61
37 figürden oluşmaktadır. Şematik olmasından daha çok çizgisel olan resimlerde
geyikler ve dağ keçileri öne çıkmaktadır. Bir kaya üzerinde yer alan kompozisyonda iki
dağ keçisi karşı karşıya çizilmiştir. Olasılıkla bir liderlik mücadelesi canlandırılan
sahneyi uzaktan seyreden bir insan figürü de bulunmaktadır. Az sayıda olan insan
figürleri hayvan figürlerine göre çok daha şematiktir. Birkaç sahnede hayvanların
avlanması ve tuzağa düşürülmesi konusu işlenmiştir. Bunlardan birinde elinde sopa ile
keçilere saldıran insan figürü yer almaktadır. Diğerinde ise büyük boynuzlu yaşlı bir
keçiye saldırır durumdadır. Bir diğer sahnede ise keçi açılan tuzağa doğru yaklaşırken
gösterilmiştir.
Söke ovasındaki Bafa Gölü’nün kıyısında yer alan antik Herakleia Kenti’nin yaslandığı
(Beş parmak) Latmos dağında çok sayıda kaya resmi bulunmuştur.
90
Doğal etkenler
nedeniyle yıpranmış olan resimlerin sadece dörtte biri anlaşılabilecek kadar
korunmuştur. Bulunan resimlerde (demir oksit) kırmızı rengin kullanıldığı
görülmektedir. Latmos Dağı’nın birkaç yerinde bulunan resimlerden sadece Balıktaş
kaya levhasının resimlerinde kırmızının yanı sıra sarı da kullanılmıştır. Resimler
kayanın doğal aşınmasıyla oluşmuş olan niş benzeri çukurlara yapılmıştır. Niş kenarları
bir nevi resim çerçevesi olarak kullanılmıştır. Bu nişler insan figürleri el motifleri ve
çeşitli bezeme motifleri ile doldurulmuştur.
Avrupa ve Anadolu mağara resim sanatından farklı olarak Latmos kaya resimlerinde
ana konuyu insan oluşturmaktadır. Burada yarıdan fazlası kadın olan 500’den fazla
insan figürü tespit edilmiştir. Ancak burada insanlar günlük yaşama ait sahnelerde değil,
grup halinde resmedilmişlerdir. nsanlar ikili ve daha fazla kişiden oluşan gruplar
halindedirler. Süs motiflerini çoğunlukla meander, nokta ve çizgi dizileri ve el baskıları
oluşturmaktadır. Resimler rastgele değil, belli bir düzen içinde yapıldıkları hissini
uyandırmaktadır. Peschlow’un tespit ettiği üzere, Latmos resimlerinde natüralist ve
stilize olmak üzere iki üslup dikkati çekmektedir. Natüralist üslupta yapılan insan
figürlerinin hatları yumuşak geçişlidir. Profilden gösterilen kadın figürlerinin kalçaları
abartılı şekilde yuvarlatılmıştır. Stilize üslupta ise figürler daha çok geometrik çizgilerle
90
Peschlow-Bindokat 1996; Peschlow-Bindokat 1998, 13 vdd.; Peschlow-Bindokat 2000, 125-128;
Peschlow-Bindokat 2003; Peschlow-Bindokat 2005.
62
yapılmışlardır ve özellikle başların iki yandan zikzaklı bir çizgiyle bazen de T biçiminde
sona erdiği görülmektedir. Her iki stilde de erkek figürler cepheden, kadın figürler
profilden resmedilmişlerdir. Stilize üslupta erkek figürlerinin kolları dirsekten yukarı
doğru kıvrıktır ve eller bazen üç, bazen beş parmaklı olarak çizilmişlerdir. Bacaklar ise
iki yana açık kalın olarak betimlenmiştir. Erkeğe doğru dönük olan kadın figürlerinin
vücutlarının üst kısmı uzundur. Gövde üzerinde göğüs olması muhtemel iki kısa çıkıntı
ileri doğru uzamaktadır. Kadın figürlerinin en belirgin özelliği çeşitli bezemelerle
süslenmiş olan dolgun kalçalarıdır. Bu bezemeler olasılıkla giysinin dokuma desenlerini
ifade etmektedir. Bacakların uzunluğu ve duruşu figüre göre değişmektedir.
