54
Mak ve arkadaşları
[84]
18-60 yaş arası 30 hastada yaptıkları çalışmada; supraklaviküler
blok uygulamışlar ve ilaç olarak da %0,375’lik bupivakainden 0,5 ml/kg kullanmışlardır.
Çalışmada bloğu nörostimülatör ile yapmışlar, blok sonrası diafragma paralizisini ve
pulmoner fonksiyonları değerlendirmişlerdir. Sonuç olarak da, bloğun uygulandığı aynı
tarafta %50 hastada tam diafragma paralizisi, %17 hastada ise diafragmada kısmi paralizi
saptamışlardır. Kısmi ya da tam paralizi gelişen hastalarda da oksijen satürasyon düşüklüğü
ve semptomlara rastlamamışlardır. Bu sebepten de oluşan tek taraflı diyafragma paralizisinin
klinik olarak önemli olmadığını vurgulamışlardır.
Biz de çalışmamızda 40 hastaya supraklaviküler blok uyguladık ve hastalarımızda
desatürasyon, pulmoner komplikasyonlar veya sempomatik bulgulara rastlamadık.
Dolayısıyla bizde, yapılan diğer çalışmalarda olduğu gibi tek taraflı diafragma paralizisinin
klinik olarak önemli olmadığını düşünüyoruz.
Çalışmamızda duyusal ve motor blok sürelerinin, ayrıca da postop analjezi süresinin her
iki grupta da yeterli olduğu sonucuna vardık.
Çalışmamızda hemodinamik parametrelerde ve periferik oksijen satürasyon değerlerinde
her iki grup arasında anlamlı farklılık olmadığını gördük.
Duyusal blok başlama süreleri incelendiğinde Cox ve arkadaşlarının
[81]
0.4 mg/kg % 0.5
levobupivakainle yaptıkları supraklavikuler brakial pleksus bloğunda duyusal blok başlangıç
zamanı 7±6 dk olarak bulunmuştur.
Bizim çalışmamızda da grup LF’de 12,5±4,37 dk iken,
grup LSF’de 15,75±9,36 dk bulundu. Bu değerlerde istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmadı.
İlave ettiğimiz fentanil, duyusal blok başlangıç zamanında kısalma yapmamıştır.
Tam duyusal blok oluşma süreleri (cerrahi kesiye yanıtsızlık) incelendiğinde grup LF’de
36,25±12,13 dk iken, grup LSF’de 33,25±13,21 dk bulundu. Bu değerlerde istatistiksel ve
klinik olarak anlamlı fark bulunmadı. Urbanek ve arkadaşlarının
[85]
yaptığı 20 ml % 0.5
levobupivakain ile yaptığı çeşitli brakiyal pleksus bloklarında, tam duyusal blok oluşma
sürelerini 24 ( 18-30) dk olarak tespit etmişler. Bizim çalışmamızda bu değerlerle uyumludur.
Eklenen fentanilin bu süreyi kısaltma etkisi saptanmamıştır.
Motor blok başlama süreleri incelendiğinde, grup LF’de ortalama motor blok başlama
süresi 5,30±2,155dk iken, grup LSF’de 7,50±5,960 dk tespit edildi. Bu değerlerde istatistiksel
ve klinik olarak anlamlı fark bulunmadı. Yapılan çalışmalarda
[81, 86]
0.4 mg/kg % 0.5
55
levobupivakainle yaptıkları supraklavikuler brakial pleksus bloğunda motor blok başlama
süresi 9±17 dk bulunmuştur. Bizim çalışmamızda
bu süre ile uyumludur, eklenen fentanil
motor blok başlangıç zamanını anlamlı olarak kısaltmamıştır.
