, III. 252-253; Şevkânî, Neylu’l- Evtâr, IX. 23.
1208
bn Ruşd, Bidâyetu’l- Muctehid, II. 345-346; Zurkânî, Şerhu’z-Zurkânî, III. 111. Şâtıbî de şu
değerlendirmeyi yapmaktadır: “Allah Tealâ meyteyi yani usûlüne göre boğazlanmadan ölmüş
hayvanı haram, usûlüne göre boğazlanmış hayvanı da helâl kılmıştır. Boğazlanmış bir hayvanın
karnından ölü olarak çıkan yavrunun hükmü, bu iki esas arasında kalmakta ve her iki tarafın da
hükmünü alabilecek durumdadır. Vaziyet böyle iken Resûlullah (s): “Yavrunun boğazlanması,
annesinin boğazlanmasıdır” buyurmuş ve yavrunun annesinin bir parçası sayılması tarafını, onun
müstakil bir varlık olduğu tarafına tercih etmiştir”. Şâtıbî, Muvâfakât, III. 36.
1209
bn Ruşd, A.g.e., II. 345.
1210
Zencânî, A.g.e., s. 364-365.
1211
Kâsânî, Bedâiu’s- Sanâi‘, V. 42; Şevkânî, Neylu’l- Evtâr, IX. 23.
1212
Serahsî, el-Mebsût, XII. 6. Serahsî, ayrıca brahim en-Nahaî’nin “Bir canı kesmekle, iki can
kesilmiş olmaz”
dediğini nakletmektedir. el-Mebsût, XII. 7. Ayrıca bn Ebî Şeybe de, Ebû
Hanîfe’nin annenin boğazlanmasının, yavrunun da boğazlanması anlamına gelmediği şeklindeki
görüşüne yer vermektedir. Bkz. bn Ebî Şeybe, Musannef, VII. 288 (no. 36150).
Dostları ilə paylaş: |