Latmos resimlerinde aynı konunun sürekli tekrarlandığı görülmektedir. Farklı iki
üslupta da aynı konu işlenmiştir. Ana konu kadın-erkek ilişkisidir. Bu resimlerde aile ve
ailenin sürekliliği genel anlamda ise bereket konu edilmiştir. Kaya resimlerinin
bulunduğu yerlerde herhangi bir tarihleyici malzeme ele geçmemiştir. Resimlerden yola
çıkarak buralarda olasılıkla bahar şenlikleri, evlilik törenleri ve dinsel törenler yapıldığı
sonucuna varmak mümkündür. Resimlerde görülen el baskıları da törenlere katılan
kişilerle ilgili bir işaret olmalıdır. Göktepe resmi düğün törenlerinin yapıldığı fikrine en
uygun resimdir. Kayanın bulunduğu doğal çevrede bir tören için uygun bir alan ile
çevrilidir. Göktepe resmi kayanın doğal sınırlandırmaları takip edilerek üç bölüme
ayrılmaktadır. En üst bölümde çiftlerden oluşan grubun içerisinde ortada yanında el izi
bulunan kadın figürü vücut hatlarıyla neolitik heykelcikleri hatırlatmaktadır. Orta bölüm
ise yan yana sıralanmış kadınlı erkekli figürlerden oluşmaktadır. Bu bölümün hemen
altında kenarları boyayla çerçeve içine alınmış doğal bir niş içerisinde olasılıkla bir çift
bulunmaktadır. Resimlerin en dış kenarında şematik üslupta bir kadın, iki el ve iki adet
kare çizimi görülmektedir. Olasılıkla burada bir düğün sahnesi işlenmektedir ve ortada
yer alan niş içinde kutsal evlenme canlandırılmıştır.
Karadere kaya resminde ise tamamen farklı bir konu dikkati çekmektedir. Mağaranın iç
kısmı doğal bir kutsal alan görünümündedir. Resim mağara girişinin yan duvarına
birbiriyle kesişmeyen, yan yana sıralanmış 13 figürden oluşmaktadır. Farklı büyüklükte
ve yükseklikteki figürler kompozisyonun tekdüzeliğini kırmakta, resme hareket
katmaktadır. Bunlar sekizinci figür hariç cepheden gösterilmiş olasılıkla uzun giysili
63
erkek figürleridir. Sekizinci figür ise, olasılıkla bir hayvanı temsil ediyor olmalıdır.
Kompozisyonda dördüncü, yedinci ve onuncu figürler dolgun gövdeleri ile öne
çıkmaktadırlar. Dördüncü figür gerek diğer figürlerden daha yukarıda yapılmış olması,
gerekse daha özenli çizimiyle dikkati çekmektedir. Figürlerin başlarında yer alan T
ş
ekli, boynuzlu başlıklar olmalıdır. Peschlow’un yorumuna göre bu figürler Latmos
dağının doruklarının kişileştirilmiş halleridir.
91
Mağara duvarlarına ve kayalar üzerine yapılmış resimler Paleolitik Dönem’den Neolitik
Dönem’e hatta bronz çağına kadar geniş bir zaman dilimine yayılmaktadır. Avrupa
mağara sanatında olduğu gibi Anadolu’da da resimlerin süsleme amacı ile görülebilecek
yerlere yapılmadıkları anlaşılmaktadır. Şimdiye kadar tespit edilmiş olan resimlerin
çoğunun yakınında bir yerleşim ya da bir zamanlar buralarda insanların bulunduğuna
dair bir kanıt ele geçmemiştir. Hatta resimler çoğunlukla ulaşılması ve görülmesi zor
yerlere yapılmışlardır. Tarihleyecek buluntu veren birkaç mağarada ise resimlerin
mağaranın en uzak köşesine yapılmış oldukları görülmektedir.
Anadolu mağara ve kaya resimlerinin figür repertuarının çoğunluğunu av hayvanları
oluşturmaktadır. En çok betimlenen hayvan dağ keçisidir, daha sonra geyik, boğa ve at
figürleri gelmektedir. nsan figürü ise resmin yapıldığı yerlerin kullanım amacına göre
çok ya da az yapılmıştır. nsan figürlerinin yoğun olarak kullanıldığı resimler daha çok
kutsal alanlar olmalıdır. nsan dışında hiçbir figür içermeyen Latmos resimleri
Peschlow’un önerdiği gibi buranın evlilik ve dinsel törenlerin yapıldığı bir kutsal alan
olması ile ilgili olmalıdır. Kars Borluk Vadisi kaya resimleri ise at, horoz, ceylan, deve
kuşuna benzer bir kuş gibi farklı figür repertuarı ile Anadolu mağara resim sanatında
farklılaşan ikinci merkezdir.
Resim örnekleri teknik açıdan incelendiğinde kazıma resimlerin boyama resimlerden
daha fazla olduğu gözlenmektedir. Tespit edilen resimler içerisinde sadece Beldibi,
Yedisalkım ve Latmos resimlerinde boya kullanılmıştır. Figür çiziminde ise natüralist
ve şematik iki üslup dikkati çeker. Natüralist üslupta figürler tüm organları ile mümkün
91
Peschlow-Bindokat 2005, 76.
Dostları ilə paylaş: |