Motor blok oluşma sürelerine seviyeler (omuz, dirsek, bilek, parmaklar) açısından
bakıldığında; omuzda iki grup açısından da farklılık olmadığı gözlendi ( p>0,05) . Dirsekte
10. dk Grup LF’de de tam blok varlığı 13 (%65) hastada grup LSF’den 6 (%30) istatistiksel
olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p<0.05). Ancak klinik açıdan bir özellik ifade
etmemiştir. Bilek ve parmaklar seviyesinde Grup LF ve Grup LSF’nin 20. dk Bilek-Parmaklar
Motor blok varlığı dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmiştir
(p=0,034). Grup LF’de tam blok varlığı 6 (%30) hastada grup LSF’den 1 (%5) istatistiksel
olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Grup LF ve Grup LSF’nin 30. dk Bilek-
Parmaklar Motor blok varlığı dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık
gözlenmiştir. (p=0,047) Grup LF’de tam blok varlığı 10 (%50) hastada, Grup LSF’den 4
(%20) istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Ancak klinik açıdan bir
özellik ifade etmemiştir.
Çalışmamızda operasyon süreleri,
motor blok geri dönme zamanı, motor blok toplam
süreleri açısından da her iki grup arasında anlamlı fark bulunmamıştır ( p>0,05). Grup LF’de
motor blok geri dönme zamanı 11,08±2,49
saat iken
,
grup LSF’de 12,22±2,79 saat tespit
edildi. Motor blok total süresi ortalaması Grup LF’de 15,75±1,75 saat iken, grup LSF’de
15,82±2,73 saat tespit edildi. Yapılan çalışmalarda
[81, 85, 87]
motor blok dönme zamanı
14,1±4,1 bulunmuştur. Bizim çalışmamızda da benzer sonuçlar bulunmuştur, eklenen fentanil
blok süresini etkilememiştir.
Postop duyusal blok geri dönme süreleri ise, grup LF ’de 11,35±2,15 saat iken, Grup
LSF’de 12,18±2,82
saat bulundu. Bu değerler istatistiki açıdan anlamlı olmayıp, süreler
literatürle uyumludur. Yapılan çalışmalarda
[81, 85, 86, 87, 88]
blok zamanı 14,8±4,1 olarak
bulunmuştur. Bizim çalışmamızda bu sonuç ile uyumludur. Eklenen fentanil blok zamanını
uzatmamıştır.
Grup LF ve Grup LSF’nin postop analjezik ihtiyacı zamanı ortalamaları arasında
istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmemiştir ( p>0,05). Grup LF ’de 11,35±2,15 saat
iken, Grup LSF’de 12,18±2,82 saat bulundu. İlham
[86]
2008’ de yaptığı benzer çalışmada;
postop analjezi ihtiyacı zamanını levobupivakain grubunda 16.58 saat olarak tespit etmiştir.
56
Bizim çalışmamızda bu süre daha az bulunmuştur. Biz bunu grup LSF’de levobupivakaine
eklenen 1ml lik serum fizyolojik (SF) sonucu olduğunu düşündük. İlave edilen SF lokal
anesteziğin pH’sını değiştirerek ve dilüsyon sağlayarak analjezik ihtiyacı zamanını kısalttığı
sonucuna vardık.
Çalışmamımızın esas amaçlarından biri postop analjezi süresinin fentanil ekleyerek
uzatılmak istenmesidir. Ancak postop analjezi sürelerine bakıldığında fentanilin böyle bir
etkisini saptamadık.
Grup LF ve Grup LSF’nin Postop VRS değerleri sıfır bulunmuştur.
Grup LF ve Grup LSF’nin Postop memnuniyet puan dağılımları aynı bulunmuştur.
Çalışmamız sonunda 1 hastada hematom tespit edildi. Soğuk uygulama ve baskı yapılarak
hasta takibe alındı. 4., 8., 12. ve 24. saatlerdeki takiplerinde de hematomun gerilediği tespit
edildi. Bunun dışındaki hiçbir hastada horner sendromu, ses kısıklığı, pnömotoraks, nöropati
ve fentanile bağlı oluşabilecek (hipotansiyon, sedasyon, bulantı, kusma, kaşıntı) yan etkiler
gözlenmemiştir.