217
maddesini yeniden meclise sunmalı ve oylatmalıdır. Yoksa gelecekte hesabını
vermekte zorlanabilir.”
464
Tezkerenin birinci maddesi Türkiye’nin yurtdışına asker
gönderme iznini içermektedir. Tezkerenin kabul edilmemesi ile Türkiye’nin ulusal
çıkarlarının korunduğu, Türkiye’nin bir işgalden kurtarıldığı savunulmuştur.
Türkiye’nin çıkarının Kuzey Irak’taki tehdide karşı askeri önlem almaya başlaması,
ABD askerlerinin Türkiye’ye kabulünün ise anayasanın öngördüğü ‘uluslararası
meşruiyet’ koşuluna bağlı olması gerektiği ifade edilmiştir.
2. Ulusal Çıkar Öğelerinin Haberlerde Yer Alış Biçimi
Sol basında Irak işgali ve 1 Mart Tezkeresi hakkında haberlerin konusunu; barış
eylemleri, hükümet ve ulusal güvenlik bağlamında Kuzey Irak ve ABD gibi konular
ağırlıklı olarak oluşturmuştur. Bu süreçte haberlerde en çok üzerinde durulan
konular Kuzey Irak ve hükümet olmuştur. Sol basında Kuzey Irak konusunda
temkinli bir yaklaşım sergilenmiş, hükümete ise genellikle negatif yönde eleştirilerle
yaklaşılmıştır. Savaş karşıtı eylemler ve gelişmeler ön plana çıkartılarak verilmiştir.
Ekonominin çok kötü durumda olduğu, ABD’nin yanında savaşa girilmesi gerektiği
yönündeki görüşler eleştirilmiş, Türkiye’nin ABD ile birlikte savaşa girmemesi,
ekonomisini ABD’ye ipotek etmemesi gerektiği üzerinde durulmuştur.
a. Türkiye’nin Bölünme Tehlikesi
Haberlerde Kuzey Irak ele alınırken, Kuzey Irak’ın olası bir savaşta hem önem
kazanacağı hem de çatışmaların büyüdüğü bir alana dönüşeceği ifade edilmiştir.
464
Orhan Erinç, Barış Ama Şimdilik, Cumhuriyet, 2 Mart, 2003.
218
Özellikle IKDP yöneticilerinin bu dönemdeki açıklamaları ve bölgedeki ülkelerin
yapısıyla eylemleri göz önüne alındığında Türkiye’nin savaşa girmesi durumunda
bir kaosa sürükleneceği, bataklığa saplanacağının altı çizilmiştir. Kuzey Irak’taki
Kürt grupların yaptıkları toplantılarda Türk askerini istemedikleri, Türk askerinin
Kuzey Irak’a girmesi durumunda kendileriyle savaşacaklarına dair açıklamalara yer
verilmiştir. Kuzey Irak konusundaki haberler yaşanan gelişmelere göre basında yer
alırken, bu konudaki resmi çevrelerden gelen görüşlere de yer verilmiştir. Türkmen
cephesi temsilcisi Orhan Ketene’nin ABD’de bir strateji kuruluşunda yaptığı
konuşmaya yer verilmiştir. Ketene’nin konuşmasında Kürt devletinin kurulmaması
için Türkiye’nin müdahale etmesini istediği, Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmemesi
durumunda Kürt devletinin kurulacağını, o zaman da Türkiye’nin Güneydoğu’sunun
gitmesinin 15 yıl sürmeyeceği görüşüne yer verilmiş ve bu “Güneydoğu 15 yılda
gider”
465
haber başlığıyla sunulmuştur. Kuzey Irak’ta özellikle Türkiye karşıtı
gösteriler ve açıklamalar kaygı verici olarak nitelendirilmekte, Celal Talabani ve
Mesut Barzani’nin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin Kuzey Irak’ı denetim altına
alacağından kaygı duyduklarını, bu yüzden bölgedeki halkı Türkiye’ye karşı
kışkırttıkları iddia edilmiştir. Özellikle Türkiye’nin bölgeye gelmesine karşı yapılan
gösterilere ve açıklamalara yer verilmekte, Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi
durumunda bölgede Kürt grupların tepkisiyle karşılaşacağının altı çizilmekte ve
Türkiye bu konuda uyarılmaktadır. Tezkerenin mecliste kabul edilmemesi üzerine,
Türkiye’nin Kuzey Irakla ilgili endişeleri resmi ağızdan verilmeye başlanmıştır.
Basında özellikle ABD yönetiminin, meclis kararının ardından Türkiye’yi Irak’ın
geleceğinde söz sahibi olmasında dışlaması ve Kürt gruplarının taleplerini daha
465
Cumhuriyet, 26 Şubat, 2003.
219
güçlü desteklemesi olasılığı üzerinde durulmuştur. Amerika’dan Türkiye’ye Kuzey
Irak’a girmemesi yönünde uyarıların geldiği, bu yüzden Ankara’nın Kuzey Irak
konusunda sıkıntıya girdiği belirtilmekte ve bu durumun Kürt grupları
cesaretlendirdiğinin altı çizilmektedir.
b. Hükümetin Eleştirilmesi
kinci konu olarak hükümete yönelik eleştiriler söz konusu olmuştur. Hükümetin
kararsız, beceriksiz, deneyimsiz olduğu tezkere konusunda uluslararası meşruiyete
bakmadan Amerika’ya Türkiye’nin kapılarını açtığı ve Türkiye’nin işgal altına
girdiği üzerinde durulmuştur. Hükümet, barış yanlısı hareketin giderek güçlendiği
bir ortamda bu kararı alarak küresel tutumlara da ters düştüğü, özellikle BM kararı
olmadan tezkereyi meclise sevk ettiği için eleştirilmiştir. Konu ile ilgili olarak
“AKP Hükümeti Mutabakatı ve BM’yi Beklemedi” “Topraklar ABD’ye Açılıyor”
“ ktidarın Sıkıntılı Oylaması” gibi haber başlıkları kullanılmıştır. Hükümetin
tezkereyi göndermekte acele ettiği, uluslararası meşruiyeti beklemediği için kendi
içerisinde çatlakların oluştuğu iddia edilmiştir. Hükümetin meclise sevk edilen
tezkerede meşruiyet ve yasallık ilkesinin dayanağını gösteremediği, kitlesel göç,
etnik, din ve mezhepsel bölünme tehdidi gerekçesine sığındığı ifade edilmekte ve
tezkerenin TBMM’de kabul edilmesi durumunda Türkiye’nin limanlarını, hava
alanlarını, demiryollarını hava sahası ve topraklarını ABD askerlerinin kullanımına
açacağını, bu denli bir askeri gücü kendi topraklarında, kendi rızasıyla kabul eden
Türkiye’nin işgal edilmiş olacağı öne sürülmüştür. ABD’nin Türkiye’nin en hassas,
stratejik ve önemli bölgelerinde konuşlandırılmaya hazırlandığı iddia edilmekte ve
Dostları ilə paylaş: |